-Yağ satarım bal satarım (mendil kapmaca)
(10-15 kişilik çemberler halinde oynanır)
Dev bir çember kurulur. Ebe seçilmiş kişinin elinde mendil vardır (ilk oyuncu). Arkası dönük oyunculardan birinin altına mendil bırakır ve artık yeni ebe o olur ve amacı ilk ebeyi çemberde 1 tur atana kadar yakalamaktır. Kaçan veya yakalayan oyunu kazanır. Mendil koyma sürecinde "yağ satarım bal satarım" tekerlemesi söylenir. Ebe, tekerlemenin sonuna geldiğinde mendili birinin altına bırakmak zorundadır. Hızlı olmanın yanı sıra mendili doğru kişiye bırakmak önemli stratejilerden biridir. Sona iki kişi kaldığında bir hakem mendili elinde tutar. Ve taraflar eşit mesafeden koşmaya başlayıp mendili alıp kendi ulaşması gereken bölgesine koşmaya çalışır, ulaşan veya mendili elinden alan kazanır.
-Simit!
(1 ebe + 5 kişi, 2 grup halinde toplam 12 kişi, oyun alanı çizgilerle belirlenir, küçük alanda oynanır)
Simiiiiiiiiiiiiiiiiiiit diye nefesin yettiği kadar bağırıp bu süre içinde rakip takımın tüm oyuncularına dokunarak elemeye dayalı bir oyun. Eğer nefesin tükendiğinde ana üssüne dönebilirsen yeniden oynama hakkın vardır. Sen dönemeden ebelenirsen kaybedersin. 2 takımdan hangisi ilk olarak oyunu bitirirse kazanır. Oyun, ebenin herkesi yakalaması veya kendisinin yakalanması ile son bulur.
(orijinalinde nefes yettiği süre boyunca tuttuğunu dövmeye dayalıdır)
-Kale basmaca
(Büyük bir alanda 10-12 kişi / 2 takım)
2 grup ile oynanır. Saldıran ve savunan taraf vardır. Belirlenmiş olan bir kale -ki genelde bu bir direk olur- vardır ve amaç saldıranlar için kaleye dokunmak savunanlar içinse bunu engellemektir. Çok fazla kural eklenebilen bir oyundur. Her yörede farklı oynanır. Dokunduğun oyuncuyu esir alabilirsin, oyun dışı bırakabilirsin, bir güzel dövebilirsin...
Şu şekilde 2 en bilinen türü vardır:
1) Kaleyi yalnızca 1 kişi savunur (kale muhafızı) ve saldıran takımının seçilmiş bir kişisi (gezgin) oyun boyu saklanır. Savunanlar gezgini yakalarsa oyun biter. Saldıranlardan bir kişi kaleye dokunursa da oyun biter. Her oyuncu tek seferde yalnızca 1 kişiyi eleyebilir. Bu, ilk dokunduğun kişidir. İki elinle iki kişiyi aynı anda elemek yasaktır.
2) Her iki takımın da kalesi ve kale muhafızı vardır. Oyunun bitmesi taraflardan birinin diğer kaleye dokunması ile son bulur. Amaç kaleye sızmak, basmaktır. Tek seferde 1 kişi eleme kuralı burada da geçerlidir.
Bu 3 oyun çok güzel atmosfer yaratırdı. Daha nice oyunlar eklenebilir. Koca koca adamların şu oyunları oynadığını görmeyi çok isterdim. Kim bilir? Belki Türk yapımı bir squid game de bizden çıkar.
Türkiyenin her yerinden seküler, muhafazakar, genç, yaşlı, zengin, fakir her kesimden insan görmeyi çok isterdim. Oyun sonraları namaz kılmaya mescide gidenler, ortada hiç sorun yokken "sen Abdülhamid'i savundun, savunmadım çıkar göster" şeklinde siyasi kavgalara girenler, yaşayanlara çay, çorba, çekirdek gibi şeylerin ikram edilmesi... Gibi gibi türlü türlü sahne izlemek isterdim.
(üçgenler arasında "şu ipneyi ben vuracam bana sal" muhabbetleri ve vurmadan önce "şehadet getir lan it" gibi olayları görmek isterdim)
Normalde squid game ödülü son sezonla birlikte 1 milyar TL oldu. Bizde bu kadarına gerek yok. 500 milyon TL yeterli. "parayı kazanırsam cami yaptıracağım, köyüme yol yaptıracağım, okul yaptıracağım" vs gibi söylemlerle grup oyunlarına çıkmadan önce kendisine taraftar toplayanlar elbette olacaktır. Özellikle "oylama" günlerinde oyuna devam edip etmeme konusunda bu tarz söylemler her şeyin seyrini değiştirecektir.
Türk işi Squid Game. Keşke yapılsa.