Kaydol
Giriş

s1lverliness

Betül Aydın
Sith Spy
Zonguldak
Temmuz 2021
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
916 / 931
Filmler
T. Süre
3g 19sa
T. Film
46 / 62
 
Beğendiği gönderiler
Mugiwaraboshil Jedi Guardian » Sosyal » İtiraf
verdiğiniz zor bir karar var mıydı veya halen veremediğiniz bir kararınız var mı

sezen aksu söylüyor yaa

"Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun
Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun"

benim veremediğim karar tam olarak şöyle bir şey.

neden mi bu kararı veremiyorum çünkü bir kere de olsa hissetiğim bu umutsuzluktan yanılmak istiyorum.

sizin nedir?
Gizlenen 6 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
--- Alıntı ---

benim veremediğim karar tam olarak şöyle bir şey.


Nasıl birşey? Ne olduğunu açıklama cümlesi kurup, açıklamamışsın
Vader şarkıyla örnek vermiştim lordum :)
"Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun
Beraber olamayız, benim gibi biliyorsun
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun"
Çıkar mısın şu depresiflikten acilen kendini silkele! Böyle olmaz üç kere itiraf postu attın üç ayda hepsi de musmutsuzdu. İnsan mı olsam olmasam mı karar veremiyorum. Bi de en büyük kararsızlığı şu konularda yaşıyorum;
İyi mi olsam kötü mü olsam
Akıllı mı olsam salağa mı yatsam
Gülsem mi ağlasam şu halimize?1!1?1!1? Çok kararsızım! Daha kararsızı ikizler burcu arkadaşlardır! Postun altına bekliyoruz! Bence ışıklı taraftadırlar bakar da göreriz bakalım
Vermek istediğin karar ne tam olarak? Yardımcı olalım güzel kardeşim.
anytime abi benimde bir kararim olucakti ama
anytime e 220 mi yoksa 520d mi
anytime arkadaş söylediğini düşünüyor kararın ne olduğunu ama söylediği birşey yok şiir paylaşmış şiirde karara ait birşey anlatmıyor. Kendi çalıyor kendi oynuyor gibi bir durum söz konusu.
ziyazn 520d daha mantıklı geldi. Vader çekinmesin diye önden bi girizgah yaptım ama nafile. Şuan kendi kararını vermekle meşgul olabilir. :)
Vader Darth Lord » Loki S2B4
Bir fikir ortaya atacağım yenii bölümde bence şöyle olacak. Asansörde 2. loki ile karşılaştıı sahne biliyorsunuz 1. bölümde geçen sahne. Ve 1. bölümde de 2. Loki budanmış ve zaman çarkından fırlayarak geri dönmüştü. Yani başa geri döndü bu gördüğümüz bölümde de orada 2. lokiiyi budadı ve aslında kısır döngü devam ediyor.

Yan itekrarda loki o çarktan fırlayarak Mobiusu içeri sokacak.

Yani başa geri dönüyorlar. Ne zaman Loki asansörde kendisini gördüğünde diğer Lokiyi değil de kendisini budarsa işte o zaman bu iş çözülecek. Bu benim düşüncem.

Görelim bakalım ne olacak...

Bu bölümde Victor "Cesur olma zamanı" diye büyük risk alıp yok oldu. Aynı şekilde Loki de orada diğer Lokiyi değilde kendisini budarken "Cesur olma zamanı" diyecek. Buda Loki'nin alması gereken büyük risk. İkiside bu riski aldığında olay çözülecek olarak düşünüyorum.

Diyeceksiniz ki "Loki ile alakası ne?" 1. sezonda dişi Lokiyi Victorun yanına getiren ve Victor'un ölmesini sağlayan Lokiydi. Yani herşeyin bu hale gelmesini sağlayan Victor ve Loki o yüzden ikisininde risk alması gerekiyor.

Çünkü burada da Victor ölüp Loki yaşamış oluyor 1. sezondaki gibi. Loki kendini budarsa Victorun yaşayacağını ve oraya gerekli objeyi koyacağını düşünüyorum koyduktan sonra Loki yine ordan fırlayabilir :)
barisimov Lieutenant » @s1lverliness
ve aleyna aleyküm selam gülüm
dennywise Sith Apprentice » Sosyal » Genel
İyilik ve kötülük kavramlarını kendi cümlelerinizle tartışınız.

vizelerimden birinde böyle bir soru var. verdiğim cevap ise şu şekilde
--- Alıntı ---

Thomas Hobbes’un, Hukukun Öğeleri kitabındaki cümleleri üzerinden yola çıkmak istiyorum bu konuda. “Her insan kendisini hoşnut eden ve kendisine zevk verenlere iyi der; etmeyenlere ise kötü: İnsanların yapısı nasıl birbirinden farklıysa, iyi ile kötü arasındaki ortak ayrımlarla ilgili düşüncelerinde de birbirlerinden farklıdırlar. Ayrıca agathon haplos diye bir şey de yoktur, yani, salt iyi...” Evet kendi zevklerimiz doğrultusunda bize hoş gelen şeye iyi, gelmeyen şeye kötü diyebiliriz fakat bu konuda değinmek istediğim nokta; bir şey bize zevk verirken bir başkasına, hatta bir yakınımıza zevk vermeyip onu tam aksine rahatsız etmesi durumunda bu şeye hala iyi diyebilir miyiz? Eğer dersek yaptığımız bencillikten başka bir şey olmazken, dememek ise kişiliğimizi geri plana atıp bir başkası için isteklerimizi bastırmaktır sadece. Durum böyleyken ben iyiliğe ve kötülüğe derinlemesine bir tanım yazmanın çok zor olduğunu düşünüyorum.


siz ne düşünüyorsunuz?
edit: 10 puan xd
Gizlenen 34 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Tam olarak düşündüklerimi dökmüşsünüz kağıda. Ben daha bir şey diyemem :D
Felsefe ya da SBKY okuyorum galiba. Güzel cevaplamışsın. Tam puan almadıysan buna ek olarak insanın doğasından bahsedebilirdin. Psikolojik bir bakış açısıyla insanı iyi, kötü olarak nitelendiren kuramlardan. Freud'un insanı ne kadar ilkel ve kötümser bakarken Gestalt ile Birey merkezli ekollerin ne kadar hümanist olduğunu savunduğu falan diye düşündüm. Kolay gelsin canım
heroicmovement siber güvenlik okuyorum ya :D
“Pirates are evil? The Marines are righteous? These terms have always changed throughout the course of history! Kids who have never seen peace and kids who have never seen war have different values! Those who stand at the top determine what's wrong and what's right! This very place is neutral ground! Justice will prevail, you say? But of course it will! Whoever wins this war becomes justice!” ― Donquixote Doflamingo 😈
heroicmovement Doğa durumuna girerse işin içinden çıkılmazdı bence :D
Florian heroicmovement evet çok da uzatıp baş şişirmemek lazım :D
İyilik olmadan kötülük olur muydu? iyiliğin kötülüğü yarattığını düşünüyorum. Belki de tam tersi...🤯
Adam kendi cümleleriniz ile paylaşın demiş sen quote yapmışsın ve 10 puan mı verdi?
Vader yok soru 10 puanlık. Bence sadece quote yapmadığım için ondan puan kırmazlar yaptığım quoteun iki katı kendi yorumum var sonuçta
kötülük kısaca ahlaki bakımdan iyinin karşısında olan seçenek.

Plato'nun bi kitabında ring of gyges adı altında bir hikaye var, bildiğin lotr'daki yüzük. Gyges çobanlık yaparken kendini görünmez kılacak bir yüzük bulur ve bu yüzüğü taktığında kimse onu görmeyeceği için ne yaparsa yapsın hiç bi şeyin hesabının sorulmayacağını farkeder. Hırsızlık yapar, tacizde bulunur her türlü kötülüğü yapar ve herşey yanına kar kalır. Kimse tarafından yargılanmayacak olsanız mesela, kimse sizin yaptığınızı bilmese, marketten bir şeyler çalar mıydınız ya da hiç sevmediğiniz bi politikacıyı ( :) ) gidip öldürür müydünüz yoksa son derece ahlaklı takılıp iyilik perisi olmaya devam mı ederdiniz? İnsan olarak doğamızda iyi varlıklar mıyız yoksa fırsat sunulduğunda her türlü piçliği yapabilecek potansiyele mi sahibiz?

internette herkes anonim mesela, kimse kimseyi tanımıyor. bu yüzden insanlar yüz yüze, normal hayatta söyleyemedikleri küfürleri, ırkçılığı, nefreti ve her türlü kötülüğü daha rahat yansıtabiliyorlar.

dini açıdan baktığında da pek çok din bu kavramı kendince açıklamaya çalışmış.
hinduizmde mesela kötülüğün esasında iyi olduğu, karma kazandırdığı, reenkarnasyon bakımından faydalı olduğu ve evrende kötü bir şey olmadığı fikri.
taoizmde mesela kötü olmadan iyi anlam kazanmaz. kötü iyiyi anlayın diye vardır, kötü aslında bir dengedir yani kötü, kötü bir şey değildir (ying yang)
islamiyette veya diğer benzeri dinlerde ise burasının bir sınav dünyası olduğu savunulur. en doğrusunu allah bilir ne kurcalıyon denir.

saint augustine kötülüğü tanrıdan yoksun kalmak veya iyilik eksikliği şeklinde yorumlamış. yani kısaca insanlar zorunlu olduğu için iyi. farzetki ortada insanların ölümden sonra yaşam gibi bir düşüncesi, herhangi bir din korkusu yok. kötü biri oldum cehennem azabı çekicem korkusu yok, ve yaptığın eylemleri kimse görmeyecek senin yaptığını bilmeyecek. sence insanlar genel olarak daha bencil ve daha kötü mü olurdu yoksa herkes aynı düzende iyi olmaya devam mı ederdi?
Lonarad tamamen saçmalık. hayvan gibi örümcekten korkuyorum karşıma çıktığında öldürsem herhangi bir ceza da almayacağım hatta etraftaki insanlardan "iyi yaptın o neydi öyle" diyeceklerini bilmeme rağmen onu öldürmüyorum.

hatta çok görünür bir yerdeyse çubuk gibi birşey bulup az kalabalık ve kamufle olabilceği bir tarafa doğru itekliyorum onu.

İnsanlar medeniyetin olmadığı ilk çağdan bu yana bulunan kalıntılar incelendiğinde topluluk halinde birbirini öldürmeden yaşayabilmiş. herhangib ir tanrı korkusu olmadan yada yasaların onları cezalandıracağını bilmeden üstelik.

yani iyilikte kötülükte insanın içinde. sen yakalanmayacağıı bilsem marketten gofret calabilirsin ama yaptığın hata sen çakabilirsindiye herkesi de çalkabilir olarak yargılaman. sen yapabilirsin diye herkesi yapacakmış gibi kalıplaştırman.

Ayrıca kötü iyiyi anlayın diye vardır demişsn buda hikkaye. Yaptığın eylem herkese iyilik getirmez. Yılanın yakaladığı ceylanı kurtardığında ceylana iyilik yapmış oluyorsun ama yılana ise kötülük.

Yani yaptığın iyilikler eşit oranda kötülüktürde. Karma da bunu söyler. Dengeti kuramazsan zaten cezalandırılırsın.
İyilik ve kötülüğü çoğu kişi fiziksel değil de psikolojik olarak ele almış. Öncelikle iyilik ve kötülük terimleri insanların pozitif ve negatif hisleriyle oluşturulmuş bir kavram bu işin fiziksel kısmı, psikoloj kısmıda genelde kişisel ahlak ve düzenin ve kaosun getirilerindeki mantıktan kaynaklanıyor sonuç olarak kaosta bir yaşam olamayacağından dolayı düzen içinde de yaşamın sürdürülebilir olabileceğinden dolayı insanlar iyi kötü diye bir anlam çıkarıyor ancak işin inciğine cinciğine girersek net birşey çıkmaz çünkü iyilik diye yapılan şey başka birisi yada birşey için kötülük olabiliyor net iyilik ve net kötülükten söz edilebileceğini sanmıyorum.

İnsanlar net iyi yada kötü değiller iyi oldukları bölümü kullandıkları yer farklıdır kötü oldukları dürtülerini kullandıkları yer farklıdır, bu konu ile alakalı benim ilk aklıma 74 yılında marina abramovic isimli performans sanatçısı bir kadının Rhythm 0 isimli 6 saatlık bir süre içinde 72 tane tehlikelisinden güzeline bir sürü nesneyi insanlara sunarak kendisi üzerinde diledikleri nesneyi kullanmalarını konu alan bir performans ilk saatlerde kadına güzel davranılıyor gül koyuyorlar yanağından öpüyorlar sonrasında kadının tepki vermediğini gören insanlar anladığım kadarıyla karşılık vermeyeni ez gibisinden bir dürtü ile kadına hafiften zarar vermeye başlıyorlar kolunu bacağını çiziyorlar yine hareket etmeyince işi biraz daha ciddiye bindirip kadını kanatıp kanını içen hatta ve hatta kadını çırılçıplak soyup tecavüz etmeye çalışanlar bile olmuş işin ilginç yanıda bunu yapan insanlar performans başlangıcında kadına nazik davranan kişiler. Süre dolup performans bittiğinde kadın hareket ettiğinde hepsi birden kaçışmaya başlamışlar. Benim fikrimce insanlar bu performansta kadının acılara ne kadar dayanabileceğini ve ne tür şeylere dayanabileceğini görmek için sırf "merak" yüzünden ahlaki tüm değerlerini bir kenara atabiliyorlar, bu demek değil ki herkes böyle anlatmak istediğim şey genel olarak insanların içinde hem kötülük hemde iyilik var diğer insanlardan tek farkı bazıları bu kötülüğe negatifliğe bazılarıda iyiliğe yatkın yanlışı ve kötülüğü kişisel ahlaki değerlerin önüne geçmesini izin vermeyecek insanlar
Etik ve Ahlak dersinde hoca bunu sormuştum cevabım ' Kime göre? Neye göre' olmuştu. Robin Hood' u örnek verdim. Robin Hood zenginlere göre kötü, fakirlere göre iyi bir karakterdi.
Vader verdiğiniz böcek örneği tamamen sizin nasıl yetiştirildiğinizle alakalı diye düşünüyorum. aileniz küçüklüğünüzde size her canlının kıymetli olduğunu iyi öğretmiş demekki günümüzde de hala daha aynı kıymeti canlılara gösterebiliyorsunuz her ne kadar korksanızda. aynı korku bende de var, küçüklüğümde böceklerle oynarmışım, sokakta mesela elime örümcek falan alırmışım görünce annem de böcek bana zarar verebilir diye korkmuş, beni de korkutmuş yer o böcek seni diye. şimdi 25 yaşımda herhangi bi böcek görünce aşırı rahatsız oluyorum ve her ne kadar böceği öldürme gücüne sahip olsam da ben de öldüremiyorum, öldürmemeyi tercih ediyorum.

medeniyet öncesi insanların birbirini öldürmeden yaşayabildiği örneğinize de şöyle bir yorumum var; adamın biri mızrağıyla gidip avlanmıştır, tam iştahlı iştahlı yicekken başka bi adam gelip çalmaya çalışır mesela, diğer adam da yemeğini koruyabilmek için adamın kafasını taşla ezer. çevrede olan diğer insanlar bunu görünce herhangi bir hak hukuk, tanrı korkusu olmasa bile başkası tarafından cezalandırılma/öldürülme korkusuyla hareket eder. ki o zamanlar hayat zor insanlar yağmur altında taşın üstünde uyuyor, dışarda milyon çeşit yırtıcı hayvan var. birbirini anlayan insanların grup olup birbirine yardım etmesi, saygı duyması şart oluyor hayatta kalabilmek için yani. ben komşuma piçlik yaparsam yarın bir gün karşıma aslan çıkarsa bana kim yardım edecek amk korkusu oluşuyor bu sefer insanlarda. yani uzun lafın kısası herhangi bir tanrı korkusu, yasa, hukuk olmadan bile insanların uyum içinde yaşayabilmesinin sebebinin bu olduğunu düşünüyorum, ben başkasına iyi davranayım ki zor günümde yardım etsin.

iyilik ve kötülük kavramı görecelidir tabii, adolf hitler mesela tüm dünyaca kötü kabul edilen biri ama kendi açısından baktığında ülkesinin iyi yerlere gelmesi için uğraşan bi adam, döneminde pek çok insan tarafından sevilmiş ve saygı duyulmuş. şuan ona kötü biri dememizin sebebi savaşı kaybettiği için mi? veya atatürk, yaptığı onca uğraşa rağmen çevresi yok biz ille padişahımızı istiyoruz sikiyim demokrasiyi deseydi ve çevresindekiler başarılı olsaydı şuan tarih kitaplarında atatürk kahraman biri olarak mı tanıtılırdı yoksa ülkeye darbe yapmaya çalışmış bir hain, kötü biri olarak mı?

felsefi konularda zaten %100 kesin doğru cevap yoktur matematikte fizikte olduğu gibi. herkes farklı yorumlar, herkes farklı düşünür. bi önceki yorumumda bahsettiğim yüzük olsa mesela ben de yapabiliyorum diye her önüme geçeni öldürmem, marketten bir şeyler çalmam, başkasına herhangi bir zararda bulunmam. benim demek istediğim o rahatlık mümkün olsa, insanlar yakalanmayacağından emin olsa, allah korkusu olmasa, bu tarz eylemler artar çünkü kötülük aramızda hep var ve bazı insanları durduran şeyler bu tarz korkular tamamen.
İyilik ve kötülük senin de bahsettiğin gibi aslında öznel ve kişinin ya da bir grubun koyduğu bir yargı gibidir. Bazen bir iyilik edersin bir arkadaşına, arkadaşın da bunu iyilik olarak tanımlar ama 3. Bir kişi bunu kötülük olarak düşünebilir. 1 kişi 1 insana zarar vermeyi kötülük olarak tanımlayabilir. 1 grup insan 5 kişiye zarar vermekten çekinmeyebilir burda da vicdani bir rahatlık vardır. Yani 1 grup insan arasında verdiği bu zararı şahsi olarak kötülük bazında değerlendirmez. Bunun bir deneyi de vardı aslında hatırlayamadım.
Lonarad yok hayır eski çağdaki insanların gelişimi izlendiğinde tewk başına yaşarlarken 20 22 yaşında maksimum ölüyorlar gruplar halindeyaşamaya aşladıklarında bu hastalık bulaşmazsa 40 yaşına kadar yaşayanlar var sebebide birlikte avlanmanın kolay olması. kolaylık yuzunden birbirlerini öldürmüyorlar. ve birbirlerini herşeye karşı savunuyorlar.

tek bir insanın avlayabileceği tavşan olur, yada ona benzer küçük hauyvanlardır şansı yaver giderse belki geyikle karşılaşır ama tutki bir bufaloyu tek bir insan öldüremez. ama bufalo ona çok büyük besin kaynağı sağlayailir bu şekilde gruplaşmaya başlıyorlar şey aslında çok güzen anlatıyor Primal.

Her insan şefkat duygusu ile doğar zaten çoğalma görebini yerine getirmek için şefkat gerekir yoksa bazı kuşlardaki gibi aç kalan insan önce doğurduğu cocuğu yerdi.

dünya üzerinde yaşayajn çok nadir kabilieler insan yeti yemiştir örneğin buda insanlar asla besin olarak birbirlerini öldürmemiştir anlamına gelir. Bir insan bebeği baz alırsak birde kedi yavrusunu. kedi yavrusu annesi harici gördüğü her canlıya karşı savunma pozisyonuna keçer ve tıslar yaklaştırmaz. insan bebek ise asla savunma pozisyonuna geçmez saldırı yapmaya calışmaz.

insanlar gerçekten kusursuz kötülükten uzak olarak doğuyorlar. onların canını yaktıkça öğretiyorsun saldırmayı veya korunmayı bunun için sadece tümhayvanlaın yavrularına bakarak anlayabilirsinhangi canlının nasıl varoluğunu.
Lonarad Platon’un hangi kitabı bahsettiğin hatırlayabilme şansın var mı
Lonarad Korkudan dolayı zarar vermeme konusuna yarı yarıya katılıyorum öyle insanlar hele ki türkiye şartlarında çok olsa da kendisine kişisel doğruları empoze etmiş düşünmüş insanlar için istisnai durumlar olabiliyor.

Mesela kendimden örnek vereyim böcekleri hiç sevmem ama tiksinmemde ancak rahatsız olurum baya ancak eğer o böcek bana zarar yada rahatsızlık vermiyorsa öldürmem bu benim herhangi bir korkumdan kaynaklanmıyor yada küçükken ailemin bana onu öldürme bu kötü şunu öldürme bu kötü demesinden de kaynaklanmıyor bu benim kişisel kararım, bana zarar vermeyen bir şeye neden zarar vereyim ki düşüncesi ile ilerliyorum yani sonuç olarak bir kuralsızlık ve geri dönüş olmadığını bilsem dahi gidip birine zarar vermem yada hırsızlık yapmam kanundan korktuğum için değil doğru olmadığını bildiğimden dolayı.

Bu konuyla alakalı bir hikaye okumuştum, bir gün bir adam işe giderken evinin önünde sürekli köpekleri besleyen bir adam görüyormuş bir kaç gün sonra sormuş adama sizi sürekli köpekleri beslerken görüyorum köpekleri çok seviyorsunuz sanırım diye adamda şöyle söylemiş hayır köpekleri hiç sevmem ancak sevmemem onları aç bırakmam anlamına gelmez benim yemeğim bana fazla ve fazla olan yemeği paylaşıyorum onları sevmesem de yeme hakkını elinden almam gibisinden bir muhabbet.

Yani her zaman insanların şiddete meyilli olmaması şiddet göstermemesi bir şeyden korktukları için değil doğru buldukları içinde olabiliyor bence en değerlisi de bu olmuş oluyor çünkü asıl karakterleri bu oluyor, korku ile bir şey yapan insanlar hayatlarını tamamen yalana dayalı baskıyla hareket eden insanlar oluyor.
supermanprime doğru katılıyorum sana, insanların iyilik yapması için ille bir şeyden korkması veya zorunda olduğu için yapması gerekmiyor haklısın. bi üst yorumda lordumuzun da dediği gibi insan bebek herşeye nötr olarak doğuyor ve büyüdüğü ortam, çevresi nasıl bir insan olduğunu şekillendiriyor. yani senin bahsettiğin kişisel doğrular aslında büyüdüğün ortamla alakalı olarak gelişiyor. yani birinin sana hayır böceği öldürme demesine gerek yok, çevrendeki insanların onu öldürmediğini görerek büyürsen bilinç altında öldürmemen gerektiği işleniyor yine de.

varlıklı bir ailede büyüyüp yetişirsen kimse sana nasıl konuşman, giyinmen gerektiğine dair özel ders vermese bile çevrendeki insanlar nasıl davranıyorsa sen de o şekilde davranarak kendini yetiştiriyorsun ve günün sonunda sen de çevrendeki insanlar gibi oluyorsun. farzetki herhangi bir yerleşkedesin, bebekliğinden beri herhangi bir köpek seven insanla tanışmadın, herkes korkuyor köpeklerden, kimse sevmiyor, kimse yemek su vermiyor. sadece ailen değil çevrendeki komşun bile, bakkalda gördüğün insanlar bile herkes aynı. bi kere bile köpeğin kafasının okşandığını, sevilebildiğini görmedin 35 yaşına kadar diyelim. seni çevrendeki diğer insanlardan farklı düşünmeye itecek ne olabilir sen hayatın boyunca köpeklerin beslenmemesini, sevilmemesini gördüysen eğer?

yani uzun lafın kısası benim demek istediğim şey şu, mesela diyorsun ya bir şeyden korktukları için değil doğru buldukları için olabiliyor diye, bu insanları doğru olan şeyi yapma düşüncesi, doğru olduğuna inanmasına iten şey ne? hırsızlıktan ele alalım, hırsızlık kötü bir şey herkes tarafından kabul ediliyor, doğru bir şey değil. hırsızlığın doğru bir şey olmamasının sebebi insanlara içgüdüsel olarak gelen bir şey mi yoksa yüz yıllardır toplumda yanlış olarak kabul edildiği için, her türlü medeniyette sonucunda cezalandırıldığı için sonradan insanlara kötü bir şey olarak yerleşen bir şey mi? mesela ilk medeniyetlerden bu yana, tarihteki ilk hırsızlık yapıldığında "hee ihtiyacı varmış demekki napim alsın :D" deselerdi, şimdiye kadar hiç bir medeniyette cezası olmasaydı günümüzde şuan insanlar hırsızlığı kötü bir şey olarak görebilir miydi? yoksa tamamen normalleştirilmiş bir şey mi olurdu hırsızlık.

benim en çok merak ettiğim konu hiç bir etki altında büyümeyen bir çocuğun psikolojisi büyüdüğünde nasıl olurdu. mesela farzetki bi tane bebek bomboş bir odaya koyuluyor, yemeği suyu eksik olmuyor ve hayatta kalabileceği belli bir yaşa kadar ilgileniliyor bebekle. belli bi yaştan sonra sadece yemek ve su veriliyor başka hiç bir şey verilmiyor. sosyal medya yok, odanın dışında duyabileceği bir ses yok, odanın içinde yatak bile yok, hiçbir şey yok bomboş oda, başka insan yüzü görmemiş bilmiyor başka bir insanın olabileceğini, tüm dünyası sadece boş bir oda, görmediği birisi yemek ve su veriyor sadece tek etkileşimi o. böyle bi deneyin yapılması hiç etik olmaz mesela ama çok merak ettiğim bir konu, o insan 30 yaşına geldiğinde odadan çıkarılsa, kendi gibi başka insanların da olduğunu görse, dünyanın aslında bir odadan ibaret olmadığı, kocaman bir evrene sahip olduğunu öğrense o insanın psikolojisi nasıl olurdu onu merak ediyorum. ne düşünürdü mesela? veya daha doğrusu düşünür müydü, düşünme yeteneği kazanabilir miydi? diğer insanlarla etkileşimi nasıl olurdu? konuşup iletişim kuramazdı orası kesin ya da bir maymunla iletişimimiz nasılsa öyle olurdu, zar zor anlaşırdık. sinirlenir miydi, sakin mi karşılardı? hayatında hiç öfke görmemiş bir insan öfkelenebilir miydi? hayatında hiç mutluluk görmemiş bir insan odadan çıkınca mutlu olabilir miydi?
Lonarad İlk soruna bildiğim kadarıyla cevap verecem, doğru olduğuna iten şey ne demişsin. Bu basit bir mantık olayı sen kendi çaban ve emeğin ile kazandığın bir şeyin başka bir insan tarafından alındığı bir toplulukta yaşayabilir misin yada yaşayabilirsen eğer ne durumda yaşarsın ? Bu klasik empatiyi yaptığında zaten cevapta ortaya çıkıyor , senin hissettiğinin aynısını seninle eşit durumda ekonomik düzeyde olan insanlarda etkilenecek onlarda aynı hissi hissedecek bu işin dinsel yönünden bahsetmiyorum haksızlık hissinden bahsediyorum aynı şey senin başına gelse sende üzülürsün oda üzülür buda üzülür. Sen hırsızlık yaparken neden başkası kendi iyiliği için senden yada başkasından çalmasın böyle bir toplumda kaos olur insanların kendi içinde bastırdıkları hırsları ve arzuları bir süre sonra o toplumun bu şekilde rahat yaşamasından dolayı daha büyük felaketlere kadar gider bu dediğim toplum tipi doğruyu yanlışı kendisi için düşünmeyen sadece kişisel dürtülerinin baskın çıktığı insan tipinden bahsediyorum. Diğer türlü düzen içerisinde insanlar belli kurallar dahilinde rahatça yaşayabilirler işte bu insanları doğruya itiyor bana kural konmasa bile ben birisinin hakkına darp etmem bunun bir nedeni kişisel olarak kendimi böyle yetiştirdiğim için beni rahatsız edebileceği diğeri de ben yaparsam başkası da yapacak buda domino taşı etkisi olarak herkese yayılacak ve mevcut kural ve getirisi yoksa bu durmayacak, sen dursan başkası devam ettirecek. Ama düşünsene doğruyu yanlıştan kaosu düzenden ayırabilecek insanların olduğu bir topluluğu kurallara ihtiyaçları kalmaz çünkü içlerindeki bastırdıkları arzuları bastırmaya devam etmeleri bunu bastırmazlarsa kaostaki yaşamın çok kötü olabileceği bilinci ile yaşayan insanları, her şey aslında en temelde insanın kendisini düşünmesinden kaynaklanıyor bazıları ileri görüşlü bazıları da dar görüşlü.

2. Soruna gelirsek eğer buna karşı tam bir cevabım yok ancak daha önce bir yazı okumuştum bir kadın hayatı boyunca köyde yaşamış musluğun bile ne olduğunu bilmeyen tulumbadan su çekmiş birisi. Bu kadını musluk ile tanıştırmaya çalıştıklarında çok korkmuş ve elektirik çarpacağını zannetmiş insanlar genelde bilmedikleri şeyden korkma ve bazende öfke duyma eğilimine sahip büyük ihtimal hayatta kalmak için sahip olması gereken dürtülere sahip olacak yemek ve içmeyi bilecek ve bundan sonrası onun için tamamen muamma kalacak ve sanırım keşfedebileceği çoğu şey onun için korku oluşturacak yada oluşturabilir tam emin değilim bu konuda empati yapmak zor. Ancak benim en yakın tahminim kendisine zarar verebilecek hiçbir uyaran olmadığından dolayı keşfetme eğilimi gösterebilir çünkü çoğu insan ergenliklerinde aşk duygusunu hissetmek için fiziksel olarak kendisine hoş görünen insanları tanımadan kim olduğunu bilmeden bağlanıp buna aşk ismini takıyorlar ve muhtemelen 3 5 ay sonra birbirlerinin iyi ve kötü yönlerini gördükleri zaman birbirlerine uygun olmadıklarını anlıyorlar bunun tek cevabı bu duygunun ne kadar zevk verebileceğini içten içe hissetme ihtiyacından kaynaklandığı ve bence dediğim gibi keşfetme eğilimi gösterebilir.

Bu arada ek olarak belirtmem gerekirse ilk paragrafta yazdığın yazıyı es geçmişim kendimden örnek verecek olursam ben aslında lise 1 e kadar yetiştiğim ortama göre hareket eden kavgacı salak bi tiptim lise 1 de ne olduysa artık bir anda tamamen sessiz sakin inek bi tipe dönüştüm ondan sonrada karakter yapısı tam olarak oturdu yani beni kavgacı bir tipten daha sosyal ama barışçıl davranmama iten birşey olmadı bunun yanlış olabileceğini uzun uzun düşündüğüm sıralarda öğrenmiştim yani bu tam olarak doğru değil evet genel olarak çoğu insan ailesi ve çevresi ile şekilleniyor ancak daha önce de söylediğim gibi kişisel arzu ve dürtülere karşı baskın gelip irademiz ile doğruyu yanlıştan kaosu düzenden ayırabilecek kadar kafayı çalıştırabilirsek değişim o kadar da zor birşey değil.
Lonarad en güzel örnek anlattıklarına fare korkusu. bir fare insana ne yapabilir ki küçücük ve aslında sevimlli bir yaratıktır. Sıçana iğrenç derler ama aslında değildir sırf insanlar ondan iğreniyordiye otomatik ona karşı bir iğreti başlar. geçen binaya girmiş kaçtığı yeride gösterdiler gidip çıkarcam normal hayatta korkmamam lazım ama dolabın arkasınıaçamdım toplum baskısıyla irkildim arkadan tam deyneği zuatuıyorum kadının teki ayyy ayıplıp bayılıyor lan bi d ur ya. strese sotku sonra hepsini kovaladım gidin burdan ben halederim boş yere strese osokuyorsunuz diye. geldim dolabı cevirdim hayvan kenara yapışmış korkudan dokundumg ötüne kaçtı dışarı bitti gitti.

onlar varken kathien açamadım ama strese sokuyorlar.
supermanprime ilk sorumda benim sormak istediğim şey daha çok hırsızlık eğer toplumda hoşgörüyle karşılansaydı nasıl olurdu diye soruyordum. yani şuan günümüz toplumunda biri benden bir şey çalsa tabii ki rahatsız olurum, tabii ki hakkımı aramak isterim. şuan yaşadığımız toplum, bulunduğumuz medeniyet gereği hırsızlığın normal olduğunu düşündüğümüzde hani komik ve mantıksız geliyor, böyle bi düzen nası oluşabilir diye saçma buluyoruz bu argümanı, yazarken ben de saçma buluyorum şahsen ama farzetki böyle bi düzen oluşmuş rastgele bi toplumda, kimse emeğinin başkası tarafından çalınmasına karışmıyor, ihtiyacı varmış almış ihtiyacı olmasa almazdı diyip normal yaşamaya devam ediyor. benim bahsettiğim olay biraz gerçek dışı ama farzetki öyle bir toplum olsaydı nasıl olurdu diye soruyorum işte. o zaman da kötü bildiğimiz şeylere kötü demeye devam edebilir miydik?

benim genel olarak bahsettiğim konu iyiyi iyi, doğru ve kötüyü kötü, yanlış yapan şey bulunulan toplum düzeni, çevrendeki insanlar. herkes doğrusunu bildiği şeyi yapıyor, kimse bir eylem gerçekleştirirken yahu bu yanlış ama neyse ya bişi olmaz demiyor çünkü her insanın vicdani duyguları var. insanlar kendilerini o eylemi gerçekleştirirken farklı bahanelerle vicdanını daha kabullenebilir hale getirebilir, ben bunu çalmazsam yarın açlıktan ölürüm diyodur mesela. yapılan eylem ne olursa olsun herkes kendine göre haklı. örneğin türkiyenin batısında insanlar genel olarak birbirini istediği gibi sevebiliyor, aşkını istediği gibi yaşayabiliyor. ama türkiyenin doğusunda töre, başlık parası, kızımı istiyosan bi 40 koyun ver önce tarzı farklı kültürler farklı doğrular, farklı yanlışlar mevcut. batıda yaşayan biri doğuya baktığında kızın özgürlüğünü kısıtlıyorlar ne kadar kötü ve gerici bir davranış olarak görebilir. doğuda yaşayan biri batıya baktığında vay herkes orospu olmuş diye görüp kendince yorumlayabilir. biz bu düşünceye sahip birine cahil deriz, bizim için kötü biridir ama aynı görüşe sahip biri için iyi dedin gardaşım diyip sırtını sıvazlarlar adamın.

Vader aynen öyle valla yılan için falan da öyle yılan görsem korkudan altıma sıçarım nereye kaçacağımı şaşırırım ama youtube'ta görüyorum millet alıp boynunda gezdiriyo yılanın suratına baktığında da tatlı bi suratı var aslında :D ya da evde tarantula görsem kaçarım o şehri terkederim komple ama millet suratında falan gezdirdiğini görünce ulan o kadar korkulacak bi şey yokmuş aslında ısırıp kolunu koparacak hali yok diyosun.
Lonarad Şimdi hırsızlığı normal gören bir toplum olsa (ki şu an türkiyede zaten hırsızlığı normal olarak gören bir kesim net var ) insan hisleride normalleşirdi gibi bir mantık kuruyorsun belki ama öyle değil bu konuyla alakalı ama farklı bir film vardı çok ilginç Yalanın icadı isimli orada da kimse yalan söyleyemiyor herkes kendi düşüncelerini tak tak söylüyor buradan belki bir fikir edinebilirsin ancak şöyle bir durum var hırsızlığın kabul gördüğü bir yer olsa dahi insanlar her türlü tepki verecek nerede olursan ol kim olursan ol senin emek verdiğin birisi hiç emek vermeden senden çalarsa her şekilde rahatsız olursun yani bu durumda ihtiyacı vardı aldı diye bir düşünce yok şimdi düşün hırsızlık normal o senden çalıyor diğeri senden çalıyor bi bakıyorsun akşama kadar köpek gibi çalışmışsın ama yiyecek ekmeğin yok sen bu durumda ihtiyacı olmasa almazdı dermisin demezsin sende çalarsıne nerede biticek bu herkes çalıp hazıra alışırsa bu çaldıkları eşyayı ham maddesini şekillendirenler vs çalışacaklarını falan mı zannediyorsun mesela bu şekilde o toplumun tüm dengesi kayar üreten üretmez çünkü evinde oturup yemeğini beleşten yemek varken neden çalışsın sonuç olarak emeğini karşılığını alamadığında ister istemez bunun yanlış olacağını hissediceksin yanlışı hissediyorsan tersi ile doğruyu da bulabileceksin

2. dediğin şeyde de anlatmak istediğim şey şu çevreden etkilenme ona göre yorumlama tabiki de var ama doğrusunu bu işin ortasını sende düşünebilirsin mesela kendimce bir örnek vereyim dinsel olacak ama başörtüsü müslüman olan insanlar başörtüsünü takmalarının nedeni tanrının emretmesi bu emrin nedeni de erkeklerin dişilerden cinsel olarak etkilenmemesi sen bu sonuca göre düşünmeden kafayı kullanmadan gidersen mesela bi farkın kalmaz ancak sorgularsan dersen ki ben normal bir insan olarak başı açık olan bir kadını cinsel olarak çekici değil sadece güzel buluyorum bu insanların asıl amacı saçtan bile cinsel olarak etkilenebilecek psikopat insanlar için bir önlem olur ( oda olmaz ya orası ayrı) diyorsan mesela kendince bir şeyi ortalamayı başarabiliyorsundur düşünmeyi doğruyu yanlıştan ayırmayı kendi çevrendeki dayatmalar yerine özgür bir insan olabilmeyi başarıyorsun demektir
supermanprime benim mesela bahreynli arap bi kız arkadaşım olmuştu daha doğrusu flörtüm olmuştu çok kız arkadaşı denmez 2-3 ay falan takıldık çünkü. kendisiyle konuşmuştum işte bu başörtüsü üzerine konu açıldı, sordu bana sen benim kapalı olmamı mı tercih ederdin yoksa açık olmamı mı diye. ben de dedim ki farketmez benim için sen nasıl rahat ediyorsan ne istiyorsan onu yaparsın dedim. kız bana sanki ben dünyanın en büyük gavatıymışım da kız arkadaşımın namusunu korumuyormuşum gibi davrandı :D başkası görcek kıskanmayacak mısın falan diyor cahil cahil konuşma la diyemedim kıza niye çünkü bahreynde okullar bile kızlar için ayrı, erkekler için ayrı olurmuş aynı ortamda olmasınlar diye katı islami bi ülke yani bildiğin arap ülkesi işte. böyle bi ortamda büyüyüp yetişen bi kızın bu şekilde düşünüyo olması normal bunun özgür düşünceyle alakası olduğunu sanmıyorum şahsen. kendilerine belli bir çizgi çekmişler, o çizginin ötesi kötü demişler. türkler olarak bizim de var mesela çizgilerimiz, karımızı biri dansa kaldırsa ya da çok sevdiği samimi bir arkadaşı gelip dudağından öpse kıskançlıktan geberir hatta olayı cinayete kadar sürükleriz ulan sen misin benim karımla dans eden sen misin benim karımı öpen diye. ama bizim batımızdaki toplumlarda bunlar da normal ve başkaları tarafından gavatlık olarak görülmüyor :D
Lonarad Başkaları tarafından "gavatlık" olarak görülmemesi eşleri kendilerine benimsememiş rahat insanlar, o zaman kendimden örnek vereyim.

Mesela bizim sülale ana ve baba 2 tarafta dinine bağlı namazında namazını kaçırmayan insanlardan oluşuyordu ananeden kalma bir sürü kuran ve dini kitaplarla dolu bir bölüm ve beni de böyle yetiştirdiler ancak asıl konuya gelirsek kafayı çalıştırıp belli bir konuda doğruyu yanlışı mantığı düşünüp eleştirdiğim zaman müslümanlık inancımda birden kayboldu yani o ana kadar beni dini bütün bir insan olarak yetiştiren insanların ve çevremin etkisinden kurtulabildim ve bu gayette rahat bir şekilde oldu. İnsandan insana göre değişir kafayı kullanabilen insanlar için bulunduğun düzen içinde mantığı doğruyu yanlışı düşünmek ve değişim çok zor değil. Büyük ihtimal diğerleri gibi din sorgulanmaz deyip kafayı eğseydim bende senin verdiğin örnekteki bir insan bile olabilirdim, din gibi konular mantık ve düşünceyle fikirlerinin değişebileceği şeyler. Ancak aşk gibi şeyler yani duygular pek öyle değil örnek vereceksek mesela kızları ciddi düşünen birisi değilde eğlenmelik sadece sex için düşünen erkekler için yanındaki kızları kim öpmüş kim avuçlamış umrunda olmaz kendi zevkini düşünür çünkü neden umrunda olsun yarın başka kızla takılacak .Bu daha çok zevkle alakalı ben ciddi bir ilişkide olan bir insanın gidipte kız arkadaşının başka bir erkekle yiyişmesine " of çok güzel yiyiştin hayatım harikaydın" diyebileceğine ihtimal vermiyorum 😀
supermanprime tam olarak demek istediğimi anlayıp objektif olarak yaklaştığını düşünmüyorum. bi kaç tane link bırakıcam şimdi ne demek istediğimi daha iyi anlaman için
https://en.wikipedia.org/wiki/Kiss...traditions
https://globalnews.ca/news/3531284/kissing-children-lips/

bu attığım haberde david beckham ve karısı victoria beckham çocuklarını dudağından öperken instagramda fotoğraf paylaşmış, beğenen olmuş ve beğenmeyen olmuş. sitede de belirtildiği gibi,
"In European cultures, she notes, kissing on the lips and cheeks is very common among adults and children."
avrupa kültürlerinde çocuklar ve yetişkinler arasında dudaktan ve yanaktan öpüşmek çok yaygındır/normaldir demiş ebeveyn uzmanı roma khetarpal.

attığım wikipedia linkinde de kültüre bağlı olarak avrupada, latin amerikada ve latin avrupada; dudaktan öpmek veya yanaklardan öpmek normal ve yaygın olduğu yazıyor.

benim demek istediğim nokta bu, türkiyede bu öpüşme kültürü bulunmuyor. türkiyede birisi akrabasına misafirliğe gittiğine elden tutulur, yanak yanağa değdirilir ve havaya öpücük atılır türkiyede öpüşmek bu şekilde. asıl önemli nokta ise bu hareketi başkasının karısına yaptığında ofansif algılayabilecek insanlar var, sen niye yanağını karımın yanağına değdirdin tokalaş geç diyecek insanlar var. herkesin kendisine göre bi gavatlık sınırı var yani.

bahsettiğim kültürel değişiklikler ve türkler olarak bulundurduğumuz çizgi bu işte bizim, son cümlende belirttiğin "kız arkadaşının başka bir erkekle yiyişmesine " of çok güzel yiyiştin hayatım harikaydın" diyebileceğine ihtimal vermiyorum 😀" tam olarak konuyu özetliyor zaten. avrupada sen gidip birinin karısının dudağından, yanağından öpsen hani havaya öpücük atsan demiyorum dudağını değdirip öpsen, kimse bunu senin o insanla sexual bi durum oluştu olarak görmeyecek. öptü lan işte normal ne var bunda diyecek, gavatlık olarak görmeyecek. ama türkiyede aynısı kız arkadaşımı yedi olarak görülüyor ve gavatlık olarak görülüyor bilmem anlatabildim mi :D

he bunda yanlış bir şey yok gerici bi toplumuz demiyorum fakat her ülkenin, her kültürün yanlış gördüğü hatalı gördüğü yerler var. kafamı kaldırdım aydınlandım demek o kadar da kolay bir şey değil o yüzden. ben de bir türk olarak karımı dudaktan öptürmek istemem şahsen yani avrupada öpsünler banane onlardan. aa onlarda normalmiş ben de öptüreyim o zaman demek istemem şahsen. verdiğim arap ülkesi/türkiye/avrupa ülkesi örneğini şu şekilde tekrar özetleyeyim;

arap ülkesinde sen bi kadının elini dahi tutamazsın, işin islami günah olup olmamasının üzerinde bi kızın elini tuttun diye onun namusunu kirletmiş gibi görülüyorsun. bi adamın karısının elini tutunca o adamı gavat hissettiriyorsun. bu şekilde bir sınır çekmişler dediğim gibi bunun ötesi kötü demişler.
türkiyede sevgilini/karını dudaktan başka biri tarafından öptürmezsin. bu şekilde bir sınır çekmişiz, eliyle tokalaş yeter demişiz hadi çok yakınsak yanakları değdir havaya öpücük at demişiz. biz de bu şekilde sınır çekmişiz, bunun ötesi kötü demişiz.
kültürüne sahip bi avrupa ülkesi de dilini değdirmeden öp dudaktan kardeşim ne olcak normaldir demiş. verdiğim david beckham örneğinde de bir anne/baba çocuğunu dudağından öpebiliyor. gayet normal bir şey onlar için.

asıl konudan fazlasıyla uzaklaştığımızı düşünüyorum, adam basitçe iyi ve kötünün tanımı nedir diye sormuş bizim konuştuğumuz şeye bak :D genel olarak benim konuya yorumum, iyi davranış ve kötü davranış bulunduğun topluma göre, yaşadığın kültüre göre ve senin yaşam şartlarına göre değişiyor. herhangi bi fizik kanunu gibi bu doğrudur bu yanlıştır diyemiyoruz. filozoflarda zaten iyiyi ve kötüyü nasıl ayırt edicez, hangisi doğru hangisi yanlış nasıl bilicez ve adaleti bunun üzerine nasıl sağlicaz diye düşünerek bu soruyu atmış ortaya.
Lonarad ne gereksiz tartışma yapıyorsunuz ya cuckold diye bir kavram var. Adam.karisini başkasıyla sevişirken görmekten memnun oluyor karisida hoslaniyorsa bu durumdan ömür boyu evli.kalio birbirini seven ama cuckold olan çiftler var bu sadece Avrupa'da değil Türkiye'de daha fazla. Swinger partilerin bile dünyada.merkezi adana yani. Her sene 10 swinger parti düzenlenen Adana baskin haberlerinde yer alıyor.

İşin özü boşuna tartisiyorsunuz milletin ne yaptığı kimseyi bence ilgilendirmiyor.

Şu milletin cinsellik konularının tartışılması kadar saçma bir konu yok herhalde size yada bize.ne abi kim karısını becertiyormus falanca dudaklarından opuyormus falanca da şöyle yapıyormus.

Alan memnun veren memnun. Bosverin
Vader bence de gereksiz uzadı da ben işin cinsellik yönünden, swingerlıktan falan bahsetmedim zaten ülkeler arası kültürel farklılıklardan bahsettim.
Lonarad Yalnız şöyle bir durum var asıl konudan koptuğunu söylüyorsun ancak "hırsızlık normalleşseydi ne olurdu" sorundan işi sexin toplumsal ahlakının üzerindeki doğrulara ve yanlışlara kaydırıyorsun bunu kaydırdan ben değilim ben sadece açtığın konuya cevap veriyorum, daha önce dediğim gibi iyiyi ve kötüyü oluşturan etmenler hisler zevkler acı duygusu ve doğru yanlış iyi kötü bunlara göre değişiyor yani akıl hastanesinde olan bir akıl hastasının yaptığı hareketler normal insanlara göre saçma gelse de ona mantıklı geliyor yada doğru geliyor yada katil geni olabilen yada can yakmaktan hoşlanan insanlar bir insana herhangi bir konuda birşeyin zevk vermesi onu genel bir doğru yapmaz mesela sen a kişini öldürüyorsun bu senin hoşuna gidiyor neden belki bir nedenin vardır mantıklı yada mantıksız bu doğru demek değil, ha ülkelere göre örf adetlerine göre insanların doğruları şekilleniyor mu evet ancak din bir adet değil genellikle bir kurallar bütünü sana kime nasıl ibadet etmeni nasıl davranmanı söyleyen kurallar, din üzerinden konuşacak olursak eğer bir erkek ben saçtan neden etkileneyim yada bir kadın benim saçımdan neden cinsel olarak etkilensin diye sorgulamıyorsa ona kalmış birşey evet çoğu kişi sorgulanmaz diye yetiştiriliyor ama sorgulayanlar da oluyor bu ayrı bir konu işin sex konusuda lorda katılıyorum, ancak sex konusundaki çeşitlilik dinle çok bağlı birşey değil din konusunda insana kendi özgürlüğü konusunda mantıksız gelen şeyler olabilir cinsellik farklı büyük ihtimalle tahminim karısı başkaları ile paylaşan kişi ya başka kadınların tadına bakmak yada karısının başkalarının arzulaması beğenilmesinden zevk alıyorlar bu bir his duygu bu duyguyu sorgulayarak yıkmak yada aşılamak olabilitesini bilemiyorum. Ahlaki doğru ve yanlışlara ne doğru demek nede yanlış demek pek mümkün değil gibi bu yüzden neye göre kime göre, ancak tüm doğru ve yanlış kategoriside bundan ibaret değil direk kaos ve düzen ile alakalı çok örnek var
Boşverin kimi kimi düdüklüyorsa düdüklesin
supermanprime hocam uzun uzun yazdım diye okurken kelimelerin içinde mi kayboluyorsunuz benim bahsettiğim konudan çok farklı yerlere saptı konu çünkü. ben sexle ilgili herhangi bi konu açmadım, farklı kültürlerde insanların doğruları ve yanlışları değişir diyorum.

benim bahsettiğim konu, verdiğim örnek “öpüşmek”. sevgili üzerinden örnek verdiğim için yanlış anlaşılıyorum belki, şöyle basitleştireyim bazı avrupa kültürlerinde halanı, teyzeni, amcanı, dayını kadın erkek fark etmeden, gay olmasan bile, ağzın kapalı olacak şekilde dudaktan öpmenin normal karşılandığı, CİNSEL BİR ŞEKİLDE ALGILANMADIĞINDAN bahsediyorum ben. söylediğim şey bazı kültürlerde bu olay yanlış ve kötü olarak algılanabilir ama bazı kültürlerde normal, sevdiğin bi komşunu dudaktan öptüğünde kimse napıyosun amk demeyecek yani olayın dini kısmından bahsetmiyorum bile dini bir sey degil bu, kültürdür bu olayın gavatlıkla veya cinsel bi ilişki yaşamakla alakası yok. türkiyede bu kültür olmadığı için bu konudan bahsettiğimde cinsel bi ilişki yaşıyormuş gibi algılanıyor ve konu swingerlığa kadar gidip gavatlik olarak algilaniyor zaten ama alakası yok benim bahsettiğim şeyle. he konu cinsellik olacaksa benim de umrumda değil kim kime değdirmiş.

ya yazdıklarım tamamiyle okunmuyor, ya kendimi iyi ifade edemiyorum, ya da siz okuduğunuzu anlamıyorsunuz çünkü aynı şeyi anlatmak için 4 kere uzun uzun yazmam gerekiyor konunun anlaşılması için.

en baştaki iyilik ve kötülük kavramlarını kendi cümlelerinizle tartışınız sorusundan buraya da o yüzden geldik, iyilik ve kötülük bulunduğun toplumca kültürel olarak değişebilen etkendir diyorum ben. filozoflar da bu yüzden bunun üstüne kafa yorup ulan herkesin iyiliği ve kötülüğü değişkenlik gösteriyor biz nasıl adaleti sağlarız böyle bi durumda diye düşünüp kafa yoruyor zaten.

Ben diyorum ki, iyilik ve kötülük kavramları toplumdan topluma, kültürden kültüre ve yaşadığın ortama göre değişir. Yukarda yazdıklarım da tamamen bu tez üzerine kurulmuş yazılan yazılar, verdiğim kültürel farklılık örnekleri bu tez üzerine hep. Bomboş götümden bir şeyler sallayıpta konuşmuyorum 2 farklı kaynakta verdim sunduğum argümanları güçlendirmek için.

Tartıştığımız konu felsefi bi konu olduğu için yaptığımız konuşmaların bi çözüme ulaşacağını düşünmüyorum şayet 2000 yıldır filozoflar aynı şeyi konuşup birbirine düşüp duruyor biz mi çözücez bu sorunun cevabını
Lonarad Sorunda o zaten bu konunun belli bir yerinden sonra yazılan yazılmış oluyor yani uzun yazacak bir neden yok uzun yazıp yorumlarını detaylandırınca bende o detayı yorumluyorum ortalık daha fazla karışıyor, söylemek istediklerini kısa da yazabilirsin örnek olarak " farklı ülkelerde insanlar cinsel konuda daha rahat olduğu gibi aile üyelerinin birbiriyle dudaktan öpüşmeleri cinsel bir arzu oluşturmuyor buda diğer ülkelerdeki bu konudaki doğru ve yanlış kavramında da değişiklik gösteriyor" gibisinden ufak bir yazı da gayet açıklayıcı olurdu ki bu konuya zaten katılıyorum, senin anlayamadığın konu bu konuya birde arap kız arkadaşın ile alakalı anlattığın konudaki dini bölüm, bir insanın dini kuralları uygulaması ile doğumundan itibaren yetiştirilmiş ahlaki yetiştirme arasında fark var bir insan teyzem bana dudaktan öptü neden cinsel olarak arzu oluşmadı diye düşünmez öyle yetişmiş hisleri öyle evrimleşmiş ama bir insan ben neden bir kızın saçından etkileneyim diyebilir çünkü normal bir insan bir kıldan etkilenmez ve bu yazılı bir kuraldan oluşuyor yada öyle yorumluyorlar
supermanprime başka bir olasılık kaldımıki? şarkı değiştirme yarışması gibi olmuş.
-----
...akıl hastanesinde olan bir akıl hastasının yaptığı hareketler normal insanlara göre saçma gelse de ona mantıklı geliyor yada doğru geliyor yada katil geni olabilen yada can yakmaktan hoşlanan... yada ben seni sevduğumi da dünyalara bildirdum
-----
Vader biraz abartılmış bir tartışma olabilir evet 😀
supermanprime o verdiğim arap kız arkadaş örneğine de açıklık getireyim konu iyice arap saçına döndü çünkü :D

o konuda verdiğim örnekte yine kültürel bir örnekti dini bir örnek değildi. kızın kendisi de öyle allah kitap namaz niyaz takılıp full kara çarşaf, türban takan biri değil çünkü yalandan eşarpla kafasını örten birisi. kendi kafasını örtmesinin sebebi allahım öyle buyurmuş diye değil, örtünmese ceza alacak veya ailesi orospu mu oldun diye bakacak kızına. böyle bir toplumla, aileyle, çevreyle büyüyen birisi o yüzden örtünmesine karışmadığımda beni potansiyel bir gavat olarak görebiliyor demek istediğim o benim.

Bu konuştuğumuz konunun dini bi tarafı da var tabii filozofide çok konuşulur mesela eğer tanrı varsa kötülüğü neden önlemiyor gibi ama o apayrı bi konu bide onu konuşmayalım 40 saat :D
Lonarad ben o kızın "saçımı açsam kıskanmayacakmısın" lafından pek zoraki örtündüğünü düşünmüyorum :) belli ki dinsel bi kafa ile ilerliyor diğer konuda hiç değilse benim için çok karışık değil şuan ki dünya düzeyine bağımsız olarak baktığında tanrının dünya üzerinde etkisi kötülüğü durdurma ve yok etme üzerine değil bence hiçbir etkisi yok domino taşı misali eğer kötülük varsa tanrı umursamıyordur umursasa neden yok etmesin ama en son konuyu tartışmayı seven biriysen zevk duyarım benimde tartışmasını sevdiğim konularda başı tutar :)
Yukarı