Kaydol
Giriş

supermanprime

E***** U****
Jedi Guardian
Kocaeli/İzmit
Ocak 2019
TİŞİKKİRLİR SİPİRMİN.
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Beğendiği gönderiler
cobblepot Jedi » Sosyal » İtiraf
1.5-2 sene önce civarı 4 yakın akrabamı (baba da) dahil kaybettim ve hepsi 3 ay içinde oldu. Mental olarak artık insan ve diğer herşeyi kaybetme korkusuyla kendimi aşırı kasıyorum sürekli düşünmekten artık yoruluyorum baya 2-3 km koşmuş kadar stress binio üstüme atlatmk için spor dahi bir çok aktivite yaptım ailemle daha çok vakit geçirdim kafamı dağıttım tek olmadıkça ama gece gene tek odana girip yatağa yattığında ezanı duyana kadar tavanı izletio bu tür şeyler. Geçende açtığım konu da çok yardımınız oldu gerek tavsiyeler gerek aktiviteler şuan sosyalliği abartman farklı şeylere odak vererek bunu atlatmaya çalışıyorum gece gece bi içimi dökeyim dedim İyi geceler zqwqz.
Gizlenen 8 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Başın sağ olsun, aynısını ablam dedemi kaybettiğimizde yaşamıştı ki onun sadece 1 kişide bile bu kadar kötü olmuştu, senin 4 tane yakın akraban.. Allah yardımcın olsun, bu konuda nasıl bi tavsiye verilir bilmiyorum, çoğumuzda var o korku, sevdiklerini kaybetme korkusu. Düşünmemek tek çare olabilir buna, o da çok zor gerçekten, belki psikoloğa başlarsan yardımcı olabilir. Ablam psikologla biraz daha rahatladı
Bigfrizzyhead Sağ ol senin de başın sağolsun zor durum ama psikoloğa gitmeyi istemiytorum atlatmasıda kolay değil garip bi şekilde düşünmemeye çalıştıkca aklıma cıkıo
cobblepot yani biz ablamin panik atagi duzelsin diye kedi sahiplenmistik (biraz kedi sahiplenmek icin bahane ariyor gibi olmus olabilir) ama gercekten iyi gelmisti, kedi sahiplenmekte zor bi sey gerci
Başın sağolsun, Allah sabırlar versin.
Officer_K dostlar sağolsun teşekkür ederim
Başın sağolsun, empati yapmaya bile korkuyorum, çok ama çok sabır, çalışıyorsun eğer belki günün temposu kafanı dağıtmanda yardımcı olabilir.
ilkerozalp öyle baba kısmı kayıp derken ölüm değil boşanma diğer 3 akrabam ölüm ama gözümde oda artık hayatımda olmadığı ve baya bir süredir konusmadığım görmediğim için aynı kefede benim için
cobblepot sana bir tavsiye vermemi istersen babanla görüş derim. Haklı haksız hiç birşeyi sorgulamadan tavır almadan bunu yapmani öneririm. Aileler bosanabilir bence çocuklar bu yüzden bir tarafa tavir almamali. Yüzde 100 haksız olsa dahi.
Vader arada görüşüyorum küçük kardeşim var onunla görüştürüyorum ne kadar haksız olsada bir kez geliyoruz empati en azından kendi cocuklarını görmüş oluyor ama dağılmasınıda istemezdim
cobblepot şöyle düşün. Yüz karartıcı bir suç içleseydin ve hatta cinayete karışsaydın katil olarak yargılansaydın baban öylece seni bırakıp tavır mı alırdı yoksa elinden geleni yapar mıydı?
Vader gitmezdi, haklısın bi şekilde hala bi şeyleri elimden geldiğince arada tutuyorum
Officer_K Jedi Warrior » Sosyal » Genel
Arkadaşlar iyi akşamlar, ben yine bir soru soracağım.

1-)Dünyada kötülük neden var? İnsanlık tarihinde çekilen acılardan yola çıkarak aslında bu soru hep kafama takılır. Açlıktan ölümler, Mental hastalıklar, cinayetler... Bu kadar ağır olanlar da değil çok hafif denilebilecek şeyler bile işte gönül kırmalar, yalan söylemeler, başkaları yanında küçümseyip dalga geçmeler, dedikodu vs...

2-) İlk söylediğim şeylerin içinde, tabiri caizse kötülüğün göbeğinde yaşayıp anlamsızlığa düşen oldu mu? Anlamsızlıktan kastım şu aslında. Sorgulama noktasına gelip her şeyin anlamsız gelmesi. Neden kötülük var veya içinde bulunduğum şeyi neden yaşıyorum düşüncesi. bunu arabeskvari açıdan düşünmeyin. "Bu bana yapılır mı ulannn" bu şekilde düşünmek değil. Sadece anlamsız gelmesi aslında.

3-) ikinci soruya cevabınız evetse ve bu neden arama durumu sizi rahatsız ediyorsa bu durumdan çıkmak için neler yaptınız veya yapmayı planladınız?


Kendi hayat görüşünüz, inancınız, hayat tecrübeniz vs. ne varsa bunlardan yola çıkarak bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz? Yorumlarınızı okumak isterim.

Umarım kötülükten olabildiğince uzak ve çok iyisinizdir.
Gizlenen 11 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
1) Dünya böyle bir yer yapacak bir şeyimiz yok 2) her zaman 3)bir şey yapmıyorum yapacak pek bir şey yok sanırım olsa bile bu geçici bir cevap olurdu muhtemelen .

dünyadaki kötülüklerin sınırı çok fazla olduğu için ne yaşabileceğimizi tahmin etmemiz de bazen zor oluyor . eninde sonunda kötülükle karşılaşacaksanız bu dünya böyle bir yer
Bana kalırsa her şey bakış açısı ve yorumlama ile alakalı. Daha detaylı açıklayacak olursam, şöyle: Bildiğimiz her şeyin bir insan yorumlaması olduğunu düşünürüm. Baktığımız ve bildiğimiz her şey, bizim yorumlamalarımızla oluşur. Burada şunu diyebilirsin: Örneğin, ağlamak aslında gülmek de olabilir, neden olmasın? Sadece çoğunluk öyle dedi diye mi? Bir bardak, bir tabak, bir sigara, bunlar bir kedi ya da köpek için ne anlama geliyor mesela? Evren hakkında bildiklerimiz, yine bizim gözlemlerimiz ve yorumlarımızla sınırlı. Bildiğimiz her şey, bizim söylediklerimizle sınırlı. Renkler, sadece bizim görebildiklerimizle sabit.

Ana konuya dönecek olursak, kötülük neye göre kötülük? Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü. Bir deli sadece toplum kurallarına uymadığı için delidir mesela deliliğin belli bir tanımı yoktur ve bu birçok duruma uyarlanabilir. Çok yalan söyleyen bir insan yalan söylemeyi kendince doğru olarak belirlemiştir. Başkalarını yanında küçümseyen biri, geçmişte çok küçümsendiği için bunun yapılması gerektiğini kendisine kodlamıştır.

Son olarak bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyor çünkü bildiğim/bildiğimiz her şey yine bizim yorumlarımızdan ve deneyimlerimizden ibaret bu yüzden hiçbir şeye tam anlamıyla kesin bakamıyorum ve açıkçası bu durumdan çıkamıyorum.
"Good and bad are fairytales. We have evolved to attach an emotional significance to what is nothing more than the survival strategy of the pack animal. We are conditioned to invest divinity in utility. Good isn’t really good, evil isn’t really wrong, and bottoms aren’t really pretty. You are a prisoner of your own meat."

Sherlock S04E03 alıntı.

Dizi sitesindeyiz uygun bir alıntı ile cevaplamak istedim. Bence iyi de kötü de sosyal toplum içerisinde varlığı sürdürebilmek için bir yorumdan ibaret. Kendi fikirlerinizle oluşturduğunuz veya dışarda olan bitene çıkarımda bulunarak çoğunlukla da faydacılık esasıyla bakarak iyiyi kötüyü insan soyut bir şekilde oluşturuyor, yani bir gerçek değil bu konuda yapılan yorumlamalar. Bilincin ilerlemesi ile birlikte yaşamamız esnasında oluşan bir kavram iyi ve kötü. Bu yorum da yine bu işin bana göresi.

İnsanın da genel olarak yaşadığımız evrenin de genel olarak yapısının vahşi olduğunu, dehşete düşüren gerçekleri kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.
egoysaegoamk seri katillerin hepsi yaptığı şeyin ne olduğunu idrak edebiliyor. Yaptığı şeyin iyi yada kötü olduğunu idrak edemeyecek nitelikte insana "deli" deniyor ve raporla sabitleniyor. Herhangi bir cezai ehliyeti de olmuyor.

Seri katiller deli değildir. Tam tersi kendisine özgüveni çok yüksek ve kendi özelliklerini test eden insanlardır. Kimsenin onları yakalayamayacağına inanırlar, bu inanışın düşüncede kalmaması kanıtlanması içinde eyleme geçerler. Bir aşamaya kadar da yakalanmazlar. Buda her cinayetlerinde biraz dikkatsiz olmalarını sağlar ve bir noktadan sonra sıkılıp kendilerini ele verirler.

Yakalansalardı zaten "seri" sıfatını alamaz sadece katil olurlardı.
Illidan Seri katilleri deliler ile aynı kefeye koymadım kral "Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü." deliler ise farklı bir örneklendirme.
Kötülük karmaşık bir konu ve birçok faktörle şekilleniyor. Herkesin bakış açısı farklı olabilir bu yüzden konuyu tartışmak da oldukça derin.. iyi ve kötü varoluşun doğal bir parçasıdır her şeyin zıttı vardır ve bu zıtlıklar hayatı anlamlı kılar. kötülüğün olmaması birçok olumlu etki yaratabilir ama aynı zamanda bazı değerlerin ve deneyimlerin de kaybolmasına neden olabilir bu durum karmaşık bir dengeyi içeriyor. kötülüğün insan doğasından bağımsız olarak varoluşun bir parçası olduğunu düşünüyorum kötülüğün zamanla var olmuş bir kavram olduğunu ve insanların varlığıyla birlikte ortaya çıktığını düşünebiliriz bazı dinler ve felsefi sistemler kötülüğün evrende bir denge unsuru olarak var olduğunu öne sürer.
kötülük gerekli
felsefe en sevdiğim konu :) kendimce şöyle açıklayayım

1-Kötülük tanımı bence insanların pozitif duygularına dayalı birşey, ve kötülük terimi insan duygu düşünceleri hesaba katıldığında ortaya çıkıyor. Mesela insan yaşamı bağımsız bir şekilde baktığın zaman insan doğar yaşar ölür bu gayet normal bir durum ama sen doğmuş ve gelişmiş olan o insana yada canlıya pozitif duygu beslersen bunun kaybında bu sana negatif olarak döner yani temelde ölüm denilen şey sevgi duyduğundan dolayı "kötü" adı altına girer yani bu önermeden ilerlersek kötü terimi pozitif duygu beslediğimiz bir şeyin yokluğu anlamına geliyor, bu kötülük terimine bencilliğide ekleyebiliriz.
Mesela 2 arkadaş düşün bunlar çok susamış, a kişisinde 2 şişe su var, 1 şişesini içse susuzluğunu orta seviyede olsa da dindirecek ve diğer şişeyi arkadaşına verse oda susuzluğunu dindirecek ancak a kişisi susuzluğunu dindirdikten sonra kendi zevki ve su içmekten zevk almak için içip arkadaşına vermezse bu a kişisi, b kişisine bencillik yapmış oluyor ve b kişisi a kişisine karşı negatif bir duygu besliyor onu kötü olarak algılıyor aslında a kişisi su vermek zorunda değil bunlar arkadaş olmasalar b kişisi a kişisine herhangi bir negatif duygu hissetme durumu da olmayacak bu negatiflik yine ilk örnekte verdiğim gibi pozitif bir duygu hissettiğin kişinin sana negatif etkisinden ortaya çıkan birşey yani kısaca kötülük tanımı senin pozitif duygular beslediğin şey ve şeylere negatif etki etmesinden kaynaklanır buradan da sorunun cevabına gelirsek insanlar bir şeye değer verdiği sürece, içimizde ki acıdan kaçma hazza yönelme dürtümüz olduğu sürece genel olarak duygularımız olduğu sürece kötülük var olmaya devam edecek.

2- Anlamsızlık bence bir duyguyu yada düşünceyi sürekli yaşayıp insanın hayatında farklı hiçbir şey olmadığında dürtülerimiz sayesinde bundan kurtulma çağrısında hissettiğimiz bir duygu. Bence anlamsızlıktan kurtulmak için nedenselliği farketmek gerek, kötülüğü farketmek nedenini görüp buna karşı hareket etmek bu karşıt hareket yapacağımız için anlamsızlık hissinide ortadan kaldırabilir, İnsan duygu ve düşünceleri var olduğu sürece kötülük olgusu olmaya devam edecek neden kötülük var diye düşünmek yerine bunu eğer imkan varsa yok etmek yada karşı gelip kendimiz için pozitif bir alan açmak daha mantıklı

3-Kendi hayat çerçevemde mantığa çok yöneldiğimden dolayı önüme çıkan negatif etkilerden dolayı anlamsızlığa düştüğümü pek hatırlamıyorum çünkü bir negatif etki olduğundan onun tam tersi zaten aklıma geliyor sorun onun tam tersini yapabilme imkanı ve bu imkanı yaratma durumu zaten bunlarla ilgilenirken anlamsızlıkta ortadan kalkıyor

Not: İlk örneğe kısa bir not koymak istiyorum insanın kendi pozitif duygularında bile kendince bir bencilliğin olduğunu düşünüyorum ve bu baya şaşırtıcı mesela bir insanın bir diğerini özlemesini pozitif olarak adlandırıyoruz iyi birşey ancak onun özlemesindeki sebep onla geçirdiği zamandaki pozitif etkilerden kaynaklanıyor aslında insan bir anlamda o kişiyi değil o kişi ile geçirdiği iyi yaşadığı zamanı özlüyor ve o iyi zaman o kişi ile bağdaşlaştığı için biz o kişiyi özlediğimizi düşünüyoruz aslında onunla yaşadığımız pozitif etkiyi özlediğimizden dolayı o kişiyi kullanmış gibi oluyoruz
"kötülük bizim işimiz"
1-) Post-modern felsefeye bakacak olursak aslında kötülük diye bir şey yok :) ama aynı şekilde iyilik de. Neticede her şey bir dil ögesi ve toplumsal olarak iyi ve kötü tamamen birbirimizin bir araya gelerek karar verdiği bir şey, tıpkı dilin kendisi gibi. Bu yüzden iyilik de kötülük de bir bakıma bağlama bağlı yani relative. Bu konuda Nietzche'nin fikirleri öncüdür. Ahlak dediğimiz şey de kötünün belirlenmesi bir bakıma ne de olsa. Yani post-modern felsefeye bakacak olursak iyilik de kötülük de biz varız diye var ve biz öyle olduğuna topluca yani konvansiyonel olarak (con bir arada venire gelmek yani convenire) kanaat getirip ahlaki kuralları koyduğumuz için var. Bu sebepten bazı olaylar kimine göre iyi iken kimine göre kötü olur, kimi gelenekler bazı toplumlara göre uygun güzel olurken kimine göre uygunsuz olur. Ben de kendim buna inanıp buna göre yaşadığımıdan böyle cevaplayabilirim. Aslında her şey yapısal dil ögeleri :)

2 & 3 -) İki soruya birden cevap vermek istedim birbirine bağlayıp. Tabii ki de, bir çok kez anlamsız geldi hâlâ da geliyor. İnsanların hiçbir şey ifade etmeyecek şeyker uğruna yaptıkları şeyleri gördükçe kanım çekiliyor iyice anlamsızlığı hissediyorum. Hele bir de iyi kötü diye bir şey yok diye gezinirsen benim gibi iyice anlamsızlığın içinde buluveriyorsun kendini :D. Ama neyse ki bu konuda da yine post-modern düşüncelerden devam edip hayatın anlamsızlığını kabul edip kendimce bir anlam yaratabileceğimi düşünüyorum. Hayatın anlamı senin için gezmek gelişmek olabilir, kariyer yapmak olabilir iyilik yapmak olabilir vs. vs. E tabi burada bir de bu anlamsızlığın getirdiği sıkıntı hali var anlamsızlık var. Burada da Camus'un "Sisifos Söylemi" güzel bir sonuç çıkartıyor. Bir kayayı tepeye her gün taşıyıp sonra aşağı düşmesini izlemek ve bunu her gün yapmakla cezalandırılan mitolojik karakter Sisifos'tan esinlenerek yazıyor bu makaleyi. Camus'a göre hayatlarımız da aynı Sisifos gibi, anlamsız bir işi tekrar tekrar yapmakla geçiyor. E buna bir çözümümüz de yok haliye o halde "Sisifos'u mutlu hayal etmeliyiz" diyor hayatın tüm saçmalıklarına ve anlamsızlığına karşı. Belki de böyle olmalıdır diyip bu şekilde devam ediyorum. Sırf yapmış olmaya çalışmak bile anlamsız bir şeyi insana heyecan katmalı. Bu şekilde düşünüyorum.
gokseleris


Eline sağlık çok güzel yazmışsın. Olay bakış açısında bitiyor demek ki. Şu videoyu atmadan edemedim nddmdjkd
Officer_K He yaşa valla tam olarak böyle hsfhsh
Hiç bir insan kötü doğmaz onu yaşadığı hayatta kötüye iten etkenlere bakmak lazım herkes anne babasıyla el bebek gülbebek büyümüyor.
ToruKMactoR abi çok iyi hayatı olup da kötü olanlar da var ama.
Mikasa gibi sevenimiz olmadığına yanarım da yanarım
Edit zamanı : Oldu beyler umudunuzu kaybetmeyin
uzaylibirhanim Sith Warrior » Sosyal » Genel
KADINLAR ERKEKLERE NEDEN BURÇLARINI SORAR?


Burç uyumuna bakmak için çünkü siz erkekler anlaşılması zor şeylersiniz biz de bunun matematiğini bununla bulmuşuz boğa burcu şöyle olur diyip o özelliği önden sindiriyoruz ki gözümüze çok batmayın. Dİ Mİ KIZLAR Dİ Mİ?1!2?!2!1
Gizlenen 25 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Cinsiyetçi bireyler kendilerini dışardan görebilseler keşke erkolar şöyle kadınlar böyle o kadar itici oluyorsunuz ki
Ne zaman bir dişil varlık burcumu sorsa şu yaşanıyor
Biri bana burcum ve yükselenimi sormuştu söyleyince sapıksın demişti 😔
Swollk gördün mü bak anlaşılabiliyo boğa mı?
DinDjarin aşşada cinsiyetçi konuşuluyo ben konuşunca mı sinirlendin BEYLER DİZİ ÖNERİN HADİ BİRBİRİNİZE :)))))))))) Şaka bi yana bu mesele gerçek bi mesele lütfen sığ sularda yüzmeyelim daha derin düşünelim?!1?2?1
Burç sormaktaki mantığın aslında şundan geldiğini düşünüyorum. Kalelerde burçlar olur mesela savunmak için hani siz de savunacağınız birinin burcunu öğrenmek istiyorsunuz ki sevdiğiniz kişiyi dışarıdaki tehlikelere karşı korumak için diye düşünüyorum. soracağınız kişinin burcu size göre iyise mesela daha iyi savunursunuz. Karşı taraf saruca sekban gibi kişilerin bilgileriyle şahi gibi toplar döktürmüşse önceden tespit edersiniz ve ona göre önlem alırsınız kalenizi savunmak için. Kale düşerse 4 puan kaybedersiniz karşı tarfın atı ve filini yemişseniz sıkıntı yok ama. Gerçi oyun sonu için daha dikkatli davranmanız lazım fillerinizi ve vezirlerinizi saklamanız lazım mat etmek için. Bu konudaki düşüncelerim bu şekilde. Hani çok da şey yapmamak lazım. Zaten üç günlük dünya, bugün varız yarın yokuz. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Bende kızlara memleketini soruyorum. Trabzon ya da Rizeliyse uzak duruyorum.
Her insan bir şekilde kendini avutuyor işte
Ya aslında evet şahsen burçlara inanmıyorum ama karakter özellikleri çok tutuyor ve bakmak da çok hoşuma gidiyor hagwhdhehd

Ama simdi sadece burca bakmamak lazımmış onu keşfettim yükselenini de öğreneceksin işte 7. Evindeki burçlarla mutlu olabilirmissin ve yusek ihtimalle ileride tanisacaginiz yerler de belli bir evde yazıyormuş falan falan... Çok başka bir alem bulmaca çözmek gibi hissettiriyor zhhejdje
elder Her burç muhabbetinde aklıma bu video geliyor :d
Beyler siz siz olun büyük konuşmayın. Yeri gelir doğum haritanıza bile baktırırsınız xd bu işler ince işler

Ayrıca bu sitede aktif takılan 2-3 tane kız var diye biliyorum zjdjdjd zamanında bi kız sosyalde kızlara soru sormuştu 1 tane bile cevap alamamıştı sonra ziyazn ile ben dalga geçmiştik djdjdjdjdkdk
Muhabbet olması için konuşulmasında bir problemim yok hatta muhabbet olsun diye birçok saçma şeyin konuşulmasına okeyim ama SADECE MUHABBET OLSUN DİYE. Fal, burç veya başka mevzuları hayatımda bir yere koyup hayatımda ona göre karar vermem. Hayatında bunları önemli bir yere koyup bunlarla karar alan kişilerle muhabbeti kesmeyi tercih ederim. O yüzden bir burç muhabbeti açıldığında konuşur ederim ama o kadar konu o muhabbette kapatılmalı fazlası zarar.

örnek burc muhabbetim;
- Burcun ne ?
+ Yay, senin ?
- İkizler, bak ne dicem yay burcu şöyle böyle mars satürne kafa attığı için bu ay bunalımdaymış.
+ AaAaAAaaaA öyle mi vay beee.

ayrıca insanlara burcu ile önyargılı bir yaklaşım BURÇCULUK mu oluyor :)

Yazdıktan sonra şunu fark ettim muhabbet edilecek başka konu yokmuş gibi sanki çok muhabbet edilmesi gereken bir konuymuş gibi fazla bastırmışım. Tabii ki de canım ülkemde konuşulacak konular bitmez ama bazen öyle saçma denk gelişler ve bir anda öyle saçma bir ortamın içinde buluyorsunki kendini ne tarihi bir konuyu tartışabilirsin ne film ya da diziyi tartışabilirsin ne bir oyunu konuşabilirsin evet ben çok içerik tüketiyorum ama bazen ortamda konu olarak kesişim noktası olmuyor sonra biri açıyor bu burç muhabbetini öyle gidiyor mevzu.
ÇöldekiKutupAyısı en son böyle muhabbet oldugunda bana dogum saatini sormustu, bende annemi ariyordum sonra napiyorum ben aq diyip bir saati salladim kafamdan ahhah Officer_K burc sormada mantik yok abi, tamamen uydurma. Ev araba kariyer yetmiyor birde burc soruyor bazilari, birakin bir yakamizi be yjjd
ziyazn burcun neydi ziya kesin ikizlersinndlöeöeölslls
iyi hoş diyosun da ya burcumuzun özelliklerini taşımıyosak o zaman nasıl yapıyosunuz
Yaz stajı için bir fabrikaya girmiştim. Ortam baya ağır sanayi devasa makineler kaynaklar dumanlar ortam havasız bir yer stajyer olduğum için öyle ortalıkda gezeliyorum, makinelerle muhattap olmadığım için elim yüzüm temiz-bir kaç gün sonra bir tane kız stajyer gelmişti (aslımda benden önce gelmiş ben geldiğimde ortalıkta yoktu 1-2 gün)
O kadar kalas olduğum için kızcağız bana bu soruyu sormak zorunda kalmıştı, muhabbet başlatmak için
ertesi gün düğün hazırlığı yapıyordum. Bu sorudan sonra biraz ileri gittim kız bana hoşcakal bile demeden gitmişti.

Benim için sadece cevaplanması gereken bir sorudur, artık. Stajyer bacılarıma sabır diliyorum, yanlış anlaşılabiliyorlar bence fazla iyi niyet göstermeyin. Erkeğe erkek gibi davranın.
Hareketleri burç endeksli değişen kişilere ayar oluyorum. Hoşlanmışsak birbirimizden burcumuz uyuşmuştur bu kadarını bilirim ben.
Burçlar yalandır.

Varan 1: Burcunu belirleyen şey o anda kuzey yarım kürede 20 derecelik açıdaki tepende olan takım yıldızıdır. Ama Dünya 1 yıl boyunca 12 değil, 13 takım yıldızından geçer. Bu da büyük ihtimalle kendi burcun sandığın burcun aslında senin burcun olmadığı anlamına gelir.

Varan 2: Burcunu belirleyen şey kuzey küreki 20 derecelik açıdaki takım yıldızları olduğundan ve bu takım yıldızları güney yarım kürede görülmediğinden bu kişilerin burcunun da kuzey yarım küredekilerle aynı olması saçmalıktır.

Varan 3: Dünya geoit şeklinde olduğundan bazı yerlerde yılın bir kısmında güney, bir kısmında kuzey takım yıldızları görülür.

Varan 4: Yükselen hesaplamasında da aynı yanlış yapılır.

Sonuç: Burçlar yalandır. Kek yalandır.
"Kadınlar erkeklere neden burçlarını sorar" sorusu, tüm kadınların bu eğilimde olduğu yönünde yanlış bir önkabul içeriyor. Bunu es geçer ve bazı kadınlar üzerinden cevaplarsak; aptallardır.
Şimdi size bi miktar yıpratayım acı gerçeklerle. Genelde bana erkekler burcumu soruyor. Ben kimsenin burcunu açıkçası merak etmiyorum ona göre de yargıda bulunmuyor. Ama hepiniz hakaretvari cevaplar vermişsiniz. Halbuki fikrinizi beyan edebilirsiniz yalın haliyle “ben saçma buluyorum” ben de saçma buluyorum. Vip sohbetindede tüm içtenliğimle bunu belirttiğim bir post var. Cinsiyetçi diyen var aptal diyen…
akrep oldugum için yok edildim şiddetle kınıyorum burçları ten rengine ırkına göre ayırmayı geçtim doğdugun aya göre ne alaka ya
ÇöldekiKutupAyısı ya bi şi dicem kesin o kız yine ben miyim?
uzaylibirhanim yok o başka biriydi hatırlamıyorum adını

Bu sitede insanlar gelirler ve giderler… kalıcı olanları hatırlarım veya iz bırakanları
Erkek arkadaşlar:
bu konuyu sağlıklı bir şekilde atlatmayı başarırsanız gerisi çok güzel olabilir :)
ancak benim gibi tahammülünüz yok ve https://evrimagaci.org/akademi/astroloji-47 buna benzer şeyler okuduysanız en baştan reddetmeniz bence normal, memleket bile hâlâ daha geçerli tahminler içerebilir, ama burçlar osuruk gibi, biraz kokar ve gider.
Kişi tanımlama ihtiyacının psikolojik tarafı da var ama açıklamayacağım, merak eden araştırır.
Hemen yargılamaksa kabul edebildiğim bir şey değil.
burçlara karşı takındığım tavır
uzaylibirhanim Sith Warrior » Sosyal » Genel
Burada daha ne kadar öleceğim?
Yeryüzüyle gökyüzünün aracısı olarak bulutu haraca kestiğiniz yerde?
Ben size alışamam.
Tehdit: koltuğunuzun bedeninizle dolmaması.
Tehdit: bir merdivenin uygunsuz konumu, gözüme saldıran güneş ışınlarında yüzünüzün yok oluşu.

Ağlıyordum, onu gönlümde isterdim ve sadece orada.
Öylesine yoksulluk, bir sevi düşünün bu kadar yayılması günlere, hiç karşılıksız…

Ağlıyorduk.
Ben bu ıslaklığı tanıyordum, düşümde böyle düşünüyordum size dokunurken.
Siz bu ıslaklığı tanıyordunuz, düşümde böyle düşünüyordunuz.

Nasıl biliyorduk, nasıl?
Her ışıltılı anın acı yükünü, ülkemizin sonsuzca yumuşayarak kuraklıktan kurtulduğunu: bu gözyaşlarının susulmuş her çığlık, beklenmiş her sevinç için, onun için bu kadar akıcı, saran ve parlak.

Delilik sevgilim, bir sözcük üzerine kurulmuyor, var olanı dürtüyor, eşeliyor, o bölgede yer ediniyor.
Bir sabah, bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle, nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla.

Onu sürükleyeceğim. Sürükleyeceğim ki açığa çıkarılamayacak, tanımlanabilir gün ve gecelere maledilemeyecek bir sevi karabasanından aldığım pay, saygısını bulsun içkin dünyasında “Ben”in.

Yaslı yüreğimin utangaç itirafı: “Sizi sevmekte ölüyorum”


Nilgün Marmara


29 yaşında intihar etmiş kadın şairlerimizden… Hiç özel bi gün de değil, canım istedi. Fazla depresif, uğruna ölünecek kadar haklı değil. Ama çoğunlukls haklıdır. Ben de siz’i sevmekte ölüyorum çünkü. Eşi vefatından sonra şöyle demiştir. “Şiir yazdığını bile bilmezdim. Kenarda köşede bir şeyler karalar dururdu. “
eşinin o sözünü ilk okuduğumda çok etkilenmiştim resmen içime oturmuştu. Kocası için “Yabancıların en yakınıydın sen!” demesi de manidar olmuş. Cidden çok üzücü, içindeki bazı duygular seni hayattan kopartacak kadar eriyip giderken 'en yakının' bunun farkında bile değil
kizirovski Bu ülkede kadınların özellikle bizden önceki jenerasyonlardaki kadınların çektikleri çok zor.

Benim annemin yaşadığı şeyler o kadar acı ki. Bazen anlatıyor inanamıyorum duyduklarıma. Hiç değer verilmemiş hiç sevilmemiş cahilken evlenmiş 17 yaşında.
Bazen bana şöyle der; 3 tane evladım var siz olmasaydınız bu dünyanın benim için bir anlamı yoktu… çok acı
ÇöldekiKutupAyısı o kadar katılıyorum ki bu yoruma... Annem Ukraynalı 18 yaşında evlenip 20 yaşında beni doğurmuş. Boşanmalarının üzerinden çoook geçti tekrar evlendi ama hala bazı yaşadıklarını aşamamış görüyorum üzerinden 15 seneden fazla geçmesine rağmen. Arada özür diler benden yaşananlar için. Ne kadar ''anne sen yapman gerekenleri, doğru olanları yaptın senin yerinde başka yabancı anneler olsa beni babama bırakır ülkesine dönerdi'' desem de belli içinde çok yara olmuş benim çocukluğum. Oysa bilmiyor ki benim için nasıl bir rol model olduğunu... Onun sayesinde ayaktayım güçlü hissediyorum... Cidden çok zor. Türk olmasan bile bu ülkede her türlü kadın olmak zor
Yukarı