Sign in
Login

DrEnesimo

Enes Sedat Uluçam
High Admiral
İstanbul
Aralık 2024
Galaksinin en iyi doktoru.
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Bağlantıları
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
365 / 377
Filmler
T. Süre
7sa 51dk
T. Film
3 / 7
 
Cevapladığı yorumlar
denizcinar Youngling » Sosyal » Genel
Arkadaşlar size bir sorum olcaktı, ünide okuduğunuz bölümde 1. sınıfsınız ve ilk senenizde sınıfta kaldınız. Aileniz biraz baskıcı olduğundan korktunuz ve bir süre sakladınız, sonrasında söylediniz ama psikolojik olarak sizi yıpratacak bir tepkiyle karşılaştınız ve ailenizi utandırdığınız için çok pişman oldunuz. Sonraki sene için ailenize söz verdiniz kalmayacağınıza hatta finalsiz ve bütsüz geçeceğinize dair, aileniz de size güvendi ve sizi kendi halinize bıraktı, herhangi bir baskı kurmadı. Ve siz tekrar senenizin sonunda tekrardan sınıfta kaldınız. Aileniz ise henüz öğrenmedi. Napardınız?
Gizlenen 32 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Bazı insanları kötü bir travmaya yada intihara kadar sürükleyebilir belki ama sonunda ölüm yok, iş hayatına atılırım çalışmaya başlarım, zaten iş hayatı sayesinde bri çok şey öğrenebiliyoruz, TR'de biraz zor ama azda olsa fırsatlar çıkabiliyor.

En kötü dosdoğru askere :D
ilkerozalp abi altıma sıçmak daha mantıklı geldi
bence eğer kendin bu kalma problemiyle yüzleşip çözebiliyorsan söylememek mantıklı. çünkü ailenden çok bu durumun sana zararı var sonuçta 2 yıl gecikecek mezuniyetin.
Yıl olarak hertürlü uzadıysa yapabileceğim birşey olmazdı, uzayan yıllarımda iş arayarak geçireceğim vakti düşünür ve oradaki eksiğimi kapatmaya odaklanırdım ve aileme yalan söylemeden konuyu değiştirirerek oyalardım, uzayan yıllarımda da mümkün olduğunca az ders kalacak şekilde üstten ve yazın ders alırdım, son uzayan yıllarımda da bolca staj + kulüp + sertifika + program konularına odaklanırdım.

zaten gereksiz tartışmalara girmeye gerek yok senin hayatın uzamış oldu, en kötü ihtimal uzayan yıllarında çalışarak kendi kendine geçinmeye çalışacağını söyleyerek ufak bi sabır ve destek istersin, aynısını yaşayan birsürü arkadaşım var, herkesin yolu farklı birisi 4 senede mezun olup 2 sene iş arıyor birisi 8 senede bitirip kalifiye bir işte çalışıyor direkt
Eğer bir arkadaşının sıkıntısıysa bu. Arkadaşına ileriye dönük mesleklerden birine atılmasını önerebilirim. Tesisatçı olsun, Marangoz olsun, Oto elektrikçi olsun. Herkes okuyacak diye bir şey yok. Ki bu tarz işlere girerse de okuyan çoğu kitleden fazla maaş alacağına eminim.
denizcinar Haha aileden aileye değişir bu durum ama tabiki size veya bize verilen fırsatı hunharca harcayıp çöpe atarsak tabiki soğuk terler akabilir
ahguloglu çok iyi özetleme, tek gidecek şey boşa geçmiş bir zaman
ahguloglu bunu ben nerden bilebilirim? Tıp okuyorsa diyeceğim bir şey yok. Çemçük üniversitesi ıvır zıvır bölümlerinden biriyse diye söyledim ben onları.
Falcon34 ya abi ben utancimdan olay bi arkadasin basina gelmis gibisine bagliyacaktim da ne yazik ki olay benim basimdan geciyor. Tıp okuyorum, alttan ders almak diye bir şey yok, çan yok, ort yetmiyorsa büt, bütten geçemezsen direkt sınıf tekrarı

ahguloglu abi cidden aşırı gevşek ve gamsız birisi olmamdan kaynaklanıyor kendi geleceğim veya kaybolan yıllardan ziyade bu hayatta kendimden bile fazla değer verdiğim annem ve babam üzülmesin, mahçup olmasınlar istiyorum. Söylemezsem de yalan yalanı doğuracak ve mental olarak üstüme çok yük binecekmiş gibi hissediyorum.

nirnaeth iş arama ve staj derdim pek olmayacak tıp okuduğumdan dolayı, ama şimdiden 8 seneye uzadı bile. Bir de mezun senemde yerleştim 9 sene oluyor.
denizcinar hadi ya. Sonuçta ailen okuduğun bölümün zorluğunun farkındadır. Evet canını sıkabilirler ama yanında da dururlar. Şunu da unutma Tıp kazanmak kolay bir şey değil zoru başarmışsın. bu tarz şeylerinde üstesinden gelirsin. O potansiyelini kaybetme yeter. ileriye dönük yapacağın güzel şeyleri düşün. Motivasyonunu kaybetme.
Ben olsam aileden ziyade okudugum bolumu tekrar degerlendirirdim cidden yapabilecek miyim veya istiyor muyum diye,

tıpta 1. Sınıfı 2 kez kalmak ya o bolumu istemedigimi gosterir ya yapamadigimi ya da uni ortamina tam alisamadigimi. Eger ki yapamadigim icinse bolumu birakirdim ya da yapasıya kadar aglaya aglaya cabalardim ozellikle tıp gibi bir bölümde daha cok zor seneler var devamında. Yine bolumu istemedigim icinse baska bolumleri dusunurdum, ama eger ki uniye alisamadigim icinse ve bolumu seviyorsam ailemi umursamamaya calisirdim hele ki iyi bi bolum kazanmissam yani onlara ne birakin gerisine ben ayak uydurmaya calisayim, insanim sonucta her seyi kusursuz halledemem.

Kendinden bahsediyorsan cidden seviyorsan birakmamalisin bence ama hatirladigim kadariyla ne yazmak istedigini bilmiyordun simdi en azindan tıpa karşı biraz da olsa bilgi birikimin var devam edip etmemek sana kalmış, bölümü değişsende değişmesende okuyan sensin, seni evlatliktan atmayacaklarina göre kızmalarına katlanıp ona göre bir yol çiz derim. Ya da hic söylemeyip son sene söylersin, senin psikolojinden önemli degil, ailemizde bizimle her seyi paylasmiyor (doğru bi yol demiyorum ama yapacak bir sey yok yani) ama bi sekilde öğrenirlerse cok guvenleri kırılabilir ondan ytd.

Ben sevmedigim bir bolumu okuyorum sirf ailem dedi diye, yine mezuna kalmamak icin yazdim bolumumu. Ama suan cok pismanim, keske mezuna kalsaydım ve keske ailelerimiz bu kadar baskıcı olmasaydi ama ben hak eden biriyim.. benimde tam belli degil ama okulum uzayacak gibi bunu babamla konustum sonuc aglamam oldu cok laf yedim.. yine de hala evlatlarıyım (diye dusunuyom)

Ve şunu da eklemek istiyorum, üzülmekte korkmakta her şeyde haklısın ama başarılı biri olduğunu ve bunlarında üstesinden gelebileceğini unutma, yav o kadar derece yapmis adamsın, buraya kadar gelebilmişsin, kendin için ne seçersen en doğrusu odur sen milleti aileni takmamaya çalış.
Bigfrizzyhead Katılıyorum tıpta en fazla sınıfta kalmalar ilk iki senede oluyor.

Tıp okumak kazanmaktan daha zor. Bunun temel bilimleri sonra stajı, intörnlüğü, pratisyenliği, uzmanlık düşünürsen TUS'u vs vs. say say bitmiyor. Sürekli okumak var yani işin ucunda. Bir noktada hayatının bir parçası olması gerekiyor işini severek ve isteyerek yapacaksan. Bence bir kendini sorgula gerçekten doktor olmak istiyor musun? Sadece parası için çekilecek çile kesinlikle değil. Eğer isteyerek okumuyorsan diğer seneler de kayıp olacak senin için. Daha da uğraşacağına farklı bir kariyer planı çizmen daha sağlıklı olur bence.

İlla da okumak istiyorsan da dersler ve sınavlar hayatının bir parçası olmalı. Sürekli ders çalışmak gerek demiyorum ama ister istemez büyük bir bölümünü kaplayacak. Bunu psikolojik olarak kabullenmen ve ona göre alışkanlıklarını yeniden belirlemen gerekiyor.

Hayat senin hayatın. Bu noktada ne istediğine karar vermen gerekiyor. Ailenin ne istediğinden daha önemlisi senin ne istediğin
denizcinar bu durumda ben olsam bu sene başka bölüme geçmeye çalışırdım o halde.
söyle ya 2. si ilkinden daha kolay oluyo. 4.senem 2. sınıfı hala tam bitiremedim çift dikiş gidiyoz bi şekil

edit: threadi okudum, ben de 2 sene tıp okuyup bırakıp elektrik elektroniğe geçmiştim.
Bir arkadaşım da 1. sınıfta iki sene sınıfta kalmış, üçüncü senesinde geçmişti. Sonra tekrar sınıfta kalmadı ve bu sene bitiriyor. Tıp için konuşmak gerekirse en zorunun 1. sınıf olduğunu çok duydum. Psikolojik olarak yıpranmış olduğunu tahmin edebiliyorum, fakat umarım vazgeçmezsin.
abicim tıp'ın zorluğunu bilmesem de sene kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. ben de 3 yıl bir bölümde okuyup, bırakıp yatay geçişle başka bir bölüme geçip çok başarılı olmuştum.
eğer kalmandaki konu bölümü sevmemense bunu ailene açıklayıp bölüm değştirebilirsin, zira tıp kazanacak kadar yüksek bir yks puanın varsa başka güzel bölümlere de geçebilirsin (merkezi yatay geçiş)
bölümü seviyor ama zorlanıyorsan da yapacağın tek şey oturup eşşek gibi çalışmak çünkü bu ülkede başka bir şansımız yok maalesef...
Tıp okuyorsun. Benzer bir durum hiç yaşamadım ne üniversitede ne de aile olarak. Verebileceğim tek tavsiye kendine güven, moralini psikolojini yüksek tut ve karalarını öyle ver. Yaptığın şeylerin öyle ya da böyle iyi ve kötü sonuçları olacak. Söylediğin gibi psikolojik olarak yıpranmışsın. En doğru şey bir psikoloğa tanışmak. Genelde böyle konularda çok tecrübeli oluyorlar.
tek bir cevabı var: söyle kuzen öyle ya da böyle öğreniyorlar
Türkiye gibi bir yerde üniversitede sınıf tekrarı yapabilmek büyük başarı der kendimle gurur duyardım.

3 tane nöron varsa veriyorsun dersleri zaten.
Bu sorumsuzlukla okumasın daha iyi
zart üniversitesi zort bölümü öğrencisi konuştu egermax
Bigfrizzyhead gerçekten teşekkür ederim yorumun için, dert ortağı sayılırız. Ben geçen sene, yani ilk senemde gerçekten çok fazla sıkıntı yaşadım; ilk defa tek başıma ailemden uzaklaştım, (arkadaşlarımda veya akrabalarda kalmama bile pek müsade edilmediğinden çok yadırgadım bu durumu), küçük bir şehirden görece büyük ve karmaşık bir şehirde yaşamaya başladım, ilk 2 ay bana çıkan yurdun inşaatı bitmediğinden dolayı bana izmirde akraban varsa seni alamayız yer yok başkalarının hakkına girme dediklerinden İzmir merkeze 2.5-3 saat uzaklıkta bulunan amcamın yanından gidip gelmek zorunda kaldım okula ve 2 ay boyunca ilk derslere hiç giremedim, liseden kavgalı olduğum iki çocukla aynı sınıfa düşmüştük ve bu yüzden tanışma etkinliklerine gidip sosyalleşemedim hiç arkadaşım yoktu yani, yurt inşaası bitti ama hali hazırda yurt zaten okuluma çok uzaktı ve yurdumda sınıfımda olan herkes daha yurt inşa halindeyken nakil alıp üniye yakın yurtlara geçtiğinden yurtta tek Ege tıp öğrencisi ben kalmıştım sonradan nakil verdim ama çıkmadı, sonrasında kavgalı olduğumu söylediğim çocuklardan birine küfür ve hakaretten dava açtım ailemden gizli, maddi imkanım pek olmadığından finansör de bulamayacağımdan işe girmek zorunda kaldım ve birkaç ay bir otelde çalıştım. Ve nice problem nice bahane...

İlk senem böyle geçti hiç uyum sağlayamadım. Senenin ortasından belliydi sınıf tekrarına kalacağım ama ben aileme yaza kadar söylemedim. Sert bir tepki aldım. Beni elazığdaki üniye yatay geçiş yapmaya ikna etmeye falan çalıştılar ben zar zor ikna ettim onları. Bu sene çok başarılı olacağımın sözünü verdim. Ama planladığım gibi olmadı, geçen sene adam akıllı hiç ders çalışamadığımdan ve çok fazla ders kaçırdığımdan ilk senemmiş gibi başladım zaten okula. Öğrendiğim 2-3 bilgi de uçup gitmişti otelde çalıştığım dönem. Hatta 0'dan değil eksilerden başladım çünkü uzun zamandır ders çalışmamış biri olduğumdan ders çalışmayı bile unutmuştum okuduğumu anlayamıyor ve öğrendiklerimi çok çabuk unutuyordum. Sonuç olarak geçen seneyle aynısı oldu ve verdiğim sözlerin hiçbirini tutamadım.

Tercih yapacağım dönem özellikle istediğim bir bölüm yoktu, pek idealist biri değildim adam akıllı kendime koyduğum hedefler yoktu yani ama en azından matematik ve fizikle daha haşır neşir olabileceğim bir bölüm okumak istiyordum, herhangi bir mühendislik olabilirdi mesela. Puanım da çoğu güzl üninin güzel bölümlerine yetiyordu ama ailem çok istediğinden dolayı tıp yazdım, keşke yazmasaydım diyeceğim şekilde bir pişmanlığım yok çünkü özel olarak heves ettiğim bir bölüm yoktu ama gerçekten okurken zevk alamıyorum çünkü başarabildiğimi hissetmiyorum. Bölümümü değiştirmek benim için pek mümkün olmadığından seneye belki profesyonel destek eşliğinde bir sene daha denemeliyim bilmiyorum. Şuan için tek üzüntüm kaybettiğim seneler ve ailemle yaşayacağım problemler. Tekrardan teşekkür ederim umarım sen de mutlu bir şekilde istediğin hayatı özgürce yaşarsın.

Zerpil teşekkür ederim, bölümü sevmeye çalışıyorum gerçekten ama yukarıda dediğim gibi bir türlü alışamadım hem okula hem üni hayatına. Seneye bir daha dişimi sıkıp bölümümle bütünleşmeye çalışmaktan başka şansım yok gibi.

nirnaeth Kureysli_Klon_Taciri PortRoyale Erwin_Rommel STARTIRREK_Erkin armancdgr yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

egermax ups, nedenini anlamasam da fazla ofansif ama teşekkür ederim
denizcinar bölümle alakalı takıldığın zorlandığın zaman yazabilirsin. Hocalara göre branşların zorluğu değişiyor elbet ama tıpçıyı en iyi tıpçı anlar 🥲 En azından hangi dersin nasıl daha anlaşılır öğrenildiğini söyleyebilirim kendi deneyimimden öğrendiğim kadarıyla.
Zerpil müthiş olur çok teşekkür ederim
denizcinar bende geçen sene yurt ortamıdır okuldur hiç uyum sağlayamadığımı düşünüp bu sene yatay geçiş yapmıştım, geçen sene bulunduğum şehirde önceden tanışık olduğum 1 tane bile arkadaşım yoktu akrabam tanıdığım yoktu. Sorun olmaz sanmıştım ama sonradan çok yokluğunu çekmeye başladım, başka şehirdeki kuzenim arkadaşlarım yorulunca yurttan bıkınca direkt akrabalarına arkadaşlarına kalmaya geçiyordu, bunları duydukça üzülüyordum, niye bilmiyorum tanıdık biri görmenin hasreti vardı üstümde, ilerleyen zamanlarda liseden üst sınıfta olan birini gördüm okulumda ve mutluluktan ağladım. Sonra 2 tane çok iyi yakın arkadaş edindim, onlar da ailelerini özlüyordu ondan yatay geçiş yapmayı düşünüyorlardı, ben düşünmüyordum, sonuç olarak onlar yapamadı ben yaptım. Çünkü onlar gidince yine arkadaş edinmem gerekecekti, şehirde önemsediğim bir şey yoktu, kendi evime dönüp orda edineyim dedim. Şimdi yine pişmanım 😀 yani kendi odam var mahremiyet var kedimle annemlerle beraberim bu gercekten mükemmel bir şey ama bazen psikolojim burda da kaldıramıyor kavga ediyoruz tartışıyoruz, bunlar yine bir şekilde geçiyor. Arkadaş burda da edinirim dedim ama şöyle bir durumu unutmuşum, 2. Sınıfım, buradakiler için yabancıyım ve herkes arkadaş olmuş samimileşmiş. Geldiğimde o kadar yadırgadım ki, her gün okuldan gelince ağlıyordum, ilk dönem çok zorlandım derslerin yarısından kaldım. Aileme de demedim, tahmin etmişlerdir, soruyolardı ben napcaksınız diyordum. Ama devam ediceksem bir şekilde geçerim yani geçmek zorundayım, bunu ekstra kendime dert edinmeme gerek yok. Şimdi birkaç arkadaşım var yine ama hala tam alışmış değilim, sevmediğim bir şey okumanın etkisi de çok fazla, okulu bırakmak istiyorum ilk fırsatta.

Senin şöyle bir avantajın var, bu olaya cidden üzülerek bakma gerçekten diyorum. Normal başlaman gereken dönem başlayamamışsın, hem sevmediğin birileri varmış onun yüzünden sosyalleşememişsin bile. Bu sene de yine geçen senenin etkisini taşımışsın zaten psikolojinde iyi değilmiş. Ama kaybettiğin senelere üzülmemelisin, o sevmediğin kişiyle aynı dönemde okusaydın, üniversite hayatın belki de hiç oluşmazdı. Dışlanırdın, kendini insanlardan dışlardın. Bu sene yine bir başlangıç yapma hakkın var, gelen herkes yabancı olacak ama senin bi deneyimin olmuş olucak, ondan o yabancılığı çekmeyip çok rahat bi şekilde sosyalleşebileceksin, derslerde de artık 0 olmayacaksın çok daha iyi bir şekilde pekiştirirsin. Ama bir yerde işe başlama hatasını sakın yapma, tıp okuyorsun, boş zamanınız nerdeyse hiç yok Zerpil in dediği gibi çevremden gördüğümü diyorum sürekli olmasa da baya ders çalışma modunda olmalısın. Bi yerde çalışırsan ipler yine elinden gider. Ailenle seneye başarılı bir şekilde 1. Sınıf bitince konus bence, tekrar yapacağını deme çünkü yine yatay geçiş yapmanı isterler bununda kendi evinde yaşamaktan başka güzel bir yanı yok gercekten. Ve söylersen onların istediğini yapmazsan aranız yine limoni olacak üstüne yaz tatiline giriyoruz, yanlarına gideceksin kafa dinlemek yerine sürekli bi kavga sürekli bi tartışma halinde olursunuz.

Benim bir başka pişmanlığımda bulunduğum şehri gezmemiş olmam, hep sonra gezerim diye erteledim. İzmir okunacak şehir değil bence dediğin gibi yurt sıkıntısı var, tüm tanıdıklarım bu sorundan muzdaripti. Ama şehir olarak çok güzel, git gez, bunalınca sahile git otur izle o bile yeter yani.

Biz senin halledebileceğine inanıyoruz, bence halledebilirsin, çok güzel bi başlangıç hakkı, güzel yanlarını görmeye çalış ve bunun için çabala.
Tıbbın liseden itibaren normal örgün eğitimden ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Neden sayısal kategori altında olduğu tartışmaya bence açık bir konu.

Tamamen ezbere daha sonra pratiğe dayanı bir meslek grubunu sayısalın altında sınıflandırmak hatalı gibi geliyor. Matematik biliyor diye TIP fakültesinde başarılı olacak diye bir kaide yok. Sosyal bölümlerin daha yatkın olduğunu düşünüyorum.

Sayısal zeka öyle oturup saatlerce ezber yapacak bir zeka altyapısından oluşmuyor. Sayısal zeka daha çok ders bile çalışmayan, ezberden uzak ve pratik kişilerin öncülüğünü çektiği bir kategori.

Bu adamlar tıp fakültesine girdiğinde dev gibi kitaplar, uykusuz ezber geceleri, komiteler, vsler ile karşılaştıklarında alışık olmadıkları bir yaşam koşuluna bağlanırken doğal olarak zorlanıyorlar.

Daha başarılı doktorlar için liseen itibaren tıp ayrılmalı ezbere dayalı bilgi içeren konular lisede verilmeli ve universite zamanında pratiğe geçmeliler. Böylelikle "Prime dönem" denilen zaman dilimlerinde 10 kat daha iyi cerrah olma şansları olmuş olacaktır.

Düşünsenize iyi bir futbolcu olacak cocuğu 25 yaşına kadar futbol nedir kitabı ezberletmek için zorluyorsunuz ve yeşil sahaya 25 yaşında inmesine izin veriyorsunuz. Oysaki bir futbolcunun altın çağı 18-24 arasıdır.

İyi bir beyin cerrahı olmak için ise en önemli etken titremeyen ellere sahip olmanız gerekir. 30 da uzmanlığından mezun olmuş kasları bile katabolik döneme girmiş insandan kaç tane muhteşem cerrah yaratabilirsin? Tam gençliğinde başlamış olsa elleri gelişiyorken titreme sorunu falan yokken başlamış olsa bence dunyanın en iyi cerrahlarını Türkiye üretiyor olabilirdi. (Ki zaten çoğu cerrah türkiyeden çıkmadır)

TIP kategorisinde iyiyiz ama çok daha iyi olabilirdik. Bari sadece şu kategoriyi ayırıp kurtarsalarda en azından cerrah üretimi konusunda bari iyiyiz diyebilsek.
Vader Lordum Tıp eğitiminin temel amacı başarılı Uzm. Dr/Op. Dr. yetiştirmek değildir. Tıp eğitiminin temel amacı başarılı pratisyen hekim yetiştirmektir. Tıp fakültesinin içinde gösterilenleri anlayacak bir zeka seviyesinin de lisede oluşmadığına kaniyim. Gerçekten o bağlantısallığı anlamak için de sayısal bir zeka gerekiyor. Keza lise çağındaki bir çocuk insan bedeni ve canı gibi kutsal bir konsepti anlayabilecek bir etik düzeye de zor erişiyor. Kaldı ki üniversite çağında bile bunu düzgün anlayamayan hekim sayısı artmaya başladı. Tıp eğitiminin son ayında olan bir hekim olarak söyleyebilirim ki, Tıp büyük oranda sahada öğrenilse bile ilk önce masa başında kitaptan öğreniliyor. Sürekli makale ve text book okumayan da hiçbir başarılı hekim tanımadım tüm tıp serüvenim boyunca.
Bigfrizzyhead çok teşekkür ediyorum gerçekten içime huzur doldu yazdıklarını okuduktan sonra, stresim azaldı. Ailemle yüzleşip yüzleşmeme konusunda hala kararsızım, onun dışında söylediğin her şey çok rahatlattı beni. Umarım sen de istediğin öğrencilik hayatını yaşarsın ve hep başarılı olursun. Gelişmeleri seninle paylaşıcam.

Vader lordum gerçekten çok haklısın, diğer arkadaşlar nasıl bu kadar kolay adapte oldular bu safi ezber işine bilmiyorum ama bende hiç yok ezberle öğrenme becerisi. Ama seneye bu işi çözeceğime inanıyorum. Ben sizin öngördüğünüzden bile geç yaşta mezun olup uzmanlığa atılacam ne yazıkki
Erwin_Rommel dikkate değer biri olduğunuzu düşünmüyorum.
denizcinar ofansif ama yerinde. tıp fakültesinin zorluğunu da biliyorum. anatomisini topografik anatomisini cerrahisini intörnlüğünü... ilgi alanın olmayan o kadar dersten alnının akıyla çıkıp bu fakülteye yani kendi branşına geldin. aslında özgür olacağın yerdesin. bu sana özgüven ve heyecan aşılamalı.
tıp ezber de değildir. 2 musculus ligament adı öğrenmek ezber değildir. çok yönlü analitik düşünme yeteneği gerektiren bir meslektir. ezber olsaydı ne hipokrat "hastalık yoktur hasta vardır" derdi ne de yıllarca dirsek çürütülürdü. herkes katalogdan hastalık öğrenir karşısında yazan ilacı alırdı chatgpt olayına girmiyorum bile.
egermax şahsen ben burada fikrini belirten herkes gibi sizin de dikkate değer birisi olduğunuzu düşündüğümden gerçekten nerden ve nasıl bu kanıya vardığınızı merak ediyorum. İlk 3 sene temel bilimler görüyoruz ve analitik düşünme yeteneğinin biyofizik, biyoistatistik tarzı ağırlı pek fazla olmayan dersler haricinde kullanıldığını pek sanmıyorum. Şahsen analitik düşünme yeteneğime güvenen biri olarak geçtiğimiz iki sene boyunca kullandığımı pek hatırlamıyorum.

Sınıfta kalmamın (iki sene boyunca) sorumluluğunun tamamen bana ait olması, benim başarısızlığım olması konusunda size katılıyorum. Bahanelere sığınmamam gerekir haklısınız. Ama keşke fikirlerinizi böylesine ofansif belirtirken biraz kim olduğunuzdan ve bu bilgilere nerden vakıf olduğunuzdan bahsetseydiniz, belki biraz da tavsiye verseydiniz daha sağlıklı bir iletişim kurmuş olurduk. Yine de teşekkür ederim zaman ayırıp yazdığınız için.
DrEnesimo ben kişisel olarak bu şekilde düşünüyorum belki sen haklısın fakat kendi zamanıma ve daha sonra tıp kazanan ogrencilere baktığımda; öncelikle kendi arkadaş çevremden örnek vereyim.

15 - 20 kişiden oluşan bir gruptuk, birbirimiz ile yarışırdık, öss denemelerinde her hafta başka dershanede girerdik sebebi farklı dershanedeki tanımadığımız kişilere karşı geride mi kalacağız yoksa onlarıda baya geride bırakabilecek miyiz diye.

Her girdiğimiz deneme de il genelinde ilk 20 biz olurduk. Ki öss zamanı tr sıralamasında da ilk 75 içerinde bir başarı sağladım. Burdan nereye geleceğim şuraya geleceğim:

Bu grup içerisinde dersleri cok iyi olan ama ne diyeyim bu başarısı pratik zekasından değil de her gün okul çıkışı 3 farklı özel derse gidip akabinde gecelere kadar sürekli test çözen, sürekli tekrar yapan, formülleri ezberleyerek başarı sağlayabilen, ne kadar çok soru çözerse sınavda karşısına benzeri cıkarsa diye yine ezbere bağlı bir calışma sergileyen bir kaç kişi vardı.

Bu kişiler her konuda sayısal olarak bariz bizim gerimizdeydi yani nasıl anlatayım. Hiç karşılaşmadığı bir problem ile karşılaştığında daha önce benzerine çalışmadığı ve görmediği için çözüm üretilme süresi bizim 1x ise onların 10x oluyordu.

Herşeyi sağlaması sağlamasına yapıp geri dönüp tekrar kontrol eden, tekrar kontrol eden, eğer zaman kaldıysa bir kez daha kontrol eden bir yapıları vardı.

Her konuda bu şekildeydi bilardo oynarken bile, satranç oynarken bile. Bu türden tanıdğım hepsi tıp kazandı. Çoğu da hacettepe ingilizce tıp.

Ve kolay uyum sağladılar çünkü alıştıkları şekilde ezber yöntemiyle haşır neşirlerdi.

Yani buradan nereye geleceğim şuraya. TIP fakülteleri emin ol analitik zekası olan kişilerle dolu değil. Zeki olarak nitelendirilen kategoride yer alan ama pratiklikten çok ezber sistemine dayalı calışan insanlarla dolu.

En azından çevremde genelde bu şekilde.
denizcinar benim kim olduğuma göre fikirlerin doğruluğu yanlışlığı belirlenmeyeceği için kim olduğumu anlatmamın lüzumsuz boş ego kasmak olduğunu düşünüyorum. tıpkı dikkate değer bulmadığım şahsın yaftalaması gibi. farz et ki bağcılardan ev hanımıyım veyahut apartman üniversitesi mezunuyum.

başkalarının fikirlerini merak etmeni anlıyorum, gençsin, normal.
ofansif olma sebebim ise ne istediğini bilmiyor tavrın. yol yakın karar vermelisin.

hekimlik analitik zeka gerektirir. tıp eğitimi de sarmal ilerler. temel bilimlerdeki bilgini klinik öncesi + klinikle harmanlayarak kullanmanı gerektiriyor. 3 sene analitik düşünemedin diye 30 yıllık meslek hayatını da mı öyle sanacaksın. fonksiyonel tıp ile ilgilenen hekimlere bak. her birine hayranlık duyuyorum. çünkü fizyoloji, biyokimya bilgisini kullanıp yeri geldiğinde 0 ilaçla tip2 diyabet tedavi ediyorlar. insülin hekimliği değil onlarınki.
tavsiyem 1.si bu bölüm sana göre mi değil mi ona karar ver. hayalin bu muydu?
2.si hayalin bu ise sabırlı ol. hayalim bu ama niye bu kadar kaygılıyım diyorsan da dozunda kaygı o işte başarıyı getirir, çünkü o işi layıkıyla yapma kaygısıdır o. fazlaya kaçmadan.
egermax size ortak alanlarımız hakkında sorular sorup bilgi birikiminizden daha fazla yararlanabilmek için sormuştum kim olduğunuzu. Gerçi yalan olmasın konuşma tarzınızdan dolayı extra merak da etmiştim. Ama yine de tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. Ben sadece ilk 3 sene yani ham öğrencilik için söylemiştim ezber konusunu, tabiki stajlar, internlük ve meslek hayatı için baktığımızda mantık ve problem çözme yeteneği çok daha ön planda oluyor. Tekrardan tavsiyeleriniz için, tecrübelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Vader Yok Lordum bahsettiğiniz şeye katılıyorum aslında. Ben sadece tamamıyla birbirinden bağımsız kısmına bir eleştiri getirmiştim ancak onlar da kendi gözlemlerim tabi ki
MHLS Dark Jedi » Sosyal » Öneriler
Herkese merhaba,
Bundan 5 sene önce İstanbul'da 1 yıl kaldım. Çok fazla gezemedim, şimdi tekrar İstanbul'a yolum düştü. Çok gezme isteği doğuyor içimde. Manzaralı-oturmalık- iç çekmelik , uygun fiyatlı-lezzetli yemek yiyebileceğim yerler, arkadaşlar da geldiğinde şurayı pek bilen olmaz burası çok iyi diyebileceğim, uygun fiyatlı günü birlik kalabileceğim kıyı köşe yerler, bazı yeşil çam filmlerine damga vurmuş yerler, toplumun aha burası dediği yerlerden çok biraz daha rahat ve huzurlu hissedeceğim yer mekan ne varsa tavsiye istiyorum. Önümüz yaz, doya doya gezmek istiyorum, İstanbul'u.

Bunun dışında tek başıma veya 3-5 kişilik hafta sonu yapabileceğimiz uygun lükse kaçmayan aktiviteleri de öneri olarak almak isterim.
yerebatan sarnıcına gitmeni öneririm
Benim İstanbul'da favori semtim Vefa'dır. Vefa'da yürümeni, İstanbul Üniversitesi'nin olduğu tarafları gezip, Vefa Bozacısı'ndan boza ve karşısındaki leblebiciden de leblebi alıp denemeni önerebilirim. Yine tam oradaki Sevda Gazozcusu'ndan da gazoz içmeyi ihmal etme. Ayrıca yine yürüme mesafesinde de Süleymaniye Camii var, oradan İstanbul manzarası da çok güzeldir. Vefa'ya gitmek için de eğer ki Anadolu yakası tarafından geçeceksen Kadıköy'den vapurla Eminönü'ne geçip oradan yürü. Yine Eminönü'ndeki balık dürümcüler de çok lezzetlidir eğer ki balık seviyorsan.
Yukarı