kötülük kısaca ahlaki bakımdan iyinin karşısında olan seçenek.
Plato'nun bi kitabında ring of gyges adı altında bir hikaye var, bildiğin lotr'daki yüzük. Gyges çobanlık yaparken kendini görünmez kılacak bir yüzük bulur ve bu yüzüğü taktığında kimse onu görmeyeceği için ne yaparsa yapsın hiç bi şeyin hesabının sorulmayacağını farkeder. Hırsızlık yapar, tacizde bulunur her türlü kötülüğü yapar ve herşey yanına kar kalır. Kimse tarafından yargılanmayacak olsanız mesela, kimse sizin yaptığınızı bilmese, marketten bir şeyler çalar mıydınız ya da hiç sevmediğiniz bi politikacıyı ( :) ) gidip öldürür müydünüz yoksa son derece ahlaklı takılıp iyilik perisi olmaya devam mı ederdiniz? İnsan olarak doğamızda iyi varlıklar mıyız yoksa fırsat sunulduğunda her türlü piçliği yapabilecek potansiyele mi sahibiz?
internette herkes anonim mesela, kimse kimseyi tanımıyor. bu yüzden insanlar yüz yüze, normal hayatta söyleyemedikleri küfürleri, ırkçılığı, nefreti ve her türlü kötülüğü daha rahat yansıtabiliyorlar.
dini açıdan baktığında da pek çok din bu kavramı kendince açıklamaya çalışmış.
hinduizmde mesela kötülüğün esasında iyi olduğu, karma kazandırdığı, reenkarnasyon bakımından faydalı olduğu ve evrende kötü bir şey olmadığı fikri.
taoizmde mesela kötü olmadan iyi anlam kazanmaz. kötü iyiyi anlayın diye vardır, kötü aslında bir dengedir yani kötü, kötü bir şey değildir (ying yang)
islamiyette veya diğer benzeri dinlerde ise burasının bir sınav dünyası olduğu savunulur. en doğrusunu allah bilir ne kurcalıyon denir.
saint augustine kötülüğü tanrıdan yoksun kalmak veya iyilik eksikliği şeklinde yorumlamış. yani kısaca insanlar zorunlu olduğu için iyi. farzetki ortada insanların ölümden sonra yaşam gibi bir düşüncesi, herhangi bir din korkusu yok. kötü biri oldum cehennem azabı çekicem korkusu yok, ve yaptığın eylemleri kimse görmeyecek senin yaptığını bilmeyecek. sence insanlar genel olarak daha bencil ve daha kötü mü olurdu yoksa herkes aynı düzende iyi olmaya devam mı ederdi?