Bazen kendi kendimize ''niye bütün kötü olaylar benim başıma geliyor ki?'' diye soru sorarız.Bunun aslında birden çok cevabı vardır.Kimisi ''daha kötüsü olabilirdi'' kimisi ''allah dağına göre kar verir'' kimisi ''üzülen sen olduktan sonra dünya dönse ne olur'' tarzından sözler söyleyebilir.Aslında hepsi bu konuya birer bakış açısıdır, inkar etmemek gerekir.Bazen destek istediğimiz, bazen kendi kendimize kimseye bir açığımızı vermeden çözmek istediğimiz konularımız olabilir.Erken olgunluk her insanda oluşabilen bir kavram değildir, 50 yaşına kadar bomboş gelen bir insanın, 20-25 yaşına kadar kendi başına yaşamış, kendince ayakta kalabilmiş bir insandan alabileceği tavsiyede olabilir.Erken olgunluk canını sıkmasın, edinmiş olduğun tecrübeler canını yakmasın. Burdan yazması ve söylemesi kolay gelebilir gayet farkındayım.Fakat asıl mesele burda yazılanlardan filtreleyebildiğini kendi aklına yazabilmekte.
En büyük tavsiyem sağlıklı olmaktır. Sağlığın yerinde olduğu sürece ailene, arkadaşlarına, hoşlandığın bir insana veya senin gibi düşünen insanlara daha fazla zaman ayırabilirsin veyahut daha iyi yardımcı olabilirsin.Her şeyin başı gerçekten sağlıktır.İki ayağımız, iki elimiz, iki gözümüz görüyorsa bile bu bizim için bulunmaz nimettir.Bazı insanlar hayata geç bazılarıysa erken başlar.Bazı insanlar kaybeder, bazıları kazanır.Bu bize hayatın hem bir armağanı hem de bir kazığıdır.Bu durumlardan çıkabilmenin yolu her şeyi yerinde zamanında ve o anda yaşamaktır.Hayal kırıklıkları, üzüntüler, mutsuzluklar, hastalıklar hep düzeltilebilecek konulardır, tabii ki ölüm dışında her konu düzeltilmeye müsaittir.Olgunluğa eriştiğin başka bir konu ise bu üzüntülerin, mutsuzlukların vb şeylerin her zaman olabileceği..Şöyle düşünebilirsin, her zengin insan bir gün fakir, her fakir insan bir gün zengin olabilir.Hayat değişkendir, karşımıza neyi ne zaman nasıl çıkartıcağı biraz muammadır.Her zaman karşına çıkan o kötü şeyleri bertaraf etmek için çözüm yolu bul.Savaşmak için her zaman motivasyonun olsun.Durduğun zaman kimsenin yardım etmediği bir dünyada olduğumuz için durmadan ilermekten başka çaremiz de maalesef yok.
Eğer bir gün savaşmaktan yorulursan -ki her insan duygusuna bir gün yenik düşer- o zaman ise mutsuzluğunu dibine kadar yaşamalısın.Her yaşadığın olayın geçici olduğunu zamanla göreceksin, geçmiyor zannettikçe aslında bir şekliyle geçirmiş olucaksın.Savaşmaktan vazgeçtiğin an ''zehir içmiş, yavaşça ölümü bekleyen insan'' mottosuna bürünürsün.Bir gün olur da, zehir bile içmiş olursan o zehri içinden atmak için çözüm aramalısın.Ha bu arada ağlamakta güzel bir şeydir, ağlaman gerektiğinde ağlayabilmen o zehirleri içinden atmana yardımcı olur.Zorlukları atlatmak için ilk önce sağlık, sonra savaşmak için enerji gerekir.Savaşmaktan çekinme.Ölüm dışında her türlü sıkıntı giderilebilir.
Umarım bir gün hepimiz istediğimiz hayatı yaşıyor oluruz.
''SAĞLIKLI VE ENERJİK'' olarak...