İstatistikler
En çok dinlediği şarkılar
Son dinlediği şarkılar
Cevapladığı yorumlar
Arkadaşlar merhabalar, e-ticaret ile tekstil ve matbaa ürünleri satacağım bir siteye ihtiyacım var. Bu siteyi tasarlamak için kendim çaba sarf etsem başarabilir miyim, yazılımla bir alakam ve tecrübem yok. Tasarım fiyatlarına baktığımda idamesi ve en basitinden ürün girişi sanal posu osu busu derken sürekli ek masraf çıktığını görüyorum. Nasıl bir yol izlemek benim için daha sağlıklı olur? Şimdiden teşekkürler.
Gizlenen 11 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
ideasoft.com.tr, tsoft.com.tr, ikas.com, ticimax.com bunları incele hangisi işine gelirse birine yaptır bence. e-ticaret sitesi için bilgin yoksa boşuna uğraşma çok zahmetli ve detaylı iş. bu firmalar bu iş için her türlü modülü yapmışlar zaten sana sadece ürünlerini satmak kalacak. tabi istersen hiç site kurma git trendyol, hepsiburada, pttavm gibi sitelerde direk ürün satışı yap.
basit bir bilgiyle biraz araştırma ile wordpress sayesinde yapabileceğini düşünüyorum başlarda sanal pos yerine telefona yönlendirme yaparak ilerleyebilirsin sonrasında cebin umarım daha ferah olduğunda profesyonel bir websitesine sahip olabilirsin.
E-ticaret hakkında süper bir bilgim yok ama Wordpress üzerinden + hazır bir ödeme servisinden (komisyon alacak senden maalesef) kendin yapabilirsin, çok karışık değil ama hiçbir tecrüben yoksa biraz zaman alacak bir iş.
İnternette Türk forum sitelerinde vb. Wordpress e-ticaret siteleri hakkında araştır, yalnızca 2022 sonrası olan konulara bak
İyi zaman ayırmayacaksan şahsen bir şirketten veya referanslı bir freelancerdan yardım almanı tavsiye ederim, zira daha önce bu işi yapmış birisi sana sıkıntısız, test edilmiş bir sistem teslim edebilir
İnternette Türk forum sitelerinde vb. Wordpress e-ticaret siteleri hakkında araştır, yalnızca 2022 sonrası olan konulara bak
İyi zaman ayırmayacaksan şahsen bir şirketten veya referanslı bir freelancerdan yardım almanı tavsiye ederim, zira daha önce bu işi yapmış birisi sana sıkıntısız, test edilmiş bir sistem teslim edebilir
Hiçbir bilgin yoksa WordPress kullanarak yap diyenleri dinlemeni önermiyorum. WordPress ile E-Ticaret bi yana, ufacık normal bir site bile kurduğunda 1 yıla WordPress güncellemeleri bir şeyi köklü şekilde değiştirir. Kullandığın eklentilerden biri muhakkak hata verir. O vermezse teman hata verir. O vermezse yeni WordPress sürümü artık daha yüksek sürüm MySQL/PHP ister, onu da bi eklentin desteklemez ya da teman desteklemez. Küçük bi site için güncelleme yapmam, olur biter diyebilirsin. Ama WordPress'in sürekli açıkları bulunuyor, E-Ticaret sitesinde güncellemeleri takip edip verdiği hataları anlamayacaksan, bu benim önerebileceğim bi şey değil.
Örnek vermem gerekirse; WordPress 6.7 güncellemelerinde neredeyse hata vermeyen eklenti, tema kalmadı. Woocommerce, iyzico-woocommerce, contact-form-7 eklentisi hata verdi. Bunlar zaten E-Ticaret sitesi için ana eklentiler. Bu ay redux-framework eklentisi hata veriyor. Temalardan bahsetmek bile istemiyorum. WordPress site sağlığı kısmında PHP 8 üzeri isteniyor, millet de bunu görünce sürümü 8 üzeri bi sürüme çekiyor. Ne teması destekliyor, ne eklentisi. Üstüne çalıştırmak için bi şeyler yapıyor, site düzeltilebilecek durumdan çıkıyor, yedek de almamış oluyor, sonra hizmet alınan yere desteği verilmediği halde sorunumu çözün ama para almayın diyorlar. O yüzden bilginiz yoksa kayipsakal'ın dediği şekilde devam edin. Bu hizmet sağlayıcıları en azından yazılımlar kendilerine ait olduğu için bi yere kadar desteğini verebiliyorlar. Bilgi edinmek istiyorsanız yine test edin ama ana satış yeriniz olarak hiçbir şeyinden anlamadığınız, 3 ayda bir belki güncelleyeceğiniz açık kaynaklı yazılımlar topluluğunu kullanmayın.
Örnek vermem gerekirse; WordPress 6.7 güncellemelerinde neredeyse hata vermeyen eklenti, tema kalmadı. Woocommerce, iyzico-woocommerce, contact-form-7 eklentisi hata verdi. Bunlar zaten E-Ticaret sitesi için ana eklentiler. Bu ay redux-framework eklentisi hata veriyor. Temalardan bahsetmek bile istemiyorum. WordPress site sağlığı kısmında PHP 8 üzeri isteniyor, millet de bunu görünce sürümü 8 üzeri bi sürüme çekiyor. Ne teması destekliyor, ne eklentisi. Üstüne çalıştırmak için bi şeyler yapıyor, site düzeltilebilecek durumdan çıkıyor, yedek de almamış oluyor, sonra hizmet alınan yere desteği verilmediği halde sorunumu çözün ama para almayın diyorlar. O yüzden bilginiz yoksa kayipsakal'ın dediği şekilde devam edin. Bu hizmet sağlayıcıları en azından yazılımlar kendilerine ait olduğu için bi yere kadar desteğini verebiliyorlar. Bilgi edinmek istiyorsanız yine test edin ama ana satış yeriniz olarak hiçbir şeyinden anlamadığınız, 3 ayda bir belki güncelleyeceğiniz açık kaynaklı yazılımlar topluluğunu kullanmayın.
Selamlar, direkt bütçeli olarak girilecekse direkt İkas gibi bir sistemle girilebilir. Onun dışında diğer arkasaşlar bahsetti mi bilmiyorum ama Wordpress altyapısına Woocommerce kurarak çözebilirsiniz. Ssl sertifikalarını da alıp iyzico veya shopier üzerinden ödeme alabilirsiniz. Arayüz için çok başarılı temalar var ama illa kendim yapayım derseniz de son zamanlar çok verimli olan Elementor diye bir builder var mükemmel esnek ve kolay. Pro versiyonu olmadan bile Photoshop kullanır gibi arayüz yapabiliyorsun. Elementorla bir günde site teslim ediliyor nerdeyse.
pazaryeri, reklam vb. bilgin yoksa her kapıyı çaldığın yer öper. Geçtiğimiz senelerde e-ticaret konusunda sayısız kişiye yardım ettim. Satış yaptıkları sektörde ne kadar iyi olsalar da, işin internet tarafını hiçbir şekilde başaramadılar. Neden_
1- Ticimax, İdeasoft, Tsoft, İkas vb. şirketler yazılım sağlıyor. Pazaryeri entegrasyonu, muhasebe entegrasyonu, tek yerden her şeyi yönetme falan filan, hem de yıllık 10-20-30-50-100 bin gibi ihtiyaca göre paketleşmiş şekilde. Harika bir hizmet değil mi? Aldığın günden sonra beceremeyip ilk soru/talep ilettiğinde neyse diyor istediğin şeyin ücretini veriyorsun. Ama bu her telefonu eline aldığında tekrarlanınca işin senlik olmadığını ilk anladığın yer burası oluyor. Adamlara para lazım, sen de işi bilmiyorsun ve paran var.
2- Pazaryerlerinin 2 boyutu var. Birincisi senin hangi üründen ne kadar kar edeceğini o kadar iyi biliyorlar ki, kategori bazlı komisyonlarının hepsi ona göre ayarlı. İlk hesap yaptığında tamam günde 10 tane satsam ayda x kar ediyorum, harika diyorsun. İşin içine girmeden önce yaptığın tüm hesaplar seni karlı olduğuna ikna ediyor. Ta ki ilk ürünlerini yükledikten sonra 1 hafta boş ekrana veya 3 siparişe bakmakla geçtikten sonra. Bi bakıyorsun 8 farklı sıralama kriteri var, senin ürününde hiçbiri yok. Kısacası sıralamada değilsin.
İkinci boyutu ise zaten satışta olan bir ürüne satıcı olarak katılman, senin ürünü aldığın toptancının, ürünü aldığı adam trendyolda olduğu için, asla oldan uygun fiyat veremiyorsun. Yorumu, yıldızı, sipariş sayısı olan bir ürüne katılıyorsun ama, senin kargo hariç 100TL ye mal ettiğin ürünü adam 90 TL ye satışa koymuş. Nasıl olur bunlar salak mı zararına satıyorlar diyorsun. Ama öyle değil, sen kaynağından almıyorsun veya direkt üreticisi değilsin.
3- Pazaryeri zaten düşünmüyorum, kendi sitem ne güne duruyor diyeceksin. Sonra işin asıl zarar ettiren noktası başlayacak. SEO, SEM, Sosyal Medya reklamları gibi şeyler göreceksin internete baktığında. Çevrende sana bunları kazıklamadan sağlayacak/anlatacak biri yoksa ilk soluğu google ads/ facebook meta/instagram reklamlarında kendin deneyerek alacaksın. Ama muhtemelen dönüşüm izleme vb. işlerinin kod kısmını sitene ekleyemeyeceğin için verdiğin reklamlar sadece zarar yazacak, ve youtube videolarında anlatılan "reklam verdikçe pixel kasarsınız" olayını hiç yapamayacaksın.
En sonunda izlediğin videolardan birinde bu hizmeti veren veya bir yerden bu hizmeti alıp 2 haftada milyon cirolara ulaşmış kişileri göreceksin. Onlara gidip aylık XX.XXX TL + satıştan %X olarak bi anlaşma yapacaksın. Eğer o adamların daha önce çalıştığı bir sektördeysen, satışların bir anda artmaya, çark kendini çevirmeye başlayacak. Senin kafanda işte şimdi oldu sesleri dönecek, ama bu hizmet aldığın yer senin ağzına bir miktar bal sürdükten sonra (1-3 Ay), fiyatlarında veya çalışma şartlarında değişikliğe gidecek. Sen bu duruma "benim sistemim zaten oturdu" gibi bir düşünceyle çalışmayı bırakarak cevap verirsen, hizmet almayı bıraktığın gün satışların sıfırlanacak. Devam edersen de zaten artan reklam harcaması, adamların ödemesi, komisyonlar, enflasyon derken kar etmeden aylarını geçireceksin. Belki adamların datası iyiyse arada kar edersin. Ama hiçbir zaman geleneksel ticaretteki gibi "dükkanın müşterisi oturdu" muhabbeti olmaz.
Bu işleri zamanında sivas gibi küçük bir memlekette tanıdığım ve samimiyetim olan iyi esnaflara neredeyse yok parasına, sıfırdan kendilerine ait sistemler/pikseller oluşturarak 2-3 yıl yapmış biri olarak EN KISA VE BASİT haliyle özetlemek istedim. Yukarıdaki 3 maddeden herhangi birinde iflas etmeyen, vazgeçmeyen kimseyi görmedim.
Başarılı örnekler ise ya yanında bu anlattıklarımı bilen biriyle işe başlayan kişiler, ya da bu işe başlamadan yukarıda bahsettiğim çakallıkların hepsini bir şekilde farkında olarak iş yapanlar. Ve türkiye'de e-ticareti yapılmayacak bir sektör söyle dersen, merter'de esnaf değilsen veya üretici değilsen giyim/tekstil derdim. En son trendyolmilla'ya rekabet kurumu yasak koydu da satıcılar biraz nefes aldı o kadar düşün.
Birader amma abarttın bişi sorduk, ben bu işi yapıcam dersen de şöyle özetleyeyim;
- Yazılım: Jetteknoloji->Eticaret Paketleri->Eko paket + opsiyon olarak trendyol entegrasyonu alıyorsun. Diğerlerine ekstra para verme. Mobil uygulama vs. vs. hepsi gereksiz ve ihtiyacın olmayacak.
- Trendyol: Hesap açıyorsun, api bilgilerini yazılıma giriyorsun, ürünlerini satacağın fiyatın 2 katı fiyatla yazılımdan gönderdikten sonra trendyol panelinde görsel, isim, açıklama vb. özenle düzenliyorsun. Sonra çevrendeki 5-10 kişiye en stoklu ürününün linkini atıp parasını verip sipariş ettiriyorsun. Sipariş geldiğinde fotoğraflı 5 yıldızlı yorum atıyorlar ve ürünü sana veriyorlar. Masrafın kargo + komisyon. Üründe yıldızlar ve yorumlar görünmeye başladıktan sonra kampanyalar kısmından girip süper fırsat ürünü (önceden 3 yıldızlı üründü) yapmak için sana önerdiği en uygun fiyatı seçerek indirime sokuyorsun (%50 civarı indirim istiyorlar). Kampanya başlar başlamaz ürüne reklam kısmından fiyatına göre günde 250-500TL lik reklam giriyorsun. Ürün satılmaya başlıyor. O dakikadan sonra reklamı hiç kesmeyip, kampanyadan hiç çıkarmayıp sürekli 5 yıldız almaya bakacaksın.
- Kendi sitende satış: Bilmiyorsan deneme derim, ama illa deneyeceğim dersen şu an için köşede aylık 50-100 bin TL bulundurmalı ve 6 aylık bir süreci kabul etmelisin. Gidip bu eticaret sitelerinden ve facebook pixel den anlayan birine KENDİ FACEBOOK HESABINDA pixel açtırıyorsun, bu pixeli sitene entegre ediyorsun, her satış geldiğinde facebook'a "bu adamı kaydet sipariş verdi" diye bilgi veriyor. O bilgilerin sayısı facebook panelinde 100'ü geçtiğinde, benzer hedef kitle oluşturma özelliği açılıyor. Asıl paranın kazanıldığı bölüm bundan sonrası. Ama o 100 kişiyi son 2 aydaki satışlardan elde etmen gerektiği ve çerez/reklam engelleyici muhabbetinden 100 siparişin 50-60'ı ancak kaydedildiği için en kötü ihtimalle 6 ay falan sürüyor.
Bunların üçünü de yaptığında, 6 ayda ürün masrafların hariç
- Yazılım: 15.000 TL
- Trendyol: 15.000 - 20.000 TL
- Pixel: 300.000 TL - 600.000 TL
300 bin TL paran gitmiş oluyor. Ürünleri stokladın, satarken kar mı ettin zarar mı ettin, eleman çalıştırdın mı, depo tuttun mu vs. vs. bunlar da opsiyonları.
Gece gece bu kadar yazmamın sebebi, yukarıda anlattıklarımı hiç yaşamasın diye, zamanında 3 ayda sıfırdan aylık $250.000 ciroya ulaştırdığım bir "abimin", işe başlamadan önce %50 ortağız, hiçbir masraftan kaçmayalım deyip, sistem 3 ayda oturduktan sonra enflasyonu, doların fırlamasını, coronayı bahane edip maaş teklif etmesinin aklıma gelmesi. Yazılımcı olduğum halde piyasanın kötülüğünden dolayı esnaflığa okey demiştim, karşılığını da öyle vermişti arkadaş. Ne günlerdi gençliğim :D
1- Ticimax, İdeasoft, Tsoft, İkas vb. şirketler yazılım sağlıyor. Pazaryeri entegrasyonu, muhasebe entegrasyonu, tek yerden her şeyi yönetme falan filan, hem de yıllık 10-20-30-50-100 bin gibi ihtiyaca göre paketleşmiş şekilde. Harika bir hizmet değil mi? Aldığın günden sonra beceremeyip ilk soru/talep ilettiğinde neyse diyor istediğin şeyin ücretini veriyorsun. Ama bu her telefonu eline aldığında tekrarlanınca işin senlik olmadığını ilk anladığın yer burası oluyor. Adamlara para lazım, sen de işi bilmiyorsun ve paran var.
2- Pazaryerlerinin 2 boyutu var. Birincisi senin hangi üründen ne kadar kar edeceğini o kadar iyi biliyorlar ki, kategori bazlı komisyonlarının hepsi ona göre ayarlı. İlk hesap yaptığında tamam günde 10 tane satsam ayda x kar ediyorum, harika diyorsun. İşin içine girmeden önce yaptığın tüm hesaplar seni karlı olduğuna ikna ediyor. Ta ki ilk ürünlerini yükledikten sonra 1 hafta boş ekrana veya 3 siparişe bakmakla geçtikten sonra. Bi bakıyorsun 8 farklı sıralama kriteri var, senin ürününde hiçbiri yok. Kısacası sıralamada değilsin.
İkinci boyutu ise zaten satışta olan bir ürüne satıcı olarak katılman, senin ürünü aldığın toptancının, ürünü aldığı adam trendyolda olduğu için, asla oldan uygun fiyat veremiyorsun. Yorumu, yıldızı, sipariş sayısı olan bir ürüne katılıyorsun ama, senin kargo hariç 100TL ye mal ettiğin ürünü adam 90 TL ye satışa koymuş. Nasıl olur bunlar salak mı zararına satıyorlar diyorsun. Ama öyle değil, sen kaynağından almıyorsun veya direkt üreticisi değilsin.
3- Pazaryeri zaten düşünmüyorum, kendi sitem ne güne duruyor diyeceksin. Sonra işin asıl zarar ettiren noktası başlayacak. SEO, SEM, Sosyal Medya reklamları gibi şeyler göreceksin internete baktığında. Çevrende sana bunları kazıklamadan sağlayacak/anlatacak biri yoksa ilk soluğu google ads/ facebook meta/instagram reklamlarında kendin deneyerek alacaksın. Ama muhtemelen dönüşüm izleme vb. işlerinin kod kısmını sitene ekleyemeyeceğin için verdiğin reklamlar sadece zarar yazacak, ve youtube videolarında anlatılan "reklam verdikçe pixel kasarsınız" olayını hiç yapamayacaksın.
En sonunda izlediğin videolardan birinde bu hizmeti veren veya bir yerden bu hizmeti alıp 2 haftada milyon cirolara ulaşmış kişileri göreceksin. Onlara gidip aylık XX.XXX TL + satıştan %X olarak bi anlaşma yapacaksın. Eğer o adamların daha önce çalıştığı bir sektördeysen, satışların bir anda artmaya, çark kendini çevirmeye başlayacak. Senin kafanda işte şimdi oldu sesleri dönecek, ama bu hizmet aldığın yer senin ağzına bir miktar bal sürdükten sonra (1-3 Ay), fiyatlarında veya çalışma şartlarında değişikliğe gidecek. Sen bu duruma "benim sistemim zaten oturdu" gibi bir düşünceyle çalışmayı bırakarak cevap verirsen, hizmet almayı bıraktığın gün satışların sıfırlanacak. Devam edersen de zaten artan reklam harcaması, adamların ödemesi, komisyonlar, enflasyon derken kar etmeden aylarını geçireceksin. Belki adamların datası iyiyse arada kar edersin. Ama hiçbir zaman geleneksel ticaretteki gibi "dükkanın müşterisi oturdu" muhabbeti olmaz.
Bu işleri zamanında sivas gibi küçük bir memlekette tanıdığım ve samimiyetim olan iyi esnaflara neredeyse yok parasına, sıfırdan kendilerine ait sistemler/pikseller oluşturarak 2-3 yıl yapmış biri olarak EN KISA VE BASİT haliyle özetlemek istedim. Yukarıdaki 3 maddeden herhangi birinde iflas etmeyen, vazgeçmeyen kimseyi görmedim.
Başarılı örnekler ise ya yanında bu anlattıklarımı bilen biriyle işe başlayan kişiler, ya da bu işe başlamadan yukarıda bahsettiğim çakallıkların hepsini bir şekilde farkında olarak iş yapanlar. Ve türkiye'de e-ticareti yapılmayacak bir sektör söyle dersen, merter'de esnaf değilsen veya üretici değilsen giyim/tekstil derdim. En son trendyolmilla'ya rekabet kurumu yasak koydu da satıcılar biraz nefes aldı o kadar düşün.
Birader amma abarttın bişi sorduk, ben bu işi yapıcam dersen de şöyle özetleyeyim;
- Yazılım: Jetteknoloji->Eticaret Paketleri->Eko paket + opsiyon olarak trendyol entegrasyonu alıyorsun. Diğerlerine ekstra para verme. Mobil uygulama vs. vs. hepsi gereksiz ve ihtiyacın olmayacak.
- Trendyol: Hesap açıyorsun, api bilgilerini yazılıma giriyorsun, ürünlerini satacağın fiyatın 2 katı fiyatla yazılımdan gönderdikten sonra trendyol panelinde görsel, isim, açıklama vb. özenle düzenliyorsun. Sonra çevrendeki 5-10 kişiye en stoklu ürününün linkini atıp parasını verip sipariş ettiriyorsun. Sipariş geldiğinde fotoğraflı 5 yıldızlı yorum atıyorlar ve ürünü sana veriyorlar. Masrafın kargo + komisyon. Üründe yıldızlar ve yorumlar görünmeye başladıktan sonra kampanyalar kısmından girip süper fırsat ürünü (önceden 3 yıldızlı üründü) yapmak için sana önerdiği en uygun fiyatı seçerek indirime sokuyorsun (%50 civarı indirim istiyorlar). Kampanya başlar başlamaz ürüne reklam kısmından fiyatına göre günde 250-500TL lik reklam giriyorsun. Ürün satılmaya başlıyor. O dakikadan sonra reklamı hiç kesmeyip, kampanyadan hiç çıkarmayıp sürekli 5 yıldız almaya bakacaksın.
- Kendi sitende satış: Bilmiyorsan deneme derim, ama illa deneyeceğim dersen şu an için köşede aylık 50-100 bin TL bulundurmalı ve 6 aylık bir süreci kabul etmelisin. Gidip bu eticaret sitelerinden ve facebook pixel den anlayan birine KENDİ FACEBOOK HESABINDA pixel açtırıyorsun, bu pixeli sitene entegre ediyorsun, her satış geldiğinde facebook'a "bu adamı kaydet sipariş verdi" diye bilgi veriyor. O bilgilerin sayısı facebook panelinde 100'ü geçtiğinde, benzer hedef kitle oluşturma özelliği açılıyor. Asıl paranın kazanıldığı bölüm bundan sonrası. Ama o 100 kişiyi son 2 aydaki satışlardan elde etmen gerektiği ve çerez/reklam engelleyici muhabbetinden 100 siparişin 50-60'ı ancak kaydedildiği için en kötü ihtimalle 6 ay falan sürüyor.
Bunların üçünü de yaptığında, 6 ayda ürün masrafların hariç
- Yazılım: 15.000 TL
- Trendyol: 15.000 - 20.000 TL
- Pixel: 300.000 TL - 600.000 TL
300 bin TL paran gitmiş oluyor. Ürünleri stokladın, satarken kar mı ettin zarar mı ettin, eleman çalıştırdın mı, depo tuttun mu vs. vs. bunlar da opsiyonları.
Gece gece bu kadar yazmamın sebebi, yukarıda anlattıklarımı hiç yaşamasın diye, zamanında 3 ayda sıfırdan aylık $250.000 ciroya ulaştırdığım bir "abimin", işe başlamadan önce %50 ortağız, hiçbir masraftan kaçmayalım deyip, sistem 3 ayda oturduktan sonra enflasyonu, doların fırlamasını, coronayı bahane edip maaş teklif etmesinin aklıma gelmesi. Yazılımcı olduğum halde piyasanın kötülüğünden dolayı esnaflığa okey demiştim, karşılığını da öyle vermişti arkadaş. Ne günlerdi gençliğim :D
Çok tehlikeli bir yoldasın. Ülkedeki 18 30 yaş arası insanlardaki intihar oranının artmasının sebeplerinden birisi de kumar olduğu kadar "kendi işimi kuracağım internetten satış yapacağım ne milletin kahrınıda çekmeyeceğim" düşüncesinden kaynaklanıyor.
karacal1 gerekenleri yazmış. Bir de asıl önemli olan ayrıntıları ben yazayım.
1. X bir yerden sürekli akan ve kaynağı açıklanamayan (kara) paran yoksa bu iş sana göre değil. Ha varsa tam sana göre. %15 %25 kayıpla yasallaştırabilirsin paranı. Oda 100 tl ye alacağın ürünleri 75 tl ye satarak olacak. Böyle bir hacmin yoksa var olanını kaybetmekten başka bir olasılığın yok.
2. Diyelim ki milyonda bir olasılık çok ekstrem bir şey buldun satmak için. Kapış kapış gidiyor. Hiç sevinme, hangi sistem üstünden satıyorsan onlarda görecek bu ürünün cok sattığını. Ertesi gün uyandığında çoktan kopyasını üretip, üstelik senin fiyatının yarısına sattıklarını göreceksin. Nasıl olur ya diyeceksin. Bal gibi olur, çünkü aklamaları gereken çok paraları var. Ve bulduğun ürün çok satan bir ürün, tam ihtiyaçlarına göre.
3. Satış aracısı ustunden yapmamayı tercih ettin (trendyol, vs) Kendi siteni kuracaksın. SEO ile uğraşan biriyle yada firmayla anlaşmak zorundasın. Vereceksin parayı alacağın cevap her daim "öyle hemen olmaz az sabret", "önümüzdeki ay kesin ilk sayfadasın", aradan 12 ay geçer, "bak bak 8. sayfadan giriş yaptın kesin sonraki ay ilk sayfadasın" olacak. Emin ol, o kadar ay satış yapmadan kimse dayanamaz. Boş yere paranı seoculara yedireceksin.
4. Hadi tutturdun, siten hit aldı? Bunu rakiplerinde görecek. Öbür gün bir uyanacaksın site açılmıyor? Hemen arayacaksın hosting firmanı falan. DDOS diyecekler? Amk win11 çıktı siz hala dos mu kullanıyorsunuz diyeceksin. Ve tel suratına kapanacak.
5. Herşeyini kaybedip boşluğa düştüğünde yaşamanın bir anlamı olmadığını falan göreceksin. Piskolojik sorunlar vs.
Kısaca sen vazgeç bu sevdadan. Ben paramı saçmadan dayanamıyorum diyorsan eğer, bari düzgün bir şey için faydası olsun. Zikuya bağış yap. Elalem yiyeceğine üyeler yararlansın.
karacal1 gerekenleri yazmış. Bir de asıl önemli olan ayrıntıları ben yazayım.
1. X bir yerden sürekli akan ve kaynağı açıklanamayan (kara) paran yoksa bu iş sana göre değil. Ha varsa tam sana göre. %15 %25 kayıpla yasallaştırabilirsin paranı. Oda 100 tl ye alacağın ürünleri 75 tl ye satarak olacak. Böyle bir hacmin yoksa var olanını kaybetmekten başka bir olasılığın yok.
2. Diyelim ki milyonda bir olasılık çok ekstrem bir şey buldun satmak için. Kapış kapış gidiyor. Hiç sevinme, hangi sistem üstünden satıyorsan onlarda görecek bu ürünün cok sattığını. Ertesi gün uyandığında çoktan kopyasını üretip, üstelik senin fiyatının yarısına sattıklarını göreceksin. Nasıl olur ya diyeceksin. Bal gibi olur, çünkü aklamaları gereken çok paraları var. Ve bulduğun ürün çok satan bir ürün, tam ihtiyaçlarına göre.
3. Satış aracısı ustunden yapmamayı tercih ettin (trendyol, vs) Kendi siteni kuracaksın. SEO ile uğraşan biriyle yada firmayla anlaşmak zorundasın. Vereceksin parayı alacağın cevap her daim "öyle hemen olmaz az sabret", "önümüzdeki ay kesin ilk sayfadasın", aradan 12 ay geçer, "bak bak 8. sayfadan giriş yaptın kesin sonraki ay ilk sayfadasın" olacak. Emin ol, o kadar ay satış yapmadan kimse dayanamaz. Boş yere paranı seoculara yedireceksin.
4. Hadi tutturdun, siten hit aldı? Bunu rakiplerinde görecek. Öbür gün bir uyanacaksın site açılmıyor? Hemen arayacaksın hosting firmanı falan. DDOS diyecekler? Amk win11 çıktı siz hala dos mu kullanıyorsunuz diyeceksin. Ve tel suratına kapanacak.
5. Herşeyini kaybedip boşluğa düştüğünde yaşamanın bir anlamı olmadığını falan göreceksin. Piskolojik sorunlar vs.
Kısaca sen vazgeç bu sevdadan. Ben paramı saçmadan dayanamıyorum diyorsan eğer, bari düzgün bir şey için faydası olsun. Zikuya bağış yap. Elalem yiyeceğine üyeler yararlansın.
karacal1 Altın değerinde bilgiler çok teşekkür ederim emeğin için.
Vader Lordum esasında şu anda mevcut bir pazarım var en basitinden yılda 2000 civarı sipariş alan bir tekstil kalemi mevcut üreticiliğini üstlenmem için de her yol açık. Ortalama fiyatları 600TL şu anda.
Buna ek olarak medikal tekstil üretmeyi planladığım için kendi hastane çevreme ve diğer fakültelerdeki arkadaşlar aracılığıyla onlara pazarlamak dahi ilk etapta yeterli olur diye düşündüm.
İnternet sitesi ise stok durumunun kontrolü ve satın alımlarda kolaylık sağlaması biraz da kurumsallık katması için önemlidir diye düşündüm ama zorluklarını sizlerin anlatımıyla daha da anladım o yüzden ilk etaptaki planlarım arasından çıkarıyorum.
Vader Lordum esasında şu anda mevcut bir pazarım var en basitinden yılda 2000 civarı sipariş alan bir tekstil kalemi mevcut üreticiliğini üstlenmem için de her yol açık. Ortalama fiyatları 600TL şu anda.
Buna ek olarak medikal tekstil üretmeyi planladığım için kendi hastane çevreme ve diğer fakültelerdeki arkadaşlar aracılığıyla onlara pazarlamak dahi ilk etapta yeterli olur diye düşündüm.
İnternet sitesi ise stok durumunun kontrolü ve satın alımlarda kolaylık sağlaması biraz da kurumsallık katması için önemlidir diye düşündüm ama zorluklarını sizlerin anlatımıyla daha da anladım o yüzden ilk etaptaki planlarım arasından çıkarıyorum.
karacal1 Bunları kaydedip her " ya aslında satış mı yapsak trendyoldan 3'e alır 5'e satarız" diyen her arkadaşıma spamlayacağım. Amme hizmeti için teşekkürler.
éarth gecen sene yerel isletmeme(giyim) bagli bir internet sitesi kurdum. Kamera, isik sistemi, model, depo vs derken toplam 12K € gitmistir. siteye ayirip yükledigim mallari saymiyorum cünkü satilmayani görünce ☆ direkt magazaya gecirdim yoksa rahat bir 40K € sitede satabilicegim mal vardi, bu arada burda alis fiyatindan bahsediyorum :) hepsini satsam 100K € ciroydu ama ticaret bu, öyle 2 aldim 5 satsam bu olur dedigin anda baran oluyorsun ☆
isin sonu ne mi oldu? sundan oldu ☆, sonra bilanconu cikarinca böyle degisik bir havalara giriyorsun sonra gidip bir bardak su iciyorsun sonra ☆
isin sonu ne mi oldu? sundan oldu ☆, sonra bilanconu cikarinca böyle degisik bir havalara giriyorsun sonra gidip bir bardak su iciyorsun sonra ☆