Bir otlakta öküz sürüsü varmış. Ancak civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. Öküzler Bir araya toplandılar mı kolayca başedilemezmiş. Bir arada duran öküzlere aslanlar bir şey yapamayınca tavşan, fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Güçten düşen aslanlardan birisi “Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor” demiş .Aslanlardan diğeri de onu tasdik ederek,. “Evet” demiş. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan söze karışmış: “Hayır!” demiş, “hiçbir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben hallederim bu işi.”
İnnanmamış kimse ona. Yanına bir-iki aslanla beyaz bayrak çekerek gitmişler öküzlerin yanına.
Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere, beş iri kıyım öküz yaklaşmış onlara. Topal Aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan da Boz Öküz’ün sivri ve kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş. “Saygıdeğer öküz efendiler!” diye başlamış lafa. “Bugün buraya, sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik. Kim bilir, kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Biliniz ki biz aslanlar, barışçı bir topluluğuz. Hele öküzlerle hiçbir alıp vermediğimiz olamaz.Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o, sizin aranızdaki Sarı Öküz yüzünden. Onun rengi öyle siznkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başmızdan alıyor. Onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiçbir alıp veremediğimiz yok. Belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sarı Öküz’ün suçu. Verin onu bize, siz de kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım” demiş.
Boz Öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş.
Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli Öküz, “Olmaz” demiş. Ve zavallı Sarı Öküz kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar. zavallı öküzün üzerine.
Aslanlar, “Acıktık” demişler Topal Aslan’a. Yine almış yanına birkaçını, bir defa daha gitmiş Boz Öküz’ün yanına.“Gördünüz ya! Biz aslanlar ne denli uysal bir sürüyüz. Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak istedik. Yalnız buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.” “Nedir?” demiş Boz Öküz merakla. “Şu sizin Uzun Kuyruk” demiş Topal Aslan. “Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor, gözümüz dönüyor; sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öyle mi ya? Hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da hayatını sürdürsün.” demiş.
Boz Öküz yine istişareden sonra, Yine sadece Benekli Öküz olmuş karşı çıkan. Hepsi de “Verelim gitsin” demişler. Aslanlar acıkan karınlarına indirmişler Boz Öküzü.
Aslanlar alabildiğine güçlenirken aslanlar, Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Artık bir sebep bile söyleme gereği duymuyorlarmış Aslanlar. "Verin bize şu öküzü, yoksa karışmayız" diyorlarmış sadece. Zavallı öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere birkaçı kalmış en sona. “Ne oldu bize? Ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karşı? Oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormuş biri Boz Öküz’e. “Biz” demiş Boz Öküz, gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek...