pazaryeri, reklam vb. bilgin yoksa her kapıyı çaldığın yer öper. Geçtiğimiz senelerde e-ticaret konusunda sayısız kişiye yardım ettim. Satış yaptıkları sektörde ne kadar iyi olsalar da, işin internet tarafını hiçbir şekilde başaramadılar. Neden_
1- Ticimax, İdeasoft, Tsoft, İkas vb. şirketler yazılım sağlıyor. Pazaryeri entegrasyonu, muhasebe entegrasyonu, tek yerden her şeyi yönetme falan filan, hem de yıllık 10-20-30-50-100 bin gibi ihtiyaca göre paketleşmiş şekilde. Harika bir hizmet değil mi? Aldığın günden sonra beceremeyip ilk soru/talep ilettiğinde neyse diyor istediğin şeyin ücretini veriyorsun. Ama bu her telefonu eline aldığında tekrarlanınca işin senlik olmadığını ilk anladığın yer burası oluyor. Adamlara para lazım, sen de işi bilmiyorsun ve paran var.
2- Pazaryerlerinin 2 boyutu var. Birincisi senin hangi üründen ne kadar kar edeceğini o kadar iyi biliyorlar ki, kategori bazlı komisyonlarının hepsi ona göre ayarlı. İlk hesap yaptığında tamam günde 10 tane satsam ayda x kar ediyorum, harika diyorsun. İşin içine girmeden önce yaptığın tüm hesaplar seni karlı olduğuna ikna ediyor. Ta ki ilk ürünlerini yükledikten sonra 1 hafta boş ekrana veya 3 siparişe bakmakla geçtikten sonra. Bi bakıyorsun 8 farklı sıralama kriteri var, senin ürününde hiçbiri yok. Kısacası sıralamada değilsin.
İkinci boyutu ise zaten satışta olan bir ürüne satıcı olarak katılman, senin ürünü aldığın toptancının, ürünü aldığı adam trendyolda olduğu için, asla oldan uygun fiyat veremiyorsun. Yorumu, yıldızı, sipariş sayısı olan bir ürüne katılıyorsun ama, senin kargo hariç 100TL ye mal ettiğin ürünü adam 90 TL ye satışa koymuş. Nasıl olur bunlar salak mı zararına satıyorlar diyorsun. Ama öyle değil, sen kaynağından almıyorsun veya direkt üreticisi değilsin.
3- Pazaryeri zaten düşünmüyorum, kendi sitem ne güne duruyor diyeceksin. Sonra işin asıl zarar ettiren noktası başlayacak. SEO, SEM, Sosyal Medya reklamları gibi şeyler göreceksin internete baktığında. Çevrende sana bunları kazıklamadan sağlayacak/anlatacak biri yoksa ilk soluğu google ads/ facebook meta/instagram reklamlarında kendin deneyerek alacaksın. Ama muhtemelen dönüşüm izleme vb. işlerinin kod kısmını sitene ekleyemeyeceğin için verdiğin reklamlar sadece zarar yazacak, ve youtube videolarında anlatılan "reklam verdikçe pixel kasarsınız" olayını hiç yapamayacaksın.
En sonunda izlediğin videolardan birinde bu hizmeti veren veya bir yerden bu hizmeti alıp 2 haftada milyon cirolara ulaşmış kişileri göreceksin. Onlara gidip aylık XX.XXX TL + satıştan %X olarak bi anlaşma yapacaksın. Eğer o adamların daha önce çalıştığı bir sektördeysen, satışların bir anda artmaya, çark kendini çevirmeye başlayacak. Senin kafanda işte şimdi oldu sesleri dönecek, ama bu hizmet aldığın yer senin ağzına bir miktar bal sürdükten sonra (1-3 Ay), fiyatlarında veya çalışma şartlarında değişikliğe gidecek. Sen bu duruma "benim sistemim zaten oturdu" gibi bir düşünceyle çalışmayı bırakarak cevap verirsen, hizmet almayı bıraktığın gün satışların sıfırlanacak. Devam edersen de zaten artan reklam harcaması, adamların ödemesi, komisyonlar, enflasyon derken kar etmeden aylarını geçireceksin. Belki adamların datası iyiyse arada kar edersin. Ama hiçbir zaman geleneksel ticaretteki gibi "dükkanın müşterisi oturdu" muhabbeti olmaz.
Bu işleri zamanında sivas gibi küçük bir memlekette tanıdığım ve samimiyetim olan iyi esnaflara neredeyse yok parasına, sıfırdan kendilerine ait sistemler/pikseller oluşturarak 2-3 yıl yapmış biri olarak EN KISA VE BASİT haliyle özetlemek istedim. Yukarıdaki 3 maddeden herhangi birinde iflas etmeyen, vazgeçmeyen kimseyi görmedim.
Başarılı örnekler ise ya yanında bu anlattıklarımı bilen biriyle işe başlayan kişiler, ya da bu işe başlamadan yukarıda bahsettiğim çakallıkların hepsini bir şekilde farkında olarak iş yapanlar. Ve türkiye'de e-ticareti yapılmayacak bir sektör söyle dersen, merter'de esnaf değilsen veya üretici değilsen giyim/tekstil derdim. En son trendyolmilla'ya rekabet kurumu yasak koydu da satıcılar biraz nefes aldı o kadar düşün.
Birader amma abarttın bişi sorduk, ben bu işi yapıcam dersen de şöyle özetleyeyim;
- Yazılım: Jetteknoloji->Eticaret Paketleri->Eko paket + opsiyon olarak trendyol entegrasyonu alıyorsun. Diğerlerine ekstra para verme. Mobil uygulama vs. vs. hepsi gereksiz ve ihtiyacın olmayacak.
- Trendyol: Hesap açıyorsun, api bilgilerini yazılıma giriyorsun, ürünlerini satacağın fiyatın 2 katı fiyatla yazılımdan gönderdikten sonra trendyol panelinde görsel, isim, açıklama vb. özenle düzenliyorsun. Sonra çevrendeki 5-10 kişiye en stoklu ürününün linkini atıp parasını verip sipariş ettiriyorsun. Sipariş geldiğinde fotoğraflı 5 yıldızlı yorum atıyorlar ve ürünü sana veriyorlar. Masrafın kargo + komisyon. Üründe yıldızlar ve yorumlar görünmeye başladıktan sonra kampanyalar kısmından girip süper fırsat ürünü (önceden 3 yıldızlı üründü) yapmak için sana önerdiği en uygun fiyatı seçerek indirime sokuyorsun (%50 civarı indirim istiyorlar). Kampanya başlar başlamaz ürüne reklam kısmından fiyatına göre günde 250-500TL lik reklam giriyorsun. Ürün satılmaya başlıyor. O dakikadan sonra reklamı hiç kesmeyip, kampanyadan hiç çıkarmayıp sürekli 5 yıldız almaya bakacaksın.
- Kendi sitende satış: Bilmiyorsan deneme derim, ama illa deneyeceğim dersen şu an için köşede aylık 50-100 bin TL bulundurmalı ve 6 aylık bir süreci kabul etmelisin. Gidip bu eticaret sitelerinden ve facebook pixel den anlayan birine KENDİ FACEBOOK HESABINDA pixel açtırıyorsun, bu pixeli sitene entegre ediyorsun, her satış geldiğinde facebook'a "bu adamı kaydet sipariş verdi" diye bilgi veriyor. O bilgilerin sayısı facebook panelinde 100'ü geçtiğinde, benzer hedef kitle oluşturma özelliği açılıyor. Asıl paranın kazanıldığı bölüm bundan sonrası. Ama o 100 kişiyi son 2 aydaki satışlardan elde etmen gerektiği ve çerez/reklam engelleyici muhabbetinden 100 siparişin 50-60'ı ancak kaydedildiği için en kötü ihtimalle 6 ay falan sürüyor.
Bunların üçünü de yaptığında, 6 ayda ürün masrafların hariç
- Yazılım: 15.000 TL
- Trendyol: 15.000 - 20.000 TL
- Pixel: 300.000 TL - 600.000 TL
300 bin TL paran gitmiş oluyor. Ürünleri stokladın, satarken kar mı ettin zarar mı ettin, eleman çalıştırdın mı, depo tuttun mu vs. vs. bunlar da opsiyonları.
Gece gece bu kadar yazmamın sebebi, yukarıda anlattıklarımı hiç yaşamasın diye, zamanında 3 ayda sıfırdan aylık $250.000 ciroya ulaştırdığım bir "abimin", işe başlamadan önce %50 ortağız, hiçbir masraftan kaçmayalım deyip, sistem 3 ayda oturduktan sonra enflasyonu, doların fırlamasını, coronayı bahane edip maaş teklif etmesinin aklıma gelmesi. Yazılımcı olduğum halde piyasanın kötülüğünden dolayı esnaflığa okey demiştim, karşılığını da öyle vermişti arkadaş. Ne günlerdi gençliğim :D