Birazdan okuyacağınız yorumu(okursanız) bazı kısımlarını kendi sanat bilgim, yunan miti ve birtakım bloglardan alıntılayarak yazıyorum ona göre.
Kısaca anlatmak gerekirse SPOILER HA! Wake ışığa ulaşmış kişi bencil huysuz yaşlı bunak(mitolojide böyle betimlenir.) Winslow ışığa ulaşmaya çalışan, Prometheus'u sembolize eden karakter. Deniz feneri: Saf bilgelik, insan-tanrı bilgeliği.
okey..
Filmdeki oyuncularımız bir kara parçasına deniz feneri görevi için gelişiyle filmimiz başlıyor. Winslow, Tom'un ayak işleriyle görevlendirilmiştir. Deniz feneri dışında. Winslow'un aklında sadece deniz feneriyle ilgilenmek vardır oysaki. Tom film boyunca Winslow'u aşağılayıp durmaktadır. Film boyunca adada iki kişi olan insanın iktidar savaşına tanıklık ediyoruz. --- Prometheus. Protheus’a göre daha aşina olduğumuz bir Yunan mitolojisi karakteri… Olympos Tanrıları kuvvetli ve kudretlidir; Prometheus ise akıllı, yaratıcı ve zekidir. O, her şeyden önce insan dostu olarak Zeus’un karşısındadır. Efsaneye göre Zeus, itaat etmediği için Prometheus’a çok kızıp, onun balçıktan var ettiği ve sevip değer verdiği insanları cezalandırır. Önce insanlar kolayca bulamasın diye bütün besinleri toprağa gömdürür. Sonra en önemli silah olan “Bilgi Ateşini” de onlardan saklar. Çünkü insanların, kendine karşı ayaklanmalarından korkuyordur
Prometheus, ağır bir suç olduğunu bile bile, bu bilgi ateşini insanlara götürmeye karar vermiştir. Böylece insanlar gerçekleri görüp, zalim Zeus’a başkaldırabileceklerdir. Bir sabah erkenden, ateşe çok benzeyen “narteks” çiçeğini yanına alıp, yola çıkar. Tanrıların yaşadığı İda dağındaki ateşe ulaşır. Nöbetçiler uykudadır. Hemen gizlice bilgi ateşini alıp, yokluğu fark edilmesin diye yerine narteks çiçeğini koyar ve bilgi ateşini götürüp insanlara ulaştırır. Artık bu ateşi söndürmeden korumak insanların görevidir. Prometheus, böylece Zeus’tan da intikamını almıştır..
Zeus bunları öğrenince çıldırır ve Prometheus’a korkunç bir ceza verir. Onu Kafkas Dağları’nda büyük bir kayaya zincirletir. Her gün bir kartal gönderir, Prometheus’un karaciğerini yedirir. Gece olunca karaciğeri yeniden oluşturur ve yenilenen karaciğer de, tekrar kartalın ertesi günkü yemeği olur. Bu bitmeyen bir işkencedir. Prometheus, umudunu hiç yitirmeden buna dayanır. Nitekim 30 yıl sonra bir gün Herakles (Herkül) çıkagelip Prometheus’u kurtarır.
Kafkas dağlarında, deniz feneri; ateş de Ephraim'in aklını başından alan deniz fenerinin ışığıdır. Filmin en son sahnesinde bilinci yerindeyken iç organları martılar tarafından yenen Ephraim, ciğeri her gün kartallar tarafından yenen Prometheus'un ta kendisidir aslında.
--- Peki nedir bu ışıktaki keramet? Şüphesiz ışık Prometheus mitindeki gibi bilgiyi temsil eder. İyilik ve kötülüğün bilgisi aynı zamanda hükmetmenin, iktidar olmanın ve gücün bilgisidir. Tüm dini kitaplarda Havva ve Adem’in yasak elmayı yedikten sonra iyi ve kötünün bilgisine haiz oldukları ve artık tanrı gibi olduklarından bahsedilir. Deniz fenerindeki ışık bu bilginin de bir tık üstü, saf bilgeliktir. Yani her şeyin bilgeliği. Prometheus’u sembolize eden kahramanımız Ephraim ışıkla yüzleşmeye hak kazanmış ama bu onun hem ödülü hem de cezası olmuştur çünkü yeterince hazır değilken buna yeltenmiştir. Niyeti ışığı çalıp belki de yine kendi bencil istekleri için kullanmaktı…. Belki de ışık sadece onu hakedenlere kendinlerine zarar vermeden görünüyordur…
filminin final sahnelerinden biri ve Sascha Schneider’ın 1904 yapımı “Hypnosis” adlı eseri.
Bir zamanlar bayağı bi dizinin böyle bir çalışmasını yapmıştım. O zamandan beni hatırlayanlar bilir :) Keşke geri dönebilsem güzel bir listeydi sosyaldeki :)