Kaydol
Giriş

Dreko

Ibrahim Günenç
Darktrooper
Kocaeli/İzmit
Kasım 2023
3 vardiya çalışan bir işçiyim. söyleyeceklerim bu kadar.
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Bağlantıları
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
113 / 137
Filmler
T. Süre
2g 8sa
T. Film
27 / 50
 
Cevapladığı yorumlar
Officer_K Jedi Warrior » Sosyal » Genel
Arkadaşlar iyi akşamlar, ben yine bir soru soracağım.

1-)Dünyada kötülük neden var? İnsanlık tarihinde çekilen acılardan yola çıkarak aslında bu soru hep kafama takılır. Açlıktan ölümler, Mental hastalıklar, cinayetler... Bu kadar ağır olanlar da değil çok hafif denilebilecek şeyler bile işte gönül kırmalar, yalan söylemeler, başkaları yanında küçümseyip dalga geçmeler, dedikodu vs...

2-) İlk söylediğim şeylerin içinde, tabiri caizse kötülüğün göbeğinde yaşayıp anlamsızlığa düşen oldu mu? Anlamsızlıktan kastım şu aslında. Sorgulama noktasına gelip her şeyin anlamsız gelmesi. Neden kötülük var veya içinde bulunduğum şeyi neden yaşıyorum düşüncesi. bunu arabeskvari açıdan düşünmeyin. "Bu bana yapılır mı ulannn" bu şekilde düşünmek değil. Sadece anlamsız gelmesi aslında.

3-) ikinci soruya cevabınız evetse ve bu neden arama durumu sizi rahatsız ediyorsa bu durumdan çıkmak için neler yaptınız veya yapmayı planladınız?


Kendi hayat görüşünüz, inancınız, hayat tecrübeniz vs. ne varsa bunlardan yola çıkarak bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz? Yorumlarınızı okumak isterim.

Umarım kötülükten olabildiğince uzak ve çok iyisinizdir.
Gizlenen 11 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
1) Dünya böyle bir yer yapacak bir şeyimiz yok 2) her zaman 3)bir şey yapmıyorum yapacak pek bir şey yok sanırım olsa bile bu geçici bir cevap olurdu muhtemelen .

dünyadaki kötülüklerin sınırı çok fazla olduğu için ne yaşabileceğimizi tahmin etmemiz de bazen zor oluyor . eninde sonunda kötülükle karşılaşacaksanız bu dünya böyle bir yer
Bana kalırsa her şey bakış açısı ve yorumlama ile alakalı. Daha detaylı açıklayacak olursam, şöyle: Bildiğimiz her şeyin bir insan yorumlaması olduğunu düşünürüm. Baktığımız ve bildiğimiz her şey, bizim yorumlamalarımızla oluşur. Burada şunu diyebilirsin: Örneğin, ağlamak aslında gülmek de olabilir, neden olmasın? Sadece çoğunluk öyle dedi diye mi? Bir bardak, bir tabak, bir sigara, bunlar bir kedi ya da köpek için ne anlama geliyor mesela? Evren hakkında bildiklerimiz, yine bizim gözlemlerimiz ve yorumlarımızla sınırlı. Bildiğimiz her şey, bizim söylediklerimizle sınırlı. Renkler, sadece bizim görebildiklerimizle sabit.

Ana konuya dönecek olursak, kötülük neye göre kötülük? Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü. Bir deli sadece toplum kurallarına uymadığı için delidir mesela deliliğin belli bir tanımı yoktur ve bu birçok duruma uyarlanabilir. Çok yalan söyleyen bir insan yalan söylemeyi kendince doğru olarak belirlemiştir. Başkalarını yanında küçümseyen biri, geçmişte çok küçümsendiği için bunun yapılması gerektiğini kendisine kodlamıştır.

Son olarak bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyor çünkü bildiğim/bildiğimiz her şey yine bizim yorumlarımızdan ve deneyimlerimizden ibaret bu yüzden hiçbir şeye tam anlamıyla kesin bakamıyorum ve açıkçası bu durumdan çıkamıyorum.
"Good and bad are fairytales. We have evolved to attach an emotional significance to what is nothing more than the survival strategy of the pack animal. We are conditioned to invest divinity in utility. Good isn’t really good, evil isn’t really wrong, and bottoms aren’t really pretty. You are a prisoner of your own meat."

Sherlock S04E03 alıntı.

Dizi sitesindeyiz uygun bir alıntı ile cevaplamak istedim. Bence iyi de kötü de sosyal toplum içerisinde varlığı sürdürebilmek için bir yorumdan ibaret. Kendi fikirlerinizle oluşturduğunuz veya dışarda olan bitene çıkarımda bulunarak çoğunlukla da faydacılık esasıyla bakarak iyiyi kötüyü insan soyut bir şekilde oluşturuyor, yani bir gerçek değil bu konuda yapılan yorumlamalar. Bilincin ilerlemesi ile birlikte yaşamamız esnasında oluşan bir kavram iyi ve kötü. Bu yorum da yine bu işin bana göresi.

İnsanın da genel olarak yaşadığımız evrenin de genel olarak yapısının vahşi olduğunu, dehşete düşüren gerçekleri kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.
egoysaegoamk seri katillerin hepsi yaptığı şeyin ne olduğunu idrak edebiliyor. Yaptığı şeyin iyi yada kötü olduğunu idrak edemeyecek nitelikte insana "deli" deniyor ve raporla sabitleniyor. Herhangi bir cezai ehliyeti de olmuyor.

Seri katiller deli değildir. Tam tersi kendisine özgüveni çok yüksek ve kendi özelliklerini test eden insanlardır. Kimsenin onları yakalayamayacağına inanırlar, bu inanışın düşüncede kalmaması kanıtlanması içinde eyleme geçerler. Bir aşamaya kadar da yakalanmazlar. Buda her cinayetlerinde biraz dikkatsiz olmalarını sağlar ve bir noktadan sonra sıkılıp kendilerini ele verirler.

Yakalansalardı zaten "seri" sıfatını alamaz sadece katil olurlardı.
Illidan Seri katilleri deliler ile aynı kefeye koymadım kral "Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü." deliler ise farklı bir örneklendirme.
Kötülük karmaşık bir konu ve birçok faktörle şekilleniyor. Herkesin bakış açısı farklı olabilir bu yüzden konuyu tartışmak da oldukça derin.. iyi ve kötü varoluşun doğal bir parçasıdır her şeyin zıttı vardır ve bu zıtlıklar hayatı anlamlı kılar. kötülüğün olmaması birçok olumlu etki yaratabilir ama aynı zamanda bazı değerlerin ve deneyimlerin de kaybolmasına neden olabilir bu durum karmaşık bir dengeyi içeriyor. kötülüğün insan doğasından bağımsız olarak varoluşun bir parçası olduğunu düşünüyorum kötülüğün zamanla var olmuş bir kavram olduğunu ve insanların varlığıyla birlikte ortaya çıktığını düşünebiliriz bazı dinler ve felsefi sistemler kötülüğün evrende bir denge unsuru olarak var olduğunu öne sürer.
kötülük gerekli
felsefe en sevdiğim konu :) kendimce şöyle açıklayayım

1-Kötülük tanımı bence insanların pozitif duygularına dayalı birşey, ve kötülük terimi insan duygu düşünceleri hesaba katıldığında ortaya çıkıyor. Mesela insan yaşamı bağımsız bir şekilde baktığın zaman insan doğar yaşar ölür bu gayet normal bir durum ama sen doğmuş ve gelişmiş olan o insana yada canlıya pozitif duygu beslersen bunun kaybında bu sana negatif olarak döner yani temelde ölüm denilen şey sevgi duyduğundan dolayı "kötü" adı altına girer yani bu önermeden ilerlersek kötü terimi pozitif duygu beslediğimiz bir şeyin yokluğu anlamına geliyor, bu kötülük terimine bencilliğide ekleyebiliriz.
Mesela 2 arkadaş düşün bunlar çok susamış, a kişisinde 2 şişe su var, 1 şişesini içse susuzluğunu orta seviyede olsa da dindirecek ve diğer şişeyi arkadaşına verse oda susuzluğunu dindirecek ancak a kişisi susuzluğunu dindirdikten sonra kendi zevki ve su içmekten zevk almak için içip arkadaşına vermezse bu a kişisi, b kişisine bencillik yapmış oluyor ve b kişisi a kişisine karşı negatif bir duygu besliyor onu kötü olarak algılıyor aslında a kişisi su vermek zorunda değil bunlar arkadaş olmasalar b kişisi a kişisine herhangi bir negatif duygu hissetme durumu da olmayacak bu negatiflik yine ilk örnekte verdiğim gibi pozitif bir duygu hissettiğin kişinin sana negatif etkisinden ortaya çıkan birşey yani kısaca kötülük tanımı senin pozitif duygular beslediğin şey ve şeylere negatif etki etmesinden kaynaklanır buradan da sorunun cevabına gelirsek insanlar bir şeye değer verdiği sürece, içimizde ki acıdan kaçma hazza yönelme dürtümüz olduğu sürece genel olarak duygularımız olduğu sürece kötülük var olmaya devam edecek.

2- Anlamsızlık bence bir duyguyu yada düşünceyi sürekli yaşayıp insanın hayatında farklı hiçbir şey olmadığında dürtülerimiz sayesinde bundan kurtulma çağrısında hissettiğimiz bir duygu. Bence anlamsızlıktan kurtulmak için nedenselliği farketmek gerek, kötülüğü farketmek nedenini görüp buna karşı hareket etmek bu karşıt hareket yapacağımız için anlamsızlık hissinide ortadan kaldırabilir, İnsan duygu ve düşünceleri var olduğu sürece kötülük olgusu olmaya devam edecek neden kötülük var diye düşünmek yerine bunu eğer imkan varsa yok etmek yada karşı gelip kendimiz için pozitif bir alan açmak daha mantıklı

3-Kendi hayat çerçevemde mantığa çok yöneldiğimden dolayı önüme çıkan negatif etkilerden dolayı anlamsızlığa düştüğümü pek hatırlamıyorum çünkü bir negatif etki olduğundan onun tam tersi zaten aklıma geliyor sorun onun tam tersini yapabilme imkanı ve bu imkanı yaratma durumu zaten bunlarla ilgilenirken anlamsızlıkta ortadan kalkıyor

Not: İlk örneğe kısa bir not koymak istiyorum insanın kendi pozitif duygularında bile kendince bir bencilliğin olduğunu düşünüyorum ve bu baya şaşırtıcı mesela bir insanın bir diğerini özlemesini pozitif olarak adlandırıyoruz iyi birşey ancak onun özlemesindeki sebep onla geçirdiği zamandaki pozitif etkilerden kaynaklanıyor aslında insan bir anlamda o kişiyi değil o kişi ile geçirdiği iyi yaşadığı zamanı özlüyor ve o iyi zaman o kişi ile bağdaşlaştığı için biz o kişiyi özlediğimizi düşünüyoruz aslında onunla yaşadığımız pozitif etkiyi özlediğimizden dolayı o kişiyi kullanmış gibi oluyoruz
"kötülük bizim işimiz"
1-) Post-modern felsefeye bakacak olursak aslında kötülük diye bir şey yok :) ama aynı şekilde iyilik de. Neticede her şey bir dil ögesi ve toplumsal olarak iyi ve kötü tamamen birbirimizin bir araya gelerek karar verdiği bir şey, tıpkı dilin kendisi gibi. Bu yüzden iyilik de kötülük de bir bakıma bağlama bağlı yani relative. Bu konuda Nietzche'nin fikirleri öncüdür. Ahlak dediğimiz şey de kötünün belirlenmesi bir bakıma ne de olsa. Yani post-modern felsefeye bakacak olursak iyilik de kötülük de biz varız diye var ve biz öyle olduğuna topluca yani konvansiyonel olarak (con bir arada venire gelmek yani convenire) kanaat getirip ahlaki kuralları koyduğumuz için var. Bu sebepten bazı olaylar kimine göre iyi iken kimine göre kötü olur, kimi gelenekler bazı toplumlara göre uygun güzel olurken kimine göre uygunsuz olur. Ben de kendim buna inanıp buna göre yaşadığımıdan böyle cevaplayabilirim. Aslında her şey yapısal dil ögeleri :)

2 & 3 -) İki soruya birden cevap vermek istedim birbirine bağlayıp. Tabii ki de, bir çok kez anlamsız geldi hâlâ da geliyor. İnsanların hiçbir şey ifade etmeyecek şeyker uğruna yaptıkları şeyleri gördükçe kanım çekiliyor iyice anlamsızlığı hissediyorum. Hele bir de iyi kötü diye bir şey yok diye gezinirsen benim gibi iyice anlamsızlığın içinde buluveriyorsun kendini :D. Ama neyse ki bu konuda da yine post-modern düşüncelerden devam edip hayatın anlamsızlığını kabul edip kendimce bir anlam yaratabileceğimi düşünüyorum. Hayatın anlamı senin için gezmek gelişmek olabilir, kariyer yapmak olabilir iyilik yapmak olabilir vs. vs. E tabi burada bir de bu anlamsızlığın getirdiği sıkıntı hali var anlamsızlık var. Burada da Camus'un "Sisifos Söylemi" güzel bir sonuç çıkartıyor. Bir kayayı tepeye her gün taşıyıp sonra aşağı düşmesini izlemek ve bunu her gün yapmakla cezalandırılan mitolojik karakter Sisifos'tan esinlenerek yazıyor bu makaleyi. Camus'a göre hayatlarımız da aynı Sisifos gibi, anlamsız bir işi tekrar tekrar yapmakla geçiyor. E buna bir çözümümüz de yok haliye o halde "Sisifos'u mutlu hayal etmeliyiz" diyor hayatın tüm saçmalıklarına ve anlamsızlığına karşı. Belki de böyle olmalıdır diyip bu şekilde devam ediyorum. Sırf yapmış olmaya çalışmak bile anlamsız bir şeyi insana heyecan katmalı. Bu şekilde düşünüyorum.
gokseleris


Eline sağlık çok güzel yazmışsın. Olay bakış açısında bitiyor demek ki. Şu videoyu atmadan edemedim nddmdjkd
Officer_K He yaşa valla tam olarak böyle hsfhsh
Hiç bir insan kötü doğmaz onu yaşadığı hayatta kötüye iten etkenlere bakmak lazım herkes anne babasıyla el bebek gülbebek büyümüyor.
ToruKMactoR abi çok iyi hayatı olup da kötü olanlar da var ama.
OniChann Darktrooper » Sosyal » Anime
sousou no frien animesini herkese izlemesini tavsiye ediyorum çünkü ben bu animeyi 2 bölüm izleyip ne kadar yavaş hikayesi varmış diye düşündüm ve izlemeyi bıraktım fakat 1 hafta sonra gene şans verdim o zmn işte bi bakmisim 1 gündü animeden 20 bolum izlemisim belki sizde benim gibi düşünüp 1-3 bölüm izleyip birakmissinizdir diye yazayım dedim. Anime türü macera,dungeon,Shounen
Gizlenen 2 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
izleyip izlememek arasında çok kararsız kalmıştım.. sana güvenicem :)
Dreko bana güvenmekle hata yapmış olmazsın 🙂
bence animeden ziyade bambaska bir şey yapmışlar bu başlıca bir deneyim bence herkesin kendine göre bir şeyler çıkarabileceği gerçekten muazzam iş
Bitirdim, gayet güzel ve sürükleyiciydi, mizahları güzel ve absürt değil, elfin ismi kendi ismimi çağrıştırıyor :D
Son zamanlardaki mushoku tenseiden sonra gelen en iyi fantezi ve slice of life tarzında animedir izleyin izlettirin
Eddy54 Admiral » Sosyal » Genel
Eline bir mektup geçiyor ve içinde ölüm tarihin yazıyor bunu acarmıydın acmazmıydın neden ?
Gizlenen 22 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Ben acardim. Bununla ilgili cok basarili bir kitap var, adi "The Measure", okumanizi tavsiye ederim.
Net açardım. Bilmemenin aksine bilmek daha iyi, ona göre plan yapardım. Nasılsa bir gün öleceğiz.
kolay soru açardım . çünkü böyle bir bilgiyi kimse size veremez insanların sizce vereceği bilgilerden çok daha değerli geleceği görme şansı
bilmek ne işime yarayacak yani ölüm tarihimi biliyorum gidip uçaktan paraşütsüz 30 bin fitten atlasam ölmeyecek miyim sakat mı kalacağım veya her neyse bu kadar fitten düşecek olmama rağmen ölmeyecek miyim bu mümkün mü?
Mugiwaraboshil sıkıntı var burada, yoksa ölüm tarihinden bir gün önce acısız giderdim ben :D
Officer_K o zaman ölüm tarihinden 1 gün önce paraşütsüz uçaktan atlayacam
Officer_K kesin açardım. Ne zaman öleceğimi bildiğim mektup varsa ve açmayarak her gününü meraktan kendime işkence ederdim. Hem insanın kendi hayatının süresini bilmeli bence. Daha iyi yaşarsın bilinçli yaşarsın istediğin gibi yaşamaya çalışırsın.
Düzeltme: Officer_K abi ben seni niye etiketlemişim ki yeni farkettim bdkdbdkdjd
almondmisto Affına sığınarak belirttiğin kitap türkçe olarak "hayatın ölçüsü" olarak geçiyor doğrumudur?

Merak ettim içeriğini
Okumadan yakardım büyük ihtimal
açardım, ölmeden 1 gün önce kafama sıkardım, ölüm ters köşe
Açardım çünkü yapmak isteyipte cesaret edemediğim bir çok şey için bana cesaret verebileceğini düşündüğüm için .
Gelecekte belirli birşeyi bilmek aynı zamanda değiştirilebilir olduğu anlamına gelir, o yüzden bu yaşadığımız dünyada böyle bir şeyin olabilmesinin pek imkanı yok.

Bu mesaj olayı karşımızdaki muhtemel sayısız olasılıktan biri olacaktır ki sayısız olasılığı ele alırsak bu mesaj pek değersiz olur. Diğer yandan kafamızda bir ütopya kuracaksak ve o mektuptaki şey ne olursa olsun başımıza gelecekse ( Death Note tarzı ) empati yaptığımda deli gibi açmak istesem de açmazdım.

Buradaki çoğu insanın ne zaman öleceğini bilmek kendi standartlarında iyi bir şey gibi görünse de hayatına değer veren bir insanın ölüm zamanını bilmek demek sürekli o ölüm zamanına odaklanmak ve bu zaman bitimine kadar "daha iyi bir şey yaşamalıyım" kafasında ölüme kadar tatmin olma odaklı yaşanacağından dolayı yaşamın tadını alabileceğinden şüpheliyim.

Sonuç olarak maksimum 70 yıl sonra yada duruma göre 10 20 30 yıl ileri yada geri bir süre içinde bu dünyadan kaybolup gideceğiz direk bir noktayı bilip ona saplantı yapmak yerine başımıza ne geleceğini bilmediğimiz bu dünya içerisinde iyi yada kötü ve sayamayacağım tüm duyguları ölüm tarihine saplantı yapmadan sadece yaşayıp hissetmek deneyimlemek amacıyla yaşamayı tercih ederdim bu yüzden muhtemelen hiç tereddüt etmeden o mesajı yakar yırtar bir şekilde yok ederdim, pek bana göre değil.
giderayak dev ödemeli bir hayat sigortası patlatırdım..arkamdan hayırla yad etsinler diyr
Swollk avukat aklı başka oluyor hiç kimsenin aklına gelmezdi bu
Swollk boşuna better call swollk demiyoruz
Grkrece her gun yarin ölecekmis gibi yasayabilirsin hala
ilkerozalp turkcesini bulamadim ama yazari Nikki Erlick
Çok güzel soru… sanırım açmazdım korkak bir insan olmamdan mütevellit
ben açmazdım ya gördüğüm tarih hiç aklımdan çıkmazdı. Günlük hayat düzenim bozulurdu, bilmemek saklı kalması benim adıma daha iyi.
Merhaba, mektup kimden geliyor? mektubu teslim alirken kac yasindayim?
%100 elim ayağım titreyerek açardım kalan ömrüme göre bir hayat sürerdim
Açardım sonra araba alırdım tüm paramla sonra kafamı güzel yapacak herşeyi alıp ülke turuna çıkardım son dakikamda ise bir uçurum bulup atardım kendimi
Bence hayatı ve zamanı önemli yapan, bir gün öleceğini ve ne zaman öleceğini bilmemekten kaynaklanıyor.
Mesela bir insan ölümsüz olacağını bilse hayattan keyif alabilir miydi? Nasıl olsa bitmeyen vaktim var der her şeyin en iyisini yaşayabilecek vakti olurdu. En iyi an'ları taddıkça da artık o kadar iyi olmayan anlar keyif vermemeye başlar bir zaman sonra sonsuz sıkılmışlık içince artık ölümsüz olmamayı isterdi.

Öleceğin vakti bilmenin de çok farklı olacağını sanmıyorum. İkisinde de o belirsizlik durumu kalkıyır ve yaşadığın zamanın tadı kalmıyor. Birinde nasıl olsa sıkılıcam diğerindeyse o bilinen gün geldiğinde bitecek düşüncesi, hayatın büyüsünü bozar.
Her şeyin bir sonunun olacağını bilmek ama daha iyisini yaşayıp yaşamayak vaktinin olduğunu bilmemek yani sadece o anın tadını çıkarmak.. Bu durumun çok daha iyi.
Net açardım. Öleceğim tarihi bileyim ki kalan ömrümü bana iyi gelen şeyleri yaparak, sevdiklerimle geçirebileyim. Eh bana da katlansınlar biraz, ben yeteri kadar katlandım zaten herkese.
açmazdım şuanda kimsenin açmadığı gibi :)
Elessar2147 Sith Warrior » Sosyal » Genel
Askeriyenin polisin bu konuma düşmesini kaldıramıyorum.
Siyasi olarak tarafsız olması gereken özel harekat başkanı bahçelinin elini öpüyor.
Ben nasıl güvenecem polise ve askere?
Seçimde erdoğan kaybederse seçim sonucunu tanımıyorum dese asker polis de arkasında olsa bi de bu yetmiyormuş gibi silahlandırdığı milisler de eklenince ben nasıl orduya polise güvenecem?
Gizlenen 3 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Benim anlamadığım bunlara çok şaşırmış olmanız. Sanarsın 20 yıldır İsveçte yaşıyordunuz da, aileniz iflas etti türkiye ye gelmek zorunda kaldınız.
Vader hiç değilse eskiden asker bağımsız değil miydi ?
Elessar2147 tam 8 yıl önce bitti o iş
ben ciddi bir şekilde zamanla düzeleceğini düşünüyorum nasıl ki 80-90 lı yıllarda sağ muhafazakar kesimi bi şekilde baskılayıp hep önünü kestilerse ki o yılların genç abileri ablaları şuan emekli ve yaşlı olan kesim yıllardır bunun birikimi ve zorbalığı karşısında kurulmuş bir vaziyette önümüze çıktılar.. şuan aynısının daha kötüsünü biz yaşıyoruz... bütün mercilere bütün makamlara sızdılar her bir kademeye kendi düşüncelerini bilgilerini aşılayıp yeni bir jenerasyon yetiştirip o bilinçle büyüttüler.. ne devlet erkanı ne düzeni nede bir hiyerarşisi yok.. tamamen kendi ağlarını kurdular.. ama kendilerinin yaşadıklarının daha kötüsünü adalet altında bize yaşatıyolar.. yeni jenerasyon bunların karşısında çok dolmuş bi şekilde gümbür gümbür geliyor.. bu düzen de bitecek.. bu ülke baştan aşağı bir temiz eller operasyonundan geçecek diye inanıyorum
Dreko İnönüden sonra bu ülkede güç hep sağın elindeydi. Askeri de polisi de hep sağın elinde yani düzelecek dediğin şey için bir Atatürk bekliyorsun. Atatürk'ün arkasından da İnönü. Hayalci olmamak lazım. Bu ülkede düzelecek hiçbir şey kalmadı.
özel kuvvetler en çok ülkücü olan yerlerden. tekkeyi beleyen çorbayı içiyor
Vader Darth Lord » Sosyal » Genel
Şunu şuraya bırakayım belki gününüz güzelleşir. Müziğe çağ atlatmış yeri de asla dolmayacak biri.
Gizlenen 5 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Siyahların hem müzik yapıp şarkı söyleyip hem de dans edebilme yetenekleri çok iyi bu adamı ne zaman izlesem bunu düşünüyorum hep

Elvis presley gibi istisnalar da var tabi justin timberlake de iyiydi bu konuda
egoysaegoamk hayvan gibi queen fanatiği olsam da yiğidin hakkını vericem mj > freddie mercury .. sorry mate. aynı videonun şu saniyesinde konu rock'n roll ise yine sizden çok ilerdeyim diyor adam

Gerçi bu karşılaştırma çok yapıldı senelerce en sonunda FM Queen of the Music, MJ ise King of the Music seçildi :)
97 yılında 11 yaşındayım abim ile çarşıda gezerken bir tv dükkanın önünden geçiyorduk o sırada Michael Jackson 'nun bir klibi yada konser gösterisi tam hatırlamıyorum gösteriliyordu dona kalmıştım çok hoşuma gitmişti abime sormuştum bu kim diye bana tanımıyor musun Amerika'nın çok ünlü şarkıcısı demişti o zamandan beri hafızamdan hiç çıkmayan bir anı olmuştu.. her sene açar deli gibi kliplerini izler yad ederim :)
Dreko amerika da yerine dünya desek farketmiyor çünkü cidden öyle. Bir çok grup müzisyen var gerçekten çok iyi olan. Ama MJ daha farklı. İkonik olarak müziğe ve dünyaya bir şey bırakmış bir adam. Hani düşünüyorum bundan başka bu kadar ikonik kendisini anımsatacak bir şey bırakan var mı diye. Pek cevabını bulamıyorum.

Hani ne bu ikonik şeyler. Dünyanın neresine gidersen git "Moonwalk" gören herkes Michael Jackson olduğunu anında anlayacaktır. Veya duvara şapkasıyla yüzünü kapatmış tek eliyle şapkasını tutan bir yansıma yap onunda michael jackson olduğunu anında anlayacaklar. bkz: görsel görsel
Başarılı sanatçı olmanın en güzel yanı yıllar geçse de sen öldükten sonra bile her kesim tarafından övgüyle bahsedilmek. Mükemmel bir his ya. Ben de bu şarkısını ve klibini çok seviyorum kendisinin.
Vader evet ikonik derecesi evrensele hitap ediyor gerçekten öyle müzik dans ve tarz konusunda bilindiğin dışında bir koreografisi vardı.. kendinden sonra bile kuşak boyu devam eden bu tarzı hep öğretilecek hatırlanacak diye düşünüyorum.
Yukarı