İstatistikler
Playlistleri
En çok dinlediği şarkılar
Gravity Falls opening theme FULL
SAINt JHN - ROSES (Imanbek Remix)
Overdose & Raindog - Ankara Studio Records 2002
ADVLASTEDT
Angel and the Jerk - Green Day and Penelope Houston
Zimack the Voodoo Bitch Up!
Green Day - Holiday
Chelvs57 120bpm
MaNga feat. Vega - Iz Birakanlar Unutulmaz
Vader - GOT Cover
Heroes of the Storm Soundtrack – Heroes Defy
Game of Thrones Main Theme Metal Cover
Justice - Genesis - †
Fear Factory - Archetype Cover Demo
Agar Agar - I Am That Guy
Fear Factory - Archetype (Cover by Vader)
Son dinlediği şarkılar
Duman - Kufi
Vader - Aura Mastery
Vader - Synthkotech
Zikuvikuzi - ClubRoze
Zikuvikuzi - Seven Karandilf Synthwave
Gwyn, Lord of Cinder - Dark Souls Soundtrack
Fear Factory - Archetype (Cover by Vader)
Fear Factory - Archetype Cover Demo
Game of Thrones Main Theme Metal Cover
Vader - GOT Cover
Chelvs57 120bpm
Zimack the Voodoo Bitch Up!
ADVLASTEDT
SAINt JHN - ROSES (Imanbek Remix)
Club Roze
Zikuvikuzi - Hallowen 2020 Original Mix
Beğendiği gönderiler
Majör depresyon ve distimimin teşhisli olarak ikinci ama yaşadığım ve hissettiğim kadarıyla beşinci yılından selamlar.
Lisedeyken yaşadığım depresyonu hep görmezden geldim. Çünkü polis ya da asker olmak istiyordum ve doktora gidersem bu mesleklerin mülakatlarında karşıma çıkacağını biliyordum. Mezuna kaldım, polislik sınavına girdim ama parkurda elendim. Mecburen Celal Bayar’da bir sene okudum. Polislikten elenince her şey bir anda anlamsızlaştı. O zaman fark ettim ki, iyileşmek ve iyi hissetmek; polis ya da subay olmaktan çok daha önemliymiş.
Bu farkındalıkla hemen bir psikiyatriste gittim. “Başka bir şehirde, yeni bir başlangıç her şeyi değiştirir,” diye düşündüm. O yüzden Aydın’da, ilgimi çeken bir bölüm olan Radyo Televizyon ve Sinema okumaya karar verdim. Zaten çocukluğumdan beri babam sayesinde film ve diziyle iç içeydim. Ses tonum, diksiyonum ve sinemaya olan ilgimle belki bu alanda bir meslek edinirim dedim.
Yapım gereği enerjik, sosyal ve biraz da çocuksuyum. Eğlenceli yönlerimi hiç kaybetmedim. Kadınlarla iletişimim iyi ama çok fazla muhattap olmayı tercih etmem. Birçok ilişkim oldu ama hiçbirinde gerçekten duygusal bir bağ hissetmedim. Ta ki hayatımın kadınıyla tanışana kadar. Yaklaşık iki yıldır tanıyoruz birbirimizi. 7 ay birlikteydik. Sonra psikolojik durumlarımdan dolayı ayrıldık. O 8 aylık ayrılık sürecinde sadece onu bekledim. Beklediğime de değdi. 23 Nisan’da barıştık. Doğum günümden iki gün önce aldığım en güzel ve en erken hediyeydi. Şu an birlikteyiz ve bu beni mutlu ediyor.
Şu an sabahları Efexor 150, akşamları Efexor 75 ve sabah-akşam Lityum kullanıyorum. Ama pek etkili olduğu söylenemez. Hatta Lityum yüzünden tiroid seviyem arttı ve galiba bu yüzden daha depresif hissediyorum bilmiyorum emin değilim belki bu yüzden değildir sonuçta doktor değilim öylesine bir düşünce sadece. Son birkaç gündür insanlarla iletişim kurmakta çok zorlanıyorum. Aklımda sürekli intihar düşüncesi dönüyor. Ama bunu yapamam. Çünkü organlarımı bağışlamak istiyorum. Kendi hayatıma son vererek organlarımın da işlevsiz hale gelmesini istemiyorum.
Gittiğim doktor beni pek ciddiye almıyor gibi. İlaçlardan sonra durumumun kötüleştiğini söylediğimde, “Bu ilaçları iyi olmak için içiyorsun, seni nasıl daha kötü yapabilir?” gibi cümlelerle karşılaştım. Bir şey deyip saygısızlık etmek istemedim ama içimde ciddi bir kırgınlık oluştu. Bir şey denemezdi sanırım sonuçta adam doktor vardır bir bildiği.
Üniversite tatili geldi. Tüm arkadaş grubum memleketine döndü. Koca şehirde yapayalnız kaldım. Sevgilim de çalıştığı şehirde, görüşemiyoruz. Her şey üst üste bindi. Biliyorum, belki kafanı şişirdim. Ama gerçekten sadece içimi dökmek istedim.
Aşağıya da saçma bir fotoğraf koyarım belki. Büyük ihtimalle bana aittir ama henüz hangisini koyacağıma karar vermedim.
Lisedeyken yaşadığım depresyonu hep görmezden geldim. Çünkü polis ya da asker olmak istiyordum ve doktora gidersem bu mesleklerin mülakatlarında karşıma çıkacağını biliyordum. Mezuna kaldım, polislik sınavına girdim ama parkurda elendim. Mecburen Celal Bayar’da bir sene okudum. Polislikten elenince her şey bir anda anlamsızlaştı. O zaman fark ettim ki, iyileşmek ve iyi hissetmek; polis ya da subay olmaktan çok daha önemliymiş.
Bu farkındalıkla hemen bir psikiyatriste gittim. “Başka bir şehirde, yeni bir başlangıç her şeyi değiştirir,” diye düşündüm. O yüzden Aydın’da, ilgimi çeken bir bölüm olan Radyo Televizyon ve Sinema okumaya karar verdim. Zaten çocukluğumdan beri babam sayesinde film ve diziyle iç içeydim. Ses tonum, diksiyonum ve sinemaya olan ilgimle belki bu alanda bir meslek edinirim dedim.
Yapım gereği enerjik, sosyal ve biraz da çocuksuyum. Eğlenceli yönlerimi hiç kaybetmedim. Kadınlarla iletişimim iyi ama çok fazla muhattap olmayı tercih etmem. Birçok ilişkim oldu ama hiçbirinde gerçekten duygusal bir bağ hissetmedim. Ta ki hayatımın kadınıyla tanışana kadar. Yaklaşık iki yıldır tanıyoruz birbirimizi. 7 ay birlikteydik. Sonra psikolojik durumlarımdan dolayı ayrıldık. O 8 aylık ayrılık sürecinde sadece onu bekledim. Beklediğime de değdi. 23 Nisan’da barıştık. Doğum günümden iki gün önce aldığım en güzel ve en erken hediyeydi. Şu an birlikteyiz ve bu beni mutlu ediyor.
Şu an sabahları Efexor 150, akşamları Efexor 75 ve sabah-akşam Lityum kullanıyorum. Ama pek etkili olduğu söylenemez. Hatta Lityum yüzünden tiroid seviyem arttı ve galiba bu yüzden daha depresif hissediyorum bilmiyorum emin değilim belki bu yüzden değildir sonuçta doktor değilim öylesine bir düşünce sadece. Son birkaç gündür insanlarla iletişim kurmakta çok zorlanıyorum. Aklımda sürekli intihar düşüncesi dönüyor. Ama bunu yapamam. Çünkü organlarımı bağışlamak istiyorum. Kendi hayatıma son vererek organlarımın da işlevsiz hale gelmesini istemiyorum.
Gittiğim doktor beni pek ciddiye almıyor gibi. İlaçlardan sonra durumumun kötüleştiğini söylediğimde, “Bu ilaçları iyi olmak için içiyorsun, seni nasıl daha kötü yapabilir?” gibi cümlelerle karşılaştım. Bir şey deyip saygısızlık etmek istemedim ama içimde ciddi bir kırgınlık oluştu. Bir şey denemezdi sanırım sonuçta adam doktor vardır bir bildiği.
Üniversite tatili geldi. Tüm arkadaş grubum memleketine döndü. Koca şehirde yapayalnız kaldım. Sevgilim de çalıştığı şehirde, görüşemiyoruz. Her şey üst üste bindi. Biliyorum, belki kafanı şişirdim. Ama gerçekten sadece içimi dökmek istedim.
Aşağıya da saçma bir fotoğraf koyarım belki. Büyük ihtimalle bana aittir ama henüz hangisini koyacağıma karar vermedim.
Gizlenen 3 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
İyi olmak umuduyla gittiğiniz bir yerden ilgisiz ve kırgın hissederek ayrılıyorsanız, bence bu bir problemdir. Farklı bir psikiyatrla görüşmenizde fayda olduğuna inanıyorum. Çevrenizdeki insanlar da dışarıdan öyle görünmese bile iyi hissetmiyor ve dolayısıyla size yeterli ilgi gösteremiyor olabilirler. Bu yüzden onları sıktığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Dışarıdan söylemesi kolay gibi gelebilir ama olay ve durumlara farklı perspektiflerden bakmak bazen sizi rahatlatabilir. Kendinize yeni meşgaleler edinebilirsiniz, olumsuz düşünceler için ne kadar az vaktiniz kalırsa o kadar iyi hissedersiniz diye düşünüyorum.
Nfms Derdim insanların beni dinlememesi veya birinin beni anlaması değil aslında orda biraz saçmalamışım açıkcası.Bu bireysel bir olay bu yüzden birinden yardım beklemiyorum açıkcası.(o kısmı kaldırdım)
Kullandığınız ilaçları bilmem, psikiatriye de gitmedim ama işe yarayacağına kesin emin olduğum bazı şeyler var, halihazırda uygulamıyorsanız paylaşmak istiyorum.
Öncelikle sağlıksız beslenmek, şeker tüketmek ruh halini ve enerjiyi kötü etkiliyor, hareketsizliğin de negatif bi etkisi var. Spor yapmak da yine enerjiye ve ruh sağlığına pozitif etki ediyor.
Erken kalkmak, güneş almak, dışarıda yürüyüş yapmak insanın doğası gereği yine olumlu etkiliyor.
Sosyal medya çoğu açıdan ruh halini kötü etkiliyor, anlamsız kaydırmalar en azından, sosyallik ihtiyacımınız bir kısmını sosyal medyadan karşılıoyrmuşuz o bakımdan işe yarıyormuş. İnsan sosyal bir varlık, diğer insanlarla etkileşime geçmek de enerjimizi yokseltiyor diye düşünüyorum.
Son olarak da kafein, nikotin ve alkol ruh sağlığını kötü etkiliyor, kafein enerji vermek için kulanıyoruz ama doğru kullanılmalı, mesela yatma saatinden 8 saat önce tüketimi bırakılmalı diyorlar çünkü uykuyu verimsizleştiriyormuş.
Ayrıca uyku da çok önemli, gece uykusunun daha önemli olduğu gibi yetersiz uyku da yine ruh sağlığını kötü etkiliyormuş.
Bu saydıklarımı internetten ve youtube videolarından takip ettiğim çeşitli kaynaklardan da bilimsel kanıtlarıyla okudum dinledim ama en çok da kendim tecrübe ederek inandım, burada kaynak göstermediğim için üzgünüm zamanım yok.
Ben ve diğer arkadaşlarım da gelecek kaygısı, umutsuzluk, hatta depresyon yaşayanlar da var, senin belki bir hastalığın vardır ama şunu söylemek istiyorum, hastalıktan dolayı olmasa da çoğumuz bu aralar 20-26 yaş aralığındaki arkadaş çevrem en azından bu dediklerimi yaşıyor, kendine fazla yüklenme demek istiyorum ne kadar faydalı olursa. Ayrıca iki arkadaşımdan da intihar düşüncesini duydum, yanlız değilsin diye söylüyorum, onlar işlerini zamanla yoluna koydular şimdi düşünmüyorlarmış ve iyi ki de kötü birşeye kalkışmadıklarını söylüyorlar, geçici bir dönemmiş onlar için.
Bunlara da dikkat ederek, geleceğe umutla bakmaya çalışarak, günleri verimli geçirerek, ne yapmak istediğine karar vererek biraz daha iyi olacağına inanıyorum .
Öncelikle sağlıksız beslenmek, şeker tüketmek ruh halini ve enerjiyi kötü etkiliyor, hareketsizliğin de negatif bi etkisi var. Spor yapmak da yine enerjiye ve ruh sağlığına pozitif etki ediyor.
Erken kalkmak, güneş almak, dışarıda yürüyüş yapmak insanın doğası gereği yine olumlu etkiliyor.
Sosyal medya çoğu açıdan ruh halini kötü etkiliyor, anlamsız kaydırmalar en azından, sosyallik ihtiyacımınız bir kısmını sosyal medyadan karşılıoyrmuşuz o bakımdan işe yarıyormuş. İnsan sosyal bir varlık, diğer insanlarla etkileşime geçmek de enerjimizi yokseltiyor diye düşünüyorum.
Son olarak da kafein, nikotin ve alkol ruh sağlığını kötü etkiliyor, kafein enerji vermek için kulanıyoruz ama doğru kullanılmalı, mesela yatma saatinden 8 saat önce tüketimi bırakılmalı diyorlar çünkü uykuyu verimsizleştiriyormuş.
Ayrıca uyku da çok önemli, gece uykusunun daha önemli olduğu gibi yetersiz uyku da yine ruh sağlığını kötü etkiliyormuş.
Bu saydıklarımı internetten ve youtube videolarından takip ettiğim çeşitli kaynaklardan da bilimsel kanıtlarıyla okudum dinledim ama en çok da kendim tecrübe ederek inandım, burada kaynak göstermediğim için üzgünüm zamanım yok.
Ben ve diğer arkadaşlarım da gelecek kaygısı, umutsuzluk, hatta depresyon yaşayanlar da var, senin belki bir hastalığın vardır ama şunu söylemek istiyorum, hastalıktan dolayı olmasa da çoğumuz bu aralar 20-26 yaş aralığındaki arkadaş çevrem en azından bu dediklerimi yaşıyor, kendine fazla yüklenme demek istiyorum ne kadar faydalı olursa. Ayrıca iki arkadaşımdan da intihar düşüncesini duydum, yanlız değilsin diye söylüyorum, onlar işlerini zamanla yoluna koydular şimdi düşünmüyorlarmış ve iyi ki de kötü birşeye kalkışmadıklarını söylüyorlar, geçici bir dönemmiş onlar için.
Bunlara da dikkat ederek, geleceğe umutla bakmaya çalışarak, günleri verimli geçirerek, ne yapmak istediğine karar vererek biraz daha iyi olacağına inanıyorum .
Her şey kafada bitiyor. Psikolojik hastalıkların kesin bir tedavisi yoktur ve ilaçlar bunları ortadan kaldırmaya yaramaz. Belki o an için rahatlatırlar tıpkı stres anında sigara içen birinin hissettiği geçici rahatlama gibi. Ancak bu yalnızca anlık bir çözümdür. Çoğu psikolojik sorunun aşırı düşünmekten kaynaklandığını düşünüyorum. Gündelik problemlerin ve onların yarattığı kaygıların yükü, klasikleşmiş rutinlerin verdiği boğulmuşluk hissi. Mesela ben, her ortama uyum sağlayabilsem bile dışarı çıkıp insanlarla konuşmaktan nefret ederim. Ne kadar çabalarsam çabalayayım, insanlara güvenmek benim için çok zor. Sanki herkes düşmanım ve her an sırtımdan bıçaklanabilirmişim gibi hissediyorum. Bu yüzden, zorunda olmadıkça dışarı çıkmaktan kaçınıyorum. Her sabah uyandığımda göğsümde iğrenç bir his beliriyor. Her geçen gün yaşamaktan biraz daha nefret ediyorum. Fakat sorunlarımın çoğunun farkındayım. Yine de düşünce yapımı değiştirmek kolay olmuyor. Çünkü yaşadıklarımız, maruz kaldıklarımız bu hisleri ve düşünceleri kafamızın içine saplayıp bırakıyor. Ancak, bu düşünceleri ne zaman atlatabilirsek, işte o zaman kendimizi tedavi etmiş oluruz. Kimse gelip kafanın içindekileri çözemez; kimse tam olarak ne hissettiğini ya da ne düşündüğünü anlayamaz. Kendi kendinin doktoru olmadığın sürece, ilaçlar yalnızca bağımlılık yapan malzemelerden öteye geçemez.
Akileus Son cümlelerinize kelimesi kelimesine katılıyorum nirnaeth Açıkcası spor tarzı aktiviteleri fazlasıyla yaptığıma inanıyorum yaklaşık 1.5 sene boyunca düzenli vücut geliştirdim fakat mentalime pekte iyi geldiğini söyleyemem sadece yapıyordum.Yorumunuz için teşekkür ediyorum söylediklerinizi dikkate alacağım.
Sizi bilmem ama benim haftam çok zor ve kötü geçti, şükür ki artık tatildeyim!!!!
Gizlenen 2 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Acayip iyi ya :) Daha ne kadar rezil olabiliriz acaba. Tesla'nın kemikleri sızladı amk. Bir iç etmedikleri termodinamik yasası kalmıştı onuda iç ettiler.
Nedir termodinamik yasası: Bir enerji yoktan var edilemez. Öyle 1kw girdi 4kw çıktı diye bir şey mümkün değil. Enerji sadece bir çeşitden diğer çeşite çevrilir ve geri dönüşümü kayıpsız olamaz.
O kadar aptallarki şu videoyu yaparak şunu keşfettik demeye calışıyorlar.
Madem 1kw enerjiyi 4kw enerjiye çevirebiliyorsun niye 1 adette sınırlı kaldın. Aynı makinenin dibine 1 tane daha aynı makineden ekle 16kw olsun ona da ekle 64kw olsun. eklemeye devam et...
Yeni manşet "Gaziantep teknopark ekibi dünyanın elektriğini karşılayacak makine üretti"
Daha ne kadar rezil olabiliriz bu kadar bilimden uzak sakallı adamların termodinamik yasasını hiçe sayarak çevirdikleri dümen ile birşey ürettikleri yalanı yayınlayan bir ülke olduk helal.
Açık açık dolandırıcak insan arıyorlar şaka gibi.
Nedir termodinamik yasası: Bir enerji yoktan var edilemez. Öyle 1kw girdi 4kw çıktı diye bir şey mümkün değil. Enerji sadece bir çeşitden diğer çeşite çevrilir ve geri dönüşümü kayıpsız olamaz.
O kadar aptallarki şu videoyu yaparak şunu keşfettik demeye calışıyorlar.
Madem 1kw enerjiyi 4kw enerjiye çevirebiliyorsun niye 1 adette sınırlı kaldın. Aynı makinenin dibine 1 tane daha aynı makineden ekle 16kw olsun ona da ekle 64kw olsun. eklemeye devam et...
Yeni manşet "Gaziantep teknopark ekibi dünyanın elektriğini karşılayacak makine üretti"
Daha ne kadar rezil olabiliriz bu kadar bilimden uzak sakallı adamların termodinamik yasasını hiçe sayarak çevirdikleri dümen ile birşey ürettikleri yalanı yayınlayan bir ülke olduk helal.
Açık açık dolandırıcak insan arıyorlar şaka gibi.
Gizlenen 8 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
şebekeden 220 giriyor 400 çıkıyor 10 kW güç veriyor diyor ben orda bi eror verdim 400w güç çekiyor şebekenden bir de diyo. regülatör mü yapmaya çalışmış bu. Dünya da tek olması çokomelli ama :)
ülkede hiçe sayılacak başka yasa kalmamış yine dönüp dolaşıp termodinamik yasalarının hiçe sayılmasına sıra gelmiş.
muammer yıldız vardı bi ara o aklıma geldi onun ki magnet motoru idi. Bir ülkeye gidip orada canlı yayın ile test etmişlerdi. Belirli bir saatten sonra makine bozuldu yada parcası kırıldı tarzı bir şey demişlerdi. Bi ara web sitesinde satışa çıkarmıştı ürünü vs o zamanlar 10 kw'lık modeli 100.000 tlye mi ne satıyordu? (tam emin değilim hatırlayamıyorum da sene 2017 olabilir.)
Bundan sıkılırsaniz Kuzey Kore yayınlarını izleyin orada da her gün yeni bir şey icat ediliyor ahahwkdh
Onu bunu bilmem de lpg'yi icat eden adama ne kadar teşekkür etsem az.
Benim anlamadığım şeyler o yüzden yorum yapmak üstüme vazife değil eğer lordum haklıysa tipik dolandırıcılık örneği eğer bu adamlar haklıysa güzel bir buluş olmuş tebrik etmek lazım
Kofingo lordun haklı değil. Haklı olan "Termodinamik". Kendisi 11. sınıf Fizik konusu olup liseyi bitiren herkes biliyor olarak kabul edilir.
Enerji, yoktan var edilemez ve yok edilemez. Sadece bir halden diğer hale dönüşebilir bu dönüşüm ise asla kayıpsız olmaz.
Enerji, yoktan var edilemez ve yok edilemez. Sadece bir halden diğer hale dönüşebilir bu dönüşüm ise asla kayıpsız olmaz.
Böyle birkaç ayda bir termodinamik'te açık bulduğunu iddia eden birileri mutlaka çıkıyor. Gerçekten çok komikler. 😁 Konuyla hiçbir ilgisi olmayan dayılar da postların altında mevzunun olabilirliğini tartışıyor. Yani ben elektrik santralinde çalışan bir makine mühendisiyim; demek ki HFO'dur, 18 silindirli devasa motorlardır, alternatörlerdir derken biz boşuna uğraşıyormuşuz. 😁
10 vip hediye postu dileyen yazsın akşam toplu dağıtırım bağışyapbaşkazikuyok
Gizlenen 33 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Fazladan varsa 1 tane alabilir miyim. (Bana kalmasa bile bağış içiz teşekkürler <3)
1 tane alırım o kadar profil profil geziyon mantar için umarım bulursun
Dostlar postu beğenen kişiler arasından vip olmayanlara da hediye etmeye çalışıyorum ama profil ayarlarınızın gizli olmaması gerekiyor hediye edebilmemiz için
Ben de bir tane alırsam iyi olur, Yardımcı olan arkadaşa şimdiden teşekkürler.
Jollyjokerz reisim teşekkürü ismailemin veya DinDjarin'e edecektin galiba
ismailemin şehir dışındaydım bakmadım, çok teşekkür ederim VIP hediyesi için. kesenize bereket
Elessar2147 Sith Tyro » Sosyal » Genel
Soldaki şahıs taksirle bile olsa bir kişinin ölümüne sebep oluyor.
1 gün bile yatmadı.
Sağdaki ise protestolara katıldı 2 aydır hapiste.
Yarın öbür gün akp yandaşı birisi hasbelkader canınıza sebep olsa 1 gün bile hapis yatmayacak.
1 gün bile yatmadı.
Sağdaki ise protestolara katıldı 2 aydır hapiste.
Yarın öbür gün akp yandaşı birisi hasbelkader canınıza sebep olsa 1 gün bile hapis yatmayacak.
Gizlenen 5 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Ben bu soldakine cok gicik oluyorum, kasitli olmasa bile birini öldürmüşsün nasıl rahat rahat dolaşıp müslümanım diye dolanıyorsun etrafta (hatta müslümanlığı bırak nasil "insanım" diye dolanıyosun) valla yazık ya, lan birinin hayatına son vermişsin biri senin yüzünden ölmüş bi insan yani hayvanda bile ne kadar üzülüyoruz çarpınca, geçen yol kenarında ölü kedi gördüm içim gitti. Bi insan ya insan, vicdanın nasıl rahat oluyor anlayamıyorum. Hala araba kullanmaya devam ediyormuş bir de. Bi tane abimiz bi anneyle bebegine carptigi icin kendi hayatına son vermişti arabanın içinde, gidip kendini öldürsün demiyorum ama bi sorumluluğunu alır insan gerçekten yazık
Bigfrizzyhead tepki olmasa ceza bile almazdı şimdi karara itiraz etmişler, motorcunun kaskı tam takılı değildi bilerek yapılmadı motorcu da da ihmal var falan. Bu gibi şeyleri gerekçe gösterecekler o yüzden yatsa bile çok yatmayacak 3-15 yıl
Paradox yok hacı bunlara özel değil genel olarak trafik kazalarını araştırdım geçen haberleri falan taa 5 6 sene öncesi olanları ozellikle, hatta behzat ç nin senaristi vardı emrah serbes. çeşme yolunda bir ailenin ölümüne sebep olmuştu alkollu araç kullanıyordu.
O adam 1 sene yatıp çıkmış abi. Bir aileyi yok etti bak. Trafik kazalası sonucu oluşan ölümlerin hepsi genel olarak istemeden karışılan ölüm diye geçiyor. Öyle 2-3 sene üstü falanda yatan hiç olmamış.
O adam 1 sene yatıp çıkmış abi. Bir aileyi yok etti bak. Trafik kazalası sonucu oluşan ölümlerin hepsi genel olarak istemeden karışılan ölüm diye geçiyor. Öyle 2-3 sene üstü falanda yatan hiç olmamış.
Vader işte benim merak ettiğim de şu;
Her yerde hükmün açıklanmadı geri bırakıldı hapis yatmayacak falan deniyor da, benim bildiğim hagbyi 2 yıl ve altı cezalarda veriyorlar bu nasıl almış ki?
Her yerde hükmün açıklanmadı geri bırakıldı hapis yatmayacak falan deniyor da, benim bildiğim hagbyi 2 yıl ve altı cezalarda veriyorlar bu nasıl almış ki?
Elessar2147 hagb ye gerek yokki 2022 den itibaren artık cezaların 3/2 si değil 1/2 si yatılıyor. Her vatandaşında 1 yıl şartlı tahliye ile 1 yıl da koşullu salıverme hakkı var.
Yani 4 sene ceza alan birisinin yatarı 2 sene.
Koşullu salıverme hakkı 1 sene.
Şartlı tahliye hakkı 1 sene.
2 sene yatardan hoşullu ile şartlıyı düşünce ne kalıyor?
SIFIR.
5 sene ceza alan: (5/2) - 2 = 6 ay
6 sene ceza alan: (6/2) - 2 = 1 yıl
Yani 4 sene ceza alan birisinin yatarı 2 sene.
Koşullu salıverme hakkı 1 sene.
Şartlı tahliye hakkı 1 sene.
2 sene yatardan hoşullu ile şartlıyı düşünce ne kalıyor?
SIFIR.
5 sene ceza alan: (5/2) - 2 = 6 ay
6 sene ceza alan: (6/2) - 2 = 1 yıl
Vader
behzat ç senaristini de hatırlıyorum ama istemeden karışılan ölümde failin kusura da bakıldığı için burada örneğin yeşil yandı gaza bastım ama adamı ezdim gibi değil de durması gereken yerde kontrol sağlamayıp yola çıktığı için motorlu da geçerken gaza bastığı için kusur tamamen zehrada fakat burada da avukat savunması çok önemli.
Ben adliyede duruşmalara girerken ağır cezada gerçekten her şeyi ve her koşula göre hareket ediyorlar, kaç çocuğu olduğu bile cezada belirleyici oluyor.
Bir de işin halk tarafından tepkisi maalesef ki işleri değiştiriyor. Hepimiz biliyoruz ki bu kadar gündem olmasaydı beraat devam edecekti. Fakat hanım kızımız hala benim suçum kusurum yok demesinin sebebi avukat yönlendirmesiyle taksiri azaltma yönünde. Motorcunun kaskını bağmamamış olması onu ezeceğimiz anlamına gelmese de maalesef böyle şeylere de dikkat ediliyor. Avukat savunmasını iyi yapınca geriye kararda son yorumda yazdıkların devreye giriyor.
Notlarıma bakarken şu görselde taksirin ayrıldığını da görüyoruz. Alacağı cezanın yatarının bölünmesi. Kişinin kusur miktarı. Suçun ağır olması/olmaması. Ceza seviyesi 1-4 2-4 vs gibi. Burada 3-15 yıl (öyle hatırlıyorum) arasında dememin sebebi o. Şayet 3 yıl alırsa yatarı yok evet.
Ben bu sistemi çok saçma buluyorum ama tck böyle.
behzat ç senaristini de hatırlıyorum ama istemeden karışılan ölümde failin kusura da bakıldığı için burada örneğin yeşil yandı gaza bastım ama adamı ezdim gibi değil de durması gereken yerde kontrol sağlamayıp yola çıktığı için motorlu da geçerken gaza bastığı için kusur tamamen zehrada fakat burada da avukat savunması çok önemli.
Ben adliyede duruşmalara girerken ağır cezada gerçekten her şeyi ve her koşula göre hareket ediyorlar, kaç çocuğu olduğu bile cezada belirleyici oluyor.
Bir de işin halk tarafından tepkisi maalesef ki işleri değiştiriyor. Hepimiz biliyoruz ki bu kadar gündem olmasaydı beraat devam edecekti. Fakat hanım kızımız hala benim suçum kusurum yok demesinin sebebi avukat yönlendirmesiyle taksiri azaltma yönünde. Motorcunun kaskını bağmamamış olması onu ezeceğimiz anlamına gelmese de maalesef böyle şeylere de dikkat ediliyor. Avukat savunmasını iyi yapınca geriye kararda son yorumda yazdıkların devreye giriyor.
Notlarıma bakarken şu görselde taksirin ayrıldığını da görüyoruz. Alacağı cezanın yatarının bölünmesi. Kişinin kusur miktarı. Suçun ağır olması/olmaması. Ceza seviyesi 1-4 2-4 vs gibi. Burada 3-15 yıl (öyle hatırlıyorum) arasında dememin sebebi o. Şayet 3 yıl alırsa yatarı yok evet.
Ben bu sistemi çok saçma buluyorum ama tck böyle.
Paradox ifadelere çok aldırış etmemek lazım çünkü herkes bu şekilde şöyle düşün, türkiye de söz de delikanlı mafya patronları bile mahkeme de ifade verirken "bu şahsı tanımıyorum, ben görmedim, bana mafya diyorlar ben ticaret adamıyım, vs" türü ifade verirler. hiç bir zaman suçu kabul etmezler.
herhangi birşekilde mahkemeye cıkıyorsun kimse de seni yargılamaz "ne oldu esip gürlüyordun hakim karşısında kabul etmedin hiçbirşeyi" demez.
Farzedelim bir suç işledin ve şahitler var üstüne kamera kaydı bile var ama o mahkemeye cıktığında en salağı en aptalı oynamak zorundasın. Kabul etmemek hatta o ben değilim falan demek zorundasın.
Kimse çünkü ödül vermeyecek sana 2-3 yılfazladan ceza almanın bir anlamı yok. O yüzden ifadelere bakarak yargılamak biraz saçma. Seninde başına gelse aynı şekilde sende o ifadeyi verirdin.
Herkes kendi cıkarını düşünüyor ve düşünmek zorunda. İnsan böyle birşey zaten. Bir olaya karıştığında "ah karşı tarafı öldürdüm çok ceza almalıyım" dan çok ne kadar en azını alabilirim şeklinde düşünmek ne yazıkki insanca bir hareket.
herhangi birşekilde mahkemeye cıkıyorsun kimse de seni yargılamaz "ne oldu esip gürlüyordun hakim karşısında kabul etmedin hiçbirşeyi" demez.
Farzedelim bir suç işledin ve şahitler var üstüne kamera kaydı bile var ama o mahkemeye cıktığında en salağı en aptalı oynamak zorundasın. Kabul etmemek hatta o ben değilim falan demek zorundasın.
Kimse çünkü ödül vermeyecek sana 2-3 yılfazladan ceza almanın bir anlamı yok. O yüzden ifadelere bakarak yargılamak biraz saçma. Seninde başına gelse aynı şekilde sende o ifadeyi verirdin.
Herkes kendi cıkarını düşünüyor ve düşünmek zorunda. İnsan böyle birşey zaten. Bir olaya karıştığında "ah karşı tarafı öldürdüm çok ceza almalıyım" dan çok ne kadar en azını alabilirim şeklinde düşünmek ne yazıkki insanca bir hareket.
Vader katılıyorum zaten avukatlar olmasa bir çok kişi olayı bir yakınına anlatır gibi her şeyi döküyor ve mahkemeye çıkardığım herkes o kadar heyecanlanıyor ki konuşurken… o yüzden avukat yönlendirmesi tabii. Bir kelime senin yatarını yıllarca etkiliyor 10 yatacağına 5 yatıyorsun iki dudak arasına bakıyor.