Kaydol
Giriş

birnefifuzuli

M******** T*****
Jedi Sentinel
İstanbul
Eylül 2020
This is the Way
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Beğendiği gönderiler
İyi ki doğdun sevgilim 💕
Vader Darth Lord » Barda
Nejat İşler, Hakan Boyav ve Erdal Beşikçioğlu. Beşikçioğlunun uyanıp bacağını check ettiği sahnedeki rolü cidden hayvansın dedirtiyor. Bu filmi ben sinemada Ankara da izlemiştim. Çok etkileyiciydi ve bu 3 oyuncunun inanılmaz performansı... Serdar Orçin 'i niye yazmıyorsun göt diyenler olackatır. Fazla laubali ve abartılmış olarak buldum. En deli benim şeklinde çok çabalamış ama deli olmak için çabalamaya gerek olmadığını sadece susarak, konuşma şekli ve maksimum 2-3 dk lik rolü ile Hakan Boyav dünyadaki en büyük deli benim dedirtmiştir. Bu sebeple pek ısınamadım Serdar Orçinin canlandırdığı karaktere.

Ankara Devlet Tiyatrosundan çıkan Türkiye'nin görüp görebileceği en iyi oyunculardan biridir Hakan Boyav değeri pek bilinmedi.

Film için olan düşüncelerimi söylemek gerekirse; film de iyi olanları lanet ötesi derecede kötü oyuncular canlandırırken, filme iyi oyuncuların (kötü adamların) dahil olmasıyla size yaşatacağı his aynen şu oluyor. Lise defteri izlerken bunlar ne zaman Shindlerin listesine bağladı amk ne oluyoruz diyecek ve dram, korku, anksiyete ne kadar piskolojiye dahil kötü durum varsa sizi ele geçirecek.

Sinema ve oyunculuk fakültesinde iyi ve kötü oyuncu arasındaki fark sorusuna bu kadar güzel veren başka bir yapıt olamaz herhalde.
1997 yılında, 18 yaşındaydım ve Ankara’da Şapka Bar’da şarkı söylüyordum. Olayın olduğu apartmana taşınalı henüz 15 gün olmuştu. Bir tarafında Cumhurbaşkanlığı Köşkü, bir tarafında Başbakanlık, diğer tarafında Dışişleri Bakanlığı Konutu ve Mesut Yılmaz’ın evi vardı.
Yani dağ başında değildik. İlk dört daire boş, diğerleri doluydu. O gün üniversiteli iki erkek arkadaşım, akşam yemeğe gelecekti. Aynı gün Mersin’den komşum, 18 yaşındaki A.T.G. bir kız arkadaşıyla Ankara’ya gelmiş ve beni arayıp "Görüşelim" demişti. Onları da yemeğe davet ettim. Beraber Yemek yedik, eğlenmeye çıktık. Gece 2’de eve döndük, hemen uyuduk. Sabah 5 civarında gürültüyle uyandık. Eli silahlı, yolda yürürken korkup karşı kaldırıma geçeceğiniz korkunçlukta 7 adamla burun buruna geldik. Yüzlerinden pislik akıyordu. Sonradan öğrendiğimize göre, apartmanın üst katını tutmuşlar. Kuruyemiş dağıtımı yaptıklarını söyleyen, aslında barlardan haraç toplayan bir çetenin adamlarıymış. Ellerindeki silahları ve bıçakları gösterip,"Napıyorsunuz lan, bizden habersiz karı mı s... burada" diye bağırıyorlardı. Aslında amaçları para alıp gitmekti. Kızları görünce kalmaya karar verdiler. Hepimizi odanın duvarına dizdiler, ellerine geçirdikleriyle dövmeye başladılar. Sopayla yorulduklarında tekme atıyorlardı. Dövmekten sıkılmışlardı. "Elektrik verelim lan bunlara" demeye başladılar. Dayaklardan çığlık atacak halimiz kalmamıştı, elektriği yiyince avaz avaz bağırdık. Bu da yetmedi. İçlerinden biri elindeki bıçakla penisimi kesmek üzereyken, en gençleri ve kötünün iyisi Murat Gökgöz müdahale etti. Beni kurtardı. Yine de vücudumun her yeri bıçakla kesildi, hálá izlerini taşıyorum.

Bir yandan içiyor ve uyuşturucu alıyorlardı. İlk üç saat çığlığımız hiç dinmedi. "İmdat bizi öldürüyorlar" çığlığı attıkça, kahkaha atıp "Biz Allahız, kimse dokunamaz" diyorlardı. O kadar bağırmıştık ki, nasılsa birileri duyup polisi aramıştır, diye umutlanıyorduk. Fakat ne gelen vardı ne de giden. 17 saat boyunca kimse yardımımıza gelmeyince "Adamlar haklı, gerçekten bunlara kimse dokunamıyor herhalde" diye düşünmeye başladık. Bugün bile aklım ermiyor: O çığlıkları bir Allah’ın kulu duymadı mı? Kırık kapıdan hiç mi ses çıkmadı dışarı? Duyup, polisi aramayanları affedemiyorum.

Birkaç saat sonra erkek arkadaşlarımızdan Ş.Ş, kaçmayı başardı. Peşinden silahla gidip, herkesin ortasında onu geri getirdiler. Hatta o sırada bir nakliyat kamyonunun şoförü, eli silahlı adamı gördüğünde "Naber abi yine mi kurban kesiyorsunuz" diye gülmüş.

Hepimizi öldüresiye dövdükten sonra, 18 yaşındaki A.T.G.’yi diğer odaya götürüp tecavüz ettiler. "Bakireyim, yalvarırırm beni bırakın" diye ağladı ama dinlemediler. Sonra da kocasından yeni boşanmış ve dört yaşında bir kızı olan 23 yaşındaki N.K.’ya tecavüz ettiler. O da, "Dört yaşında kızım var, ne olur beni ona bağışlayın" diye yalvardı, dinlemediler. Kızların ikisine de 17 saat boyunca defalarca tecavüz ettiler. Yalvarmaları hálá kulaklarımda.

İçkileri bitince beni karşıdaki Tekel bayiine içki almaya yolladılar. "Polise Haber verirsen kızlardan birinin kafasını uçururuz" dediler.

GÖRENLER POLİSİ ARAMADI

Dükkándakilerin her yerimin kan revan içinde olduğunu görünce polisi arayacağını düşündüm. Adam beni süzdü. "Yalvarırım polise haber ver, ne kadar para istersen veririm, senin de çocuğun vardır" dedim. Cevap "Başımı belaya sokamam" oldu. Sonradan öğrendiğime göre, olay ortaya çıktıktan sonra, polisler o adamın kırılmadık yerini bırakmamış.

Ağlayarak eve döndüm. Zorbalar, "Arabaya atıp bir yere götürüp orada mı öldürsek, yoksa öldürüp cesetleri bir yere mi taşısak" tartışması yapıyorlardı. Akşam saat 21.00’e yaklaşırken İbrahim Ural, en sessizimiz Ş.Ş’nin kafasına silah dayayıp "Yürü" dedi. Öldüreceklerini sandım "Nereye" diye sordum. Ş.Ş’yi bırakıp, "Sen gel o zaman" dedi. Apartmanın bodrumuna götürdü. "Buraya kadarmış, öldürecek" diye düşünürken bana tecavüz etti. Tekrar yukarı çıktığımızda, herkese "S... herifi" deyip beni koltuğa fırlattı.

KAÇIP POLİSE GİTTİM

Sonra yanıma oturdu, tişörtümün içinden göğüslerime doğru elini soktu. O sırada, "Bana bir duble rakı verin" diyerek herkesi şoke ettim. Bir dikişte içtim, ikincisini istedim. "Oh, oh keyiflendi bak, madem şarkıcısın bize şarkı söyle" dediler. İstedikleri türkünün iki dizesini mırıldanıp, İngilizce şarkıya geçmiş gibi yaptım. Arkadaşlarıma "I will run away, don’t afraid" (Kaçacağım, korkmayın) dedim. Kaş, göz işaretiyle "yapma" dediler. Üçüncü dubleyi istedim. Dört ve beşinci dubleleri kendim aldım. 10 dakikada beş duble içmiştim. Tecavüz edip, 17 saat dövüp rahatlamış olmalılar ki, bizimle "Memleket nere" muhabbetine geçmişlerdi. Altıncı duble için ayağa kalktığımda saat 23.00 civarıydı. Muhabbet koyulaşmıştı. Kırık kapıya iyice yanaştım, dışarı çıktım, bardağı bırakıp merdivenlerden aşağı koşmaya başladım. Caddeye çıktığımda ilk gördüğüm arabaya kendimi atıp, "Gaza bas abi, polise" dedim. Karakol 3 dakikalık mesafedeydi. Nöbet değişim saatiymiş, olması gerekenden daha fazla polis vardı. Beni kan revan içinde görünce donakaldılar. "Ne oldu sana" dediklerinde "Sabah 5’ten beri işkence görüyoruz, arkadaşlarım hálá onların elinde, silahlılar" deyince beni de arabaya atıp, çok kalabalık bir grup polisle eve gittik. Evin etrafını sardılar ve diğerlerini de kurtardılar.

Mahkeme devam ederken, bir araba önümde durdu. Daha önce hiç tanımadığım ünlü bir mafya babasının adamları beni arabaya bindirdi. Korkmuyordum çünkü başıma gelebilecek en kötü şeyler gelmişti. Daha kötüsü ne olabilirdi ki? Mafya babası babacan tavırla bir kadeh viski ikram etti. Elime bir telefon tutuşturdu. "Öldür dersen, hattın ucunda bekleyenler, size bunları yapan adamların hepsini içeride öldürecek" dedi. Bir saat düşündüm. Bize biraz daha iyi davranan Murat Gökgöz hariç hepsinin öldürülmesinden yanaydım. İkinci saatte, bana tecavüz eden İbrahim Ural, en acımasızları Murat Yıldırım ve Murat Kandemir’in öldürülmesini düşündüm.

Bir türlü karar veremiyor, ağlıyordum. Onlar karar vermem için sıkıştırıyordu. Birden bu kararı benim veremeyeceğimi, o kadar cani olamayacağımı düşündüm. Bize bunu yapanlar insan değildi ama biz insandık. Daha sonra olayı Ş.Ş’ye anlattım. İyi ki yapmadın, dedi. Sonradan öğrendiğimize göre Murat Gökgöz hariç hepsi içeride tecavüze uğramış.

CİNSELLİĞİMİZİ SORGULADILAR

Olay ortaya çıktıktan sonra, Ankara’da barlarda şarkı söylediğim için gece fotoğraf çeken bütün fotoğrafçılardan benim sahnede ibne gibi giyinip süslenmiş fotoğraflarımı aradılar. Bulamadılar tabii. Olaydan sonra en ağırıma giden, en entelektüellerinin bile, "Çocuk zaten eşcinselmiş" demesi oldu. Herkes manidar şekilde "Niye siz" sorgulamasına başladı. Bizden öncekilere neden olmuşsa, bize de o yüzden olmuştu. Sanıklardan biri, 11 yaşındaki erkek çocuğa tecavüzden sabıkalıydı. Çocuk neden tecavüze uğramıştı? Olayı manidar şekilde sorgulayan herkesin başına Allah aynısını versin. "Tecavüze uğrayan sen miydin" dediklerinde bir hafta bunalımdan çıkamazdım. Şimdi rahatım. Ne yüzümü gizliyorum, ne adımı. Utanması gereken ben değil, onlar ve onları hapisten çıkaran politikacılar.

1997 yılında, 18 yaşındaydım ve Ankara’da Şapka Bar’da şarkı söylüyordum. Olayın olduğu apartmana taşınalı henüz 15 gün olmuştu. Bir tarafında Cumhurbaşkanlığı Köşkü, bir tarafında Başbakanlık, diğer tarafında Dışişleri Bakanlığı Konutu ve Mesut Yılmaz’ın evi vardı. Yani dağ başında değildik. İlk dört daire boş, diğerleri doluydu. O gün üniversiteli iki erkek arkadaşım, akşam yemeğe gelecekti. Aynı gün Mersin’den komşum, 18 yaşındaki A.T.G. bir kız arkadaşıyla Ankara’ya gelmiş ve beni arayıp "Görüşelim" demişti. Onları da yemeğe davet ettim. Beraber yemek yedik, eğlenmeye çıktık. Gece 2’de eve döndük, hemen uyuduk. Sabah 5 civarında gürültüyle uyandık. Eli silahlı, yolda yürürken korkup karşı kaldırıma geçeceğiniz korkunçlukta 7 adamla burun buruna geldik. Yüzlerinden pislik akıyordu. Sonradan öğrendiğimize göre, apartmanın üst katını tutmuşlar. Kuruyemiş dağıtımı yaptıklarını söyleyen, aslında barlardan haraç toplayan bir çetenin adamlarıymış. Ellerindeki silahları ve bıçakları gösterip,"Napıyorsunuz lan, bizden habersiz karı mı s... burada" diye bağırıyorlardı. Aslında amaçları para alıp gitmekti. Kızları görünce kalmaya karar verdiler. Hepimizi odanın duvarına dizdiler, ellerine geçirdikleriyle dövmeye başladılar. Sopayla yorulduklarında tekme atıyorlardı. Dövmekten sıkılmışlardı. "Elektrik verelim lan bunlara" demeye başladılar. Dayaklardan çığlık atacak halimiz kalmamıştı, elektriği yiyince avaz avaz bağırdık. Bu da yetmedi. İçlerinden biri elindeki bıçakla penisimi kesmek üzereyken, en gençleri ve kötünün iyisi Murat Gökgöz müdahale etti. Beni kurtardı. Yine de vücudumun her yeri bıçakla kesildi, hálá izlerini taşıyorum.

Bir yandan içiyor ve uyuşturucu alıyorlardı. İlk üç saat çığlığımız hiç dinmedi. "İmdat bizi öldürüyorlar" çığlığı attıkça, kahkaha atıp "Biz Allahız, kimse dokunamaz" diyorlardı. O kadar bağırmıştık ki, nasılsa birileri duyup polisi aramıştır, diye umutlanıyorduk. Fakat ne gelen vardı ne de giden. 17 saat boyunca kimse yardımımıza gelmeyince "Adamlar haklı, gerçekten bunlara kimse dokunamıyor herhalde" diye düşünmeye başladık. Bugün bile aklım ermiyor: O çığlıkları bir Allah’ın kulu duymadı mı? Kırık kapıdan hiç mi ses çıkmadı dışarı? Duyup, polisi aramayanları affedemiyorum.

Birkaç saat sonra erkek arkadaşlarımızdan Ş.Ş, kaçmayı başardı. Peşinden silahla gidip, herkesin ortasında onu geri getirdiler. Hatta o sırada bir nakliyat kamyonunun şoförü, eli silahlı adamı gördüğünde "Naber abi yine mi kurban kesiyorsunuz" diye gülmüş.

Hepimizi öldüresiye dövdükten sonra, 18 yaşındaki A.T.G.’yi diğer odaya götürüp tecavüz ettiler. "Bakireyim, yalvarırırm beni bırakın" diye ağladı ama dinlemediler. Sonra da kocasından yeni boşanmış ve dört yaşında bir kızı olan 23 yaşındaki N.K.’ya tecavüz ettiler. O da, "Dört yaşında kızım var, ne olur beni ona bağışlayın" diye yalvardı, dinlemediler. Kızların ikisine de 17 saat boyunca defalarca tecavüz ettiler. Yalvarmaları hálá kulaklarımda.

İçkileri bitince beni karşıdaki Tekel bayiine içki almaya yolladılar. "Polise haber verirsen kızlardan birinin kafasını uçururuz" dediler.

---------------------------
Dipnot: Sonradan arabasına alıp "tek bir kararına gerekenleri cezalandıracak kararlı adamlar var" diyen mafya babasının Sedat Peker olduğu doğrulanmıştır.
Sonraki besaker boba fett'e yormuştum ama kaçırdığm ve dikkat etmediğim gözümden kaçan bir sahne varmış. baştan izleyince tam oturttum şuan. Sahne 07:21 sağ tarafta gördüğümüz Garazeb Orrelios namı değer "Zeb" . Rebels izleyenler iyi tanır kendisini. Imperial içerisinden çıkmış bir asidir kendisi.

Ve dizi tamamen rebels ile birlikte gidiyor 3. sezonda. Hemen 1. bölüme dönelim uzayda hyper space de gezen balinaları gördük onlard rebels den şmdi Zeb'i görüyoruz. Ve saoldaki chumhuriyet pilotunda da sarı bir amblem var rankar fatihi anlamın geliyor o rankoru yıkan ekipte yer aldğına. göre . Tarihi kestircek olursan darth maul bile 2. kez öldürülmüş ama Snoke henüz summonlanmamıış zaman dliimindeyiz. 3-5 sene sonra Luke, Ben Soloyu eğitmeye başlayacak hatta.

En sonda moff gidion kaçırılmış yerine kimler kaçırdı diye düşünüldüğünde suçu mandalorların ustune atmaya calışılan bir plan ile beskar bırakılmış. Kim böyle çakal planları kurup başarılı olurdu hatırlayın bakalım bu dizinin final bölümünde onu görecez işte kesin eminim şuan

Kim di bu abimiz hadi hepbirlikte söylüyoruz.


3
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

2
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

1
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
-----------------------> görsel <--------------------------------- tıkla


Bu sezonun bittiği yerdende Ahsoka 1. sezon başlayacak.
Öff öff öff muhteşem bir bölüm. Herşeyiyle mükemmeldi. STAR WARS serüvenin en efsane yerlerden birini gördük üstelik maden lerin içerisinde kutsal sularda Mythosaur ile göz göze gelmesi. Bo-Katan'ın Dark Saberı kullanışı gerçekten 10/10 bölümdü. Bu bölüm STAR WARS evreninde cok büyük öneme sahip olacak. Ciddi anlamda bu turşeyleri filmlerde yaparlardı ama yok çoğunuz ne var yahu bu kadar abartma diyebilir ama emin olun zman geçtikçe anlayacaksınız gerçekten abartılcak bir bölüm olmuş. Tüm Mandalor efsanesini başından yaşatacaklar gibi duruyor. En eski Jedilerden hem mandalor hem jedi olan ilk hükümdarları tekrar ortaya cıkıyor peki bu kim olacak? Bo-Katan mı yoksa Din Djarin mi?

Umarım Bo-Katan olur ben Din Djarin'e bu turden işte Luke Skywalker gibi bir görev verilsin istemiyorum. Onlar Grou ile gezen maceradan maceraya koşan çok ünlü olmayan normal kahramanlar olmaya dvam ederler umarım.

Bir bilgi daha The Book of Boba Feth de armoror Din Djarin'e şunu demişti.
"Efsaneye göre bir Mythosaur'un uyanması ile Mandalorian ırkı için yeni bir çağ başlayacak"
Gizlenen 6 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Şimdide gelelim saçmalıklara:

1. 2. sezonda gördüğümüz o çok güçlü Din Djarin gitmiş yerine amatör bir Din Djarin gelmiş. Aptal bir %90 droid makineya yakalanması ve savaşamadan nerdeyse ölmesi. 2. üstündeji jackpacki çıkardıktan sonra hala deli gibi ağır olan besakarlarla suya girmesi hiç mi düşünmedi derinleşirse bu beskarlarla jetpack olmadan ben nasıl cıkacam yüzeye diye?

Sürekli Bo-Katan kurtarıp durdu mandoyu.

2. Gelelim Bo-Katan'a Dark saber ile nasıl dövüştüğünü gördünüz değil mi? O zaman 2. sezonun son bölümünde tek başına ışın kılıcı ile Luke Skywalkera gerek yokmuş. 2dk versene dark saberi deseymiş Bo-Katan zaten Luke gibi tek ata ata ilerleyebiliyorlarmış.

Yani düşündüğümüz gibi kenara falan sıkışmamışlar. Bunlar büyük hata işte.
Normalde bu sezon yavaş başlamıştı ama bu bölüm hem aksiyon, hem macera, hem de konu açısından deli gibi yükseldim ben de. Bu dizide dediğin şekilde Mandalore efsanesinin yeniden ayaklanışına ve 2. Mandalorian devrine şahitlik edeceğiz gibi.

Bir de aklına gelmemiş ama, belki de ne Bo-Katan ne de Din Djarin olacak, ikinci efsane Mandalorian-Jedi'ın Grogu olması ihtimaline ne diyorsun kaptan? Sonuçta hem Luke Skywalker'dan 2 yıl eğitim aldı, hem de çok iyi bir mandalorian olan Din Djarin'den Mandalorian eğitimi alıyor.

Ayrıca Grogu'ya 2 yıllık Luke eğitimi şifa gibi gelmiş, artık peluştan ibaret değil. İyi iş yapıyor kerata. Bunun 200-300 yaşındaki hâli yoda ile yarışır bir şey olur belki de, kim bilir? AAAAAAAAAAAAAAAA MUAZZAM DİZİ AW
Vader Lordum bunlara ek olarak 3-4 tane alamite kesmek için çok zorlanması da eklenebilir bence. Eski Din olsa hiç zorlanmadan keserdi diye düşünüyorum.
hasanorhan hayır ne yazıkki o seviyeye ulaşması için bu onumuzdeki mandalorian çıkartmasını yönetmesi ve herkes onayını alması lazım. Bo-katan Din'e kılıç sende konuş herkes senin arkandan gelecektir dedi Kılıcı taşıyanın karısndan gidecekler ama bi şekilde kılıcı Bo-Katan'a veecek diye düşüüyorum yada Bo-Katan ona kılıç kullanmayı ogretir Aralarında bişey olursa tabii oda.
Vader Doğru, belki de dediğin gibi Bo-Katan ve bizim Din Djarin arasında bir aşk kıvılcımı olur, birlikte karı koca Mandalore'u yeniden kurarlar ve Groguyu eğitirler. Grogu kuruluşta değil, ileride yani Bo-Katan ve Din Djarin öldükten sonra önemli rol oynayabilir. Sonuçta Grogu hiç yaşamadı desen daha rahat 500-600 yılı var ırkından ötürü.

Bir de lordum ben Ashoka Tano karakterinin bu dizide gösterilmesinin çok kritik olduğunu düşünüyorum. Bence sezon sonu Ashoka dizisine bağlayacaklar ve Mandalorian'ın yeniden yükselişinde Ashoka'da kilit rol oynayacak. Sonuçta Bo-Katan'la da bir dostlukları var Ashokanın.
Favreau ve Filoni abinin ellerini ayaklarını öpmek istiyorum.
Vader Lordum Bo-Katan'ın Dark Saber'ı jedi gibi kullanıp Din'in zar zor savurmasının tam olarak sebebi nedir olay tamamen ruhani birşey mi yani anlayamıyorum kılıcı kolayca kullanabilmesi için Din'in nasıl bir konum ve ruh halinde olması gerek bunun fiziksel güç ile alakalı olacağını sanmıyorum.
supermanprime eğitim almış demekki olm anlatmadılar mı dark saberi. kullanmayı bilmeyenin elinde dark saber ağırlaşır kaldıramaz bile ama eğitimlisinin elinde kuş tüyü gibi hafif olur diye. bunu Armorer söyledi the boba fett in mando bölümlerinde.
Vader Bunun için bir söz söylendiğini hatırlıyordum da içeriğini hatırlayamadım tamamdır
Vader Darth Lord » Sosyal » Genel
Ayın 1 inden itibaren toplanan zqwqz bağışlarından (876$) 5.000 TL sini AFAD'a bağış yapmış bulunmaktayım. İttire kaktıra bi şekilde ayakta dururuz ama ordakilerin bu bağışa bizden dah açok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Umarım gerekl olan kişilere gereğinden hızlı bir şekilde ulaşır.
Gizlenen 20 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Vatandaşa tam bilgi verildiğini düşünmüyorum bence tahminlerime göre 99 depremnden cok daha kötü sonuçları olmuş bir depremle karşı karşıyayız. Atomk bobmbası atsan bundan az zarar verirdi herhalde.
Vader Maraş mesela bildiğin dümdüz olmuş ve çok fazla etkilenen çevresel iller var. Osmaniye'de bile bir yakınımın akrabasının evinin duvarları patlamış. Bu depremin çok fazla maddi yükü de olacak. Çok fazla da kayıp verilecek gibi duruyor.
hocam çok teşekkürler , çok iyi yapmışsınız.
çok güzel düşünmüşsünüz çok teşekkürler. maddi manevi yardımları bulunduğunuz belediyelerin belirlediği alanlardan da yapmayı ihmal etmeyin lütfen. bağlı olduğunuz ilçenin belediye hesaplarından toplanma merkezlerini öğrenebilirsiniz. az çok demeyin ne verebilecek durumdaysanız verin lütfen. eğer hiçbir maddi yardımda bulunamıyorsanız bile kan vermeyi ihmal etmeyin, en çok ihtiyaç duyulanlardan biri yaralılar için kan
ilaydaerden hayır sakın yapa biliyorsanız afad haluk levent in ahbap a direk para göderin kesinlikle 2. el eşya cart curt gondermeyin bakın cok fazla çölük oluşuyor gbirde onlarla uğraşmak zorundakalıyorlar.

Vader diğerler illerdekini bilmiyorum ama en azından İzmirdeki ilçe belediyeleri kesinlikle kullanılmış 2. el malzeme kabul etmiyorlar ve valilik onaylı hareket edip teslim edilen bütün ürünleri tek tek kontrol ediyorlar. ağırlıklı olarak hijyen ürünleri ve battaniye kabul ediyorlar
+1.500 TL de Arshavin den AFAD hesabına bağış geliyor. Bağışı için tesekkurler
https://www.twitch.tv/levo bağış toplanıyor, isteyenler destek olabilir. şu anda 430.000 TL toplandı.
kleopatrantz benim önerim sakın ola afad harici başkasına bağış apmayın sisizn adın ız yapacam der ama paranın yuzu sıcaktır arkadaşlar adamıda yoldan cıkarırsınız 50 tl 10 tl farketmiyor.

https://www.afad.gov.tr/depremkampanyasi2 buraya giriyorsunu dilediğniz tutarıo kredi kartıyla yada “DEPREM” yazıp 1866’ya SMS göndererek 20 TL bağış yapabiliyorsunuz. Bunlar harici bağış yapmayınız.
Vader kesinlikle haklısınız, fakat Haluk Levent'in başlattığı bağış hesabına atılıyor ve sürekli dekont gösteriliyor. Bağış altlarına yardım isteyenler yazı yazıyorlar duyuruyorlar. Kendisi de söylüyor direkt gidip siz bağış yapın diye.
kleopatrantz olsun hanği 1. yere atmak bu kada rkolayken ordan oray ordan oraya bankaların aldığı komisyona da yazıksen adam aatıcan 1 tl senden kesicek oo na atıcak 1 tl onda kesicek 5000 kişi yapsa5000 tl bankaya kar kalacak gerek varmı? başkalarını zengin etme eğil direk yardıma muhtaç olana y ardımıiletme olayı bu.
Vaderin söylediği gibi burdan bağış yapmak hem daha kolay hem de daha güvenli geldi bana. Gönlünüzden ne koparsa atarsınız. https://www.afad.gov.tr/depremkampanyasi2
benim kredi kartı yok maalesef ve afad sitesinden sadece kartla ödeme yapabiliyoruz. mümkünse eğer bağış yapsak ve siz tekrar yatırsanız olur mu? belki benim gibi bağış yapmak isteyip de yapamayanlar vardır ve bu şekilde onlar için de bir çözüm olur?
Lordum gerçekten çok güzel düşünmüşsün. Kız arkadaşım Malatya'daydı kendilerine bir şey olmadı çok şükür. Ama gözlerinin önünde yıkılan binalar bahsedilenden çok daha fazla gibi duruyor. Tekrardan teşekkür ederim lordum bu güzel davranışın için.
pery malesef paetron cok komisyon ücreti kesiyor, ben burdan yaptim. kafana yatmazsa paetron üzeri yapabilirsin.
pery sms gönderebilmeniz lazım_ “DEPREM” yazıp 1866’ya SMS göndererek 20 TL bağış yapabiliyorsunuz
Aynı zamanda hesap numaraları var

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.
TL : TR73 0001 0017 4555 5555 5552 04
USD: TR 46 0001 0017 4555 5555 5552 05
EURO: TR 19 0001 0017 4555 5555 5552 06
Sw.ft : TCZBTR2A


TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI T.A.O
TL: TR62 0001 5001 5800 7299 3175 99
USD : TR43 0001 5001 5804 8013 0940 88
EURO: TR32 0001 5001 5804 8013 0940 92
Banka Swift Kod No: TVBATR2A


TÜRKİYE HALK BANKASI A.Ş
TL: TR88 0001 2009 4080 0005 0002 28
USD: TR75 0001 2009 4080 0058 0002 92
EURO: TR48 0001 2009 4080 0058 0002 93
Banka Swift Kod No: TRHBTR2A


KUVEYT TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş.
TL: TR67 0020 5000 0951 0603 5000 09
USD : TR61 0020 5000 0951 0603 5001 17
EURO TR34 0020 5000 0951 0603 5001 18
Banka Swift Kod No: KTEFTRIS


ZİRAAT KATILIM BANKASI A.Ş.
TL: TR70 0020 9000 0041 2303 0000 10
USD: TR43 0020 9000 0041 2303 0000 11
EURO: TR16 0020 9000 0041 2303 0000 12
Banka Swift Kod No : ZKBATRIS


TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş.
TL: TR16 0006 4000 0014 2990 9890 45
USD: TR09 0006 4000 0024 2992 5862 71
EURO: TR19 0006 4000 0024 2992 5862 85
Banka Swift Kod No: ISBKTRIS


QNB FİNANSBANK A.Ş.
TL: TR03 0011 1000 0000 0091 7684 68
USD: TR48 0011 1000 0000 0091 7685 31
EURO: TR32 0011 1000 0000 0091 7686 25
Banka Swift Kod No: FNNBTRIS


AKBANK T.A.Ş.
TL : TR83 0004 6008 3288 8000 1486 21
USD: TR07 0004 6008 3200 1000 1486 22
EURO: TR54 0004 6008 3203 6000 1486 23
Banka Swift Kod No: AKBKTRIS
Vader hattım türk numarası olmadığı için sms olayı olmuyor maalesef ama iban için teşekkür ederim öyle deneyeceğim banka fark etmez diye düşünüyorum?
ziyazn danke dir önce afad’dan deneyeceğim olmazsa bakarım buna da
hatay da ablam vardı sabah 4.30 gibi aradı telefon sesi kesik kesik geldiği için anlayamadım sonra deprem olduğunu anladım hemen sms ile iletişime geçtik onlar da bir şey yokmuş ama tanıdıkları hep enkaz altında kalmış yan binaları yıkılmış evlerinin içi yerle bir olmuş bilanço çok ağır bende bi yardım da bulundum elimden geldiği kadar herkese çok geçmiş olsun
Abi bu devlet nerde allah aşkkna ?? Nerde bu cumhurbaşkanı nerde bu soylu ??? Tv de asıp kesiyorlae bizim deprem paralarımızı cebe atıyorlar her depremde halk bir başına kalıyor kimseden ses çıkmıyor halk kendi kendine yardım ediyor

Ne bir önlem ne bir özür hiçbir şey yok hiçbir şey ben gerçekten çok kötüyüm
yabancı ülkelerden de bağış toplanıyor instagram üzerinden. oralara donate yapmamanızı öneririm. en güvenilir afad bence
ÇöldekiKutupAyısı 2002'den 2020'ye kadar toplam 70 milyar tl deprem vergisi alındığı yazıyor. Ama her büyük afette yine bizim cebimize bakıyorlar. Diyanet bile IBAN atmış. Kendi aldığı paradan biraz ayırıp veremiyor herhalde
ÇöldekiKutupAyısı halk bu tür şeylerin cezsını sandıkta kesmeli bugüne kadar kesmediyse bence soylu moylu değil suçlu. biraz da kendim ettim kendim buldum şarkısını söylemeli halk.
Yukarı