Öff öff öff muhteşem bir bölüm. Herşeyiyle mükemmeldi. STAR WARS serüvenin en efsane yerlerden birini gördük üstelik maden lerin içerisinde kutsal sularda Mythosaur ile göz göze gelmesi. Bo-Katan'ın Dark Saberı kullanışı gerçekten 10/10 bölümdü. Bu bölüm STAR WARS evreninde cok büyük öneme sahip olacak. Ciddi anlamda bu turşeyleri filmlerde yaparlardı ama yok çoğunuz ne var yahu bu kadar abartma diyebilir ama emin olun zman geçtikçe anlayacaksınız gerçekten abartılcak bir bölüm olmuş. Tüm Mandalor efsanesini başından yaşatacaklar gibi duruyor. En eski Jedilerden hem mandalor hem jedi olan ilk hükümdarları tekrar ortaya cıkıyor peki bu kim olacak? Bo-Katan mı yoksa Din Djarin mi?
Umarım Bo-Katan olur ben Din Djarin'e bu turden işte Luke Skywalker gibi bir görev verilsin istemiyorum. Onlar Grou ile gezen maceradan maceraya koşan çok ünlü olmayan normal kahramanlar olmaya dvam ederler umarım.
Bir bilgi daha The Book of Boba Feth de armoror Din Djarin'e şunu demişti. "Efsaneye göre bir Mythosaur'un uyanması ile Mandalorian ırkı için yeni bir çağ başlayacak"
1. 2. sezonda gördüğümüz o çok güçlü Din Djarin gitmiş yerine amatör bir Din Djarin gelmiş. Aptal bir %90 droid makineya yakalanması ve savaşamadan nerdeyse ölmesi. 2. üstündeji jackpacki çıkardıktan sonra hala deli gibi ağır olan besakarlarla suya girmesi hiç mi düşünmedi derinleşirse bu beskarlarla jetpack olmadan ben nasıl cıkacam yüzeye diye?
Sürekli Bo-Katan kurtarıp durdu mandoyu.
2. Gelelim Bo-Katan'a Dark saber ile nasıl dövüştüğünü gördünüz değil mi? O zaman 2. sezonun son bölümünde tek başına ışın kılıcı ile Luke Skywalkera gerek yokmuş. 2dk versene dark saberi deseymiş Bo-Katan zaten Luke gibi tek ata ata ilerleyebiliyorlarmış.
Yani düşündüğümüz gibi kenara falan sıkışmamışlar. Bunlar büyük hata işte.
Normalde bu sezon yavaş başlamıştı ama bu bölüm hem aksiyon, hem macera, hem de konu açısından deli gibi yükseldim ben de. Bu dizide dediğin şekilde Mandalore efsanesinin yeniden ayaklanışına ve 2. Mandalorian devrine şahitlik edeceğiz gibi.
Bir de aklına gelmemiş ama, belki de ne Bo-Katan ne de Din Djarin olacak, ikinci efsane Mandalorian-Jedi'ın Grogu olması ihtimaline ne diyorsun kaptan? Sonuçta hem Luke Skywalker'dan 2 yıl eğitim aldı, hem de çok iyi bir mandalorian olan Din Djarin'den Mandalorian eğitimi alıyor.
Ayrıca Grogu'ya 2 yıllık Luke eğitimi şifa gibi gelmiş, artık peluştan ibaret değil. İyi iş yapıyor kerata. Bunun 200-300 yaşındaki hâli yoda ile yarışır bir şey olur belki de, kim bilir? AAAAAAAAAAAAAAAA MUAZZAM DİZİ AW
Vader Lordum bunlara ek olarak 3-4 tane alamite kesmek için çok zorlanması da eklenebilir bence. Eski Din olsa hiç zorlanmadan keserdi diye düşünüyorum.
hasanorhan hayır ne yazıkki o seviyeye ulaşması için bu onumuzdeki mandalorian çıkartmasını yönetmesi ve herkes onayını alması lazım. Bo-katan Din'e kılıç sende konuş herkes senin arkandan gelecektir dedi Kılıcı taşıyanın karısndan gidecekler ama bi şekilde kılıcı Bo-Katan'a veecek diye düşüüyorum yada Bo-Katan ona kılıç kullanmayı ogretir Aralarında bişey olursa tabii oda.
Vader Doğru, belki de dediğin gibi Bo-Katan ve bizim Din Djarin arasında bir aşk kıvılcımı olur, birlikte karı koca Mandalore'u yeniden kurarlar ve Groguyu eğitirler. Grogu kuruluşta değil, ileride yani Bo-Katan ve Din Djarin öldükten sonra önemli rol oynayabilir. Sonuçta Grogu hiç yaşamadı desen daha rahat 500-600 yılı var ırkından ötürü.
Bir de lordum ben Ashoka Tano karakterinin bu dizide gösterilmesinin çok kritik olduğunu düşünüyorum. Bence sezon sonu Ashoka dizisine bağlayacaklar ve Mandalorian'ın yeniden yükselişinde Ashoka'da kilit rol oynayacak. Sonuçta Bo-Katan'la da bir dostlukları var Ashokanın.
Vader Lordum Bo-Katan'ın Dark Saber'ı jedi gibi kullanıp Din'in zar zor savurmasının tam olarak sebebi nedir olay tamamen ruhani birşey mi yani anlayamıyorum kılıcı kolayca kullanabilmesi için Din'in nasıl bir konum ve ruh halinde olması gerek bunun fiziksel güç ile alakalı olacağını sanmıyorum.
supermanprime eğitim almış demekki olm anlatmadılar mı dark saberi. kullanmayı bilmeyenin elinde dark saber ağırlaşır kaldıramaz bile ama eğitimlisinin elinde kuş tüyü gibi hafif olur diye. bunu Armorer söyledi the boba fett in mando bölümlerinde.
Üniversite tercih sonuçları açıklanmış. Nerelere gidiyorsunuz, ne okuyacaksınız, ev, apart, yurt ne tercih edeceksiniz, aylık bütçeniz nedir, tavuk dürüme 50 lira vermeye hazır mısınız, açken ders dinlemeye, vize final haftasında sabahlamaya ama karşılığında FF almaya hazır mısınız?
Aksi ve ihtiyar hocalarınızın kahrını çekmeye, arkadaşlarınızın yüzüne gülüp arkanızdan iş çevirmesine, sahte samimiyetlere ve dost kazıklarına, tüm bunlar yaşanırken geçim sıkıntısı çekip depresyona girmeye hazır mısınız?
Aileniz siz o okulda okuyun diye gerekirse kemer sıkacak, belki mesai yapmak zorunda kalacaklar, size gönderilen para bittiğinde yenisini utana sıkıla istemeye, zar zor 3-5 kuruş gelen yeni parayı da birkaç günde bitirip dımdızlak ortada kalmaya hazır mısınız?
Aile evinden kurtuldum, artık özgürüm zannederken, özgürlüğün beraberinde getirdiği sorumluluklarla yüzleşmeye ve tabiri caizse içinden geçilmiş bu ekonomide hayatta kalmaya hazır mısınız?
Üniversite simülasyonunun yeni adayları, hepinize başarılar diliyorum. Eskişehir veya Anadolu Üniversitesi tercih etmiş olanlara merak ettikleri bir şey varsa özelden yardımcı olabilirim.
aile evinde okuyorum çok rahatım bizimkilerin kemerini sıkmasını da sağlamadım ayda 300 350 lira harçlıkla geçen seneyi kapattım asosyal olmanın verdiği ayrıcalıklar harika ülkemi seviyorum (!)
samuelacarson bizimkilere ayda 3k falan vermeniz lazım desem okutmazlar zaten (ki 3k da yeterli olmayacaktır ) part time çalışıp ay sonunu düşüneceğime aile evinde 2 çile çekerim rahat yaşarım dedim en azından biraz arkadaşlarla gezip tozabiliyorum metrolar yine uygun
emreedmrl maddi kaygıların ötesinde, üniversiteyi aile evinden ayrı okuma taraftarıyım. hayatı görmek, denemek, yanılmak, düşmek, kalkmak, batmak, çıkmak vs. her şeyiyle tek başına ayaklarının üzerinde ne derece kalabildiğini, eksik ve zayıf yönlerini keşfetmek için gayet güzel bir deneme imkanı sunduğunu düşünüyorum.
samuelacarson orası öyle de sırf hayatı yaşayacağız diye 4 yılımı hiç edemem boşa stres + kyk borcu üni bitince işsizlik 4 yıl boşa giden harcamalar hiç gerek yok üni okumak için okuyup 4 yıl içinde keyfimi çıkartırım
öyle bi anlatmışsın ki yaşadığım hayatı sorguladım hayat mı diye
tabi bütün bunların dışında bir bu kadar da güzel şey var üniversitede. bu aslında hayata bakış açınla ilgili, sonuçta bu yukarıda yazanların büyük bir kısmı üniversite simülasyonunu değil türkiye simülasyonunu anlatıyor... ve tr de yaşayan her insan için geçerli.
benim için üniversite; ailenden ilk kez uzaklaşmışken o zor yaşam mücadelesini birlikte omuzladığın güzel dostluklar, kütüphanede sabahlarken sigara molasında yapılan hoş sohbetler, arkadaşlarınla gittiğin canlı müzikte aşık olduğun kişiyi hatırlatan şarkıda gizlice hüzünlenmek, farklı kültürden gelen bi ton insanla tanışıp her gün yeni bir şey öğrenmek, festivalden festivale koşarken(gittiklerimin yarısı ücretsiz ya da makul fiyatlıydı) yorgunluktan bitap düşmek, ... bu şekilde sabaha kadar sayabilirim :') hayatı güzelleştirmek herkesin kendi elinde ^-^ yeni kazanan herkesi tebrik ediyorum, umarım sizi çok güzel şeyler bekliyordur<3
samuelacarson sen askerliğini paralı yaparsın, emreedmrl durumu yok diy gider oda ailesinden ayrı pişme olayını askerlikte yapar illaha universitede pişeceksiniz diye irşey yok ayrıca erkek kişisi askeerde adam olur derler.
Şu dönemde aile yanında kral gibi uniersite okunur. Çile çekip aç aç gezmektense evi bok götürüp temizlemekle u ğraşmaktansa sabah uyandıran va çayı onune getiren var akşam yemeğini onun ekoyan var kral gibi jhayat daha ne olsun.
Vader kesinlikle katılıyorum elbet hayatla bir yerde yüzleşicez gidip de çok ufak yaşlarda stresten sigaraya alkole başlatmaya hiç gerek yok biraz da genç olmanın keyfini çıkartalım zaten ileride çalışıcaz edicez öğrenciyken keyif sürmeyeceksek ne anlamı var o yüzden aile yanında kalmayı destekliyorum
+ olarak bağımsız ekleyeyim 2 farklı arkadaşım 2 farklı şehirden istanbulda üniversite kazandılar birisi yurt bulamıyor buldukları yurtlar 5k civarlarında. diğeri ev bakıyor biraz daha durumu iyi ev kirası hariç babası 5k civarı para yollayacak diğer şehirleri bilmediğim için yorum yaparsam yanlış olur ama şu an istanbulda aylık en az 5k almadan okunmaz (aile evinden bahsetmiyorum) ki bu da 2 kişilik bir öğrenci evi tek başınıza çıkmaya kalksanız ev kirası hariç 3k falan gerekir kışın bunun doğalgazı da var kimse oturaklı uzun vade düşünmüyor veya ev eşyaları var deli paralar istiyorlar her şeye
Vader yanınızda en kral hayatı yaşıyor üstüne en kral öğrenicilik hayatını yaşar zaten buradaki veya çoğu öğrencinin babası gibi dar görüşlü birisi değilsiniz kısıtlamazsanız bir şeyden de mahrum bırakmazsınız harika bir hayatı olur
diploma köleliği şahsen tıp,ankara hukuk gibi üniversiteler gelmediği sürece üniversitenin zaman kaybı olduğu yönündeyim kazananlar umarım iyi yerlere gelirler mezuna kalanlar ise seneye yüksek ihtimalle yine kalacaksınız
Üniversiteden aldığım tek şey öğrenmeyi öğrenmekti. Teknik üniversitelerin eğitim kalitesi daha iyidir belki ama Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki eğitim iyi değildi, birkaç ufuk açan hoca hariç. Ben de 2. sınıftan sonra kendimi geliştirmeye odaklandım, yaptıklarım şöyleydi: - Alanımla ilgili bir öğrenci kulübüne katılıp proje yapmak - İngilizcemi geliştirmek( her gün yeni 5 kelime öğrendim ) - Erasmusa gittim, yapabilirseniz bunu kesin yapın hem üniversiteler arasındaki kalite farkını görürsünüz hem de dünyaya bakış açısını değiştirir. - Mezun olmadan önce (erasmus sayesinde bölümüm uzadığı için) bir işe girip işi öğrendim. (İşkur ile girerseniz küçük bir maaş da alıyorsunuz). Böyle yapınca iş bulma derdim olmadı, kimse sizi sizden daha çok düşünmeyecek kendiniz için kendinizi geliştirirseniz böyle bir derdiniz de olmaz, olursa da elinizden geleni yapmış olursunuz :)
1- Eğer birini sevecekseniz önce en çok kendinizi sevin. Sakın kimseyi kendinizden çok sevmeyin. Sonra günü gelir terk edilir; o hayatına devam ederken siz acı çekersiniz. 2- Asla onun yaptığı bir şey sonucunda üzüldüğünüzü belli etmeyin 3- Sevgiden ya da her ne hissediyorsanız hepsinden önce mantığınız gelsin. Mantıksız yere üzülmeyin, mantıksız yere sevmeyin 4- Son olarak da sizi sevmeyen kimsenin peşinden tek bir laf bile etmeyin. Geçmişiniz olup artık seni sevmiyorum dese bile sakın yapmayın bunu. Önemsemez kimse sevmediği birini 5- Hiçbir şeyin sonsuz kalacağına kendinizi adamayın. Bu dünyada hiçbir şey bize ait ve kalıcı değil. 6- Kimseye 27 yaşından önce onunla evlenmek istediğinizi söylemeyin (aldığım bir tavsiye) 7- Bir kadın sizinle ayrılma noktasına geldiğinizde sizinle kavga etmiyorsa çoktan bitmiştir. Seven kadın sizinle kavga eder, sizinle mücadele eder, gözünü döndürecek bir şey olduğunda canavar kesilir. Ne kadar kibarsa artık sizden o kadar uzaklaşmış hissediyordur ve birini reddetmenin en verimli yolu kibar olmaktır karşınızda bir öküz yoksa. Hiçbir şey için yormayın kendinizi bu noktadan sonra. Bırakın gitsin. Kimleri kimleri tanıyorum daha kaç yaşında annelerini babalarını kaybetmişler, kimsenin gidişi dünyanın sonu değil.
1 e çok katılıyorum. Çocukluğumdan beri özgüvensiz ve kendimi sevmeyerek büyüdüm. Çok sevdiğim biriyle ayrıldıktan sonra aylarca kendime gelemedim çok üzgündüm. Daha sonra geriye baktığımda o kişiyi hayatımın merkezine yerleştirmiş olduğumu ve o gidince de hayatımda çok büyük bir boşluk oluştuğunu fark ettim. Belki birçok kez kendimi unutacak kadar ona adadım kendimi. Şimdi düşününce fazla abartmış olduğumu anlıyorum. İnsan önce kendi kendine yetebilmeli. Ondan sonra bir ilişkiye başlamak bile ilişkiyi daha güçlü yapıyormuş bunu anladım sonradan. Tecrübe en iyi öğretmen oluyor süreçte ama bazı şeylerin bilincine erken varmak önemli.
Geçin artık seven kadın bunu yapar seven erkek şunu yapar edebiyatını herkes farklı kimse aynı değil. 3.sünü başarabiliyorsan zaten sevmemişsin demektir. Sevdim demek konu o olunca rasyonel düşünemiyorum demenin saklı yolu.
3. seçenek birazcık abes kaçıyor gibi. Sevgi mantığa sığan bir şey değilki. Mantıklı sevmek dendiği zaman aklıma çıkar ilişkisinden başka bir şey gelmiyor. Mantıksız yere üzülmemekte keza elde olan bir şey değil bence. Sevmek, sevinmek, üzülmek bunlar duygusal şeyler. Mantıkta duyguya yer yoktur. Eğer mantıkla hareket edeceksekte rasyonel hareket etmek gerekiyor.
Yapay zekadan, robottan bizi -şu an için- ayıran tek şey duygularımızken, duygularımızı bir kenara bırakmak sence ne kadar mantıklı?
lazy tamam çıkar ilişkisi olmak zorunda zaten. Çıkar deyince sadece seks mi geliyor aklınıza? Duygularının tatmin olması da senin çıkarına değil mi? Mutlu olmak senin çıkarın değil mi? Duyguda mantık yoktur evet. İkisi de tek başına ele alınırsa diğeri tabii ki saçma gelir. ikisinin oranını doğru ayarlamadığın sürece ne kadar güzel zamanlar geçmiş olsa da en sonunda mutsuz olursun. Duyguyla göz karartmamak lazım.
Başına ne gelirse gelsin, başlarına aynı şey gelince üzülen, şaşkına dönen, sızlanan insanları getir gözünün önüne. Şimdi nerede bu insanlar? Hiçbir yerde. Öyleyse? Sen de onlar gibi mi yapmak istersin? Doğalarına öylesine yabancı olan bu duyguları, onları kışkırtan ve onlara boyun eğdiren bu duyguları niçin onlara bırakarak, kendi adına, tümüyle, başına gelenlerden en iyi biçimde nasıl yararlanacağın üstünde odaklanmıyorsun? Çünkü böylece ondan yararlanabilir, malzeme olarak kullanırsın onu.
dennywise mevzu nasıl sekse bağlandı pek anlamadım. çıkar ilişkisinden varmak istediğim nokta pek bu değildi. ayrıca evet mutlu olmak benim çıkarım. ancak sevdiğim kişinin mutluluğuyla mutlu olan biri olarak söylemeliyim ki, mantıklı davranamıyorum. mantıklı hareket etmeye çalışırsam bir noktada karşımdakini üzecek, dolayısıyla üzüleceğim.
bu olmasını istemediğim bir şey. mantığı tamamen bir kenara bırakmak elbette saçma. ancak bir "aşk" ilişkisinden bahsediyorsak sevgi, mantığın üstünde gelmeli diye düşünüyorum. eğer çıkar ilişkisine dönerse mevzu "bunu yaparsam bu olur, şunu yaparsam bu olur" gibi düşüncelerden sürekli hesap kitap, plan yaparken bulabilirsin kendini.
