Marc Antony'nin tiradı:
Dostlar, Romalılar, yurttaşlar, dinleyin;
Ben caesar’ı gömmeye geldim, övmeye değil.
İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından,
iyilikleriyse toprağa girer kemikleriyle.
Bırakın, öyle olsun Caesar için de.
Soylu Brutus muhteris dedi Caesar için:
Öyle idiyse, ağır bir suç bu,
ve Caesar bütün ağırlığıyla ödedi suçunu.
Burada Brutus ve ötekilerinin izniyle
(çünkü Brutus şerefli bir insandır,
ötekiler de öyle, hep şerefli insanlardır)
konuşmaya geldim Caesar’ın cenazesinde.
Dostumdu; vefalı ve dürüsttü bana karsı;
ama Brutus muhterisdi diyor:
Brutus şerefli bir insandır.
Caesar nice esirler getirdi Roma’ya,
fidyeleriyle devlet hazineleri doldu:
Bundan ötürü mü muhteris göründü Caesar?
Fakirler ağlayınca gözleri yaşarırdı;
bir muhteris daha katı yürekli olsa gerek,
ama Brutus muhterisdi diyor,
Brutus’sa şerefli bir insandır.
Geçen bayram hepiniz gördünüz,
krallık tacını üç kez sundum ona,
üçünde de almadı. ihtiras denir mi buna?
ama Brutus muhterisdi, diyor;
Brutus’sa şerefli bir insandır, şüphesiz.
Ben Brutus’a karşı konuşmuyorum, hayır;
bildiğim kadarını söylüyorum yalnız.
Hep sevdiniz onu bir zamanlar,
boşuna da değildi, elbet sevginiz;
sonra ne oldu da yanmıyorsunuz ölümüne?
Ey düşünce, yırtıcı hayvanlar arasına kaçmışsın;
insanlar yitirmiş akıllarını... bağışlayın beni;
yüreğim şurada şimdi, Caesar’ın tabutunda:
konuşamam dönünceye kadar bana.