Registrieren
Anmelden

Ahmetdr

Ahmet Raşit Durmuş
Commander
Ankara
Ekim 2023
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
113 / 145
Filmler
T. Süre
2g 4sa
T. Film
20 / 50
 
Beğendiği gönderiler
harmanimben Jedi » Sosyal » Genel
Madem sosyali sağlık ocağına çevirdik bende anlatıyorum derdimi, 3-4 ay önce deli gibi kaşınmaya başladım. Soluğu acilde aldım. Doktor Allerset denen ilacı yazdı şifa gibi geldi. Kaşındıkça içiyordum. Yanı sıra dahiliyeden randevu almayı başardım ve gittim. Dahiliyeci beni Alerji ve İmmünoloji diye bir bölüme yönlendirdi. Bölüme randevu bulamadım. Tekrar dahiliyeye gittim. Kan tahlili yaptı. Hiçbir şeyin yok dedi. Bu sefer dedim ki oturduğum yerin doktorları sıkıntılı galiba. Şimdi son 2 haftadır şüphelendiğim alerjenleri tüketmediğim halde fena derecede kaşınmaya başladım. Bu sefer Allerset işlemiyor bile öyle düşünün. Yakın tarihte Haydarpaşa'dan randevu aldım. Bakalım bu doktor ne diyecek. Kaşınmaya devam.
Gizlenen 16 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
geçmiş olsun. Doktora gitmedim ama herhalde benim de sıcağa alerjim var. Duşta olsun dışarda olsun sıcak herhangi bir şeyle temas ettiğim anda kaşınmaya başlıyorum 3 yıldır
Zırt pırt kaşınınca yuttuysan bir daha işe yaramaması çok normal. İlaçlar kafanıza göre kullanacağınız objeler değildir. Kullanmaya başlayınca belirtilen miktar bitene kadar kullanılır sonra ise bir daha kullanılmaz. Doktorlar bu tür ilaçları size verdiklerinde 5 gün sabah akşam, 3 gün günde 1 gibi verirler.

Her kaşındığında bir tane yutarsın veya sürersin gibi değil. Bunun sebebi ilgili sürede ilaç gereken bölgeye müdahale eder. Eğer gereken süreden daha fazla kullanırsan veya düzenli değil de kaşıntı olunca kullanırım türü devam edersen şunu unutmamalısın.

Virüs yada bu tür mikroorganizmalarda insan gibi önceliği yaşamaya ve çoğalmaya dikkat etmektir. Bulundukları ortama ve karşılaştıkları durumlara karşı evrim geçirme özelliklerine sahiptir.

Herhangi bir organizma vucuduna girdiğinde veya vucudunda yanlış olarak üretildiğinde ilacı aldığın ilk an ilaç bu formları zayıflatmaktadır ve zayıflayan formları senin savaşan hücretin yok etmektedir.

Yani anlayacağın şekilde sadece hücrelerin zarar görmesin ve girecekleri savaşı kolayca kazansınlar diye düşmanı zayıflatıyor. İlaçların hiç biri virüsleri öldürmez sadece zayıflatır geri kalanı senin kan hücrelerin ve bağışıklık sistemine kalır.

Sen düzensiz olarak vucuda ilaç verdiğinde ilk başta bu hücreler zayıflıyor ve bir takımı yok oluyor olsa bile, yok olmayan kızmı bu tanımadıkları zayıflatıcı maddeyi çözecek ve formülünü egale etmeyi öğreneceklerdir. Yani artık aldığın bu ilaç onlara etki etmeyecektir. Buna direnç denir, antibiyotik direnci, ağrı kesici direnci, vs direnci tam olarak budur.

Bu durumda kan hücrelerin zayıflatılmamış dahada güçlenmiş mikroorganizmalarla savaşmak durumunda kalır. Vucut yorulur bitkin hale gelir. Soğuk aldığımızda yanlış ilaç kullanımı yada kullanmama durumunda yatağa düşmemizin tek sebebi ilgili virüslere zamanında müdahale etmediğimiz yada direnç kazanmalarına müsade ettiğimiz için kan hücrelerinin gereğinden fazla enerji sarfetmesi ile bağışıklık sisteminin zayıflamasıdır.

Bağışıklık sistemi askeri bir ordu gibidir. DÜşman ne kadar güçlüyse o kadar asker kaybedecek ve zayıflayacak insanı yatak döşek hale getirecektir.

Bu yüzden 3-5 gün kullanıldıktan sonra ilaçlarıa direnç gösterememeleri ve kanın temizlenmesi için bırakılır ve bir müddet kullanılmaz. O ilaç sende bir daha en az 6 ay hiç kullanmazlık yapmadığın sürece etkili olmayacaktır.

Yaptığın şeyin açıklaması düşman askerine tatbikat yapıp savaşta neler yapacağını gösterip tüm planını ortaya dökmekten ileri gitmemiştir. Onlar planını biliyorlar, planını değiştirmediğin sürece kaşıntından arınamayacaksın.
iyi kasınmalar 👍
Uyuz vakalarında aşırı artış var son dönemde, bundan şüphelenildi mi hiç ? gerçi 4 ay olmuş uyuz olsa o kadar doktora gitmişsin bilirlerdi diye düşünüyorum ama bilemedim
Vader doğru diyorsun hocam fakat zaten yapacak bir şeyim yok. Kaşıntım ilaç alana kadar geçmiyordu ve biliyorsun Türkiye'de doktor randevusu bulmak aşırı zor. Bulsan bile 2 haftada ancak gidiyorsun. Ha ilacı doğru kullandım mı? Kesinlikle hayır. Doktor farklı bir ilaç verecektir büyük ihtimal.
Dostum sana çok kötü bir haberim var bence uyuzsun ve daha yolun başındasın. Allersetten sonra rupatek, aerius, sandoz zaditen gibi birbirinin muadili ilaçlar verip kortizonlu saçma sapan kremlerle seni boğacaklar. Sinek kaşıntısı kremi olan stillex bile yazacaklar. Doktora gittiğinde ilk başlarda dediğin gibi alerji diyecek sonra ufak bir uyuza dönecek ama tedaviyi sen uygulayacaksın başarısız olacak uyuz değilim diyeceksin oradan egzamaya dönecekler. Saçma sapan birsürü şey deneyeceksin sabaha karşı ağlayarak uyandığın zamanların birinde kafan tak edecek uyuzu gidermek için çalışacaksın. Dediğim gibi olursa çözümü ben de ulaşabilirsin
heroicmovement hocam uyuz bulaşıcı bir hastalık değil mi? Evdeki kimsede böyle bir problem yok. 😕
harmanimben Kız arkadaşımda yokken onun arkadaşından bulaştığını tahmin ediyorum. Yani korona gibi nasıl bulacağı belli değil. Vücudunda sivilce gibi kızarıklıklar yok mu, el parmak aralarında nokta nokta kabarcıklar yok mu
heroicmovement Sivilcemsi kızarıklıklar var ama el parmağımın aralarında kabarcıklar yok.
heroicmovement anamnez yok, fizik muayene yok, laboratuvar yok, adın Gregory House da değil Steven Strange de değil, müneccim de değilsen eğer bu kadar özgüvenle nasıl tanı koyabiliyorsun ?
DrHellCat Anamnez almak doktorun işi. Ona allerset verecek kadar anamnez alan doktora verdiği bilgilerle doktor yanlış tanı koymuş. Ben kendi tecrübelerimden bir tavsiye verdim. Tanı koymadım. Tavsiye vererek de tıp konuşmak haddime olmaması lazım ama bu doktorların beceriksizliği ve boşvermişliği yüzünden bu noktadayız. Sanırım sende doktorsun yani umarım öylesindir. Hala okuyor ve kendini doktor sanıyorsan sen doktor değilsin ama ben müneccimim
heroicmovement "sen uyuzsun" dedin ama tanı koymadın öyle mi ? hahaha aynen sosyal tecrübe adı altındaki yarım yamalak bilgilerinizi konunun uzmanlarını eleştirmek ve işlerine karışmak haddini kendinizde görmek üzere kullanmaya devam edin. Öte yandan sağlık sisteminin eksiklerini sistemin ön yüzündeki görevlilere yüklemek de pek akıl işi değil, tabi ki işini layıkıyla yapmayan doktorlar var, tıpkı işini düzgün yapmayan polisler ve öğretmenler olduğu gibi, ama böyle bir genelleme yaparak o gruba dahil olan dürüst insanların hakkını yiyemezsin. Benim onlara lafım yok zaten falan diyeceksen de kelimelerini düzgün seçip daha derin cümleler kurabilirsin ki kendini daha iyi ifade edebilesin
Aynı sorun bende de yaklaşık 3 aydır var. İlk başta alerji zannedip alerji polikliniğine gittim bana bilaxten verdiler ama bilaxten kaşıntıyı geçirmiyordu daha sonra tekrar gittiğimde alerji testi yapalım dilediler ve ev tozuna alerjim olduğu ortaya çıkı bunun içinde çözüm olarak ev tozundan uzak dur ve bilaxten iç dediler ama her yer temiz olmasına ve bilaxten içmeme rağmen gitmiyordu sonra dermatoloji gittin burada doktor uyuz var sende dedi ve kwelleda isimli bir krem verdi iyi bir dul alıp kremi sür, 12 saat sonra duş al ve 10 gün sonra bunu tekrarla dedi ve kıyafetlerimi 90 derecede yıkamamı yıkayamıyorsam 3 gün poşetin içinde bekletmeyi söyledi. Dediklerine harfiyen uydum hatta ve hatta bu işlemi yaptıktan sonra 10 gün boyunca yurtdışına gittim ve orada yeni kıyafetler aldım kwelledayı da eczaneden tekrar aldım kendim ve tekrar sürdüm fakat kaşıntım hala devam etmekte. Geceleri uyuyamıyorum. Şimdi başka bir doktordan tekrar sıra aldım sıramın gelmesini bekliyorum çaresiz.
Sonradan aklıma geldi bir kere de hamama gittim acaba ben mi yıkanamıyorım diye orada tellağa keselettim kendimi ama o da fayda etmedi
0Dracarys elimde buna uygun ne veri var ne bir şey var ama acaba bu kaşıntı problemi aşı yüzünden olabilir mi? İki kere aşı oldum. Bilirsiniz Türkiye'de doktorlar biraz ezbere ilaç yazmayı seviyorlar. İnsanların ciddi bir problemi var da acaba uyuz deyip gönderiyorlar mı?
Domatese alerjim varmış. Kafada egzamada vardı o da azaldı. Daha iyiyim artık. Uyku problemim ve sivilce problemim vardı onlarda ortadan kalktı. Yani tek problem domates tüketmemmiş. Ama yine de egzamadan başlayıp hiçbir doktorun domatesi söylememesi garip geldi.
harmanimben o bende de var cocukluğumdan beri domatese alerjim var ama domatessiz yapamam. Arada bende de sivilce yapıyor 30 gun kesiyorum domatesi geçiyor :)

Atın ölümü arpadan olsun misali. Domatessiz yaşammı olurmuş ya. Dünya üzerinde cahil gibi davrandığım tek konu domatesdir.
Hocam anlamadığım şey yaş kaç ve bu yaşa kadar domates yemedin mi ?
Ya da alerji yeni mi belirdi nasıl oldu ?
Vader Domatese bende bayılıyorum nereye kadar dayanabileceğim domatessiz bakalım. Jollyjokerz 22 yaşımdayım 16 yaşımdan beri egzama var işte sen öyle düşün. Kabarıklıktır, sivilcedir, strestendir vs. diye diye bu yaşıma kadar domates alerjisi ile yaşattılar. En son vücut dayanamayıp deli gibi kaşınmaya başlayınca bulduk bir şeyler .d
Swollk Sith Spy » Sosyal » Genel
Sony ve PlayStation lisansta anlaşamadı diye pek çok Sony içeriğini ps store'dan kaldıracakmış. Satın alsanız bile gidecekler. Bu konuda ne düşünüyorsunuz merak ediyorum
Gizlenen 1 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
ps zaten sony'in değil mi? anlaşamazlık ney
r3druM warner bros ile anlaşamışlar. Ücretiyle satın aldığın içerikleri dahi kullanamayacaksın diyorlar
Silent Hill'de kaldırıldı, hesaplarda duruyor. Öyle bir muhabbet olması imkansız. Oyunlar alanlarda durur. Nerede görülmüş?
Haberi yanlış okumuşsunuz sanırım Playstation zaten Sony'in :d Sony sadece bazı televizyon dizi/filmlerini sony kütüphanesinden kaldıracak
ercansoy79 R.I.P » Sosyal » Genel
Anlatacak kimsem olmadığı için buraya iz olarak bırakmak istiyorum, olurda ıleride istediğim gibi bir hayata sahip olursam dönüp bakacağım bir şey olsun.

21 yaşındayim şirketlere özel yazılımlar yapan bir asosyal biriyim. 1 yıl önce benden ayrılmış olan sevgilim 4 gün önce nişanlanmış. 3 yıllık ilişkimiz oldu ve bu ilişkimizde gerçekten neredeyse her anımızı birlikte geçirdik. Hiçbir saygısızlığımız olmadı birbirimize, bir çok şeyin ilkini birlikte yaşadık. Mutluluğun, üzüntünün her anını birlikte geçirdik. Babasız büyüdüm ben o da babasız büyümüştü, çok mutsuz bir insandı ama benimde pek farkım yoktu. Maddi durum sıkıntılarından o da küçük yaşlarda çalışmaya başlamıştı aynı benim gibi, bir çok yönden birbirimizin kopyasıydık. Ben birlikte mutlu oluruz dedim kendimce ve gerçekten öyle oldu onun benim hayatıma olan etkisi çok büyüktü benimde onun hayatına olan etkim. Yaşımız küçük olduğundan hemen ciddi durumları düşünmedik. Bu yaşlarımızda güzelce gezelim görelim bir şeyler yapalım anılarımız bol olsun istedik, bir gün çıka geldi ben üniversiteye devam etmek istiyorum dedi ve bunun için Erzuruma gitmek durumunda kaldı bende istanbulda mücadeleme devam ediyordum tek başıma 2 kardeşim annem tek çalışan olarak. Bir gün görmeye gittim dersleri birazcık aralayıp kafa dağıtsın diye bolca gezdik eğlendik sadece ikimiz, sonra ben geri İstanbula geldim. Geldikten sonra tavırlarının eskisi gibi olmadığını fark etmeye başladım, bu beni günden güne daha fazla üzmeye başlıyordu. Bir kafede işe başlayacağını söyledi burs parası yetmediğinden dolayı, diyeceğim pek bir şey yoktu haklıydı. Orada çalışmaya başladıktan sonra bana olan sevgisi ve hasreti günden güne bitiyor gibiydi ve en sonunda korktuğum oldu devam etmeyelim dedi. O zamana kadar yaşadığım hiçbir şey bana bu kadar acı vermemişti. Dediğim gibi hiçbir sorun yaşamıyorduk ikimizde çok saygılıydık birbirimize karşı, ben deist biriyim ve o bunu başından beri biliyordu ayrılırken benim inancımın olmadığını dinimin olmadığını ve annesinin beni kabul etmeyeceğini söyleyerek benden ayrıldı. Sonraki süreç çok berbattı çünkü o gece kesip attı benim son sözüm "ne zaman ihtiyacın olursa hep burdayım ben. Seni beklerim." oldu sonrasında ben defalarca kez ulaşmaya çalışsam dahi umurunda olmadım bir kere daha benimle konuşmadı. Babasız büyümenin verdiği en büyük zorlukta hep güçlü gözükmek zorunda olmaktır. Bende bunu yapıyordum ki Annem kardeşlerim görüp üzülmesinler diye.

O günden sonra her ne kadar umurumda değil desemde benim bir parçam gibi olmuştu dolunay 🌕 her yaptığım şeyde aklıma geliyordu çünkü neredeyse bir elmanın iki yarısı gibi olmuştuk. Benimle olan her fotoğrafında mutluluğunu gözlerinden görebiliyordunuz. Benden sonraki hayatında çekildiği fotoğraf pek olmasada ara sıra görüyordum sağdan soldan ve yüzünden okuyacağınız tek şey hayattan bıkmış bir insan. Nişan fotoğrafını gördüm ve hiçbir mutluluk yok sizlere de göstermek isterdim ama özel hayatına saygısızlık yapmak istemem.

Benim yanımda ufak bir çocuk gibi mutlu olan kız gitmiş yerini tamamen boş bir ruh almış gibi, zaman geçmiş olmasına rağmen şuan bunları yazarken bile içim daralıyor.

Gönül isterdi mutluluklar dileyeyim ama beni mahvedip bırakan biri için bunu diyemem umarım bana ne yaşattırdıysan aynılarini yaşarsın dolunay 🌕.

Bugün kendime bir söz veriyorum. Benim hayatım benimle bir ömür geçirebilecek olan insanlar için ayrılacak Annem, kardeşlerim ve gerçekten benimle aynı mutluluğu yaşayacak güzel kalpli bir eş. Hayatıma girecek olan insan ne zaman gelir bilmiyorum ama elbet vardır bir vakti.

Seviliyorsaniz lütfen sevin, sırf sevildiğiniz için ilgiyi kesmeyin karşı taraftan. Sizi koşulsuz seven varsa o kendini sizinle tamamlıyor eğer o kişinin hayatından çıkmayı tercih ederseniz tamamlanmamış bir ruh olarak hayatına devam ediyor ya tüm merhametini kaybeden duygularını kaybeden bir pislik oluyor yada paramparça olmuş bir et torbası oluyor. Ne kadar uğraşırsaniz uğrasın kırılmış bir bardaktan su içilmez.

Yaşadığınız hayatı sevin, sevdiğiniz hayatı yaşayın. Pes etmek her şeyin çözümü değil.
Başka bir hayatta görüşmek üzere...
Gizlenen 11 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Kendini yalnız hissetme, daraldığın zaman sıkıldığın zaman dilediğin gibi ulaş laflayalım iki dertleşelim. Laf olsun diye demiyorum aklının bir ucunda bulunsun :)
ulan ne dertler var be
Bu ne la kendi klonumu buldum. bütün olay örgüsü ve hayat hem senin hem kızın %99 eşleşiyor (ayrılık kısmı ve sonrası hariç). Seneye ben de böyle bir şey yazarım.
polatcbk umarım yaşamazsın aynısını.
İtalyanoo bu aslında bir dert değil benim için çünkü çok mutlu görünen hayatlar var ve bir o kadarda içlerinde yaşadıkları dertler var. Ben kendimce olan dertlerimin neredeyse hepsini bir şekilde aşarak toparladım. Özel olarak yaşadığım sorunları anlatmak pek etik değil açıkcası.

buraya yaşadığım olayı yazmamda 2 sebep var;
1-) yaşadığım derin ilişkiyi arkamda bırakıp mutlu bir hayat yaşayacağıma inanıyor olmam ve ileride dönüp baktığımda bu yazıya üzüntümün boşa olduğunu bilmek istiyorum.
2-) buna benzer bir ilişki içinde olan bir dostum var ise zikuda her zaman diğer olasılığı da aklında bulundursun ve yaşarsa eğer fazlasıyla üzülmesin.
O kızın burda hesabı var mı yok mu?
anytime ona da mı yazmış, e yuh artık :)
ercansoy79 iyi bari ikinci bir linçleme mevzusunu kaldıramazdım. ScarFace tarifi yapılan kız senin listede de var mı? (Son kontrolleri yapıyorum)
İyi de bir insanın sevgisi bittiyse, sırf karşı taraf "Tamamlanmamış bir ruh olarak hayatına devam ediyor ya tüm merhametini kaybeden duygularını kaybeden bir pislik oluyor yada paramparça olmuş bir et torbası oluyor." olmasın diye ayrılmasın mı yani? Kendi duyguları ne olucak?

Sen kendinde diyorsun "bana olan sevgisi ve hasreti günden güne bitiyor gibiydi" eğer ortada bir aldatma ya da benzeri bir sey yoksa karsı tarafa sevgisi bittigi icin laf edemezsin, uzucu bir sey ama olabilecek bir sey yani..

Nişanlanmasıda maddi açıdan olabilir belki veya annesi demiştir evlenin diye, sonuc olarak senden ayrildiktan sonra hayatina devam etmis, artik sende devam etmelisin. 1 sene olmus, 1 sene az mı? 9 ayda, bir insan bebek olusuyor bak yani 1 sene ne kadar uzun. Seninde hayatına bunları dusunmeden devam etmen lazim, kendini boyle uzmeden, bundan bi 5 yıl sonra "evet genclik askiydi, guzeldi eglendik bitti" diye anlatirsin belki gulerek sende.

Ayrilmaniza uzuldum, gercekten uzuldum ama iliskiniz saygılı bir sonla bitmis, boyle bir durumda bırakmaktan başka çaren yok ve kendini bu kadar yıpratmaman lazım

umarım karsına cok daha mutlu olabilecegin biri cikar
Bigfrizzyhead bende hayatıma devam ettim zaten. Her ne kadar devam etsek de yinede içinde tarifi olmayan bir boşluk oluyor. Tamamlanmamış bir ruh tan kastım aslında buydu. Olmayacak şeyler için kendimizi zaten üzmeye gerek yok. İnsana kırgınlık veren şey aslında yaşadığı mutluluğun, sevginin, eğlencenin bir anda bitip gitmesi.
Merhaba,
Sadece yazdıklarını okudum ve tanıdığım birinin hikayesini anlatmaya geldim. Adı Hilal olsun.
Hilal klasik bir ailenin en küçük çocuğu, genç yaşta babasını kaybeden ve ailesi tarafından sürekli baskılanan bir insandı. Nereye gittiğine, ne yaptığına, kimle konuştuğuna hayatı boyunca karışılmıştı. Babası öldüğü andan itibaren abisi "babalık" taslamaya başlamıştı. Üniversite okusa bile bi iş bulup çalışmasına engel olmuş onun yerine gel benim yanımda çalış, ben de paranı vereyim demişti. Yani ne ekonomik ne gerçek anlamda hiçbir zaman gerçekten özgür olamamış birisiydi.
Bu arada uzun süreli bir ilişkisi olduğunu biliyordum, tabi çocukla ancak gizlice buluşabiliyorlardı. Ama yıllarca çıktılar. Sonra bir gün ne oldu biliyor musun? Bir gün tüm ilişkisini bitiriverdi ve birkaç ay sonra pat diye başkasıyla nişanlandı.
Peki gerçekten ne oldu? Ona sorduğumda bana şunu söyledi. Ona iş bul, gidebilirsen üniversiteye git, hayatını eline dedim. Abim gil beni sana vermez dedim. Yıllarca hiçbir ilerleme olmadı aynı dedi. O artık kurtulmak istiyordu bulunduğu esaretten. Baskıdan, hakaretten bazen dayaktan. Bu yüzden bir iki kişi istemeye geldi ve bunu bir çıkış yolu olarak görerek bir anda sözlendi. (Tabi bu süreçte ailenin evde kalacaksın, aptalsın, kaçırıyorsun şeklinde bir tutumu olduğunu da farzediyorum.) Şu an mutlu mu? Bilmiyorum, bence pek değil. Bir bebeği oldu, kayınvalidesiyle aynı evin farklı katlarında yaşıyorlar ve deli karı bahçe kapısını kitliyor o her istediğinde çıkmasın diye, birbirlerinden nefret ediyorlar. Sonuç olarak aradığı özgürlüğü bulamadı.
Yazını okuyunca o ayrıldığı çocuk da Hilal hakkında böyle düşünüyor olmalı diye aklımdan geçti ve paylaşmak istedim sadece. Umarım zamanla kalbin yumuşar ve hayat karşına doğru insanları çıkarır.
brunettow aslında birebir aynısını anlatıyorsun. Abisinden tut evdeki baskıya kadar. Abisi ve annesi beni istemiyorlardı, sadece ablası istiyordu beni. Ablası evlendikten sonra aralarında bana karşı iyimser olan kimse kalmamıştı. Benim anlamadığım şey şu "kötü bir alışkanlığım yok, ortamım yok, sadece işime ve sevdiklerime odaklanmış biriyim" neden istemediler beni? sadece dini sebepler gösterilerek bir insana nefret beslenir mi? kendileri çok dindar bir aile dahi değiller ki
ercansoy79 O insanlar seni tanımıyor sonuçta :( Maddi kriterleri ön planda olmuş olabilir. Bunun senin iyi, kötü, yeterli, yetersiz olmanla alakası yok. Benim anlattığım hikayede klasik bir anadolu aile yapısı vardı. Halam gil olur kendileri, hepsi de nohut kafalı. Kriterleri net: kızlarını verecekleri damadın işi, evi (tercihen de arabası) olacak, ailesi, oğlu da muhafazakar bilinecek.
Şu an bu durumun aklına bu kadar takılmasının başka sebebi de ilişkinin bir anda bitivermiş olması, senin kendini ifade etmeye, durumu idrak edip sebebini anlamaya imkanın bile olmamış (bunun genelde sebebi karşı tarafın bencillik/insafsızlık yapıp seni kafada bitirirken bunu sana sezdirmemesi olur). Belki de bu yüzden "ne zaman ihtiyacın olursa hep buradayım ben. Seni beklerim." demişsin (spoiler: birkaç ay sonra bu bayağı zoruna gidecek) Sana tavsiyem sebebi kendinde aramayı bırak. Sebep sen değilsin çünkü.
Bunun bir süreç olduğunu bil ve kendine zaman tanı. İlk birkaç ay bok gibi geçecek sonra bir anda fark edeceksin ki eskisi gibi gülmeye başlamışsın.
Sebebi her ne olursa olsun, 'sonuçta beni istemedi ok, ben de durmam' de ve kendi yoluna bak. Sana hak ettiğin değer veremeyenleri anında hayatından çıkar. Sonunda yalnız kalmayacaksın çünkü yeni insanlar hep gelecekler. (Yeter ki kırılmaktan korkup kendini kapama) Ve bunu yaptıkça çevrende sadece seni hak eden insanlarla kalacaksın.
heroicmovement Sith Juggernaut » Sosyal » Genel
Geldi 2024'e damga vuracak o GOaT sezon geldi
Teaser beni yeterince hypelamadı bırıncı sezonu cok seven bırısı olarak. Ama adı ustune teaser. Traılerın dha ıyı olacagına ınanıyorum
fanatiklik kötü birşey ya. Şunda hype olacak hiç birşey yok. Ama şimdiden 2024 e damgasını vurmuş senin için. Şöyle fanatikçe içerik sevmeseniz yayınlandığında gerçekten kaliteli olduğunda övseniz keşke.
hasanorhan Sith Spy » Sosyal » Genel
Bugün 18 yaşıma girdim. Tam olarak nasıl hissedeceğimi bilememekle birlikte, bu yaşımda kendime kazandırmak istediğim en büyük nitelik -türkoya, özellikle Anadolu'da yaşayan türkoya ekstra haram olan- tembellikten kurtulmak. Gittiğim lise 1 yıl ingilizce hazırlığı olan bir liseydi, tam da liseyi okuyamadan, lisenin ortasında zaten açığa geçip birkaç yerde çalışma fırsatı buldum. Bazen iyi kazandığım anlar oldu, bazen de zaman öldürdüğüm anlar. İllaki bir şey katmıştır hepsi, önümüze bakmak lazm.

Bu yıl ise bir karar alıp, lan çözelim 40 mat 40 türkçe 20 sosyal 20 temel fen bilimleri de çözemiyorsak ölelim diye bir YKS hazırlık maratonuna sokup kendimi bir dershane seçip yazıldım. Çevre açısından bağlantıları güçlü bir üniversitede İşletme okumayı planlıyorum. Ona hazırlanıyorum.

Daha yaşayacak, görecek, öğrenecek çok şey var. Bu gönderiyi açma sebebime gelecek olursa, özel olarak siz 18'e girdiğinizde ne yapmıştınız, ya da ne yapmamı önerirsiniz? İlginç anıları olanları dinlemek güzel olacaktır.

Dipnot: profilimde balonlar var
Gizlenen 9 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Ben 18 yaşıma sabancıda girdim ama bazen dönüp keşke daha fazla çalışsaydım diyorum. Umarım yks maratonun güzel geçer. Balonlardan kırptım biraz.
Hamdolsun Türkiyede gidilebilecek en iyi ünilerden birisindesin, niye böyle düşünüyorsun ki hocam
hasanorhan burslu değilim :( onun dışında okulumdan gayet memnunum
18 olduğum gibi banka hesabı açıp borsada trade yapmaya başladım hala kavramaya çalışıyorum hem zevk alıyom para kazanıyorum az bir şeyde olsa beni tatmin ediyor
Ortaokulu bitirince liseyi açıktan okudum. 18ime girdiğim yıl çalıştığım yerden kovuldum, sevgilim benden ayrıldı, amcam vefat etti, motor kazası yaptım bileğim kırıldı, bitcoin cüzdanımı kaybettim, en yakın dostum şehir değiştirdi daha sayamadığım bir sürü bok yaşadım kıyamet gibiydi amk. 20 yaşıma geldim kendi işimi kurdum ev aldım, 21 ime geldim motor aldım borsaya yatırım yapmaya başladım şuan hayatım miss gibi
liseyi bitirip okul ile tamamen ilişiğimi kestim
18 yaşıma girdiğimde 2002 yılında en ufak bir derdim yada korkum yoktu. ne iş yaparım stresinde değildim istesem 2 ay sanayide çalışıp abd ye bile gidebilirdim. çok güzel bir çocukluk çok güzel bir gençllik yaşadım. en büyük üzüntüm şimdiki neslin hayatı yaşayamadan yaşlanması. yaşıtlarımın nispeten idare etsede (1984) 1990 neslinin sürünüyor olması üzüyor beni. ben evlendiğimde bir bankaya bile gitmeden çektiğim kredi ile kendi evimin inşaatını yaptırıp oturmuştum şimdi insanlar kredi kartı bile kullanacak güçte değil. elimden gelenin en iyisini yaptım geçtiğimiz yıl 38 yaşında kamudan istifa edip almanyaya geldim.

gençler imkan var ise değer görmediğiniz yerde durmayın.
sezops sende milenyuma 3d gözlük ile starda dansöz izleyip akabinde jennifer lopez millenium klibi ile giren nesildensin ha :)
O zamanlar hayatım üniversite üzerineydi tamamen 4 yılın iş ve çalışma planını yapmıştım. İlk seneden işe girecektim hayatı öğrenecektim. Para için sadece şuna bakıyorum neresi en çok veriyor. Çünkü olması gereken bu, üniversitede ilk önceliğin para kazanmak. KYK ve Burs kazandıysan ne ala hayatta kaldın, ama unutma yine çalışıp birikim yapman lazım. Baban zengin olsun yine de kazanman lazım yani o derece önemlidir...Paranı da harcama, kahve içme mesela eksilmezsin. Ortamlarda arkadaş olacağım diye sosyal takılacağım diye gereksiz para harcamalara ne hacet. Şu bir gerçek, hem paramız yok hem çok para harcıyoruz. Parayı hallettin mi ne ala, onu eğitimlere ve kitaplara harcamanı önermem mesela bazı tatlı görünen ve kendimiz biz bunlarla gelişiyoruz dediğimiz şeyler işte onlara karşı dikkatli ol, kütüphaneler online da çok gelişti veritabanları yaygınlaştı, Millet kütüphanesinin veritabanı halka açık kendi üniversitende de eminim vardır gibi gibi. Eğitim not kitaplar gibi şeyler içinse üst sınıflara ulaş indirimli al. Unutma 4 yıl önceki kitap 100 TL ise bugün 2.elini sana 300 e satar çünkü orjinali 800 olmuştur falan, neyse o zamanlarki parayla şu anki de bir değil de neyse. 12 yaşımdan beri altına yatırım yapıp altınlarımı kitap almak için sattığıma pişmanım. Ucuzunu bul zaten çok kullanmayacaksın.

Diğer kısım ders. Ne olursa olsun mezun ol er ya da geç artık mezun olamayana direkt vasıfsız bakıyorlar ben bakarım tabi elimde başka bir şey yoksa. pes etme hayatın boyunca, hayat durumun ne olursa olsun azimle tatlı gelir. İster yurtdışında yaşa rahat hayatın olsun ister baban ayakkabı boyacısı olsun, önemli olan azimdir.

Diğer şey hayatta biz bir şeyi bilmediğimizde danışabileceğimiz insanlar olması çok önemlidir. Bilgili anlayışlı bize destek olabilecek, ama bulman lazım. Bulmak için araman lazım. Eskiden bulunacak bir şey yoktu şimdi herkes çöp karıştırıyor. Yine de çöplükte her şey bulunur.
Mühendislik okumamı istemeyen ailemden, "tercih yapmayacak hiçbir yere gitmiyor" diyen annemden gizli gizli tercih yaptığım dönem. fhdshfs Çok da iyi bir sıralamam yoktu, bir okula yerleştim. Yine de iyi ki yaşamışım o anları diyorum dönüp bakınca. Zar zor okuduk ama iyi oldu.
18ime girdiğimde ortalama bir liseden mezun olup ortalama bir üniversite tercihi yapıp yaşadığım sehirden uzaklaştım biraz kafayı dinlendirmek için ama liseyi beraber okuduğum ve yukaıda da arkadaşın birinin yazdığı gibi keşke liseyi dışardan bitirip elimuzde olan mesleklere yönelseydik diye iç geçirmeye devam ediyoruz
Ben 18ime girdiğimde aklımdaki ilk soru ben artık oy mu kullancam olmuştu sjsjsjsj. Üniversite liseden çok daha zor, ders açısından. istediğin bir bölümü kazanamıyorsan zorlama en kolay bölümü yaz oku. İstemediğin bir bölümle kendini zorlamaya değmez ,hayattan soğursun ben gibi sjsjsj. Üniversitenin insana kattığı tek şey yalnız yaşamayı öğreniyorsun. Kendi geleceğinin stresi falan oluyor. Hayata dahil olduğun bir mecra üniversite...
Yukarı