Kaydol
Giriş

hasankeske

Hasan Keske
Sithari
İstanbul
Temmuz 2020
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
1.209 / 1.421
Filmler
T. Süre
6g 8sa
T. Film
55 / 133
 
Beğendiği gönderiler
Tahabektas Sith Spy » Sosyal » Anime
Size henüz dün bitirdiğim ve beni inanılmaz bir şekilde etkileyen bir manga ile tanıştırmak, fikirlerimi sunmak istiyorum. Çoğunuz duymuşsunuzdur belki, Naoki Urasawa'nın kaleminden 20th Century Boys.

Alttaki hiçbir cümle bir spoiler içermemektedir, gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.



Öncelikle şunu söylemek istiyorum, daha önce birçok gizem mangası, kitabı, eseri tüketmeme rağmen "kesin şu kişi" tezim bu eserde 4 kez yanlış çıktı. Gizemini uzun süre çok kaliteli bir şekilde koruyor ve merak ettiriyor.

Hikayemiz bir arkadaş grubu etrafında şekilleniyor, bu çocuklar 70-80 döneminin klasik Japon çocuk hayatını yaşıyorlar. Mangalar olsun, dergiler ve müzikler olsun. Ana karakterimiz Kenji dünyanın yok olmasını ele alan bir çocuğun elinden çıkmış bir kurgusal yok oluş senaryosu yazıyor bu dönemde ve "Kehanetler Kitabı" adını veriyor bu notlara. Bir gün gruptan biri bir sembol çiziyor ve "Bu sembolü bilen bizim gerçek dostumuzdur." diyor. Tabii bu yıllar geçmesi sonucu unutulup geçmişte kalıyor. 20 yıl gibi bir zaman diliminin sonunda bu sembol tekrar beliriyor. Suikastler yaşanıyor ve etrafında bu sembol kullanılıyor, tişörtlerin üzerinde kullanılıyor, "Tomodachi" (Dost) adlı bir kişinin başında olduğu örgütün ana sembolü oluyor. Kenji ve arkadaşları ise çocukluk anılarını hatırlayıp Tomodachi denilen adamı durdurmaya çalışıyorlar çünkü kimliğini bilmedikleri ve sembollerini kullanan bu "Tomodachi" Kehanetler Kitabı'nda yazan her şeyi yerine getirmeye başlıyor. Kitapta yazan San Francisco'da virüs yayılımı aynı tarihlerde aynı konumlarda gerçekten yaşanıyor. (Bu kısımdan sonrasını sizin keşfetmenizi istediğim için yazmayacağım, devamı spoiler kapsamına girebilir.)

Sanat Tarzı, Çizimleri: 10 üzerinden 7-8 verilebilecek oldukça göze güzel gelen çizimlere sahip.

Artıları:

> Manga hakkında en sevdiğim şeylerden biri referansları. O kadar çok şeye referans var ki, çoğunu fark edemediğime eminim. 70'ler Rock grupları, eski mangalar, eski manga yazarları (Vagabond'un yazarı Inoue Takehiko, Doraemon'un yazarı Fujiko Fujio ve onlarcası) Eğer yaşım büyük olsaydı ve o dönemde yaşamış olsaydım büyük ihtimal çok duygulanarak okurdum 20th Century Boys'u. Buraya yazmamdaki ana sebeplerden biri de bundan kaynaklanıyor, ZQWQZ'da benden yaşça büyük kişilerin olması. Hepinizin bayılacağına inandığım bir eser.

> Karakterlerin kendi içlerinde yaşadıkları bunalımlar, zamanın ilerlemesiyle yaşadıkları mental gelişimler harika işlenmiş.

Eksileri:

> Bazı durumlar sonradan düşünülmüş ve hikayeye sonradan eklenmek istenilmiş gibi hissettirdi, onun dışında bir eksisi olduğunu söyleyemem.
Gizlenen 4 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Şöyle bi 2012 filmini anımsatmadı değil
Bu mangayı ben de tam olarak dün bitirdim ve şu an bu gönderiyi görmek çok garip geldi. Bazı şeyler sonradan eklenmiş gibi demene katılıyorum, bu kısımlardan bazıları bana hikayeyi uzatmak için yapılmış gibi geldi ve biraz tadımı kaçırdı. Ayrıca manga orta kısımlarında ivmesini baya yükseltmişken sona yaklaştıkça bu maalesef düştü gibi hissettim. Tam olarak ne beklediğimi bilmiyorum ama bu kadar hoşuma giden bir hikayenin çok daha vurucu bir sona sahip olmasını isterdim. Bunun yanında ya benim okurken kaçırdığım ya da açıklanmamış 1-2 olay var onlardan da aralarda bir yerlerde bahsedilebilirdi.

Çok negatif şey yazdım gibi hissediyorum ama manganın başka hiçbir sıkıntısı yok ve hikayesi gayet sürükleyici. Sürekli "acaba şimdi ne olacak" diye düşünerek merak içinde okudum.
pizzaus devamı olan 21st Century Boys'u okudun mu? Onu okuduktan sonra soru işareti kalmamıştı benim aklımda. Okuduysan dediğin şeyleri yaz merak ettim hangi olaylar.

Ayrıca ilk cümlen güzel tesadüf olmuş :D 👁️☝️

Guta lala suda lala!
Tahabektas Evet okudum, zaten açıklanmamış diye nitelendirdiklerimin hepsi nispeten küçük şeyler. Bunlardan ilki Kanna'nın güçlerinin doğru düzgün açıklanmamış olması. Ayrıca Kenji'nin kayıp olduğu bunca yıl neler yaptığını da görmedik. Aşırı aşırı gerekli bilgiler değiller ama öğrenmek güzel olurdu. Kanna hani neyse de Kenji'nin yaşadıkları, gittiği yerler, tanıştığı yeni insanlar side story olarak ayrı bir şekilde yayınlansa tadından yenmezdi mesela Manga'nın son kısımlarını iş yerinde vakit buldukça okuyarak bitirdim o yüzden belki bunlar açıklanmıştır ama ben bir şekilde kaçırmışımdır?? Dediğim gibi daha dün bitirdiğim için de internette bunlar üzerine araştırma yapmadım.

Gerçekten o kadar güzel denk geldi ki. Tam da bahsettiğim şeylere biraz daha bakındıktan sonra bu mangayı okumuş birileriyle konuşmak istiyordum :')
pizzaus dediğin iki şey de maalesef eserin kanayan yarası sanırım. Kanna'nın güçlerine ben anlam bile verememiştim neden var olduklarına. Olmasa da olurdu ama sanırım sebebi Fukubei'nin henüz Kanna doğmadan annesine verdiği ilaçlar. Kendisi üstü kapalı bundan bahsediyordu ama bu güçlere pek bir gün ışığı olduğu söylenemez. Ve Kenji ahh ah, mangaya başlamadan Kenji'nin yaşlı halini görmüştüm ve resmen son 100 chapterı "E Kenji nerede?" diyerek okudum. Geç geldi, nereden geldi, ne yaptı bir türlü öğrenemedik. Sadece küçük diyaloglar arasında duyduk o kadar.
Tahabektas evet ben de anlattığın kadarını hatırlıyorum. Sonradan eklenilmiş gibi duran kısımların birkaçı atılıp yerine bu bahsettiğim şeyler anlatılsa (özellikle Kenji) kesinlikle çok daha iyi olurdu. Görünüşe göre kaçırdığım bir şey yokmuş teşekkür ederim :)
Gizem animesi izlemek istersen higurashi animesini tavsiye ederim. En ufak bir sey demem spoiler kacacagindan sadece izledigim en iyi gizem animesi olduğunu soyleyebilirim.
Yukarı