Benden 11 yaş küçük kardeşim var, çiçeği burnunda bir ergen. İnanılmaz bir kuşak çatışması yaşıyoruz kendisiyle. Ben de ergenliğimi onun şu an geçirdiği gibi geçirsem de yaş farkımız o an yaşadığımız hayatlardaki konumlarımızı istemsizce etkiliyor. Bir derdim olsa gidip ona anlatamam, omuzunda ağlayamam ya da başka bir şey. Bu bağı kuramamış olmak dışarıda bir kahve içme işine de engel oluyor çünkü çıkacağız ama, ne paylaşacağız? Hayatına girmeye çalışsam da, o beni büyük ihtimalle kendinden olgun, kendi yaşantısını bana anlatmaya değmez şeyler olarak gördüğünden düzgün bir bağ kuramadık. Ben üniversitedeyken bir dönem boyunca maksimum 2 ya da 3 kere arayıp görüşmüşümdür, evet bir yokluğunu hissetmiyorum kardeşimin ama o kardeşim. Okuldan üzgün dönse biri bir şey dedi bu da altında mı kaldı diye bile endişeleniyorum. Bir kahve içmesem de annemi her aradığımda onu da soruyorum, merak ediyorum, iyi mi mutlu mu kendi hayatını nasıl yaşıyor öğreniyorum. Çok yakınında olmasam da gözüm hep üstünde. Onlar da senin için aynı şeyleri düşünüyorlardır eminim. Kendimizden küçük kardeşimize ihtiyaç duymuyoruz diye onların bize ihtiyacı yok sanma gafletinde bulunmak bizim hatamız, ama paylaşabileceklerimiz az oldukça bu durum için çaba gösterme hevesimiz de azalıyor. Yine de seni bir çay içmekten daha çok önemsediklerine eminim. Sıcak hissettirmez belki ama onların senin için yapabileceği bir şeylere ihtiyaç duyduğunda yanında ilk ve belki de bir tek onlar olacaklardır.