Middlelost
M******** E**** K***
Jedi Guardian
İstanbul
Ekim 2020
Fazla kaynatılmış limonlu türk kahvesi gibi hayat
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
En çok dinlediği şarkılar
Son dinlediği şarkılar
Beğendiği gönderiler
samuelacarson Sith Sorcerer » Sosyal » Genel
Telefoncular, yalan söyleme konusunda çok başarılı esnaflar.
Yurt dışından en ucuz malları topluca çeker, 1e5 1e10 koyarak sana kakalar. Sorsan, ticaret der.
Gözünün içine baka baka yalan konuşur, yetmez bir de seni bunun doğru olduğuna inandırmaya çalışır.
Aynı kabloyu, 20w 40w 60w fark etmeksizin hepsiyle uyumludur, hızlı şarj kablosu abi evrensel kablodur der, fiyatı da normalde 150 lira sana 100 olur der. Hiç bilmeyen birisi de bunlara inanıp alır ve bataryanın anasını bir güzel ağlatır.
Ne güzel memleket.
Yurt dışından en ucuz malları topluca çeker, 1e5 1e10 koyarak sana kakalar. Sorsan, ticaret der.
Gözünün içine baka baka yalan konuşur, yetmez bir de seni bunun doğru olduğuna inandırmaya çalışır.
Aynı kabloyu, 20w 40w 60w fark etmeksizin hepsiyle uyumludur, hızlı şarj kablosu abi evrensel kablodur der, fiyatı da normalde 150 lira sana 100 olur der. Hiç bilmeyen birisi de bunlara inanıp alır ve bataryanın anasını bir güzel ağlatır.
Ne güzel memleket.
Gizlenen 19 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Potansiyel dolandırıcılar. Telefoncular, sanayi esnafı, bilgisayar tamiri yapanlar, galericiler, siyasetçiler… enler bu şekilde liste uzar gider
bilgisayar tamiri ve telefon tamiri yapanları hiç sevmem teknik servise göndericen ne kadar pahalı olursa olsun. bu adamlar yapmış gibi yapıyor bir yeri yapıp diğer yeri bozuyor tek sorunlu telefonunun birden cok sorunu oluyor, sonra uğraş dur.
Bunun yanlız telefon ile kısıtlı bir kategoriye daraltılmış olması hatalı olmuş. Kısaca Türk esnafını tarif etmişsin. Ne iş yaptığının önemi yok, Türk esnafı olması yeterli bunları yapmak için.
Bakın siz çoğu şeye alıştığınız için mesela size doğal gelen ama yabancı insanlara çok ilginç gelen şeylerden bir kaçını sıralayım.
Amerikadan arkadaşlarım geldi, ilk defa Türkiye'ye gelişleri. Biz de kalmaları için ısrar ettim ama gezmeyi tozmayı keşfetmeyi çok sevdikleri için otelde kalmayı tercih ettiler ve ısrarla en tarihi yerde ayarlamamı istediler. Ben taksime falan yakın olsun fakat kalitesizliğide çok koklamasınlar diye nişantaşında ayarlamak istedim fakat ısrarla galatanın yakınları ara sokaklar diye ısrar ettiler.
Çünkü uyanıp otelden çıktıklarında her bir türk ne yaşıyor, şehrin zorluğu güzelliği ne bu şekilde keşfetmeye bayılıyorlar. Gayet varlıklılar ama atıyorum adamlar kapadokyaya gitmiş olsa asla 5 yıldızlı otel varsa var mıdır bilmiyorum ama orada kalmıyorlar. İnatla peri bacasının içerisine biz bi hasır serer uyuruz modundalar.
Çok entellektüeller falan kısaca tarihi tam anlamıyla yaşamak istitiyorlar. Neyse çok uzatmadan konuya gireyim. (evet uzattım farkındayım). Herneyse geldiler birlikte gezdik 1 gün. 2 gün dediler sen kesinlikle bizi almaya falan gelme. Gerekirse kayboluruz, işimize de gelir biz keşfetcez. Tamam dedim ne haliniz varsa görün, zaten en fazla sikerler diye de espri yaptım.
Yemin ediyorum öbür gün suratları 5 karış. O kadar sinirlilerki. Ne oldu dedim. Keşke sikselerdi diyor. Dedim ne oldu, korktumda başlarına bir şey mi geldi diye.
Ya diyor hiç kusura bakma sizin bu esnafların hepsi dolandırıcı bildiğin scum yuvası. Herhalde martı eti falan kakaladılar diye düşünüyorum. Başladı anlatmaya.
Ya diyor, buraya gelmişiz insan Türk yemekleri yemek istiyor. Herşeyi tatmak istiyor. Bir restoran görüyoruz veya bir hemen sokak üstünde lezzet noktası gibi küçük işyerleri. Dışardan bir bakıyoruz "aman tanrım kocaman sandevüçler içleri dolu dolu resimler, tabak tabak yemekler etler taşıyor böyle" hevesleniyoruz içeri giriyoruz önümüze bir tabak yada sandeviç geliyor. Ya sandeviçin içi boş. Restoransada koca tabağın ortasına bir kaşık yemek...
Bu ne diyor adam haklı olarak. E görseldekiyle aynı değil. Bu resmen do-lan-dı-rı-cı-lık nasıl ceza kesilmiyor bunlara diyor.
Adam daha önce karşılaşmamış böyle bir şeyle. Akşam sıkılmış otele giderken aç kalmış belliki. Marketten cips almışlar. Lays almış büyük paket.
Paketi bir açtım diyor yarısından coğu hava. Yuh dedim diyor. Bir de Frito-Lay bizim oranın markası. Dedim sizin orayla alakası yok yasalar insanı savunmayınca bu şekilde teşvik edince. Bizim çıkarcı işverenlerde doğal olarak sonuna kadar köklüyor.
Türkiye cidden bakın alıştığınız için çoğunuz farkında değilsiniz ama "dolandırıcılar ülkesi" ciddi amlamda heryer gördüğünüz her afiş, her reklam bir dolandırma yöntemi.
Bakın siz çoğu şeye alıştığınız için mesela size doğal gelen ama yabancı insanlara çok ilginç gelen şeylerden bir kaçını sıralayım.
Amerikadan arkadaşlarım geldi, ilk defa Türkiye'ye gelişleri. Biz de kalmaları için ısrar ettim ama gezmeyi tozmayı keşfetmeyi çok sevdikleri için otelde kalmayı tercih ettiler ve ısrarla en tarihi yerde ayarlamamı istediler. Ben taksime falan yakın olsun fakat kalitesizliğide çok koklamasınlar diye nişantaşında ayarlamak istedim fakat ısrarla galatanın yakınları ara sokaklar diye ısrar ettiler.
Çünkü uyanıp otelden çıktıklarında her bir türk ne yaşıyor, şehrin zorluğu güzelliği ne bu şekilde keşfetmeye bayılıyorlar. Gayet varlıklılar ama atıyorum adamlar kapadokyaya gitmiş olsa asla 5 yıldızlı otel varsa var mıdır bilmiyorum ama orada kalmıyorlar. İnatla peri bacasının içerisine biz bi hasır serer uyuruz modundalar.
Çok entellektüeller falan kısaca tarihi tam anlamıyla yaşamak istitiyorlar. Neyse çok uzatmadan konuya gireyim. (evet uzattım farkındayım). Herneyse geldiler birlikte gezdik 1 gün. 2 gün dediler sen kesinlikle bizi almaya falan gelme. Gerekirse kayboluruz, işimize de gelir biz keşfetcez. Tamam dedim ne haliniz varsa görün, zaten en fazla sikerler diye de espri yaptım.
Yemin ediyorum öbür gün suratları 5 karış. O kadar sinirlilerki. Ne oldu dedim. Keşke sikselerdi diyor. Dedim ne oldu, korktumda başlarına bir şey mi geldi diye.
Ya diyor hiç kusura bakma sizin bu esnafların hepsi dolandırıcı bildiğin scum yuvası. Herhalde martı eti falan kakaladılar diye düşünüyorum. Başladı anlatmaya.
Ya diyor, buraya gelmişiz insan Türk yemekleri yemek istiyor. Herşeyi tatmak istiyor. Bir restoran görüyoruz veya bir hemen sokak üstünde lezzet noktası gibi küçük işyerleri. Dışardan bir bakıyoruz "aman tanrım kocaman sandevüçler içleri dolu dolu resimler, tabak tabak yemekler etler taşıyor böyle" hevesleniyoruz içeri giriyoruz önümüze bir tabak yada sandeviç geliyor. Ya sandeviçin içi boş. Restoransada koca tabağın ortasına bir kaşık yemek...
Bu ne diyor adam haklı olarak. E görseldekiyle aynı değil. Bu resmen do-lan-dı-rı-cı-lık nasıl ceza kesilmiyor bunlara diyor.
Adam daha önce karşılaşmamış böyle bir şeyle. Akşam sıkılmış otele giderken aç kalmış belliki. Marketten cips almışlar. Lays almış büyük paket.
Paketi bir açtım diyor yarısından coğu hava. Yuh dedim diyor. Bir de Frito-Lay bizim oranın markası. Dedim sizin orayla alakası yok yasalar insanı savunmayınca bu şekilde teşvik edince. Bizim çıkarcı işverenlerde doğal olarak sonuna kadar köklüyor.
Türkiye cidden bakın alıştığınız için çoğunuz farkında değilsiniz ama "dolandırıcılar ülkesi" ciddi amlamda heryer gördüğünüz her afiş, her reklam bir dolandırma yöntemi.
Vader japonyada mıydı çinde miydi adamlar aburcuburda bile doğruluk istiyor, ambalajın üzerindeki fotoğraf içindeki ürünle birebir aynı görünmeli ve aynı boyutta olmalı demişler, ben bunu gördüğümde çok şaşırmıştım (tabiki gidip görmedim sosyal medyada gördüm🥲) cidden biz böyle olmasına alışmışız olması gerekeni görünce şaşırıyoruz
Bigfrizzyhead japonyada içeceklerin ambalaşında %100 meyve suyuysa kesilmiş meyve resmi koyabiliyorlar. %5 ve %99 arasındaydı sanırım kesilmemiş meyve koyabiliyorlar. %5 altında iste emojili meyve resmi koymak zorundalar.
Bigfrizzyhead barilla makarna alanlar bilir mesela onda makarnanın boyutu üstünde ölçeklendirilmiş, gibi
Ben de bu aralar esnaftan çok çekiyorum ya. İşini güzel yapan çok nadir esnaf var. Geçen işte bir ayakkabım yırtıldı kenardan küçücük, bir tanesinin de kenarından yapışkanı tutmuyor. İkisi de deri spor ayakkabı, Air Force minvalinde. Dedim, götüreyim ayakkabıcıya, en kötü ne olabilir? Benden kötü yapacak halleri yok ya, bir yapıştırıcı sürüp geçecek. Daha önce kendim de yaptım, basit bir şey ama üşendim. Hem dedim, ayakkabıcı iyi yapar işini, yıllardır oradaki esnaf. Eskiden de koşu ayakkabısının içini yaptırmıştım, iyi yapmıştı. Neyse, götürdüm. Dakika bir, gol bir. Adam yan dükkânda muhabbet ediyor. Kaş göz ediyorum, "Geleceğim," diyor, gelmiyor. 10 dakika sonra geldi, gözümün önünde muhabbet ede ede. Müşterisi falan da yok, dükkân boş. Bu rahatlık nereden geliyor, bilmiyorum.
Sonra dükkâna girdik, 4 metrekare falan bir yer. Adama ayakkabıları gösterdim, "30 dakikaya gel," dedi. Dedim, "Tamam, çok iyi." Ama şüphelendim de, hızlı yapar, kötü olur diye. Neyse, çarşıda işlerimi halledip geldim. Bizimki yine yan dükkânda, biraz bekletip geldi. Ayakkabılara bir baktım; ilkokul çocuğunun el işi ödevi gibi. Sağa sola yapıştırıcılar taşmış, yamuk yumuk dikiş atmış. Yırtık yeri öyle bir tamir etmiş ki eskisinden beter olmuş. Bir şey demedim, ayakkabılar yeni değil diye. 70 TL aldı zaten. Kısacası, işini düzgün yapıp 300-500 istese gıkım çıkmayacak. Ayakkabılar olmuş 2000-4000 TL. Ama yok, ekonomi kötü diye hem kendine eziyet hem bana eziyet çektiriyor. Yaptığı işe aldığı para değmiyor diye hızlıca yapıp 70 TL alıyor. Ama halbuki ironik olarak dükkân bomboş.
Bu arada, iki hafta önce de eski bir koşu ayakkabımı mahalledeki yaşlı ayakkabıcıya götürdüm, dükkân boş diye üzüldüğüm için. Sağ olsun, öyle bir tamir etmiş ki koşarken ötüyor ayakkabılar. Önüme çıkanlara uyarı veriyorum :).
Şimdi de telefoncu arkadaşları anlatayım. İki lise arkadaşım, 23-24 yaşlarındalar. Üniversiteyi rastgele bir bölüm okuduktan sonra telefoncu tanıdıklarının yanında çalışmaya başladılar. Sonra işlek bir caddeye dükkân açtılar. Dükkân yine minnacık, 6 metrekare falan. İki kişi aynı anda çalışıyorlar, ikisi de sürekli telefona bakıyor. Dükkânda malzeme de doğru düzgün değil. Ama durumları iyi; ikisi de yeni düğün yaptı. Dedim, "Nasıl para kazanıyorsunuz siz?" İkinci el telefonları kelepir fiyatına alıyorlar, biraz süslüyorlar, yerine yüksek model 2. el telefonu piyasanın bir tık üstüne satıyorlar. Gelen müşteriler, model yükseltmenin hevesine kapılıp eski telefonunun paraya sayıldığına seviniyor, ama deli gibi zarardalar. Sonra birde satarken mallarına o kadar güveniyorlar ki sanki kendileri üretmişler gibi garanti veriyorlar falan. Geleceğin çakal telefoncuları olacaklar belli ki. :)
Terzi desem, aynı şeyler. Yeni aldığım pantolonu götürürüm, paçası kısalacak diye. Reis öyle bir yapar ki pantolon baştan aşağı sigara ve kül kokar. Yıkamadan giyemem.
Sonra eski kitapları satayım diye ikinci el alan bir kitapçıya götürdüm. İnternette 150 TL'ye satılan kitapları 20 TL'den almadı. Ama dükkânda "çok var" dediği kitapları da 120 TL'den satmaya çalışır. Sonra niye çok var aynı kitaptan?
Bilgisayarcıları da hiç anlamıyorum. Hem dükkân sinek avlar hem ne zaman bir şey sormaya gitsem, açıkgözlü bilir müşteriyim diye ilgilenmezler. Benim istediğimi değil, kendi istediklerini yapmaya çalışırlar. Format attırmaya götürsen, 500 TL alırlar. Neymiş, dükkân kirasıymış. Abicim, dükkânın format parasıyla geçiniyorsa kapat git zaten.
Üniversitedeyken de Erasmus öğrencilerine yardımcı olmaya çalışırdım. Sürekli bir esnaf tarafından kazıklanma problemi olurdu. Kendi vatandaşımı nasıl savunacağımı bilemezdim. Neresinden tutsam elimde kalıyordu, üzülüyordum.
Sonra dükkâna girdik, 4 metrekare falan bir yer. Adama ayakkabıları gösterdim, "30 dakikaya gel," dedi. Dedim, "Tamam, çok iyi." Ama şüphelendim de, hızlı yapar, kötü olur diye. Neyse, çarşıda işlerimi halledip geldim. Bizimki yine yan dükkânda, biraz bekletip geldi. Ayakkabılara bir baktım; ilkokul çocuğunun el işi ödevi gibi. Sağa sola yapıştırıcılar taşmış, yamuk yumuk dikiş atmış. Yırtık yeri öyle bir tamir etmiş ki eskisinden beter olmuş. Bir şey demedim, ayakkabılar yeni değil diye. 70 TL aldı zaten. Kısacası, işini düzgün yapıp 300-500 istese gıkım çıkmayacak. Ayakkabılar olmuş 2000-4000 TL. Ama yok, ekonomi kötü diye hem kendine eziyet hem bana eziyet çektiriyor. Yaptığı işe aldığı para değmiyor diye hızlıca yapıp 70 TL alıyor. Ama halbuki ironik olarak dükkân bomboş.
Bu arada, iki hafta önce de eski bir koşu ayakkabımı mahalledeki yaşlı ayakkabıcıya götürdüm, dükkân boş diye üzüldüğüm için. Sağ olsun, öyle bir tamir etmiş ki koşarken ötüyor ayakkabılar. Önüme çıkanlara uyarı veriyorum :).
Şimdi de telefoncu arkadaşları anlatayım. İki lise arkadaşım, 23-24 yaşlarındalar. Üniversiteyi rastgele bir bölüm okuduktan sonra telefoncu tanıdıklarının yanında çalışmaya başladılar. Sonra işlek bir caddeye dükkân açtılar. Dükkân yine minnacık, 6 metrekare falan. İki kişi aynı anda çalışıyorlar, ikisi de sürekli telefona bakıyor. Dükkânda malzeme de doğru düzgün değil. Ama durumları iyi; ikisi de yeni düğün yaptı. Dedim, "Nasıl para kazanıyorsunuz siz?" İkinci el telefonları kelepir fiyatına alıyorlar, biraz süslüyorlar, yerine yüksek model 2. el telefonu piyasanın bir tık üstüne satıyorlar. Gelen müşteriler, model yükseltmenin hevesine kapılıp eski telefonunun paraya sayıldığına seviniyor, ama deli gibi zarardalar. Sonra birde satarken mallarına o kadar güveniyorlar ki sanki kendileri üretmişler gibi garanti veriyorlar falan. Geleceğin çakal telefoncuları olacaklar belli ki. :)
Terzi desem, aynı şeyler. Yeni aldığım pantolonu götürürüm, paçası kısalacak diye. Reis öyle bir yapar ki pantolon baştan aşağı sigara ve kül kokar. Yıkamadan giyemem.
Sonra eski kitapları satayım diye ikinci el alan bir kitapçıya götürdüm. İnternette 150 TL'ye satılan kitapları 20 TL'den almadı. Ama dükkânda "çok var" dediği kitapları da 120 TL'den satmaya çalışır. Sonra niye çok var aynı kitaptan?
Bilgisayarcıları da hiç anlamıyorum. Hem dükkân sinek avlar hem ne zaman bir şey sormaya gitsem, açıkgözlü bilir müşteriyim diye ilgilenmezler. Benim istediğimi değil, kendi istediklerini yapmaya çalışırlar. Format attırmaya götürsen, 500 TL alırlar. Neymiş, dükkân kirasıymış. Abicim, dükkânın format parasıyla geçiniyorsa kapat git zaten.
Üniversitedeyken de Erasmus öğrencilerine yardımcı olmaya çalışırdım. Sürekli bir esnaf tarafından kazıklanma problemi olurdu. Kendi vatandaşımı nasıl savunacağımı bilemezdim. Neresinden tutsam elimde kalıyordu, üzülüyordum.
nirnaeth format için ideal ücret ne kadar olmalı mesela? merak ettim sonuçta o tarz şeyler servis diye geçiyor
nirnaeth format olayı, bir formatdiye düşünmemek lazım. Bizim insanimizin düşünceleri biraz problemli bu konuda.
Çok kolay bir işmiş gibi tarif ediyor ama hiç kimse formatıni madem o kadar kolay kendisi atmıyor.
Olayın kolay zor olması önemli değil. Harcadığı zaman önemli. Bir bilgisayara bir Windows kurmak nerden baksan en az 45 dakika 1 saat suruyor. Üstüne driverler falan çabası ortalama 2 saat diyelim.
Asgari maaş ne kadar 22.104 TL günlük olarak hesaplandığında günlük asgari ücret tam olarak 866,85 TL 8 saat calışma sonrası.
Yani saatlik asgari ücret: 108 TL.
2 saat süren bir format işleminin sadece calışan asgari maaş maliyeti 216 TL. Buna SGK'sı dahil değil. Yemek gideri dahil değil. Onlarıda hesaba katarsak 250 TL.
Sadece çalışan 1 kişinin 2 saatlik maaşını cıkarsın derse işyeri 250 TL fiyat vermeli. Ama kirasını karşılayacak, üstüne kar edecek veya işleri büyütecek diye düşünürsek 500 TL demeli.
Olay burada yapılan işin zor veya basit olması değil. Olay burada yapılan işin süre bakımından dükkanı ne kadar meşgul etmesi.
Yani format için istenen tutar olması gereken tutar.
Çok kolay bir işmiş gibi tarif ediyor ama hiç kimse formatıni madem o kadar kolay kendisi atmıyor.
Olayın kolay zor olması önemli değil. Harcadığı zaman önemli. Bir bilgisayara bir Windows kurmak nerden baksan en az 45 dakika 1 saat suruyor. Üstüne driverler falan çabası ortalama 2 saat diyelim.
Asgari maaş ne kadar 22.104 TL günlük olarak hesaplandığında günlük asgari ücret tam olarak 866,85 TL 8 saat calışma sonrası.
Yani saatlik asgari ücret: 108 TL.
2 saat süren bir format işleminin sadece calışan asgari maaş maliyeti 216 TL. Buna SGK'sı dahil değil. Yemek gideri dahil değil. Onlarıda hesaba katarsak 250 TL.
Sadece çalışan 1 kişinin 2 saatlik maaşını cıkarsın derse işyeri 250 TL fiyat vermeli. Ama kirasını karşılayacak, üstüne kar edecek veya işleri büyütecek diye düşünürsek 500 TL demeli.
Olay burada yapılan işin zor veya basit olması değil. Olay burada yapılan işin süre bakımından dükkanı ne kadar meşgul etmesi.
Yani format için istenen tutar olması gereken tutar.
Vader katılıyorum aması var… format zor bir işlem değil ama ona harcanan zaman önemli. Bilgisayarcılar hazır programların kurulu olduğu formatı atıyorlar yalapşap ve temel driverları yükleyip bırakıyorlar. O yüzden hiç bilgisayarcıda format attırmadım kendim öğrenip yapmıştım hep eskiden. Programlar eski sürüm, formatla gelen hazır yazılımlarda virüs çıkma ihtimali, özellikle kms gibi şeyler… Ben temiz orijinal kullanmayı severim o yüzden kendim hallederim. Lordun yazdığı her ne kadar matematiksel olarak doğru olsa da format parası 50 lirayken bile fazla bulurdum o zamanın devrine göre tabii yine şu an kaç olursa olsun yine pahalı buluyorum, çünkü kısa bir süre bilgisayarcıda çalıştım, ordaki dalavere yalanları da biliyorum rahatsız olup çıkmıştım. Zaten içerde flaşı takıyorlar hazır setuplu programlı, 1 değil 3-4 bilgisayar oluyordu en az ve onlar orada kurulurken tamir teknik başka işlemler yapılıyor. Yani örneğin sanayideki gibi bir arabanın kaporta işi var diye bir araca bakıyor usta başka arabaya bakamıyor saati zamanı değerli ama formatta her şey hazır olduğu için ve bir sürü bilgisayar olduğu için o sırada da tamir işleri vb yaptığı için bu işin sürümden de kazanıp zamandan da tasarruf ettiği için daha az fiyata çıkartabilir diye düşünüyorum. Ama eğer az çok anlıyorsanız bu işi kendiniz yapın kolpacı bilgisayarcılara vermeyin. İçinden parça sökeni bile gördü bu gözler., işini hakkıyla yapana lafım yok tabiiC toplumda genel olarak ahlak yoksunluğu çoğaldı maalesef elder
Paradox sürümden kazanamazki senin bahsettiğin dolulukta bir iş yeri yukarıdaki örnekte 1 kişi çalışan işyerine göre daha fazla elemanı olması lazım. Diyelim ki 3 elemanı olsa, o 2 saat de aynı anda kaç bilgisayara format atmalıki aynı surede 3 elemanın 2 saatlik giderini karşılaşın ve kar yapsın :)
Hazır usb de taksa, dilerse yapay zekada kursa bir format her daim 2 saat sürüyor. Yüklemesi bi kere windowsu gıcık birşey 50tane pencere geliyor, 50 kere restart atıyor.
Hele ssd si olmayan bir müşteri gelirse gacur gucur hdd sesiyle 3 saat bile sürebilir. Format denilen şey; olması gereken hdd tamamen geri dönüştürülemeyecek şekilde silinir ve sadece base olarak windows kurulur. Onun harici driverlar bu kadar.
Ama bizim cahil halk, üstüne programda kurduruyor. Offis kur, gta 2 kur, cs1.4 kur, soliter kur, okey kur. Format atılmadan önceden daha kötü hale getirtiyor oyle alıyor bilgisayarı.
Bilgisayarcılara ben suç bulmuyorum ya. Gelen müşteri profili, "çet porogramı da olsun, komando sikini de olsun benim hanım oynuyo onu, disgord erişim kırıcıda ekle taam mı ağbisi, güzel olsun bak şöyle afilli poroğrmlarıda ehsik etme" olunca, otomatiğe bağlayıp haydi yallah modunda olması cok normal.
Şimdi işin en doğrusunu söyleme zamanı:
Etrafta gördüğünüz üçkağıtçı esnaf, dolandırıcı mağaza, karaktersiz işçi aslında tamamen aynada yansıyan yüzleriniz. Şey gibi bu. Toplumlar hakettiği gibi yönetilir ile aynı. Dilese insanlar bu tür kişileri anında dışlayıp doğru yoldan şaşanı 1 ayda batırabilecek gücü kullanabilirdi. Neydi bu? Protesto.
Ama insanların hoşuna gidiyor. Biri dolandırınca "he he bizden ya bu aynı halkın içinden" falan diyor. Politikacılarada aynısını yapıyor.
E doğal olarak etraf dolandırıcı, üçkağıtçı kaynıyor. Tam olarak hepimiz aynı olduğumuz için.
Her defasında gittiğiniz mağaza "abi vallaha 1 tl kar etmiyorum bu işten" demesine rağmen siz de hala "olm her geldiğimde böyle diyorsun" diyor, her gittiğinizde sizi kandırmasına izin veriyor üstüne cok süre geçmeden aynı mağazada yine beliriyorsunuz.
Üstelik sağa sola ahbap o bizim ordan al falan diye de öneriyorsunuz :)
Çok garip ve kalitesiz bir toplumuz. Hepimiz buna dahil.
Ben de, sen de, onlar da.
Hazır usb de taksa, dilerse yapay zekada kursa bir format her daim 2 saat sürüyor. Yüklemesi bi kere windowsu gıcık birşey 50tane pencere geliyor, 50 kere restart atıyor.
Hele ssd si olmayan bir müşteri gelirse gacur gucur hdd sesiyle 3 saat bile sürebilir. Format denilen şey; olması gereken hdd tamamen geri dönüştürülemeyecek şekilde silinir ve sadece base olarak windows kurulur. Onun harici driverlar bu kadar.
Ama bizim cahil halk, üstüne programda kurduruyor. Offis kur, gta 2 kur, cs1.4 kur, soliter kur, okey kur. Format atılmadan önceden daha kötü hale getirtiyor oyle alıyor bilgisayarı.
Bilgisayarcılara ben suç bulmuyorum ya. Gelen müşteri profili, "çet porogramı da olsun, komando sikini de olsun benim hanım oynuyo onu, disgord erişim kırıcıda ekle taam mı ağbisi, güzel olsun bak şöyle afilli poroğrmlarıda ehsik etme" olunca, otomatiğe bağlayıp haydi yallah modunda olması cok normal.
Şimdi işin en doğrusunu söyleme zamanı:
Etrafta gördüğünüz üçkağıtçı esnaf, dolandırıcı mağaza, karaktersiz işçi aslında tamamen aynada yansıyan yüzleriniz. Şey gibi bu. Toplumlar hakettiği gibi yönetilir ile aynı. Dilese insanlar bu tür kişileri anında dışlayıp doğru yoldan şaşanı 1 ayda batırabilecek gücü kullanabilirdi. Neydi bu? Protesto.
Ama insanların hoşuna gidiyor. Biri dolandırınca "he he bizden ya bu aynı halkın içinden" falan diyor. Politikacılarada aynısını yapıyor.
E doğal olarak etraf dolandırıcı, üçkağıtçı kaynıyor. Tam olarak hepimiz aynı olduğumuz için.
Her defasında gittiğiniz mağaza "abi vallaha 1 tl kar etmiyorum bu işten" demesine rağmen siz de hala "olm her geldiğimde böyle diyorsun" diyor, her gittiğinizde sizi kandırmasına izin veriyor üstüne cok süre geçmeden aynı mağazada yine beliriyorsunuz.
Üstelik sağa sola ahbap o bizim ordan al falan diye de öneriyorsunuz :)
Çok garip ve kalitesiz bir toplumuz. Hepimiz buna dahil.
Ben de, sen de, onlar da.
vader'a aynadaki yansıma konusunda katılıyorum. halihazırda abim bakkal işletiyor. ben de ara sıra yardıma gidiyorum. hepinizin bildiği sigara veya kartta komisyon durumu var. biz bunu etik bulmadığımız için dükkanın ilk gününden beri 1 kez bile yapmadık. buna rağmen hala geçen sohbet şu şekilde.
+Merhaba bi tane kısa parliament alabilir miyim?
- 79 lira. Ödeme kart mı nakit mi?
+ Kart'a komisyon alıyor musunuz?
- yok hayır fiyatı neyse o
+ helal be falanca market 124154235 tl komisyon istiyor.
- öyle yapıyorlarsa almayın öyle yerlerden. böyle bir hakları yok
+ ama işte alıyoruz napalım
- bir süre almazsanız zaten geri adım atarlar
+ haklısınız da alıyoruz işte
bu bahsettiğim bölgede her çeşit market ve bakkal bulunuyor yani o marketten alışveriş yapması şart değil. ama kendisi de satıcı olsa böyle haksız bir kazanca göz yumacağı için sadece laf ediyor. 0 hareket
+Merhaba bi tane kısa parliament alabilir miyim?
- 79 lira. Ödeme kart mı nakit mi?
+ Kart'a komisyon alıyor musunuz?
- yok hayır fiyatı neyse o
+ helal be falanca market 124154235 tl komisyon istiyor.
- öyle yapıyorlarsa almayın öyle yerlerden. böyle bir hakları yok
+ ama işte alıyoruz napalım
- bir süre almazsanız zaten geri adım atarlar
+ haklısınız da alıyoruz işte
bu bahsettiğim bölgede her çeşit market ve bakkal bulunuyor yani o marketten alışveriş yapması şart değil. ama kendisi de satıcı olsa böyle haksız bir kazanca göz yumacağı için sadece laf ediyor. 0 hareket
"Uyanık" olma durumunu sahibinden, letgo gibi 2.el sitelerinde de görüyorum. Hemen hemen herkes 1-2 senedir kullandığı malı yeni fiyatına satmaya çalışıyor. Satıp satmaması da umrunda değil zaten kimsenin. Belki bir enayi düşürür umudu ile mi vakit ayırıp koymuş artık bilmiyorum.
vader'a Protesto konusunda katılmıyorum. Günlük hayattaki gözlemlerimden yola çıkarsam, herkes başkasının protesto etmesini bekliyor ama kimse etmiyor. Bu şey gibi mesela: bir kaza gördünüz, biri ambulansı arasın diye bağırdınız; kimse üstüne alınmıyor, biri arayacak diye bekliyor. Ancak birinin gözünün içine bakıp "Ambulansı ara!" deyince aranıyor veya olay en yakın kişilerin vicdanına kalıyor.
Ama şöyle bir fark var: Bu sefer olay hayat memat meselesi değil. Biri esnafta kazıklanınca ne yapıyor mesela? Ben çevremde gördüğümü söyleyeyim. Çevremde genelde düzgün, kendi halinde insanlar var ve çoğu memur. Kazıklanan biri genelde "Ben bir daha gitmem, şikâyetle uğraşamam, Allah’ından bulsun, kötü yorum atarım, size söyledim, gitmezsiniz, olur biter." gibi yaklaşımlar sergiliyor. İnsanların vakti kısıtlı zaten; basit bir işi için 3 deneme hakkı falan var. 3 esnaf da kötü çıkınca boyun eğiyorlar.
Müşteri kaybeden işyerlerinin de hiç umurundaymış gibi gözükmüyor. Herkes "Bir defa dükkâna uğrasa, koca şehir insan dolu, geçinip gideriz." kafasında. İstanbul’da 3 farklı arkadaşım düzgün gözüken yemek mekânlarından zehirlendi mesela. Bu nasıl bir istatistik? 3 farklı mahalle, 3 farklı insan, düzgün mekânlar; denk mi geldi?
Bir de biz hak ettiğimiz gibi yönetiliyorsak benim bir suçum olmadığını düşünüyorum. E, bu yorumdakiler de öyle düşünüyordur. Çevremde de "Gerçekten hak ediyor." diyebileceğim biri yok. E, o zaman kim hak ediyor bu toplumu? Sabah parkta yürüyüşe çıkıyorum, masalarda geceden kalma çöpler duruyor, 5 metre mesafede çöp olmasına rağmen. O çöpleri kimse görmüyor diye bırakanlar hak ediyor. Bir esnaf tarafından kazıklanınca kendisi de başkasını kazıklamaya çalışanlar hak ediyor. Şahsen, ben hiçbir şey yapmasam kendi çöpümü atıyorum, arada yerden bir çöp alsam, birine yardımcı olsam, kimseyi de kazıklamasam artıya geçiyoruz zaten. E, madem herkes böyle davranıyor, neden bu haldeyiz?
Format konusunda da haklısınız, hesap yapmışsınız. Ben zaten düz format atmaya o parayı isteyip bahaneyi de geçinmek zorunda olduğunu söyleyenlere yönelik söylemiştim, yine de bilgisayarcıların 30dkde halledebildiği bi iş olduğu için fiyatı falza buluyorum. Ama öz abim olmayan yakın bir abimin bilgisayar dükkânında sürekli takılıyorum; muhabbet ederken müşteriler geliyor, format falan atıyoruz. Tek format kurtarmadığı için macun + temizlik + format sonrası kurulum yapıyor mesela. O zaman işte 500 TL, okey diyorum kendimce. Ama bunların hepsi dâhil ücretler 1-2K arasında gezdiği yerler de gördüm.
Son olarak da format dediğimiz şey de CS 1.6 yüklemeyi kapsamıyor ama son kullanıcıya hitap etmesi gerekiyor. Çünkü bilgisayarını oraya getiren adam zaten kendi yapamadığı için getiriyor, programları da kullanmayı bilmiyor. Bilgisayarcıya muhtaç ve onun nezdinde bilgisayar denen şey, onun kullandığı programlarla beraber var olmuş. (böyle düşününce 500 TL normal geliyor çünkü bir insan bir hizmete mahkûm ise o hizmet de değerlenmiş oluyor mantıken, bilemedim.). Ben kendi formatımı kendim atıyorum bu arada uzun zamandır, tanıdıklar yer soruyor bazen ben anlıyorum diye düşünüp, düzgün birini söyle geçenki çok kötü yaptı gibisinden, ben de kara kara düşünüyorum kime yollasam diye, çünkü pcci abinin de sıkıntısı telefonları açmaması ve dükkanı açmaması.
Ama şöyle bir fark var: Bu sefer olay hayat memat meselesi değil. Biri esnafta kazıklanınca ne yapıyor mesela? Ben çevremde gördüğümü söyleyeyim. Çevremde genelde düzgün, kendi halinde insanlar var ve çoğu memur. Kazıklanan biri genelde "Ben bir daha gitmem, şikâyetle uğraşamam, Allah’ından bulsun, kötü yorum atarım, size söyledim, gitmezsiniz, olur biter." gibi yaklaşımlar sergiliyor. İnsanların vakti kısıtlı zaten; basit bir işi için 3 deneme hakkı falan var. 3 esnaf da kötü çıkınca boyun eğiyorlar.
Müşteri kaybeden işyerlerinin de hiç umurundaymış gibi gözükmüyor. Herkes "Bir defa dükkâna uğrasa, koca şehir insan dolu, geçinip gideriz." kafasında. İstanbul’da 3 farklı arkadaşım düzgün gözüken yemek mekânlarından zehirlendi mesela. Bu nasıl bir istatistik? 3 farklı mahalle, 3 farklı insan, düzgün mekânlar; denk mi geldi?
Bir de biz hak ettiğimiz gibi yönetiliyorsak benim bir suçum olmadığını düşünüyorum. E, bu yorumdakiler de öyle düşünüyordur. Çevremde de "Gerçekten hak ediyor." diyebileceğim biri yok. E, o zaman kim hak ediyor bu toplumu? Sabah parkta yürüyüşe çıkıyorum, masalarda geceden kalma çöpler duruyor, 5 metre mesafede çöp olmasına rağmen. O çöpleri kimse görmüyor diye bırakanlar hak ediyor. Bir esnaf tarafından kazıklanınca kendisi de başkasını kazıklamaya çalışanlar hak ediyor. Şahsen, ben hiçbir şey yapmasam kendi çöpümü atıyorum, arada yerden bir çöp alsam, birine yardımcı olsam, kimseyi de kazıklamasam artıya geçiyoruz zaten. E, madem herkes böyle davranıyor, neden bu haldeyiz?
Format konusunda da haklısınız, hesap yapmışsınız. Ben zaten düz format atmaya o parayı isteyip bahaneyi de geçinmek zorunda olduğunu söyleyenlere yönelik söylemiştim, yine de bilgisayarcıların 30dkde halledebildiği bi iş olduğu için fiyatı falza buluyorum. Ama öz abim olmayan yakın bir abimin bilgisayar dükkânında sürekli takılıyorum; muhabbet ederken müşteriler geliyor, format falan atıyoruz. Tek format kurtarmadığı için macun + temizlik + format sonrası kurulum yapıyor mesela. O zaman işte 500 TL, okey diyorum kendimce. Ama bunların hepsi dâhil ücretler 1-2K arasında gezdiği yerler de gördüm.
Son olarak da format dediğimiz şey de CS 1.6 yüklemeyi kapsamıyor ama son kullanıcıya hitap etmesi gerekiyor. Çünkü bilgisayarını oraya getiren adam zaten kendi yapamadığı için getiriyor, programları da kullanmayı bilmiyor. Bilgisayarcıya muhtaç ve onun nezdinde bilgisayar denen şey, onun kullandığı programlarla beraber var olmuş. (böyle düşününce 500 TL normal geliyor çünkü bir insan bir hizmete mahkûm ise o hizmet de değerlenmiş oluyor mantıken, bilemedim.). Ben kendi formatımı kendim atıyorum bu arada uzun zamandır, tanıdıklar yer soruyor bazen ben anlıyorum diye düşünüp, düzgün birini söyle geçenki çok kötü yaptı gibisinden, ben de kara kara düşünüyorum kime yollasam diye, çünkü pcci abinin de sıkıntısı telefonları açmaması ve dükkanı açmaması.
Vader Ben bilgisayarda kurulum yaparken sonuçta başında durmuyorsun 2 tık atıyorsun kuruluyor o arada başka işlerde yapılabilir demek istedim. Seninki de farklı bir bakış açısı, o tarafından hiç bakmadım.
Kimisi de bunu nasıl yönetilirsek o şekilde bir toplum oluruza bağlıyor imam osurursa cemaat sıçar lafı gibi ama ahlak aileden ve eğitimle kazanılıyor. Sonra da insanın kendini geliştirmesiyle.
Kimisi de bunu nasıl yönetilirsek o şekilde bir toplum oluruza bağlıyor imam osurursa cemaat sıçar lafı gibi ama ahlak aileden ve eğitimle kazanılıyor. Sonra da insanın kendini geliştirmesiyle.
nirnaeth zaten sorun şu aslında. Diyorsun ya "ben haketmiyorum, bakıyorum çevremdekiler de haketmiyor, kim hakediyor o zaman".
Hiç şu şekilde düşündün mü? Belki çoğul olarak bakış açınız yanlış. İçinde bulunduğun toplum çoğul olarak belirli yanlışları doğru olarak kabul ediliyor olabilir mi mesela?
Benim kişisel fikrim bu ülkenin en büyük sorunu bu. Toplum olarak bariz yanlışları doğru olarak kabul ediyoruz. Bir kaç örnekle bunu açıklayım.
İki kişi entellektüel olabilmek konulu hararetli tartışıyor. Uzaktan kulak misafiri oluyorum onlara. Birisi anadolunun x bir kasabasında, diğeri de ona yakın bir yerden büyük şehre universite okumaya gelmiş.
Entellektüel olmak istiyorlar. Ve tartışırken genelde hep şunu vurguluyorlar. "İşte ben lise bitene kadar sığ düşünceli insanlar arasındaydım, uniye geldikten sonra hayata bakış açım değişti. Eski benliğimi attım, artık daha bilimsel veya sanatsal şeylere kendimi yoneltmeye başladım. Bilgi lootluyorum, vs"
Kendilerini geliştirmek istiyorlar. Entellektüel bir bakış açısıyla bakmak istiyorlar.
Genelde bu ülkede genç kesimin hepsinin hayali de bu galiba. Diğerlerine kendisinin daha entellektüel olduğunu kanıtlama çabası.
O iki unilinin tartışmasının boş yere zaman kaybı olduğu gibi bu düşüncede tamamen öyle. Onlarında hayallerini orada bölmek zorunda kaldım.
"Siz entellektüel olamazsınız" diye araya girdim. Hani bilirlerse gerçekleri sonrasında hayal kırıklığı yaşamasınlar diye. Peki niye olamazlar? Veya bu ülkede entellektüel kişi ortaya çıkma şansı çok ama çok az ondan bahsedeyim.
Entellektüellik sonradan kazanılabilecek bir bakış açışı değildir. İnsanın doğumundan itibaren, bulunduğu ortam ve etrafındaki kişilerin çok önemli rol oynadığı bir başlangıçtır entellektüellik.
Sen doğmuşsundur Kayseri'nin x bir ilçesinde. 13-14 yaşında mahallede maç yapmışsındır ailenin aldığım kramponlar vardır ayağında. Tam eve girecekken annen seslenir. "Ayakkabılarını içeri al oğlum, çalarlar...."
Ayakkabılarını eğer içeri almazsan çalınacağını bilerek büyürsün. Çebine para koyarlar bakkala git derler. 50 kere de öğütlerler. "etiketlerine bak öyle al oğlum, kazıklamasınlar". Eğer kontrol etmezsen kazıklanacağını bilerek büyürsün.
Örnekleri çoğaltacak olursak; sigara içiyorsan herkes içinde paketi çıkarmaman gerektiğini öğrenerek büyürsün. Yoksa otlanırlar. Lisede manitan senin ailenden daha varlıklı bir bir ailenin cocuğunu bulursa onla takılmaya başlar. Paranın insanları değiştireceğini görerek büyürsün.
Komşudan izin almak yerine bahçesine izin girerek erik ağacına dalmayı daha cazip görerek büyürsün, küçük yaşta piyano keman çalan bir cocuk gördüğünde "bunların aileside çok zenti ya keman ne aq" diyerek büyümeyi öğrenirsin.
Matematik çalışan çocuklara "inek ya bunlar" diyerek havalı olmayı öğrenirsin. Kaşlarına çizik attığında cool göründüğünü sanar, ganster gibi dövmeleri havalı bularak, özenerek büyürsün.
Dİnlediğin şarkıların sözlerinde bile mafyacılık vardır. Bunlar yüksek sesle herkese duyurarak dinleyerek büyürsün. Bira içmeyi büyümek sanarak büyürsün.
Gece evine giden kıza laf atmakmakta problem yoktur, o saat de orada ne işi var diyerek büyürsün.
"Sex çok kötü ve ayıp birşeydir" bilgisi ile büyürsün, iki insanın birbirine yaklaşması çok ayıptır etrafındakiler ve senin için ama kurtlar vadisi misali insanların birbirine ateş etmesin, racon kesmesine bayılırsın. Doğrudur bunlar senin için. Dövüşmek, savaşmak, silah kullanmak mertliğin ve delikanlılığın sembolüdür. Ama birbirini seven iki insanın yakınlaşması dünyanın en ahlaksız şeyidir.
Bu şekilde binlerce örnek verebilirim.
Ama gerçek anlamda entellektüel bir alanda herşeye sahip olan aileden doğan cocuk bunların coğunu bilmez. Ayakkabılarının calınabileceği aklına bile gelmez. Notları iyi diye kimse ona inek demeyecektir. Çünkü okuduğu okul ve grupta herkes aynı şekildedir.
Onun için sevgi ön plandadadır. Sevgisini sanatada aktarır ama sana göre o "ılık" olarak nitelendirilen kişilerdendir. Erkek dediğin ağlamaz çünkü sert olur.
Höt der, göt der, emir verir, domal der!
Çünkü toplumdan gördüğün şeylerde doğru olarak sana işlenen bilgiler bunlardır.
İşte bu noktada başa dönmek istiyorum.
Hiç düşündün mü? Belki doğru olarak, haketmiyor olarak düşündüğün etrafındakiler ve çevren.
Belki doğru olarak bildiğiniz çoğu şey aslında doğru değildir. İçinde bulunduğunuz yozlaşmanın farkında belki değilsinizdir.
Hiç şu şekilde düşündün mü? Belki çoğul olarak bakış açınız yanlış. İçinde bulunduğun toplum çoğul olarak belirli yanlışları doğru olarak kabul ediliyor olabilir mi mesela?
Benim kişisel fikrim bu ülkenin en büyük sorunu bu. Toplum olarak bariz yanlışları doğru olarak kabul ediyoruz. Bir kaç örnekle bunu açıklayım.
İki kişi entellektüel olabilmek konulu hararetli tartışıyor. Uzaktan kulak misafiri oluyorum onlara. Birisi anadolunun x bir kasabasında, diğeri de ona yakın bir yerden büyük şehre universite okumaya gelmiş.
Entellektüel olmak istiyorlar. Ve tartışırken genelde hep şunu vurguluyorlar. "İşte ben lise bitene kadar sığ düşünceli insanlar arasındaydım, uniye geldikten sonra hayata bakış açım değişti. Eski benliğimi attım, artık daha bilimsel veya sanatsal şeylere kendimi yoneltmeye başladım. Bilgi lootluyorum, vs"
Kendilerini geliştirmek istiyorlar. Entellektüel bir bakış açısıyla bakmak istiyorlar.
Genelde bu ülkede genç kesimin hepsinin hayali de bu galiba. Diğerlerine kendisinin daha entellektüel olduğunu kanıtlama çabası.
O iki unilinin tartışmasının boş yere zaman kaybı olduğu gibi bu düşüncede tamamen öyle. Onlarında hayallerini orada bölmek zorunda kaldım.
"Siz entellektüel olamazsınız" diye araya girdim. Hani bilirlerse gerçekleri sonrasında hayal kırıklığı yaşamasınlar diye. Peki niye olamazlar? Veya bu ülkede entellektüel kişi ortaya çıkma şansı çok ama çok az ondan bahsedeyim.
Entellektüellik sonradan kazanılabilecek bir bakış açışı değildir. İnsanın doğumundan itibaren, bulunduğu ortam ve etrafındaki kişilerin çok önemli rol oynadığı bir başlangıçtır entellektüellik.
Sen doğmuşsundur Kayseri'nin x bir ilçesinde. 13-14 yaşında mahallede maç yapmışsındır ailenin aldığım kramponlar vardır ayağında. Tam eve girecekken annen seslenir. "Ayakkabılarını içeri al oğlum, çalarlar...."
Ayakkabılarını eğer içeri almazsan çalınacağını bilerek büyürsün. Çebine para koyarlar bakkala git derler. 50 kere de öğütlerler. "etiketlerine bak öyle al oğlum, kazıklamasınlar". Eğer kontrol etmezsen kazıklanacağını bilerek büyürsün.
Örnekleri çoğaltacak olursak; sigara içiyorsan herkes içinde paketi çıkarmaman gerektiğini öğrenerek büyürsün. Yoksa otlanırlar. Lisede manitan senin ailenden daha varlıklı bir bir ailenin cocuğunu bulursa onla takılmaya başlar. Paranın insanları değiştireceğini görerek büyürsün.
Komşudan izin almak yerine bahçesine izin girerek erik ağacına dalmayı daha cazip görerek büyürsün, küçük yaşta piyano keman çalan bir cocuk gördüğünde "bunların aileside çok zenti ya keman ne aq" diyerek büyümeyi öğrenirsin.
Matematik çalışan çocuklara "inek ya bunlar" diyerek havalı olmayı öğrenirsin. Kaşlarına çizik attığında cool göründüğünü sanar, ganster gibi dövmeleri havalı bularak, özenerek büyürsün.
Dİnlediğin şarkıların sözlerinde bile mafyacılık vardır. Bunlar yüksek sesle herkese duyurarak dinleyerek büyürsün. Bira içmeyi büyümek sanarak büyürsün.
Gece evine giden kıza laf atmakmakta problem yoktur, o saat de orada ne işi var diyerek büyürsün.
"Sex çok kötü ve ayıp birşeydir" bilgisi ile büyürsün, iki insanın birbirine yaklaşması çok ayıptır etrafındakiler ve senin için ama kurtlar vadisi misali insanların birbirine ateş etmesin, racon kesmesine bayılırsın. Doğrudur bunlar senin için. Dövüşmek, savaşmak, silah kullanmak mertliğin ve delikanlılığın sembolüdür. Ama birbirini seven iki insanın yakınlaşması dünyanın en ahlaksız şeyidir.
Bu şekilde binlerce örnek verebilirim.
Ama gerçek anlamda entellektüel bir alanda herşeye sahip olan aileden doğan cocuk bunların coğunu bilmez. Ayakkabılarının calınabileceği aklına bile gelmez. Notları iyi diye kimse ona inek demeyecektir. Çünkü okuduğu okul ve grupta herkes aynı şekildedir.
Onun için sevgi ön plandadadır. Sevgisini sanatada aktarır ama sana göre o "ılık" olarak nitelendirilen kişilerdendir. Erkek dediğin ağlamaz çünkü sert olur.
Höt der, göt der, emir verir, domal der!
Çünkü toplumdan gördüğün şeylerde doğru olarak sana işlenen bilgiler bunlardır.
İşte bu noktada başa dönmek istiyorum.
Hiç düşündün mü? Belki doğru olarak, haketmiyor olarak düşündüğün etrafındakiler ve çevren.
Belki doğru olarak bildiğiniz çoğu şey aslında doğru değildir. İçinde bulunduğunuz yozlaşmanın farkında belki değilsinizdir.
Vader Yazdıklarınıza katılıyorum lordum ama insanlar bulunduğu cevrenin halkasından çıkarak topluluklar inşa etmiş olmalı. Yoksa herkes bulunduğu çevrede yaşamaya devam etse idi, nasıl; entel, taşralı ve bunun gibi ayrımlar oluşabilirdi ki?
Burada 2. katıldığım nokta özenti durumu özenerek halka dışına çıkılmaz. Kitap okuyarak, film izleyerek, tarihi bir karakteri taklit ederek halka dışına çıkılmaz. Bana göre üretken insanlar bunu başarabilir. Kendi felsefesini bir şekilde edinen insan başarabilir.
Burada 2. katıldığım nokta özenti durumu özenerek halka dışına çıkılmaz. Kitap okuyarak, film izleyerek, tarihi bir karakteri taklit ederek halka dışına çıkılmaz. Bana göre üretken insanlar bunu başarabilir. Kendi felsefesini bir şekilde edinen insan başarabilir.
dünyanın en basit işlemi formattan bile insanlardan yıllarca yüzlerce lira aldıklarını fark ettiğimden beri nefret ettiğim meslek grubu= bilgisayar tamircileri.
Vader Abi bu nasıl bir yazıdır sanki etrafımı betimlemişsin. Her şey aynı. Bi de burada bu düşünce şekillerine katılmasan da dışlanmamak için, insanlar laf söylemesin diye böyle davranmak zorunda olmak da zor. Kötü diye bize öğretilen davranışların bunu öğretenler tarafından gizli kapaklı yapılması da trajikomik. Bana en çok koyan erkeğin sevgisini belli etmemek zorunda olduğunu düşünmesi, güçlü görünmek zorunda. Kibar davranırsa toplum tarafından kendisiyle ılık mısın diye dalga geçilmesi. Her iki cinsiyete yüklenen belli sorumlulukların olması. "Kadın evini, kocasını çekip çevirmeli, Erkek eve ekmek getirmek zorunda. Bu sorumluluk ona ait." Sevginin zayıflık olarak görülmesi. çok üzücü çok...
Bigfrizzyhead Sith Warrior » Sosyal » Genel
Gizlenen 4 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Doğum günün kutlu olsun abi. Nice sağlıklı, mutlu, huzurlu ve uzun senelere. İyi ki varsın.
İyi ki doğdun, iyi ki varsın .Mutlu yıllarının eksik olmaması dileğiyle
Mutlu sağlıklı Yıllar dilerim Lordum İyiki Doğdunuz Ailenizle birlikde sağlıklı uzun mutlu Yıllarınız olsun.
Elessar2147 Sith Tyro » Sosyal » İtiraf
Oğlum cesuru kaybettikten 1-2 ay sonra spor çıkışı çöp kutusunun yanına kutusuyla ve yarım mama poşetiyle beraber atılmış buldum.
Bir daha kedi sahiplenmem diyordum ama o an hiç düşünmeden aldım eve getirdim.
Tir tir titriyordu ilk başta.
Gayet de uysal sessiz ve temiz bir kediydi bir insan neden bunu yapar anlamıyorum.
İlkin kendi haline bıraktım bir yerlere girip saklandı bir süre sonra çıkıp mamasını yedi ve gece birden bana sokuldu onu sevdiğimde mırlamasını unutamıyorum.
İlk günler ev halkı da sessizdi çünkü birden Cesurumuzu hatırladık.
Evde buruk bir hava vardı.
İlk bir kaç gün ben de ne yapacağımı bilmiyordum sonra birden kusmaya başladı sürekli kusuyordu.
Aynı şeyi yaşayama korkusuyla veterinere götürdüm kan testi yapıldı ve verdikleri mamanın kalitesiz olduğu ve bağışıklığının düştüğünü söylediler serumunu yaptık mamasını değiştirdik iyileşti.
Büyüdü ve şimdi aslan gibi oldu.
Ufakken bilgisayar oynarken kucağıma gelir kafasını klavyeye koyardı.
Sabah okula giderken bacağıma zıplıyor.
Bazen üstüme tırmanıp omzuma çıkıyor.
Bazen çok uysal bazen de kuduruk bir kedi, ee sonuçta sarmanlık da var. :)
Tanıştırayım Dzeko :)
Bir daha kedi sahiplenmem diyordum ama o an hiç düşünmeden aldım eve getirdim.
Tir tir titriyordu ilk başta.
Gayet de uysal sessiz ve temiz bir kediydi bir insan neden bunu yapar anlamıyorum.
İlkin kendi haline bıraktım bir yerlere girip saklandı bir süre sonra çıkıp mamasını yedi ve gece birden bana sokuldu onu sevdiğimde mırlamasını unutamıyorum.
İlk günler ev halkı da sessizdi çünkü birden Cesurumuzu hatırladık.
Evde buruk bir hava vardı.
İlk bir kaç gün ben de ne yapacağımı bilmiyordum sonra birden kusmaya başladı sürekli kusuyordu.
Aynı şeyi yaşayama korkusuyla veterinere götürdüm kan testi yapıldı ve verdikleri mamanın kalitesiz olduğu ve bağışıklığının düştüğünü söylediler serumunu yaptık mamasını değiştirdik iyileşti.
Büyüdü ve şimdi aslan gibi oldu.
Ufakken bilgisayar oynarken kucağıma gelir kafasını klavyeye koyardı.
Sabah okula giderken bacağıma zıplıyor.
Bazen üstüme tırmanıp omzuma çıkıyor.
Bazen çok uysal bazen de kuduruk bir kedi, ee sonuçta sarmanlık da var. :)
Tanıştırayım Dzeko :)
Gizlenen 7 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Kralın videolarını paylaş da dopamin salgılayalım tatlılığından. Çok tatlı. Gerçi tüm kediler çok tatlı.
Elessar2147 patilerine bak ya :D maşallah çok tatlı. O da kendini seviyomuş aslında. ne kadar tatlıyım diye aynada kendi yanaklarını mıncırmaya çalışıyormuş.
Officer_K sen bi de onu geceleri gör tam bir sarman kedisi :D
kanyewest ne alakası var koyu fenerli babam da ben de ama sorun gs fb değil de karaktersiz bir herifi gelip benim kediyle beraber zikretmen hoş değil. Takım muhabbetine çevirmek istemiyorum. Boş fanatizme gerek yok.
kanyewest allah sana akıl fikir versin gelip her yeri bok ettiğiniz herifin adını ne anıp üstüne bi de allah akıl fikir versin diyor yürü git ya allah allah :D
Tenceresapi Jedi » Solo Leveling S1B7
Her bölümü başka biri yönetiyor gibi sanki. Tam aha hikayeye daldık diyoruz hop saçma sapan bir event koyup 20 dakikayı dolduruyorlar.
Arkadaşlar gözümü kararttım bir çoğunuza aptalca gelebilir veya bazılarınız cesaret olarak görebilir pekte umursamıyorum muhtemelen 2. seçimde de oylar çalınacak ama gitmeden önce dedeme yine oy vereceğim. Elimdeki cihazlarımın hepsini sattım birazda ailemden de borç edinerek amerikaya kaçıyorum merak ediyorsanız yasal olarak gitmeyeceğimin de altını çizeyim çekeceğim zorlukların farkındayım aç ve yurtsuz kalabilirim önemli değil ama birçok şeyin riskini göze alarak gidiyorum an ve an seçim sonrası yine bu başlıktan güncelleme atabilirim merak edenler için
Gizlenen 96 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
yolun açık olsun umarım tutunabilirsin orda da bidaha buraya dönmek zorunda kalmazsın
büyük ihtimal oy çalınacak demek yerine türkiye gönüllüsü olsanızda sandığınıza sahip çaıksanız iyi olmaz mı?
kararve adamlardaki güç kimsede yok, sen istersen kendini sandığa zincirle çalmak isterlerse yine çalarlar
nasıl oluyor kaçma işi çok merak ediyorum bilgilendirirsen sevinirim
uyasal olmayan yoldan gidemezsin turist vizesi alman lazım her halukarda 6 ay lık sonra kaçak kalman lazım 6 aylık turist vizeside alabileceğini düşünmüyorum şuana.
Hani biraz boş heves gibi öyle gidiyorum diyince gidilmiyor :) Şuan amerikaya gitmek turkiyede yaşamaktan daha zor :)
Hani biraz boş heves gibi öyle gidiyorum diyince gidilmiyor :) Şuan amerikaya gitmek turkiyede yaşamaktan daha zor :)
Mertys normal turist vizesi alıuyorsun 6 aylık. gidiş döçnüş bileyi alıyorsun birde dönüş mutlak aolmalı onla zaten vize veriyorlar gidiş biletin bugune dönüşü 5 ay sonrasına aldın izeye başvurdun banka hesabıan falan baktılar paran va rgüvenilir buldular yani bu amerikada kaçak yaşayacak derlerseişin biter demezlerse 6 aylık turist vizesi vercekler gidiyorsun donmen gereken gün uçağa binmeyip donmuyorsun 6 ay sonundakaçsın yakalanırsan geri şultlarlar yakalanmadan 5000$ a bir kadınla anlaşma yapi evlenmen lazım.
Vader tek yolu evlenmek mi oluyor herhangi bir sebeple iltica kabul etmiyorlar değil mi
Vader Benim arkadaş erasmus ile portekize gidecek iltica felan nasil yaparsa kalabilir orda?
Vader Lordum farklı yolları var fakat oradan Kanada'ya geçme ihtimalim daha yüksek kuzenim var gelmemi istiyorda bende öyle pek akrabaya eşe dosta güvenen bir insan değilim bakalım onu son çare olarak tutuyoruz kenarda içeri girdikten sonra bir selam çakarım oralardan :) kararve Ezbere konuşmak ne kadarda güzel oluyor sandığa sahip çıkılmasına rağmen diyarbakırdan çalınan oylara ne diyeceksin? 500 kişide dursak YSK'ya girilen veriler doğru girilmiyor girilse bile elle müdahalesi yine mümkün dediğim gibi oyumu verdikten sonra gideceğimi açıkça belirtmeme rağmen imalı konuşmayı bırak oy kullanmadan si** keyfine görede gidebilirdim değil mi?
Elessar2147 Lordumun dediği gibi kadın bulupta evlenebilirsin Almanya'da genelde 5k euroya yapıyorlar ama amerika hakkında bilgim yok Mertys iltica için belli başlı nedenler gerekiyor uurdgnn Eyvallah kardeşim
Elessar2147 Lordumun dediği gibi kadın bulupta evlenebilirsin Almanya'da genelde 5k euroya yapıyorlar ama amerika hakkında bilgim yok Mertys iltica için belli başlı nedenler gerekiyor uurdgnn Eyvallah kardeşim
Mertys erasmusa beraber gittiğim arkadaşlarım üniversiteye kayıt olup geri dönmediler, en kolay yol bu. onun haricinde iş bularak çalışma izni alabiliyorsun
gvnysf kanada üzerinden amerikaya giden 2 arkadaş var, bizim şantiyede çalışıyorlardı. en son 1 hafta önce sınırdan görüşme yapmışlar buradaki ustalarla daha haber gelmedi ne alemdeler acaba. (10k dolar ödediler adam başı ayarlamaları yapan adama)
burada cb hakaretten dava açılırsa sana işin daha da kolaylaşır diye düşünüyorum XD
gvnysf kanada üzerinden amerikaya giden 2 arkadaş var, bizim şantiyede çalışıyorlardı. en son 1 hafta önce sınırdan görüşme yapmışlar buradaki ustalarla daha haber gelmedi ne alemdeler acaba. (10k dolar ödediler adam başı ayarlamaları yapan adama)
burada cb hakaretten dava açılırsa sana işin daha da kolaylaşır diye düşünüyorum XD
kertmeyenekele Ukrayna'da savaş başladığında bir milletvekili 10k€'ya seni vatandaş gibi gösterip Kanada gönderiyordu orada iş ve kalacak yeri devlet sağlıyordu savaş mağduru ayağına. O fırsatı kullanan bir arkadaşım var kendisi neredeyse 1.5 senedir orada. Çalışma izni için 6 ay gibi bir süre beklemem gerekecek o süre içerisinde "Shelter" dedikleri bölgede bir kaç ay ücretsiz kalıp yemek yiyebileceğim ayırdığım parayla da avukatlık masraflarını gidereceğim
Bildiğim kadarıyla Meksika üzerinden yapılan kaçak geçişler yüzünden Amerika baskı uyguladı ve Türk vatandaşlarına artık e-vize bile kolay kolay vermiyorlar zorluk çıkartıyorlar. Resmi kaynaklarda kalktığına dair bir veri göremedim ama bunu bizzat yaşayanlardan duydum. Hangi yollarla gitmeyi planlıyorsun ?
gvnysf işte müşahit olmazsan böyle ezbere konuşursun, senin elinde imzalı mühürlü sandık tutanakları olacak bununla itiraz edeceksin, çalınmış abi diyerek geçiştirmek yerine. ysk elle müdahale mümkün diyonuz tamam işte girilen verilerle elindeki kağıtlara bakacaksın verilere müdahale edlmişse itirazını yapacaksın. merak etme sen yapmıyorsun itirazı uğraşmayacaksın bildir gerisini türkiye gönüllüleri koordinatörleri halleder. araştırarak konuşun. diyarbakırda yetersiz kalmış demek ki eğer olsaydı itiraz edilirdi, belgelerin yüklendiği sistemde kontrol ediliyor. hala neyi inat ederek savunuyorsun anlamıyorum.
BrokenRudis ABD sadece bazı ülkelere yasakladı bunlardan biri kolombiya Türkiye ülkeler arasında yok bir problemde yok kararve İlk seçimde de dediğin şey oldu tutanaklar tutuldu sonuç???
gvnysf itiraz haberlerini hiç mi göremedin? bunlara itiraz için elindeki tek dayanak sayım tutanağı, ve sayım tutanağına sahip olunacağını inatla belirtmeme rağmen argüman üretiyorsun, 1+1 den başlayayım anlatmaya. Ignira o zaman hiç oy vermeyede gitmeyelim olur mu? amaçlarından biride 2. turda zaten kazanamazlar oy vermeyin diye ürettikleri argümanlar sende etkili olmuş. ne olursa olsun dikkatli olacağız.
https://ntv.com.tr/2023-secim...ga1qYBj6wIQ
https://ntv.com.tr/2023-secim...ga1qYBj6wIQ
Elessar2147 kürt asıllılar daha rahat o konuda. benim var bir kaç tanıdığım halıcılık yapan kürt, türkiyeye dönersem öldürürler beni diye sığındılar burda kazanıp kazanıp türkiyedeki ailelerine para gönderiyorlar bir sürü ev arsa bişiler almışlardı.
Vader uscis bayağı sıkılaştırdı o evlilik muhabbetini green card aldıktan sonra bile vatandaşlık alana kadar evli kalman gerekiyor önceden green card alman yetiyordu minimum 5-6 sene evli kalıyorsun yani yıllık 5000 istiyorlar gibi bir şey oldu artık risk arttı
gvnysf sana da iyi yolculuklar şimdiden, bir zanaatin yoksa boyacılık olsun veya herhangi bi işçilik olsun tutunman çok çok zor, normal bir yerde iş bulamazsın cash parayla çalışabileceğin self-employed bi iş yapman lazım. zanaatin yoksa beklediğini bulamazsın çok daha kötü sefil ve iğrenç bi hayat yaşarsın. kendi ismine ev tutup araba falan da alamazsın birilerine bağlı yaşaman lazım amerikada kaçak olarak gelirsen yoksa köprü altında çadırın bile olmaz
Vader uscis bayağı sıkılaştırdı o evlilik muhabbetini green card aldıktan sonra bile vatandaşlık alana kadar evli kalman gerekiyor önceden green card alman yetiyordu minimum 5-6 sene evli kalıyorsun yani yıllık 5000 istiyorlar gibi bir şey oldu artık risk arttı
gvnysf sana da iyi yolculuklar şimdiden, bir zanaatin yoksa boyacılık olsun veya herhangi bi işçilik olsun tutunman çok çok zor, normal bir yerde iş bulamazsın cash parayla çalışabileceğin self-employed bi iş yapman lazım. zanaatin yoksa beklediğini bulamazsın çok daha kötü sefil ve iğrenç bi hayat yaşarsın. kendi ismine ev tutup araba falan da alamazsın birilerine bağlı yaşaman lazım amerikada kaçak olarak gelirsen yoksa köprü altında çadırın bile olmaz
gvnysf Tamam ben de resmi kaynaklarda bu yazmıyor ama bunlar yaşanıyor demek istedim. Herkes Türkiye'nin şartlarının farkında ve iltica, kaçak göç vs. gibi yollarla ülkeden gitmek isteyen gençlerden haberdar. Bunun üzerine bir de pasaportun itibarı kalmadığı için her gittiğin yerde köpek çekiliyor . Haberin olsun diye söylüyorum her şey resmi belgelere göre çalışmıyor. Kazara Meksika'da 30 gün geçirip gelmek zorunda kalma diye söylüyorum. Kıçı kırık Romanya'da oturma izni için göçmen bürosuna 4 kez gitmem gerekti. "Oraya oturma burada bekleme, bu evrak eksik" cart curt. Ev arkadaşım benimle aynı evraklara sahip olmasına rağmen farklı bir tarihte gittiğinde tek seferde halletti evraklar eksik değildi halbuki. Legolas gibi sarı bi oğlan olması ve şans eseri bürodaki en sevimli insana denk gelmiş olmasından kaynaklı olabilir ama bunlar yaşanıyor yani. Legal olduğum halde yanlış bir şey varmış gibi muamele gördüm. Üstelik oraya ikinci gidişimdi ve öncesinde Schengen almışlığım da vardı.
kararve mesele oy vermeye gitmek gitmemek değil. Zaten başa baş gidiyor oylar, problem o. Büyük çoğunluğun bu yönetimin gitmesini istemesi lazım ki bişeyler olsun. Biz yine oyumuzu vermeye gidicez değişim yaratabilmek için elimizden tek gelen bu.
Lonarad yok yok başkan calışma iznin varsa 3 sene evli kalmak yetiyor. genelde zenciler 5k dolara evleniyorlar ilk 3 ay bir arada yaşayıp sonraları sadeece ziyaret zamanı 10 gun birikte geçiriyorlar fakat şuda var bugune kadar kim öyle evlendiyse hatuna aşık olup evliliği devam ettirdi :) kadında kabule diyor yani sevebiliyorlar birbirlerini.
Benim dayıoğlu mesela kadın para falan istemiyorum aşık oldum diyip durdu bizimkisi ben istemiyorum dedi kadınıda küstürdü sonra kadın bunu amerikadan attırdı aslşdkaşlskd
Benim dayıoğlu mesela kadın para falan istemiyorum aşık oldum diyip durdu bizimkisi ben istemiyorum dedi kadınıda küstürdü sonra kadın bunu amerikadan attırdı aslşdkaşlskd
Vader lordum bizim afganlar bunu ayri bir seviyeye cikartiyo, benim bir tanidik kizlan evlendi sonra ayrildilar ama evlilik 2 hafta sürdü yjsjjyjs tabi ayrildiktan sonra kiz hamile cikti, baba oldu öyle aldi oturma iznini xd bu arada kiz romen
Mertys hocam meksika üzerinden bildiğim bi yöntem var benim gereksiz olacak hemen paylaşayım :) meksikaya internetten alınan vize ile kolayca gidiliyor. kabaca doğru havalimanına doğru uçakla inerseniz juarezde bulunan güzel bi yoldan abd sınırına gidip kolaylıkla iltica edebiliyorsunuz. iltica kuşulları da epey kolaylaşmıştı en son. daha fazla ayrıntı anlatabilirim isterseniz.
alperyusuff benim arkadaş meksika üzerinden gitti, bildiğin suriler gibi duvardan mı atladı naptı bilmiyorum abd ye geçti, orada akrabası vardı nasıl halletti bilmiyorum ama 1 senedir orda. Nah gidersin diyordum adam gitti. Kurye işi yapıyor bir de aşçılık, günde iki iş. Annesine para gönderiyor tr ye. 2020 model Nissan Qashqai aldırdı ona :d
Paradox yaw iste köpek gibi çalışıyor, gündüz gece gündüz gece hayat mı abi o? Modern kölesin resmen. Bu hayata bu kadar kapitalizmin uşağı olarak mı geldiniz bunu sormanız lazım kendinize.
Ha turkiyede kalmışsın parasız zar zor geçiniyorsun hayatı yaşayamıyorsun, ha amerikada modern köle olmuşsun hayatı yaşayamıyorsun.
Ha turkiyede kalmışsın parasız zar zor geçiniyorsun hayatı yaşayamıyorsun, ha amerikada modern köle olmuşsun hayatı yaşayamıyorsun.
Vader şahsen gitti diye iyi kurtuldun vs. diyorduk ama sabahtan akşama kadar çalışıyor günde iki iş yaparak. Hayatsız gibi. Araba, teknolojik ürünler vb. daha kolay ulaşım imkanı var, iyi araca biniyor kısa süredeki birikimiyle aldı. Fakat kiralar olsun çalışma hayatı olsun gerçekten çok zormuş. Dil problemi ve kültür zorluğu da cabası. O da tr ye dönmek istiyor ilerde. İyi bi birikim yaparak dönüp burda iş kurmak istiyor, arabam ve işim için para biriktirince döneceğim diyor. çalıştıpım yerlerde bizimki gibi 8-10 saat çalışma zorunluğu yok. Saatlik ücret veriyorlar. Sen istediğin kadar çalış sana kalmış diyor. Ben de para çıksın diye böyle çalışıyorum diyor
yolun açık olsun. bir arkadaşım meksika üzerinden şebekeyle kaçak gitmişti. şuan hayatından bayağı mennun şekilde yaşıyor. güncelleme yaparsan takipteyim
Paradox bunu bildiğimle gurur duymuyorum ama sıfırdan texasa yerleşecek her türlü bilgiye vakıfım zaten. inmeniz gereken havaalanı, aramanız gereken whatsapp taksi numarası, kabul gören yolcu sayısı yüksek uçak firmaları, sınırda rahat geçilen yollar ve tüneller falan. arkadaşınıza da helal olsun bu arada şebekesiz gittiyse de taşağına kurban.
alperyusuff 4 arkadaşıyla gitti geçtikten sonra amcası yardımcı oldu, daha sonra işi resmiyete mi döktü yoksa ksçak mı göçek mi bilmiyorum ama sınırdan kaçak geçtiğini biliyorum. Ablası da kanada da. Kürt kendisi. Hdp binasına gidip bi hdp li ile fotoğraf çektiriyor bilerek, ardından abd üzerinden kanadaya geçerken can güvenliğim yok diye bu fotoğrafı öne sürüyor. O şekilde kanadaya geçiyor. Şu anda birkaç yıldır orda olduğunu biliyorum. Ablasında dil vardı. Bir hafta bir yerde beklemişlee kanada da. Orda mülakat gibi bir şey yapmışlar işte sığınma nedeniniz nedir gerekçeniz vs. Gibi.
gitmek zorunda olmak, gitmeyi tercih etmek, refah bir yaşam adına ülkeyi terk etmek çok üzücü sadece... Başarılar dilerim, pes etme ve umarım zorluk yaşama.
kertmeyenekele erasmusa birlikte gittiğin arkadaşlarınla nereye gittiniz ? ayrıca orada kalmak için ne tür bir yol izlediler ?
NamikEfendi polonyaya gittik, kalanlarda iş bulup kalan da var, (market, kfc vsvs), oradaki bir üniversiteye kayıt olup kalan da var. oradayken oturma izni almak çok kolay. hiç red yiyen duymadım. üniye kayıt olan arkadaşım part time bolt yapıyor. araç aldı ve part time çalışmasına rağmen oradaki asgari ücretin 2 katını kazanıyor neredeyse (okul olmayan her an çalışıyor günde 10-11 saat)
kertmeyenekele ben de seneye güz dönemi için portekize gideceğim. Bakalım işler nasıl gelişecek. Geri dönmeyi hiç istemiyorum hele ki akp kazanırsa, gerekirse kaçak yaşarım veya bahsedildiği gibi ücretli evlilik yaparım. var mı bir önerin ?
Yüksek Lisans yapıp yurt dışına gitmeyi düşünüyordum. Artık daha fazla durmak istemiyorum burada. Bu dönem mezun olur olmaz İngiltere'ye sağlık çalışanı olarak gitmek istiyorum ben de.
Dün çok sevdiğim bir tanıdığımla konuştum LA den. Meksika sınırında gitmiş amerikaya. 280 $ günlük ücret alıyor. bahşiş dahil bu fiyata. Bir türk arkadaşıyla birlikte ev tutmuşlar 750$ a. tek kişi 350$ ödüyor faturası cartı curtu herşey bu fiyata dahil. çocuk sadece diyor ki dünya varmış diyor. insan olduğumu burda öğrendim diyor. mecburiyetten de islamdan ve kürtlükten bahane ederek iltica etmeyi düşünüyormuş. 1 günden kazandığım ücretle 1 aylık mutfak ihtiyacımı karşılıyorum diyor. 4-5 ay sonra güzel bir araba alıp yük taşıma işine girmeyi de düşünüyormuş. 10 sene sonra türkiyeye anca gezmek tozmak için gelirim diyor. söyleceklerim bu kadar
rasso Ne iş yapıyorda günlük 280 alıyor kanka şuan nasipse sabah yolculuğum başlıyor benim de
gvnysf restoranda çalışıyordu sanırım. garson olarak. ingilizcesi bu arada fluent seviyesinde. deneyimlerini paylaş bizimle. :)
rasso inşallah hepsini video resim çeker atarım her şey rayına oturunca
rasso imkan dahilinde değil günlük250$ aylık 7.500$ yapar. yıllık 90.000 $ yapar. Ki contractor olarak calışamaz, freelancer dediğimiz calıştığın kadar kazan yöntemi ile çalışır onunda saatlik ücreti asgarisi yoktur freelancer lar minimum 0$ alırlar. Contractor ise saatlik min 13.5 $ alır.
Çalışmas izni olmasına rağmen contractor iş bulamayan bir kişi şunu yazmış
----------
How do people live comfortably on a minimum wage
During my last two years at UW, I lived on $1300/month. Give or take, that was right about minimum wage after taxes. I’ll break the numbers down all at once below, but some key points are as follows:
I didn’t get sick.
Yeah, I know, and it’s just like it sounds. Sorry, but it’s the reality. I just recently had a surgery, and my out of pocket was about $8,850. Some pieces weren’t covered and I absolutely hit my out of pocket max. Since it was at the end of the year, prescriptions and stuff in January also aren’t included.
The thing is, that’s something like $735/month. That’s not even a minimum wage question at that point. Make 60k with insurance and that’s still hard to cover.
I’m not saying “not getting sick” is realistic, I’m saying it’ll financially cripple a lot more than people making minimum wage. That goes down a tangent far out of the scope of this answer though.
My income to bills:
For a grand total of $1,025/month.
On $1,300/month, this left me a few bucks to go out, buy the shirt on clearance, extra gas to see my mom, computer upgrades pertinent to my major, etc.
Compromise and fight marketing.
Generally when I post an answer like this, I’m told that I’m lucky, that I’m lying, that it’s impossible because of half a dozen reasons, etc.
Remember though, I’m not saying what anyone else should do, I’m saying that I lived through years like this and I was happy.
I was only happy because I compromised all those “needs” though. I fought hard to avoid the draw of the best marketing in the world, and I kept my focus on improving myself and my future.
It’s not so different today.
This is what really throws people for a loop. Today, I continue to live 9 miles outside of downtown Bellevue, Washington. It is fucking expensive to live here. I track all of my total monthly bills, and I’m currently at $1,583/month.
--------
Yani öyle amerikaya falan gidince ilk belki 5 sene kazanacağınız para bu olacak hayal kurmayı bırakın milletin de sizi yalanlarla kandırmasın aizin vermeyin.
Çalışmas izni olmasına rağmen contractor iş bulamayan bir kişi şunu yazmış
----------
How do people live comfortably on a minimum wage
During my last two years at UW, I lived on $1300/month. Give or take, that was right about minimum wage after taxes. I’ll break the numbers down all at once below, but some key points are as follows:
I didn’t get sick.
Yeah, I know, and it’s just like it sounds. Sorry, but it’s the reality. I just recently had a surgery, and my out of pocket was about $8,850. Some pieces weren’t covered and I absolutely hit my out of pocket max. Since it was at the end of the year, prescriptions and stuff in January also aren’t included.
The thing is, that’s something like $735/month. That’s not even a minimum wage question at that point. Make 60k with insurance and that’s still hard to cover.
I’m not saying “not getting sick” is realistic, I’m saying it’ll financially cripple a lot more than people making minimum wage. That goes down a tangent far out of the scope of this answer though.
My income to bills:
300 - Rent
75 - Utilities
200 - Car
125 - Insurance
75 - Gas
200 - Food + Misc
50 - Phone (Cheap plan + wifi)For a grand total of $1,025/month.
On $1,300/month, this left me a few bucks to go out, buy the shirt on clearance, extra gas to see my mom, computer upgrades pertinent to my major, etc.
Compromise and fight marketing.
Generally when I post an answer like this, I’m told that I’m lucky, that I’m lying, that it’s impossible because of half a dozen reasons, etc.
Remember though, I’m not saying what anyone else should do, I’m saying that I lived through years like this and I was happy.
I was only happy because I compromised all those “needs” though. I fought hard to avoid the draw of the best marketing in the world, and I kept my focus on improving myself and my future.
It’s not so different today.
This is what really throws people for a loop. Today, I continue to live 9 miles outside of downtown Bellevue, Washington. It is fucking expensive to live here. I track all of my total monthly bills, and I’m currently at $1,583/month.
--------
Yani öyle amerikaya falan gidince ilk belki 5 sene kazanacağınız para bu olacak hayal kurmayı bırakın milletin de sizi yalanlarla kandırmasın aizin vermeyin.
gvnysf bekliyoruz hocam merak ettim açıkçası nasıl oluyor bu diye
Tetsuyuki ben de bi merak ettim keşke 3-5 detay vereydi iyi olurdu.
Meksikadan girmeye çalıştıysa liveleak videosunu görmeyiz inşallah fatelty98
aliheyn hocam sanki gördük ya, baksana durum bildirimi yok arkadaşı kampa almışlar bence
bi kartele denk gelecegine boyle bi kamyoncuya denk gelsin opsun başına koysun Lyfrics Elessar2147
Vader lordum asya yolunda gidiyor olabilir mi? avrupada bu aralar sinirda adami öperler cünkü
ziyazn Asya'nın bağrından bildiriyorum, arkadaş gelirse ağırlarız sorun yok :D
Vader boşa merak ettirdi ne güzel hayat hikayesi dinleyecektik bomboş 3-5 de yalan söylese tadından yenmezdi
Geciktiğim için kusura bakmayın. Öncelikle konuya açıklık getireyim pasaport kontrol merkezinde gittiğimizde bir takım olaylar gelişti ve Turkish Airlenes ile gelen yolcuların büyük çoğunluğunu reddettiler ve meksikaya hiçbir şekilde sokmadılar. Sadece Türkler için değil bu arada diğer milletlerden de insanlar vardı hatta bizimle beraber gelmiş 20-30 tane ülkeyi gezmiş Moğol'da vardı ki adamın pasaportunda schengen ülkelerinden de kaşeler vardı. Gittiğimiz dönemde nöbetlerde bir problem oldu ve bulunduğumuz gün içerisinde Federal polisler oraya geldi ve gün boyu oradaydılar geri dönüş biletimiz olduğu için 12-15 saat arası hücrede bekletip peşinden ülkeye geri gönderdiler. Yakın zamanda tekrar deneyeceğim. Bu kadar geç yazmamın sebebi bir birincisi yolun yaklaşık 2-3 gün kadar git gel dahil sürmesi sonrasında çok sevdiğim bir yakınımı kaybetmemden dolayı. Tekrar denediğimde buradan yazarım şimdilik hoş çakalın.
Konu güncelleme: An .itibariyle San francisco Burlingame'e varmış bulunmaktayım arkadaşlar. İlerleyen zamanlarda durum güncellemesi atarım
onaylıyorum doğru söylüyor kişisel laptopunuda götürmüş wireless bulmuş bağlanmış :)
gvnysf Hocam öncelikle başın sağ olsun. Bu yolculukta bir zikzik üyesi olarak başarılar diliyorum. Umarım her şey umduğun gibi gider. Bir de bir iki yıl sonra nasıl yaptım, nasıl gvnysf oldum vlogu gelirse çok mutlu oluruz.
gvnysf ilk denemenden neyi farklı yaptın da bu sefer gidebildin. bir de kamp süreci ne kadar sürdü
gvnysf hayırlı olsun bu Eylül de ben de iltica edeceğim veya başka bir şekilde kalmaya çalışacağım umarım şans bize de güler
ziyazn harbiden ha hani sınırdan çıplak falan geçiyolardı herhalde vize almış
Hamdolsun Kanka abartma sende hahahaha. Neyse meraklı arkadaşlara hemen cevabını vereyim toplam yolculuğum 9 gün sürdü sebebi de bazı yerlerde fazladan kalmam veya uçak biletinin olmaması onları dışarı atarsak dışarı totalde 4 günde ben geçmiş oldum. Geçtiğiniz nokta önemli arkadaşlar hangi taraftan sizi içeri aldıkları çok önemli. Ben kamp sürecinde sadece 1.2 gün kaldım hiçbir şekilde hiçbir eşyanıza karışmıyorlar. Gittiğim nokta Tijuana daki Rosemaria tarafı bir patikadan geçirdiler araçlarla 2 dakika yürüme mesafesine sınır vardı. devriye noktasına 10 dakika kadar yürüdük o kadar. Tabikide ekstra zorlukları vardı onuda daha sonradan anlatırım. Şuan için Burlingamedeyim. Tüm Galaktiğe buradan selamlar
renasabakay çıplak olayı falan yok kampa girerken üzerinde fazla elbise kalmasına izin vermiyorlar. İç çamaşırlar dışında 1 üst 1 alt grup tek giyili kalsınlar diyorlar o kadar. Bizim insa ımıza karşı gayet kibar ve iyiydiler. Çinli meksikalı ve hintli gele lede karşı serttiler bazıları da ırkçıydı. Girdiğimiz noktaya göre hızlıda olabilir çıkışınız geçte olabilir.
gvnysf lan olm bak yine kafamı karıştırıyorsun nasıl yolculuğun 9 gün sürdü ya?
2024/01/31 02:49:36 tarihinde windows bilgisayarında gazi antepden bağlanmışsın.
2024/01/31 19:27:44 tarihinde tam 16.5 saat sonra mobil androidinle ümraniye istanbuldan bağlanmışsın.
2024/02/02 22:17:43 tarihinde california dan bağlanmışsın windows bilgisayrınla farklı bilgisayarlar değil bu arada browser koduna kadar gaziantepten bağlandığın ile aynı
2024/02/03 09:49:08 las vegasdan girdiğin görülüyor istanbulda bağlandığın mobil cihaz ile aynı bu arada.
2024/02/04 07:12:12 yine aynı mobil cihaz ile 3 saat önce california semalarından bağlanmışsın.
Hangi 9 gün? 4.5 gün önce istanbula gelmişsin yaklaşık 50 saat sonra california dan sinyal vermişsin.
Hangi Tijuana amk hangi Rosemaria
Transit uçak ile gitsen minimum kalkışı inişi 15 saat yolculuk demek. vize işlemleri bilmemne cart curt. Sen baya baya biletsiz cartsız curtsun istanbuldan california'ya 45 saat de gittiğini bu sürede de ırçlı insan kaçakçıları ile uğraştığını bir kaç gün fazladan bir yerlerde mola verdiğini helikopterden uzay roketine atlarken şarjör değiştiğini iddia ediyorsun öyle mi?
cidden mi ya? müge anlıda falan mıyız abi. "ablam öldüğünden beri beni hiç aramadı" diyen kız bile daha mantıklı şuan.
hani role playing yapmanında bir adabı var. burada milletin hayalleriyle duygusuyla oynadığında eline ne geçicek kesinlikle anlayamadım.
hadi günleri karıştırdın desek farzedelim bu kadar kaçak yolla giderken interneti nerden buldun maaşallah twitterda her gün 5 10 tane tweet beğenmişsin hiç bir günü boş geçmemişsin kral https://twitter.com/gvnysf/likes
2024/01/31 02:49:36 tarihinde windows bilgisayarında gazi antepden bağlanmışsın.
2024/01/31 19:27:44 tarihinde tam 16.5 saat sonra mobil androidinle ümraniye istanbuldan bağlanmışsın.
2024/02/02 22:17:43 tarihinde california dan bağlanmışsın windows bilgisayrınla farklı bilgisayarlar değil bu arada browser koduna kadar gaziantepten bağlandığın ile aynı
2024/02/03 09:49:08 las vegasdan girdiğin görülüyor istanbulda bağlandığın mobil cihaz ile aynı bu arada.
2024/02/04 07:12:12 yine aynı mobil cihaz ile 3 saat önce california semalarından bağlanmışsın.
Hangi 9 gün? 4.5 gün önce istanbula gelmişsin yaklaşık 50 saat sonra california dan sinyal vermişsin.
Hangi Tijuana amk hangi Rosemaria
Transit uçak ile gitsen minimum kalkışı inişi 15 saat yolculuk demek. vize işlemleri bilmemne cart curt. Sen baya baya biletsiz cartsız curtsun istanbuldan california'ya 45 saat de gittiğini bu sürede de ırçlı insan kaçakçıları ile uğraştığını bir kaç gün fazladan bir yerlerde mola verdiğini helikopterden uzay roketine atlarken şarjör değiştiğini iddia ediyorsun öyle mi?
cidden mi ya? müge anlıda falan mıyız abi. "ablam öldüğünden beri beni hiç aramadı" diyen kız bile daha mantıklı şuan.
hani role playing yapmanında bir adabı var. burada milletin hayalleriyle duygusuyla oynadığında eline ne geçicek kesinlikle anlayamadım.
hadi günleri karıştırdın desek farzedelim bu kadar kaçak yolla giderken interneti nerden buldun maaşallah twitterda her gün 5 10 tane tweet beğenmişsin hiç bir günü boş geçmemişsin kral https://twitter.com/gvnysf/likes
Vader Kimsenin hayaliyle oynamıyorum Lordum. Şuan California'dayım evde cihazlarım var orada aktif onlar. Yurt dışına çıkarken de Vodafone yurt dışı paket kullanım özelliğini açtım 21'inde yola çıktım 30'unda san francisco geçtim. İlk uçuş ve 2 gece geçirdiğim kamp dışında telefonla zaten sürekli iç içeydim.
gvnysf ben analtamıyorum sanırsam biri beni translate edebilir mi arkadaşa :) yukarıdakiler logların. BWK ile adlandırılan kısımlar parmak izi gibi olan browser kodun benzersizdir. Aynı cihaz olup olmadığı oradan anlaşılır. Biri beni telafuz etsin arkadaşın beni cok iyi anladığını biliyorum ama anlamamaya getiriyor. Üstelik profilinde Freelancer yazıyor demek istediğimi en iyi anlayabileceklerdensin yani.
elder ayın 26'sında nerdeysen o bilgisayardasın. yanlız o zaman turksat kullanıyorken şuan superonline kullanıyorsun. 26 sında Edirne şuan İstanbul gözüküyorsun ama istanbulda başakşehir tarafı falan edirne ip alabiliyor, veya edirne de istanbul ip alabiliyor.
Ama bilgisayarlar aynı fark biri turknet diğeri superonline. ya hat değiştirdin ya edirneden istanbula geldin.
Ama bilgisayarlar aynı fark biri turknet diğeri superonline. ya hat değiştirdin ya edirneden istanbula geldin.
Amına koyiyim san fıransiskodan bir selfi atsan olayı çözücez de amma tatava yaptın yok şu kadar kaldım yok bu kadar zattiri zottiri
aşama aşama paylaş bizle durumunu yol haritamız olsun aksjdksa
Bu gönderiyi çok yakından takip ediyorum. Astral seyahate çıkmış olabilir misin farkında olmadan? Böyle bi anda belki için geçmiştir, Amerika da zannetmişsindir. Oluyor böyle seyler.
Meraklısı için bilgilendirme amaçlı söylüyorum, arkadaşın profilinde instagram hesabı dahil sosyal medya hesapları bulunuyor. Adam kalkmış yurtdışına çıkmış, ilgilenen olur diye adım adım maceralarını paylaşmış ama bunları birisi çıkar tatava olarak görür, bunları geç san firansiskodan selfi salla rüyada mısın değil misin diye görelim gibi şeyler denirse diye arkadaşta instagram profiline Golden Gate Köprüsü önünde falan fotoğrafını koymuş. Hani oldu da zaman ayıramadınız girip bakamadıysanız şayet diye söylüyorum yanlış anlaşılmasın
renasabakay olay şuanda amerikada olup olmaması değil olay bundan 7 gun önce ümraniyedeyken 4 gün önce 9 gün sürdü yolculuk şu ülkeden şöyle geçtim demesi.
Hiç bir zaman 9 gün süren bir yolculuğa çıkmadı 7 gün önce ümraniyedeydi 5 gündür de amerikada yolculuğa 8 gün önce batmandan çıktı 7 gün önce ümraniyedeydi 5 gündürde amerikada.
Doğru olan bu. Arada sadece donumuzu aldık tek bir elbisemiz vardı kısmı olaya heycan katma amacıyla yazılmış içerik. Arkadaş direk uçuş ile gayet güvenli bir şekilde amerikaya gidiyor. Konuyu okuyupta dur bende kaçak yollardan gireyim falan diyen olursa sonucu ağır olur. Belki youtube kanalı açmayı düşünüyor kendince bunu reklama dönüştürmek istemiş olabilir ben bu tür şeyleri doğru bulmadığım ve başkalarını yanıltıp yapmamaları gereken bir riske onları sürüklememeleri için doğruyu paylaştım.
Dileyen afrika üstünden fıl sırtından da geçtiğini düşünebilir ama teknoloji konusunda cehalet o kadar yüksekli ip adres bilgilerini dahi tartışmaya açabilecek bilgisizlikte olduğunuzu görüyorum.
Bunlar %99.9 doğru kabul edilen kayıtlardır. Havalimanı bilgilerinden dahi teyit edilebilir. Sosyal medya profillerini zaten yukarıda ben paylaştım. Paylaştığımda herhangi bir paylaşımda yoktu. Yaptığı hataları görmüş eğer bu şekilde bir hikaye inandırıcılığı istiyorsa en azından ip kayıtlarını görebileceğimi önceden düşünüp ona göre mantıklı bir hikaye anlatabilirdi.
Hiç bir zaman 9 gün süren bir yolculuğa çıkmadı 7 gün önce ümraniyedeydi 5 gündür de amerikada yolculuğa 8 gün önce batmandan çıktı 7 gün önce ümraniyedeydi 5 gündürde amerikada.
Doğru olan bu. Arada sadece donumuzu aldık tek bir elbisemiz vardı kısmı olaya heycan katma amacıyla yazılmış içerik. Arkadaş direk uçuş ile gayet güvenli bir şekilde amerikaya gidiyor. Konuyu okuyupta dur bende kaçak yollardan gireyim falan diyen olursa sonucu ağır olur. Belki youtube kanalı açmayı düşünüyor kendince bunu reklama dönüştürmek istemiş olabilir ben bu tür şeyleri doğru bulmadığım ve başkalarını yanıltıp yapmamaları gereken bir riske onları sürüklememeleri için doğruyu paylaştım.
Dileyen afrika üstünden fıl sırtından da geçtiğini düşünebilir ama teknoloji konusunda cehalet o kadar yüksekli ip adres bilgilerini dahi tartışmaya açabilecek bilgisizlikte olduğunuzu görüyorum.
Bunlar %99.9 doğru kabul edilen kayıtlardır. Havalimanı bilgilerinden dahi teyit edilebilir. Sosyal medya profillerini zaten yukarıda ben paylaştım. Paylaştığımda herhangi bir paylaşımda yoktu. Yaptığı hataları görmüş eğer bu şekilde bir hikaye inandırıcılığı istiyorsa en azından ip kayıtlarını görebileceğimi önceden düşünüp ona göre mantıklı bir hikaye anlatabilirdi.
Vader Abi yazdığım yazıda benim sana sözüm yok yanlış anlaşılmış sanırım, IP girişleri ve konumları ile yazdığın yazıyı beğenmiştim hatta ilk paylaştığında. Yazıyı yazarken ''Lord Vader'i tenzih ederek..'' diye bir cümle vardı sonrasında vazgeçip üstü kapalı yazdım, etiket atmamış olmam yanlış anlaşılmaya sebep verdi sanırım.
İtalyanoo sen bana cahil diyemezsin, haddini bil
İtalyanoo sen bana cahil diyemezsin, haddini bil
Arkadaşlar burda bir post acılıyor ve altına birileri mesajlar yazıyor sohbet amaçlı ama birbirinize hakaret etmek yakışmıyor zqwqz ailesinin bir bireyi olarak söylüyorum bunu birbirinizi inciterek yada hakaret ederek kırıcı olmanız hoş değil bir konuyu tartışırken kırıcı olmakdan kacınalım burda herkes bir birey ve kimsenin kimseye kişisel hakaret etmesini doğru bulmuyorum saygı ve sevgi çerçevesinde tartışalım.
Ben burda yönetici yada admin değilim yanlış anlamayın bir abiniz olarak yazıyor sizleri seviyorum.
Ben burda yönetici yada admin değilim yanlış anlamayın bir abiniz olarak yazıyor sizleri seviyorum.
lordum 30 saniyede KVKK'yi yediniz bitirdiniz valla helal olsun :D
Erwin_Rommel kvkk size dilediğiniz şekilde dezenfektasyon yapabilme özgürlüğü için var olmamıştır. kvkk kullanıcıları başlarına gelebilecek kötü şeylerden korumak için var. Aynen burada olduğu gibi. KVKK var diye topluma karşı dilediğiniz uyduruk hikayeler sunarak doğruymuş gibi var olmayan tehlikeli yoılları anlatarak bir kaç kişinin bu yolu seçmesiyle belki ölümüne sebep olacaksın sorun yok, yalan söylediğini ortaya cıkardı diye kvkk vör yö yediniz bitirdiniz.
Çok içten söylemek isiyorum.
Hasiktir ordan. Salak salak moronca yorumlar yapmayın adamın ahsabını bozmayın.
Çok içten söylemek isiyorum.
Hasiktir ordan. Salak salak moronca yorumlar yapmayın adamın ahsabını bozmayın.
Bu konuda lorda katiliyorum, bu yollari görmüs gecirmis biri olarak bende bu avrupa amerika hayaline bir nebze karsiyim. Lanse edildigi gibi degil, bin türlü zorluktan geciyor insanlar.
Türkler iranlilar, afganlar veya araplardan daha problemli bir sürecten geciyor cünkü Türkiyenin durumu diger ülkelerden daha iyi onun icin bir cok insan bir türlü yerlesemiyor yapamiyor…
Doktor mühendis olsaniz dahi köpek gibi 3-4 seneniz dil ogrenmekle gecicek hadi onu gectim böyle inanilmaz bir para kazanmicaksiniz, en fazla 4k-5k girer cebinize. Kendi isimi kurarim diyenler bunun inanilmaz zor oldugunu belirtim, 2022 verilerine göre almanyada calisanlarin sadece %3 kendi isini kurmus ve kendi isinin patronu :) yani köpek gibi caliscaksiniz sabahiniz aksaminiz olmicak anca öyle, orda burda bunun aksini pazarlayan insanlara güvenmeyin
Türkler iranlilar, afganlar veya araplardan daha problemli bir sürecten geciyor cünkü Türkiyenin durumu diger ülkelerden daha iyi onun icin bir cok insan bir türlü yerlesemiyor yapamiyor…
Doktor mühendis olsaniz dahi köpek gibi 3-4 seneniz dil ogrenmekle gecicek hadi onu gectim böyle inanilmaz bir para kazanmicaksiniz, en fazla 4k-5k girer cebinize. Kendi isimi kurarim diyenler bunun inanilmaz zor oldugunu belirtim, 2022 verilerine göre almanyada calisanlarin sadece %3 kendi isini kurmus ve kendi isinin patronu :) yani köpek gibi caliscaksiniz sabahiniz aksaminiz olmicak anca öyle, orda burda bunun aksini pazarlayan insanlara güvenmeyin
Vader lordum şu her şeyi sorgulayıcı tavrına bayılıyorum ,hayatta bizde seni böyle örnek almalıyız aklımıza yatmayan bir şey varsa durmadan sorgulamalıyız ve doğruya ulaşmalıyız teşekkürler lordum
ziyazn kendi işini kurunca vergi miktarları çok yüksek. amaç zengini fazla zengin yapmamak. fakiri de orta seviyeye çıkarmak.
rasso evet acayip rahatsiz edici bir durum, girsimcilerin önü hic acilmiyor vergiler deli ediyor, sadece gecen sene 250 bin üzeri alman Almanyayi terk etti... bu gibi konular hic konusulmuyor konu Avrupa veya Amerka olunca, kac tane iphone alirim hesabini yapiyor gariban