Sign in
Login

turkaykarabas

T****** K*******
Sith Spy
Manisa
Ocak 2020
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
En son medyalar tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
967 / 1.059
Filmler
T. Süre
5g 23sa
T. Film
51 / 85
 
Cevapladığı yorumlar
optimusss Jedi » Sosyal » Genel
power of rings ancak bu kadar tolkien'i mezarında döndürebilirdi. İzleyince fenalıklar geçiriyorum her bölümde. Kolonya yanımda olacak şekilde izliyorum maalesef.
Gizlenen 10 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Benim anlamadığım da şu. Soyadı Tolkien olan kişiler tüm yasal haklarını satıp artık Yüzünlerin efendisi sizindir dilediğiniz gibi devam ettirebilirsiniz demişken, onlar bu kadar umursamıyorken siz niye dert ediniyorsunuz?
Ayrıntılara takılmadan izleyince seyir zevki gayet yüksek olan bir dizi yapmışlar işte. Dizi çıktıktan sonra bir anda hem kitap hem film hem de dizi yorumculuğuna başlayan kitle harici izleyen herkesin de hoşuna gitmiştir diye düşünüyorum
Birebir aynısı hiçbir zaman olmaz, kendi hayal gücünle şekillendir veya aslında böyle daha iyi olmuş şeklinde bakabilirsin, çokta kötü değil, silmarilionuda kimse yapamıyor
hazmut ayrıntılara takılmasam bile yine seyir zevki vermiyor, 6/10 annatar sahneleri biraz kurtarıyor o kadar
şahsen evren hakkında pek detayı bilmediğimden, izlemesi hoşuma giden nadir dizilerden
hazmut Ayrıntılara takılmadan izlemek ne demek kardeşim. Evreni okuyan bilen insanlar izleyince ne kadar alakasız şeyler işlendiğini görüyor. Bir zahmet akıl vermeyin.
optimusss işte sen o bahsettiğim kitleye dahilsin. Kardeşim?!.
akıl istemiyorsan niye buraya yazıyorsun hayırdır?
2. sezona elim varmıyor. daha da mı kötü
turkaykarabas görsellik dışında evet :((
Kitapları okumadım belki o yüzden duygusal olarak sizin kadar bağlı değilim. Ben dizi dizidir kafasıyla izliyorum güzel vakit geçiriyor muyum evet geçiriyorum o zaman sorun yok benim için.

Yalnız şöyle bi şey var eski lotr filmlerindeki o havayı yakalayabilselermiş dizi çok daha iyi olurmuş :( eski filmleri izlerken gandalf sahnelerinde durumun ciddiyetini iliklerime kadar hissediyordum. O gerilimi dizide verememişler belki ilerleyen aşamalarda verirler.

Sauron, celebrimbor ve durin favori karakterlerim. Bi de galadriel çok güzel amk ya acayip bi çekicilik var kadında
1222756
ÇöldekiKutupAyısı ilk üçleme çıktığında aynı bu arkadaş gibi bir çok kişi "Tolkien'i mezarda ters döndürdünüz" şeklinde eleştirdi de eleştirdi. Yok efendim kitapta olmayan şeyler eklenmişmiş, yok efendim Frodo'yu nasıl olurda Arwen kurtarabilirmiş, Peter Jackson denen göt Lurtz gibi götünden uydurma karakterlerle serinin içine etmiş, yok efendim illaha eşitçilik yapacaklar diye kadınlara da rol verilmiş falanda fistan.

O zamanda aynı bu şekilde "En çok yüzüklerin efendisini ben biliyorum"cular akılları sıra cool göründüklerini düşünerek böyle yorumlar yapıyorlardı. Üstelik dizinin altına falanda değil genelde bağırıyorlardı. Mesela dizinin altına yapsa yorumu sadece diziyi izlemeye gelen görecek. Ama sosyale yapiyorki ne kadar çok kişiye hiç bir şeyden memnun olmayan bir hödük olduğunu gösterirse o kadar çok cool olacağını sanıyor.

Neyse işin özü ogünün haterları bugünün Peter Jackson övücüleri oldu. 10 sene sonrada yeni bir lotr içeriği gelir bunu över onu yererler :)
knk dizi ya işte, izle geç... evrenle alakalı 1-2 yeni bişiy görüyoruz hoş oluyor. İlla %100 kitaplara bağlı gitmek zorunda değil ki... bu tüm seriler için öyle zaten keza ilk 3 yada hobbit seriside aynı kaderi paylaştı onlarada ilk çıktığında çok laf etmişlerdi fanlar.
MHLS Admiral » Sosyal » Genel
Merhabalar,
Düşünme eylemini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Düşünürken beyninizde birisi ile konuşur gibi eylemde mi bulunuyorsunuz-Düşünmek istediğiniz konuyu parçalayıp parça parça şu şöyle olsa nasıl olurdu ya da şunun şu kısmı hatalı mı, gibi girdiler ile iletip sonrasında artık hangi kısım ise o kısımdan cevap mı bekliyorsunuz?
Ben tasarım üzerinde bir model oluşturacağım zaman birine malzeme verip şunu şuraya tak, şunu da şuraya tak der gibi aşama aşama ilerleye ilerleye düşünüyorum.
Anlamadığım kısım şu, parçalayıp ileten-parçalardan bir bütün oluşturan ve bütünden bir çıktı bekleyen yine aynı kişi benim beynim. Ne vereceğimi ne alacağımı biliyorum neden anında ortaya bir çıktı çıkmıyor da gecikmeli ilerliyor, süreç.
Neden tasarımı görsel anlamı yüksek olan bir düşüncede sözcüklere ihtiyaç duyuyorum. Hiç bir dil bilmeseydim acaba daha hızlı mı düşünürdüm? Dil nesneleri sözcüklere döküp sonrasında tekrar işleyerek tekrardan nesnelere dökerken benim beynimi mi yorup bu gecikme oluşuyor?

Girdiler daha hızlı girip çıktılar beyin nöronunda daha mı yavaş ilerliyor da bi gecikme varmış gibi yanılgısına kapılıyorum?
1-2 hafta önce aklıma takılmıştı bu konu buraya yazayım dedim-evdekilere sordum onlar da konuşarak düşündüklerini söyledi. Yani dildeki karekter sayısı düşünme hızımızı etkiliyor gibi bir bağlam çıkar mı buradan, merak ettim doğrusu?
Buradan böyle bir kavram çıkarsa dil edinmek yukarıda dediğim gibi bizim beyin performansını kısmıyor mu?
Gizlenen 7 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
ziyazn Touch Blue 20 lirayı 4'de katlamış.
Ben bunu bi düşüneyim.
aklıma bu geldi. o sayıları sıralarken içimizden tekrar edince yavaşlıyoruz belki de. maymun şipşak hallediyor.
bkz: Ludwig Wittgenstein
Nihilus


Bu videoda bu kısımdan sonra konuya değiniyor, anlatıcı. Evet bir ilişki olduğu söyleniyor. Ana dilimizin Türkçe olması acaba bizi ne kadar etkiliyor, olabilir?

Yorumunuz için teşekkürler araştırmak istediğimde nereden başlayacağımı biliyorum artık.
Officer_K Cidden ilginç, diller bizi hantallaştırabilir. Daha hantal olan avrupa dilleri beyni daha çok yorabilir mi acaba arka planda?
Yorumunuz için teşekkürler
bilimsel olarak diyorsan tam olarak böyle oluyor
Mugiwaraboshil Veri iletiminde bir gecikme olabilir, benim mantıksal olarak bir şeyi anlayabilme kabiliyetimizi yine diller üzerinden cözümleyerek gitme yolunda oluşan gecikmeden bahsediyorum. Düşünürken beynimize soru sorma ihtiyacını neden diller aracılığı yapıyoruz? istediğimiz şeyi de cevabını da biliyoruz direkt neden sonuç belirmiyor da sorgu şeklinde ilerliyor bir de sorgu anadillere göre daha da geçikebiliyormuş.

Bir ressam bir şey çizmeye ihtiyaç duyduğunda düşünürken odaklandığı şeyler üzerinde yavaş düşünüyor ama arka planda; resim tutma standını, fırcanın konumunu, renkleri (yazıların yetersiz olduğu alanlar) daha çabuk kuruluyor ve ortam bir anda oluşuyor. Üretim aşaması diller üzerinde ilerlediği için bir yavaşlama varmış gibi geliyor bana.
MHLS Görsel hafızayı geliştirme dersine bakmıştım bir ara. Orada bir şeyleri aklınızda tutmak için kelime yerine görsel kullanın diyordu. Eğitimi de örnek olarak tabureyle başlatıyordu.

Tabure bence öyle boş bir kelime ki insanın aklına söylerken yazımı bile gelmiyor, boş boş tabure diyordum. Derste tabure dediğinizde bir tabure görseli hayal edin diyordu. Bunları böyle alıştırma şeklinde başka şeyler için de yapıyorsun.

Daha ileri derslerde numara ezberleme için de bunu kullanıyorsun. Numarayı okumak yerine bir resim gibi düşünüyorsun ve sonrasında örneğin bir yere yazacaksan o resmi kopyalıyorsun. 2FA kodlarını girmek için çok harika bi yetenek, çünkü arada zınk diye bi şey çıktığında bu numara neydi ya deyip yine telefona bakmana gerek kalmıyor.

En son derste de hatırladığım kadarıyla zihin sarayını yapıyordun ama ben oraya kadar gelemeden pc mavi ekran vermişti, dersleri de bi daha bulamadım. Ama zihin sarayında dilin yarattığı yavaşlık olmadan sadece görsellerle istediğin şeyi yapabilirsin diye düşünüyorum.

Zihin sarayı deyince de aklıma Sherlock 3. Sezon 3. Bölüm'de adamın kasasına inmesi geliyor.
Officer_K maymun ekrana bile bakmıyor lol . hafızasından bilgisiyarın sayıları nereye koyacağını tahmin ediyor bu durumda maymun çok çok daha zeki
Officer_K Jedi Warrior » Sosyal » Genel
Arkadaşlar iyi akşamlar, ben yine bir soru soracağım.

1-)Dünyada kötülük neden var? İnsanlık tarihinde çekilen acılardan yola çıkarak aslında bu soru hep kafama takılır. Açlıktan ölümler, Mental hastalıklar, cinayetler... Bu kadar ağır olanlar da değil çok hafif denilebilecek şeyler bile işte gönül kırmalar, yalan söylemeler, başkaları yanında küçümseyip dalga geçmeler, dedikodu vs...

2-) İlk söylediğim şeylerin içinde, tabiri caizse kötülüğün göbeğinde yaşayıp anlamsızlığa düşen oldu mu? Anlamsızlıktan kastım şu aslında. Sorgulama noktasına gelip her şeyin anlamsız gelmesi. Neden kötülük var veya içinde bulunduğum şeyi neden yaşıyorum düşüncesi. bunu arabeskvari açıdan düşünmeyin. "Bu bana yapılır mı ulannn" bu şekilde düşünmek değil. Sadece anlamsız gelmesi aslında.

3-) ikinci soruya cevabınız evetse ve bu neden arama durumu sizi rahatsız ediyorsa bu durumdan çıkmak için neler yaptınız veya yapmayı planladınız?


Kendi hayat görüşünüz, inancınız, hayat tecrübeniz vs. ne varsa bunlardan yola çıkarak bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz? Yorumlarınızı okumak isterim.

Umarım kötülükten olabildiğince uzak ve çok iyisinizdir.
Gizlenen 11 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
1) Dünya böyle bir yer yapacak bir şeyimiz yok 2) her zaman 3)bir şey yapmıyorum yapacak pek bir şey yok sanırım olsa bile bu geçici bir cevap olurdu muhtemelen .

dünyadaki kötülüklerin sınırı çok fazla olduğu için ne yaşabileceğimizi tahmin etmemiz de bazen zor oluyor . eninde sonunda kötülükle karşılaşacaksanız bu dünya böyle bir yer
Bana kalırsa her şey bakış açısı ve yorumlama ile alakalı. Daha detaylı açıklayacak olursam, şöyle: Bildiğimiz her şeyin bir insan yorumlaması olduğunu düşünürüm. Baktığımız ve bildiğimiz her şey, bizim yorumlamalarımızla oluşur. Burada şunu diyebilirsin: Örneğin, ağlamak aslında gülmek de olabilir, neden olmasın? Sadece çoğunluk öyle dedi diye mi? Bir bardak, bir tabak, bir sigara, bunlar bir kedi ya da köpek için ne anlama geliyor mesela? Evren hakkında bildiklerimiz, yine bizim gözlemlerimiz ve yorumlarımızla sınırlı. Bildiğimiz her şey, bizim söylediklerimizle sınırlı. Renkler, sadece bizim görebildiklerimizle sabit.

Ana konuya dönecek olursak, kötülük neye göre kötülük? Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü. Bir deli sadece toplum kurallarına uymadığı için delidir mesela deliliğin belli bir tanımı yoktur ve bu birçok duruma uyarlanabilir. Çok yalan söyleyen bir insan yalan söylemeyi kendince doğru olarak belirlemiştir. Başkalarını yanında küçümseyen biri, geçmişte çok küçümsendiği için bunun yapılması gerektiğini kendisine kodlamıştır.

Son olarak bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyor çünkü bildiğim/bildiğimiz her şey yine bizim yorumlarımızdan ve deneyimlerimizden ibaret bu yüzden hiçbir şeye tam anlamıyla kesin bakamıyorum ve açıkçası bu durumdan çıkamıyorum.
"Good and bad are fairytales. We have evolved to attach an emotional significance to what is nothing more than the survival strategy of the pack animal. We are conditioned to invest divinity in utility. Good isn’t really good, evil isn’t really wrong, and bottoms aren’t really pretty. You are a prisoner of your own meat."

Sherlock S04E03 alıntı.

Dizi sitesindeyiz uygun bir alıntı ile cevaplamak istedim. Bence iyi de kötü de sosyal toplum içerisinde varlığı sürdürebilmek için bir yorumdan ibaret. Kendi fikirlerinizle oluşturduğunuz veya dışarda olan bitene çıkarımda bulunarak çoğunlukla da faydacılık esasıyla bakarak iyiyi kötüyü insan soyut bir şekilde oluşturuyor, yani bir gerçek değil bu konuda yapılan yorumlamalar. Bilincin ilerlemesi ile birlikte yaşamamız esnasında oluşan bir kavram iyi ve kötü. Bu yorum da yine bu işin bana göresi.

İnsanın da genel olarak yaşadığımız evrenin de genel olarak yapısının vahşi olduğunu, dehşete düşüren gerçekleri kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.
egoysaegoamk seri katillerin hepsi yaptığı şeyin ne olduğunu idrak edebiliyor. Yaptığı şeyin iyi yada kötü olduğunu idrak edemeyecek nitelikte insana "deli" deniyor ve raporla sabitleniyor. Herhangi bir cezai ehliyeti de olmuyor.

Seri katiller deli değildir. Tam tersi kendisine özgüveni çok yüksek ve kendi özelliklerini test eden insanlardır. Kimsenin onları yakalayamayacağına inanırlar, bu inanışın düşüncede kalmaması kanıtlanması içinde eyleme geçerler. Bir aşamaya kadar da yakalanmazlar. Buda her cinayetlerinde biraz dikkatsiz olmalarını sağlar ve bir noktadan sonra sıkılıp kendilerini ele verirler.

Yakalansalardı zaten "seri" sıfatını alamaz sadece katil olurlardı.
Illidan Seri katilleri deliler ile aynı kefeye koymadım kral "Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü." deliler ise farklı bir örneklendirme.
Kötülük karmaşık bir konu ve birçok faktörle şekilleniyor. Herkesin bakış açısı farklı olabilir bu yüzden konuyu tartışmak da oldukça derin.. iyi ve kötü varoluşun doğal bir parçasıdır her şeyin zıttı vardır ve bu zıtlıklar hayatı anlamlı kılar. kötülüğün olmaması birçok olumlu etki yaratabilir ama aynı zamanda bazı değerlerin ve deneyimlerin de kaybolmasına neden olabilir bu durum karmaşık bir dengeyi içeriyor. kötülüğün insan doğasından bağımsız olarak varoluşun bir parçası olduğunu düşünüyorum kötülüğün zamanla var olmuş bir kavram olduğunu ve insanların varlığıyla birlikte ortaya çıktığını düşünebiliriz bazı dinler ve felsefi sistemler kötülüğün evrende bir denge unsuru olarak var olduğunu öne sürer.
kötülük gerekli
felsefe en sevdiğim konu :) kendimce şöyle açıklayayım

1-Kötülük tanımı bence insanların pozitif duygularına dayalı birşey, ve kötülük terimi insan duygu düşünceleri hesaba katıldığında ortaya çıkıyor. Mesela insan yaşamı bağımsız bir şekilde baktığın zaman insan doğar yaşar ölür bu gayet normal bir durum ama sen doğmuş ve gelişmiş olan o insana yada canlıya pozitif duygu beslersen bunun kaybında bu sana negatif olarak döner yani temelde ölüm denilen şey sevgi duyduğundan dolayı "kötü" adı altına girer yani bu önermeden ilerlersek kötü terimi pozitif duygu beslediğimiz bir şeyin yokluğu anlamına geliyor, bu kötülük terimine bencilliğide ekleyebiliriz.
Mesela 2 arkadaş düşün bunlar çok susamış, a kişisinde 2 şişe su var, 1 şişesini içse susuzluğunu orta seviyede olsa da dindirecek ve diğer şişeyi arkadaşına verse oda susuzluğunu dindirecek ancak a kişisi susuzluğunu dindirdikten sonra kendi zevki ve su içmekten zevk almak için içip arkadaşına vermezse bu a kişisi, b kişisine bencillik yapmış oluyor ve b kişisi a kişisine karşı negatif bir duygu besliyor onu kötü olarak algılıyor aslında a kişisi su vermek zorunda değil bunlar arkadaş olmasalar b kişisi a kişisine herhangi bir negatif duygu hissetme durumu da olmayacak bu negatiflik yine ilk örnekte verdiğim gibi pozitif bir duygu hissettiğin kişinin sana negatif etkisinden ortaya çıkan birşey yani kısaca kötülük tanımı senin pozitif duygular beslediğin şey ve şeylere negatif etki etmesinden kaynaklanır buradan da sorunun cevabına gelirsek insanlar bir şeye değer verdiği sürece, içimizde ki acıdan kaçma hazza yönelme dürtümüz olduğu sürece genel olarak duygularımız olduğu sürece kötülük var olmaya devam edecek.

2- Anlamsızlık bence bir duyguyu yada düşünceyi sürekli yaşayıp insanın hayatında farklı hiçbir şey olmadığında dürtülerimiz sayesinde bundan kurtulma çağrısında hissettiğimiz bir duygu. Bence anlamsızlıktan kurtulmak için nedenselliği farketmek gerek, kötülüğü farketmek nedenini görüp buna karşı hareket etmek bu karşıt hareket yapacağımız için anlamsızlık hissinide ortadan kaldırabilir, İnsan duygu ve düşünceleri var olduğu sürece kötülük olgusu olmaya devam edecek neden kötülük var diye düşünmek yerine bunu eğer imkan varsa yok etmek yada karşı gelip kendimiz için pozitif bir alan açmak daha mantıklı

3-Kendi hayat çerçevemde mantığa çok yöneldiğimden dolayı önüme çıkan negatif etkilerden dolayı anlamsızlığa düştüğümü pek hatırlamıyorum çünkü bir negatif etki olduğundan onun tam tersi zaten aklıma geliyor sorun onun tam tersini yapabilme imkanı ve bu imkanı yaratma durumu zaten bunlarla ilgilenirken anlamsızlıkta ortadan kalkıyor

Not: İlk örneğe kısa bir not koymak istiyorum insanın kendi pozitif duygularında bile kendince bir bencilliğin olduğunu düşünüyorum ve bu baya şaşırtıcı mesela bir insanın bir diğerini özlemesini pozitif olarak adlandırıyoruz iyi birşey ancak onun özlemesindeki sebep onla geçirdiği zamandaki pozitif etkilerden kaynaklanıyor aslında insan bir anlamda o kişiyi değil o kişi ile geçirdiği iyi yaşadığı zamanı özlüyor ve o iyi zaman o kişi ile bağdaşlaştığı için biz o kişiyi özlediğimizi düşünüyoruz aslında onunla yaşadığımız pozitif etkiyi özlediğimizden dolayı o kişiyi kullanmış gibi oluyoruz
"kötülük bizim işimiz"
1-) Post-modern felsefeye bakacak olursak aslında kötülük diye bir şey yok :) ama aynı şekilde iyilik de. Neticede her şey bir dil ögesi ve toplumsal olarak iyi ve kötü tamamen birbirimizin bir araya gelerek karar verdiği bir şey, tıpkı dilin kendisi gibi. Bu yüzden iyilik de kötülük de bir bakıma bağlama bağlı yani relative. Bu konuda Nietzche'nin fikirleri öncüdür. Ahlak dediğimiz şey de kötünün belirlenmesi bir bakıma ne de olsa. Yani post-modern felsefeye bakacak olursak iyilik de kötülük de biz varız diye var ve biz öyle olduğuna topluca yani konvansiyonel olarak (con bir arada venire gelmek yani convenire) kanaat getirip ahlaki kuralları koyduğumuz için var. Bu sebepten bazı olaylar kimine göre iyi iken kimine göre kötü olur, kimi gelenekler bazı toplumlara göre uygun güzel olurken kimine göre uygunsuz olur. Ben de kendim buna inanıp buna göre yaşadığımıdan böyle cevaplayabilirim. Aslında her şey yapısal dil ögeleri :)

2 & 3 -) İki soruya birden cevap vermek istedim birbirine bağlayıp. Tabii ki de, bir çok kez anlamsız geldi hâlâ da geliyor. İnsanların hiçbir şey ifade etmeyecek şeyker uğruna yaptıkları şeyleri gördükçe kanım çekiliyor iyice anlamsızlığı hissediyorum. Hele bir de iyi kötü diye bir şey yok diye gezinirsen benim gibi iyice anlamsızlığın içinde buluveriyorsun kendini :D. Ama neyse ki bu konuda da yine post-modern düşüncelerden devam edip hayatın anlamsızlığını kabul edip kendimce bir anlam yaratabileceğimi düşünüyorum. Hayatın anlamı senin için gezmek gelişmek olabilir, kariyer yapmak olabilir iyilik yapmak olabilir vs. vs. E tabi burada bir de bu anlamsızlığın getirdiği sıkıntı hali var anlamsızlık var. Burada da Camus'un "Sisifos Söylemi" güzel bir sonuç çıkartıyor. Bir kayayı tepeye her gün taşıyıp sonra aşağı düşmesini izlemek ve bunu her gün yapmakla cezalandırılan mitolojik karakter Sisifos'tan esinlenerek yazıyor bu makaleyi. Camus'a göre hayatlarımız da aynı Sisifos gibi, anlamsız bir işi tekrar tekrar yapmakla geçiyor. E buna bir çözümümüz de yok haliye o halde "Sisifos'u mutlu hayal etmeliyiz" diyor hayatın tüm saçmalıklarına ve anlamsızlığına karşı. Belki de böyle olmalıdır diyip bu şekilde devam ediyorum. Sırf yapmış olmaya çalışmak bile anlamsız bir şeyi insana heyecan katmalı. Bu şekilde düşünüyorum.
gokseleris


Eline sağlık çok güzel yazmışsın. Olay bakış açısında bitiyor demek ki. Şu videoyu atmadan edemedim nddmdjkd
Officer_K He yaşa valla tam olarak böyle hsfhsh
Hiç bir insan kötü doğmaz onu yaşadığı hayatta kötüye iten etkenlere bakmak lazım herkes anne babasıyla el bebek gülbebek büyümüyor.
ToruKMactoR abi çok iyi hayatı olup da kötü olanlar da var ama.
Gizlenen 7 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
binicieyuphan Biraz işsizlikle harmanlanmış sanki :) ama güzel olmuş.
çok güzeldi beğendim :D
Hayatımda izlediğim en güzel videolardan birisiydi teşekkürler
Efsanee :thumbsup:
Muhteşem olmuş. Eskiden mantar avına çıktığımda görürdüm spoiler yemekten korktuğum için açmazdım bu videoyu, diziyi bitirir bitirmez izlemeye geldim.
hades Sith Juggernaut » Sosyal » Öneriler
Arkadaşlar 8-10 k arasında bir bütçem var ve laptop almak istiyorum neler önerebilirsiniz? Oyun da oynayacağım okul için de kullanacağım


https://hepsiburada.com/asus-rog-...000005Q1J2

Şu laptop kafama uydu mesela ne dersiniz fiyat performans olarak
Gizlenen 10 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
yani çok bir bilgim yoktur aslında bu konularda ama monster oyun bilgisayarı alabilirsin okul içinde kullanabilirsin hem oyun oynarken daha iyi olur diğer laptoplar genelde oyunlarda çok kasılıyor özellikle hp, acer, asus falan
Ben 1 seneden fazladır monster kullanıyorum ve memnun kaldım. Servisleri iyi özellikle şehrinde varsa. Fiyat performans olarak bence en iyisi.
Ekran kartı 256 bit olsun, ona dikkat et. SSD M2. Gerisini biliyorsundur zaten.
Ekran kartı dışında hersey harika beğendiğim bir seri ama bu kadar ucuz değildi en son baktığımda fiyatlar 20k civariydi. Ben olsam sirf ekran ve tasarımı için alırdım. Yinede bak araştır.
Senin attığın laptop yeni seri ve o ekran kartı 1650ti veriminde çalışıyor. Kötü değil, malzeme kalitesi olarak da gayet iyi.

Benim önerim ise https://trendyol.com/asus/tuf-g...p-132202077 Bundan yana. VRAM sıkıntısı çekeceğini düşünüyorsan da stokların yenilenmesini bekleyip buna yönelebilirsin. https://trendyol.com/asus/tuf-g...-p-86669755

Hisoka Abla naptın sen piyasayı öldürmüşsün. Bu bütçede Monster çok dandik ürünler üretiyor, abajur kaplama laptop veriyorlar. HP Pavillion serisini de önermiyorum. Acer Nitro serisi fena değil, tercih edilebilecekler arasında. Asus'un ise gayet güzel modelleri bulunabiliyor indirimler ile. Bu bütçede Monster'ın sadece servis yönünden +sı var, o da ömür boyu bakım ve temizlik yapılıyor diye.

turkaykarabas Güncel kartlar için hiçbir anlam ifade etmiyor pratikte. Bit ile performans değerlendirmesi 10 sene önce bitti. Sıkıştırma teknolojileri çok gelişti. Üreticiler gerektiği gibi ayarlıyor bit değerini. Artık mimari, GPU frekansı ve bellek frekansı öne çıkıyor. Onu da basitleştirerek rakip olunan modeller belirtiliyor ve model numarasına göre segment oluşturuluyor uzun zamandır. Bit ile ekran kartı alma dönemi bitti kısacası. Bakılacak en son şey hatta.
hades bir polatcbk atasozu der ki:
--- Alıntı ---

HP Pavillion serisini de önermiyorum.

nebennebura sebebi ne acaba özellikleri iyi çünkü ayrıca önerdiği laptoplar yeniden stok yapmayacakmış
hades Bilemedim oyle soylemis kendisi, ben HP nin tek elitebook serisini kullandim, onun disinda is olarak Dell, kisisel olarak MSI ve Asus :)
polatcbk katılıyorum. Monster malzeme kalitesinden çok kısıyor

hades abra serisinden kullanan arkadaşlarım oldu çok bi sorun yaşadıklarını duymadım. Ama kesinlikle Monster'ın yan ürünlerini almamalısın. Atılan iki Asus da çok güzel, servis konusunu bilmiyorum ama Asus, MSI, Razer... gibi markalara güvenebilirsin bence.
nebennebura hades Pavilion serisinde çok fazla sorun var. Alanların çoğu mux problemi yaşıyor, işlemci darboğazı yaşıyor veya ekran kartında düşük watt kullanımıyla karşılaşıyor. Malzeme kalitesi de abajur gibi ve soğutma düzeneği bir garip. Aynı seri aynı ürün kiminde 75 derece çalışıyor kiminde +90 derece. Açıkçası ben güvenemiyorum ve önermiyorum.
theseus31 benim attığım nasıl HP
hades hp kullanmış arkadaşıma sordum bunların kasasının sağlam olduğunu söyledi kafana yatıyorsa bunu alabilirsin ama rtx olacak illa gibi bir durumun yoksa Asus 1660ti iyi veriyor bu fiyata.
Yukarı