1.) Boğazdaki toprak suçun sanık ifadesindeki gibi işlenmediğini gösteriyor, bu kesin. Doktor bir anlık bir suskunluk yaşayıp, durumu muhakeme ediyor ve bilinçli olarak örtbas ediyor. Bunun nedeniyle ilgili farklı yorumlar var ama benim fikrim: Maktulün karısının da olaya karışmış olma, hatta belki de cinayeti kadının işlemiş, ve sevgilisinin kadını savunmak için suçu üstlenmiş olma ihtimalini düşünüp. Kadına veya (büyük ihtimalle) daha yeni babasını kaybetmiş çocuğa acıdığı için olayı örtbas ediyor. Zaten sonra yüzüne maktulun kanı sıçrıyor, yani sembolik olarak cinayetin bir parçası (işbirlikçisi) oluyor.
2.) Evet savcının karısı. Zaten savcı ağzından kaçırıyor “Karım… Kadınlar bazen çok acımasız olabiliyor doktor yahu, çok.” diyor. Bu cümle aynı zamanda (savcı böyle kastetmese de) ölen adamın karısının acımasızlığına da gönderme yapıyor.
3. ) Bence de haberi vardı.
Benim kafama takılan ise savcının yüzündeki gece kanayıp, sabah kaybolan yaralar. Bir yorum okudum ama aklıma yatmadı açıkçası.