EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.
Arkadaşlar haydi tartışalım az çok demeden fikrinizi beyan ederseniz sevinirim. Sizlerin düşüncelerini merak ediyorum. Biraz Uzun yazdım okuma zahmetinde bulunanlara teşekkürler.
Konu:
Bence Demokrasinin ilk çıktığı günden günümüze kadar adaptasyona ve değişime nasıl uğradı ise yine aynı şekilde zamanının geldiğini düşünüyorum.
Ülkemizde demokrasi 23 Nisan 1920'de Sinop milletvekili Şerif Bey'in konuşmasıyla açılarak egemenlik milletin eline geçti. Yine aynı gün atam “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Dedi. Yaklaşık 121 yıl önce atılan demokrasi adımı günümüzde cıvığı çıktı. kısaca oy çokluğum varsa her istediğimi (isteseniz de istemeseniz de) yaparım . Yani çoğunluğun azınlığa tahakkümü ,zorbalığı diyebiliriz. Şimdi ülkemizde cıvığı çıkmış olan bu durumun dünyadaki diğer ülkeler de de gerçekleşmesi mümkün yani neredeyse çoğu yerde olabilirliği olan bir durum başa kötü( biraz sert oldu) biri gelirse, niyetinde başarılı da olursa, bu sıkıntıları onlarda yaşayabilir. Hiçbir yerde halkın egemenliği ya da hükümdarlığı var olamıyor Popper‟in deyimiyle, bürokrasinin ya da bürokratın daha doğrusu bir çıkar grubunun hâkimiyeti ortaya çıkıyor.
Gel Gelelim Demek İstediğim Konuya:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir anlayışı, artık teknolojinin varlığı sebebiyle milletin elinde çok daha fazla olabileceğinden dolayı şu anda milletin elinde maksimum seviyede değil . Ben diyorum ki maksimum yapılabiliyorsa hemen yapılmadır aksi halde bizim gibi ülkelerde kötü yönde gidiş başlar. Çünkü(bu konuya çok girmek istemiyorum) diğer devletler tarafından sıkıntılara uğrayan ve hep uğrayacak bir ülkeyiz. Bizim yönetimimizi zora sokmak için hep uğraşacaklardır Anlatmak istediğimi bir önceki cümlelerden anlayamayanlar için temelinde yatan düşünceyi çok basitçe şöyle anlatayım :
Karabük’ten(?) İstanbul’a en hızlı at ile 2 günde gidebildiğin zamanda 2 günde gitmek en hızlı şekilde gitmektir. Fakat otomobilin kullanıma geçmesi ile artık at ile yolculuk etmek zamandan fazlasıyla kayıptır . egemenlik de bu şekilde artık egemenliğimizin iplerini milletçe kendi elimize eskisinden daha fazla alabiliriz. O yüzden bunu bildikçe şu anda elimde değil diye hissediyorum ve elimize almalıyız diye düşünüyorum.
Milletvekili ve bürokratların var olmasının böyle bir gereksinimin ortaya çıkmasının bence temelde 2 sebebi var
1-Milletvekilleri: ülkenin 4 bir yanında yaşayan insanların düşüncesini görüşünü her zaman dinleme imkanı olmadığından dolayı ortaya çıkmış. yani bu insanların toplandığı bir ortam düşünelim adına meclis diyelim. 500 bin nüfusunda bir ülkenin her vatandaşının kendi ülkesinin yönetim şeklini devlet refleksini veya devlet politikasını şekillendirmedeki fikir ve düşüncelerini mecliste tek tek her zaman anlatamayacakları için sen kendi vekilini seçiyorsun o seni bu mecliste temsil ediyor .
2-Bürokratlar: Herkes her konuda fikir sahibi olamaz . belirli konuda fikir sahibi olanlar o konuda bürokrat oluyor
Şahsi düşüncem 1700’lerden itibaren 5 yıl öncesine kadar, gelişmiş ülkelerde egemenliğin kayıtsız şartsız millette olabileceği, herkesin eşit hakka sahip olabileceği en doğru yönetim biçimi günümüz demokrasisidir. Ama artık bana göre en doğrusu değildir. Çünkü artık internet var. Teknoloji sayesinde twitter(kullanmıyorum) gibi internette herkes fikrini beyan edebiliyorsa bu ciddiye alınması gereken bir konu. Dünyanın çoğu yerinde demokrasi şöyle gerçekleşiyor:
önüne sunulan adaylardan sen iyisi ile kötüsü ile diğerlerine kıyasla birini seçiyorsun ve onu vekil atıyorsun. Sizce bu arkadaş seni en iyi şekilde temsil ediyor mu ? diğerlerine kıyasla evet ama bir, sen etmiyor. Örnek(!!!) olarak şu anda oyumu diğer partilere kıyasla muharrem inceye veririm . Ama muharrem ince beni en iyi şekilde temsil etmiyor sizi en iyi şekilde siz temsil edersiniz .
Öncelikle kendi düşüncelerimin gerçekleşebilmesi için o ülkede internet kullanımı her kesim tarafından büyük oranlarda olmalı teknolojiye adapte olmuş ülke olması gerekmektedir. Ve vatandaşın kendine ait bir fikrinin olabilmesi ve bu fikirden dönebilmeyi de öğrenmesi gerekmektedir. Bunu Biliyorum ve Bu Metni bunun olabilme ihtimalinin olduğu için yazıyorum. yapmaya kalkacaklar çok zorlanacaklar. Çok engeller çıkacak karşılarına. Kimse yetkilerini yani koltuğunu bırakmak istemeyecek ama yaparlar ve başarılı da olursa doğru olan bana göre artık bu olduğu için atamın ki gibi kısa sürede çağın ötesine gidebileceğimize inanıyorum nedense :)
Teknoloji İle İç içe olmuş Bir Demokrasi anlayışı nasıl Olabilir ????
Bence
- Teoride bütün yurttaşlar kendilerini az çok ilgilendiren konularda herhangi bir mecliste oy verme ve fikrini söyleme hakkına sahip anlayışı ile
- internet ile halkın eleştirdiği meclisin baktığı veya bakmadığı kişinin gündelik veya gelecek planlı yaşamını etkileyen konularda söz sahibi direk 1. Ağız olabiliyorsa olmalı.( Olamıyorsa vekiller cumhuriyet bizi temsil etmeli. ama olabiliyorsa seni en iyi sen temsil edersin diyorum. )
- Vekiller bakanlar bürokratlar cumhurbaşkanı kalıp sadece devlet refleksinde kritik durumlarda halkın bilincinin yerinde olmadığı durumlarda yönetimi devralarak diğer mevzular kısıtlanıp internet ile halkın egemenliğine acaba geçebilir mi ?
Ama
- Kendi halinde köyde evini ekmeğini düşünen bir bey amcaya, şehirde daha çok hükümet problemi ile karşı karşıya kalan vatandaş kadar yetki verilmemeli. ( bu olay, demokraside mümkün olamaz diyenler . sırf 18 yaşının altında diye bir gencin kendi kaderini(kısacası) belirleyememesi gibi bir anlayış nasıl varsa(yanlıştır doğrudur bilemem). millete bu sorularak milletin kararına göre böyle bir anlayışta olabilir )
- Onun yaşadığı köye Suriyeli yerleşip canını sıkıyorsa yahut mazotunu pahalı almasına sebep sağlıyorsa o amca Suriyeli politikasında düşüncesi oy niyetine geçmeli.
- Yani yönetimde yer almayı isteyenlerin fikirleri şu anki bakanın ne kadar değerli ise o kadar değerli olmalı .
Örnek olarak öğretmenlerin, eğitim sistemi nasıl olmalı konusunda düşünceleri var. Eğitim konusunda meclis Öğretmenlerden de oluşmalı. fikirleri şu an ki demokraside olduğundan çok daha ciddiye alınmalı diye düşünüyorum. Tamam baştaki faydalı bir karar çıkartabilir. Ama ona ve onu denetleyenlere geleceğimizi emanet etmeye ne gerek var. Kendi ideolojisini benimseyen insan başka insanların düşüncesini ne kadar dinlese de az çok kendi bildiğini yapıyor. Onu denetleyen adamın da kendi düşüncesi ve o kanunları yazan adamın veya meclisin de kendi düşüncesi var . yani ne 1 bir bakan ne bir meclis ne bir anayasa herkesi her zaman temsil(ifade) edemiyor. Sen oyunu vermelisin bu tarz konularda olursa olur olmazsa olmaz.
Çok basit bir örnek daha vereceğim. Kapalı kadınların her yerde işe girmesini istiyorum bunu tek sağlayabilecek muhafazakar parti diyelim. Ama Peygamber efendimizin hayatının bütün okullarda zorunlu eğitim olmasını istemiyorum(çünkü inanmayan vatandaşımız da var). Bunu da sağlayabilecek başka bir partinin eğitim bakanı. Bu iki konunun yönetimine tek veya birden fazla bir oluşum bakıyor (parti, başkan meclis veya kurumlar ) bu konuda hem kapanan arkadaşların işe girebileceği hem de peygamber efendimizin hayatını zorunlu kılmayacak birini (parti, milletvekili, aday) bulmak yerine millete bırakalım. Bize dayatılan olmasın millet ne istiyorsa o olsun anlayışındayım . Şimdi demokrasinin başına doğru insanlar geçtiğinde böyle bir sorun ortada kalmıyor ama her zaman doğru işlenemiyor ve her zaman doğru işlenmeyecek. Diyeceklerim bu kadar.