Kaydol
Giriş

enkyy

Batuhan Kidik
Dark Jedi
İstanbul
Kasım 2020
Kendimce eleştirel mizah yazıyorum.
En son medyalar tümü
Cevapladığı yorumlar
Elessar2147 Sith Saber » Sosyal » Genel
Evcil hayvanını kaybetmiş olan arkadaşlara soruyorum; süreci nasıl atlattınız daha sonra tekrar bir hayvan aldınız mı?
Eve girdiğimde evi boş görünce duvarlar üstüme üstüme geliyor gibi oluyor eve gelmek istemiyorum içten içe.
Sizlerin süreci nasıl oldu
Gizlenen 6 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Ben beş yaşındaki kedimi ilk sahiplendiğim zaman bir süreliğine kaybetmiştim ama aynı şey olduğunu sanmıyorum sizinkiyle. Başınız sağ olsun öncelikle. 15 gün kadar kedimi sokak sokak arayıp bulamayınca başka bir kedi sahiplendim. İyi gelebilir. Hazır hissettiğinizde yeniden bir evcil hayvan sahiplenebilirsiniz. Ama acıyı da yaşamak gerektiğini düşünüyorum. Zeytin benim çocuğum gibi, ona bir şey olduğunu hayal bile edemiyorum. Kısırlık ameliyatı yaptırdığımda uyuyamamıştım telaştan. Mutlaka tekrar kedi sahiplenmelisiniz. Daha iyi hissettirir.
Ahh çok zor olmuştu. Aylar boyunca yattığı yerleri görünce ya da sabit durduğu noktalari görünce şimdi olsa bunu yapardı şunu yapardı konuşup durmuştuk. Gerçi hala konuşuyoruz benim zavallı yassı kafam 4 ay sonra elime yeni bir yavru kedi geçti aynı şekilde onuda seviyoruz alıştık ama hiçbir kedi yassı kafam gibi olmadı :( kedisi kopegi olmayan anlamıyorda aileden biri gitmiş gibi oluyor
uzaylibirhanim yani bi yandan istiyorum sahiplenmek çünkü bir canı sokaktan kurtarmış olacam ama diğer yandan da ya onun da başına bir şey gelirse diyorum NightMare021 kesinlikle öyle dostum. Evin artık bir üyesi olmuştu ailecek canımızı kurtardı depremde hepimizi uyandırdı önce üstümüzde tepinip sonra kendisi gidip saklandı. 10 tane işe yaramaz akrabamı kaybetsem bunun %1i üzülmezdim
Elessar2147 ufak bir eleştiri.

yanlış - "çünkü bir canı sokaktan kurtarmış olacam"
doğru - "bir canın daha balkondan atlamasına sebep olabilirim"

bence alma istemeden de olsa tekrar üzüleceksin bu sefer camdan atlamasa bile, 14 sene maks yaşıyor yine üzüleceksin. geriye baktıkça hatırlarsın ne güzel ve unutursun. herkes unutur insan olmanın doğasıdır.
Vader bilemiyorum zaten şu an almama kısmım daha ağır basıyor sadece diğer tecrübeleri dinlemek istedim.
Peki siz hiç böyle bir durum yaşadınız mı
Elessar2147 köpeğim vefaat etti 16 yaşında sonra bir daha köpek almadım, almak istemedim almayıda düşnmüyorum kedi gibi değil köpek.

insana nasıl bağlanırsan köpeğe de oyle bağlanıyorsun. kedi ile uyuyamazsın kucağında 15 dk den fazla durmaz gider o bağı kıramazsın kediyle köpekle kurarsın.

ve bir kez daha 15 sene sonra öleceğini bileceğim birşeye bağlanmak istemedim.

2 kedim var biri 8 yaşında diğer 1 yaşında

köpekle kedi arasındaki fark bence şu. yarın kedilerimden biri ölse üzülürüm ama cesedini poşete koyar çöpe atarım.

köpeğimin ölüm haberini aldığımda 45 dk de ankaradan safranboluya geldim bahçeye mezarını kazdım gömdüm başında ağladım meazr taşını bile tyaptım hala cüzdanımda resmi var.

aradan 18 sene geçti hala köpek alamam, korkarım.
Hala yüreğimin bir yerinde eksiklik hissediyorum, sokakta her kedi gördüğümde içimde bir parçalanma oluyor bir hüzünleniyorum ne bileyim anlatması güç Annesi kanser hastası bir aileden evlatlık edinmiştim kedimi onunla alakalı yaşadığım bir şeyi duyduğumda gördüğümde hemen bir karamsarlığa boğuluyorum. Fakat bu sürecin geçeceğini düşünmüyorum fakat alışıyorum. Yavaş yavaş ama anılarım hep onunla kalacak biliyorum.

Sürece gelirsek

Eve her geldiğimde mutsuz bir şekilde geliyordum
Evin içerisinde sanki kasvetli bir hava barınıyordu
Yorgunluğumu atabileceğim sanki hiç bir şey yoktu
Boşluğun içinde kalmış gibiydim

Bir süre sonra alışıyorsun fakat o eksiklik hep içinde kalıyor...
Vader köpek konusunda aynı fikirdeyim.
Kedi köpek kadar bağ oluşturmuyor insanda.
Eğer köpeğim ölmüş olsaydı çok daha kötü olurdum. enkyy birebir aynı dostum.
3 yıl önce sahiplenmiştik bir aileden bakamıyorlardı.
Ararlardı hep nasıl durumu diye.
1 yıl sonra aramayı bıraktılar. Umarım tekrar aramazlar.
enkyy "evlatlık" değil sahiplendin. hayvanlar evlaklık edinemez hiç bir zaman bir hayvanı evlat olarak sevemezsiniz cocuğunuz olunca anlarsınız.

100 milyon nufuslu Türkiye'de topu topu sadece 4654 aile var yetimhanelerden evlat edinmiş. Bu çok ayrıcalıklı bir olay bu kadar basite indirdiğinizde önemini yitiriyor.

Bunlara dikkat etmekte fayda var.
1. Bölüm de zaten Ateş’in bunların kardeşi olduğu çok bariz belliydi yani
yalnız çok güzel fake yemişim şimdi fark ettim 😒
Sinemada izledim jhonwick in ölmesi gerçekten çok üzdü beni
Gizlenen 2 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Keşke spoiler yazsaydın bütün herşeyin içine ettin
rasso spoiler yazılı zaten
rasso Spoiler işaretli zaten :D
rasso bilemem ama spoiler işaretli attım yorumu belki dalgınlığına gelmiştir
Paradox Sith Warrior paylaştı!
İstanbul, nüfusu milyonlarca olan bir mega köydür.


İstanbul’da yaşayanlar aynı iş imkanını, aynı düzeni başka bir şehirde bulsanız İstanbul’dan gider miydiniz?

Gerçekten seviyor musunuz bu şehri?
Gizlenen 24 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
anasını sikeyim ben böyle şehrin gitsem özlüyorum kalsam nefret ediyorum. Kesin giderim ama ardıma bakarsam namerdim
Gidince özlediğin şey ortamın mı İstanbul’mu? İtalyanoo
Paradox olm soru da sen ortamı sordun istanbul u mu ?
İtalyanoo olm ikisini ölçüp tartınca ortaya yaşanılabilirlik çıkıyo işte sana göre ney
Paradox ya olm sen lordun dediği kadar trabzonlusun valla siktir et kanka manyak olursun
gerçekten seviyorum o şehri
ben ne zaman istanbuldan gitsem çok özlüyorum ama bir süre sonra da çok boğuyor, bu şehirle toxic bir ilişikimiz var. kısacası İstanbul bir bok çukurudur diyebiliriz.
Bu kadar çok insanın olduğu yerde, sakin bir yere gidip kafa dinleyeyim dediğin yerin çok zor bulunması. Denizi, ya da yeşilliği fazla bulamadığın, bulduğun yeşilliğe bi sandalye koyduğunda tanımadığın insanlarla aranda 1 metre bile olmaması. Her şeyde sıra beklemen. Otobüste, metroda insanların gün yorgunluğundan mı, her türlü insanın olmasından mı bitmişlikten mi bilinmez ruhsuz, soğuk değişik olması…

Ben böyle düşünüyorum ve diyorum ki bu şehri seven insanlar neyini seviyor?

Bence tarihi çok seviyorsanız bu şehri de sevebilirsiniz, bir de boğazı gerçekten çok güzel onun dışında şehirde imkanın, çeşitliliğin olması, istihdam vs. bunlar beni bağlayan sebepler olmaz şehire. O yüzden derim ki aynı işi başka şehirde bulma imkanı verilse kimse bu şehirde durmaz.
gidebilsem şimdi giderim , daha az kazansam bile daha ucuz bir şehir olacağını düşünüyorum gideceğim yerin.
Etc1903 Evet. Özellikle kiralar çok absürt İstanbul’da
İstanbulu sevmek için hobileerin sosyal hayatın ve bolca zamanın/imkanın olmalı. Aksi türlü iş-ev-iş-ev yapan biri için kesinlikle cazip değil. Hem maddi olarak külfetli hem de boğucu bir şehir. Gel gör ki her türlü iş imkanı da yine istanbulda.

Öğrenciyken süper bir yer zaman sorunun yok sorumluluklar kısıtlı ama çalışmaya geçtikten sonra günde 2 saat trafiğidir rutine binen şeylerle insanı sorgulatıyor
Paradox şehiri yaşanılmaz kılan ekonomik şartlar bence. İstanbul bir zengine bir de turiste güzel. Güzel olmasını bırak Dünyanın en güzel şehiri derler.

Boğaza yakın "gerçek istanbul" diye tanımlanan yerlerde oturmayan kimse de İstanbullu değil İstanbulun dışında köyünde bir yerlerde oturuyor sadece.

Yani altına 3 odalı bir yat çekip, gününü 5 katlı havuzlu villanda haftasonunun köprüaltında yatta alışverini Nişantaşında ortamını da Bebek sahilde yap bakayım. O zaman bir daha düşün İstanbulda yaşanılıp yaşanılmayacağını.

Diğer şehirlerin ne bir boğazı, nede bu kadar lüks mekanları var. O yüzden zengini gitmek istemez fakiri kaçsam da kurtulsam der.
yns_97 orda yaşayan arkadaşlarıma soruyorum, aynı senin dediğin gibi, ayda bir bi yere gidersek eğleniyoruz yoksa eve geldiğim gibi yatıyorum, erkenden işe gidiyorum, ev-iş-trafik-ev-iş şeklinde. Hele bir de çocuku ailen varsa geçmiş olsun.

uygarkara Evet, şimdi genel olarak dediğin tarz yaşayan insan sayısı az olduğu için bahsetmedim fakat onların her türlü imkanı ve ulaşılabilirliği oluyor İstanbul’da. Fakat dediğin gbi fakiri de kaçsam da kurtulsam der. Eline sağlık, güzel yazmışsın.
Şura sevilmez mi ya. Sabahı ayrı, akşamı ayrı, gecesi ayrı. İstanbul dünyada bence eşi benzeri olmayan bir güzelliğe sahip.
Uygar’ın bahsettiği kişi geldi. Ev boğaz manzaralı olunca güneş ona farklı doğuyor, gariban karanlıkta işe gidip karanlıkta eve dönünce güneşi görmüyor tabii :)
Paradox Hudson river değil mi burası? Yanlışın var.
koşuşturmasından tut, trafik hesabı yaparak bi yere gitmeyi bile seviyorum. tabii hayattan soğuttuğu anlar olsa da artıları eksilerinden fazla olduğundan hala buradayım. sakin bi şehire gittiğimde ilk 10 gün çok güzelmiş buraya taşınıcam mooduna girsem de 15. gün istanbul taşını toprağını özledim diyerekten bilet bakmaya başlıyorum:( emeklilik hayalim bile adalara yerleşmek mesela. hem istanbuldasın hem değilsin.
uygarkara ahaha onu bilmem ama sözüm vaderaydı :)
veronica sakin şehirden İstanbul’a gidenin ilk sorunu zaten trafik hesabı yaparak bir yere gitmek. Burdan buraya metro var, ordan çık karşıya geçmek için iskeleye geçeceksin ama son vapur ne zaman hadi geçtin iett ile hangi güzergahtan gidecem, ordan eve geçebilir miyim derken ömrümüzü yiyor. Ha bir de yapacağım bir aktivitede insanlar ile göt göte olmak rahatsız edici oluyor. Yukarıds verdiğim örnekteki gibi, sahile gideyim ya da bi sandalye masa alıp oturayım diyorsun, bi yeşillik buluyorsun, bi bakmışsın dibinde tanımadığın insanlar. Çünkü yer yok.. O yüzden bana da mesela bizim burası cennet geliyor. Tek kötü yanı iş ve ulaşılabilir hizmet ayağı bulamamak.

Sana göre artıları ne, eksileri ne marmara ünili?
Bu şehri gerçekten çok seviyorum. Çıkıp dolaşmayı, boğazı, mimarisini, canlılığını, tarihi havasını. Gerçekten çok seviyorum.
burada adaptaston devreye giriyor. doğma büyüme istanbul’luyum benim için normali bu gibi geliyor. Ankara’ya ilk gittiğimde aktarma diye bi kültürün olmaması ve adamların yarım saat uzaklığa yol çok diye söylenmelerini aşırı garipsemiştim.

artıları, kozmopolit yapısı bi defa, türkiye’de bu kadar çeşitli insanı aynı anda başka bir şehirde bulmak imkansız bana kalırsa. senelerce başka ülkelere başkentlik yaptığından turistik mimarisini de çok seviyorum, gezmeye kalksan mümkün değil bir günde bitmez ama biz Sümela hariç Trabzon’u bir günde bitirip “Tamam da bu kadar mıydı gerçekten?” diye söylenmeye başlamıştık. dinlenmek istesen git Adalar’da yap pikniğini. İnan bana kimsenin olmadığı çok yer var. eğer biraz hakimsen gizli saklı yerlerinde zaten kimse yok. Adasına bağlı olarak da yol 45dk ile 2.30 saat olarak değişiyor ama vapur yolculuğu olduğundan onun bile keyifi ayrı. bi de bugun tiyatroya sinemaya gideceğim desen şak 3km mesafede 20 yer bulursun, baledir müzikaldir hatta operadır bu tarz işler bile maddi durumun yeterliyse aynı gün içinde plan yapıp gidebileceğin kadar yaygın. istanbul’da parası olan adam hakikaten sıkılmaz. buna da non-istanbul’lular ama istanbul çok pahalı diyor da, ömrümde başka şehirde yaşamadım ki yine adaptasyon giriyor devreye bana bu normal geliyor. :)

Eksileri, kalabalığı.. dediğin gibi metrobüs yolculukları illallah ettiriyor milletle akraba olabiliyorsun. yine kozmopolit yapısından dolayı kimin ne çıkacağını bilemezsin senelerdir aynı mahallede oturmuyorsan köy yerleri gibi sabah günaydınlar tanımadığın birine baş selamı falan imkansız. aşırı bireyselleşti herkes. kolay kolay kimse komşusunu tanımaz, insanlar duyarsız. üst katında biri doğalgazını ödeyemediğinden kapanmış olsa mümkün değil haberin olmaz. köylerdeki ya da küçük şehirlerdeki komün hayatını çok severim ben. burada onun zerresini bulamazsın Paradox
veronica son paragrafı tebessüm ederek okudum çünkü içimden geçenleri yazmışsın ben de öyle düşünüyorum ki açık bir şekilde öyle de zaten.

Sana yakın mesafelerde istediğini bulabilmen mükemmel bir şey dediğin gibi. Mimarisi derken evet mimari yapılar var ama bunu şehirle bütünleştiremeyiz. O yüzden katılmıyorum sana emirxmartinez çünkü bu şehrin bütününe bakınca mimari hiç bir nane göremiyorsun.

Boğazda, denizin üstünde turlamak çok güzel bence. Dön buraya, burada da her şey denizde bitiyor çok yaygın. Bir boğaz havasını vermiyor sana ama sükuneti hissediyorsun veronica ve bir ara İstanbul'da korunan bir park vardı, ormanlık bir alan, piknik yapabileceğin ve baya büyük. Orda kalabalıktan uzaklaşıp sakin yerler bulabiliyorsun dediğin gibi ama belediye tuvalet koymuş akbille geçiliyor görünce bu ne ahahah dedim, abi ormanın içindeyim sal beni. Dön Trabzon'a mesela, yaylalara çıkan yollar 20dk'ya kadar iniyor. Capcanlı bir doğa, sis, çam ağaçlarından sakız topla mesela... :) Tabii latife yapıyorum ama oradaki insanların hayatı yaşamadıklarını düşünüyorum ömür geçmez öyle diyerekten eğer çok parası yoksa tabii dediğin gibi.

Bir de şunu ekleyerek bitirmek istiyorum. Biraz şehir savunuculuğu olacak ama bahsi geçti diye söylüyorum. Trabzon internetten nereleri gezeriz diye arattığında karşına çıkan yerler kadar bir yer değil, gezilecek görülecek çok yeri var ve 1 günde asla bitmez. allahdiyenmakarna geçenlerde buradaydı, buraları beğenmiş ve vaktimiz olsaydı keşke dediğini hatırlıyorum. Her şehir için geçerli bu bence. Örneğin Erzincan olsa da Manisa olsa da bir günde bitiremezsin gezmeyi. Ben biraz şeyciyim veronica, en popülerlerden uzak, bilinmedikleri seven... :)
Vader Eskilerden demek :) Ben de şöyle bırakayım o zaman ek'e; https://open.spotify.com/track/5S0...zUSrYmpgSs
Gelirdim aynı arkadaşlar, aynı mekanlar olsaydı.
İtalyanoo baba şehrin niye anasına küfür ediyon tıhh allah allah
Yukarı