Film okumaları yapan birinden hiç beklenmedik yüzeysellik ve netlikte eleştiriler yapıyorum: Başta Cannes olmak üzere birçok festivalde aday gösterilmelere doyamayan, her biri ayrı ödüllere layık görülmüş bu usta kadroyu nasıl olduğunu anlayamadığım bir biçimde filmine toplayan bir Boğaziçili çocuk, iki dakika da senaryo ile uğraşsaydı demeden geçemiyorum. Bunlar da yeni peydah olurlar artık sinema sanatına. Tarkovski'den iki açı arakla, iç mekanları Nuri Bilge'den dış mekanları Kaplanoğlu'ndan ilhamla pastoral dokulara taşı; yalandan bir Batılı-Doğulu savaşını din üzerinden güderek cehaleti aşağıla, al sana ödül alacak film. Öyle mi olmuş, yok. Türk sinematografisinin dünyada bir ağırlığı vardır, anlattığımız ciddi dertleri vardır. Çoluk çocuk işleri bunlar. Uzak durunuz filmden, bir kelime sanat bulamadım.