Dini mistisizm ile harmanladılar. Roma katolikliğinden hallice oldu. O saflığı kalmadı. Papaz maaş alıyor, imam niye almasın mantığıyla attılar bu adımı zamanında. İlk islam devletlerinde imam maaş almazdı. O bölgedeki halkın bağışlarıyla (ki bu gönül vicdan işi, mecburiyeti yok) ve dünyevi branşlarıyla (ticaret, çobanlık vs) geçimini sağlardı.
Bu devirde zengin insanlar kendilerini bunu yaparsam kurtulurum umuduyla hayır yapmak yerine boş arazilerine cami yaptırıyor; yapılan her yeni camiye bir imam atanıyor ve imamın geçimliği halkın cebinden çıkıyor. Bugün üstte anlattığım sisteme geçilse samimi din görevlileri dışında kimse imamlık yapmaz. Bunu bir imamın kendisinden duydum hatta. Maaş almasam yapmam demişti.
Malını Allah yolunda harcamak cami yaptırmak değil aksine; fakirlere düşkünlere yardım etmek, yetimlere sahip çıkmak ve bozuk olanı düzeltmek, iyi olanı yapmak ve daha nicesi özetle.
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve takva sahibi olursanız, size ödülleriniz verilir. Ve “sizden mallarınızı istemez.” (47:36)
Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile günaha girip insanların mallarını yemek için malınızı yetkililere vermeyin (bakara 188)
O yüzden Atatürk’ün dediği gibi din gibi temiz bir duyguyu vicdanlarda yaşamak önemli. Şu düzende yapılacak bir şey yok insanlar çok yozlaşmış. Bu yazımdan (doğru olduğunu bile bile) tepesi atacak bir çok insan var dünyada.