31 ekim 2021 samsung garanti rezaleti 6 mayıs 2022 tarihinde amazon üstünden almış olduğum samsung marka 27 inc oyuncu monitörü 24 ay garantili olmasına rağmen 6 ay geçmeden yaşadığım bölgede oluşan bir elektrik kesintisinde kapanmış ve bir daha açılmamıştır.
kapandığı esnada hafif bir koku ve duman belrmiş ve akabinde geçmiştir. elektriklerin gelmesiyle tekrar tekrar denememe rağmen monitör açılmadı. hemen servisi aradım cok yakınımda (yaklaşık 50 metre uzakta) samsung yetkili servis vardı ama nedense sadece cep telefonları ile ilgileniyormuş orası beni evimden 19.7 km uzaktaki çekmeköyün en ucunda yer alan samsung yetkili servisine gitmem gerektiğini söylediler. kendilerine herhangi bir şekilde kargo servisiniz yok mu evden aldırsanız oraya gitse diye sordum fakat monitörlerin taşınabilir cihazlar olduğunu benim götürmem gerektiğini söylediler. çekmeköydeki yetkili servisin önünden otobos veya minibüs geçecek bir hat yok. önce çekmeköye geçmeliyim, ordan başka bir vesayetle servisin bulunduğu ikametgaha gitmeliyim ve 27'' boyutundaki bu monitör kucağımda yapmam gerekiyor bu olayı. herkesin arabası olmayabilir insanlar nasıl götürcek dediğimde üzgünüm bizim yapaileceğimiz birşey yok cevabını aldım.
tabii duruma sinirlendim arabanın arkasına güelce koydum emniyet kemeri ile sıkıştırdım gittim. 50 dk lik araç ile olan yolculuk sonrası servise ulaştım (cumartesi günüydü ümraniye çekmeköy arası baya trafik vardı) monitörü servise getirdiğimde ekrandaki çatlağın elektrik kesintisinden oluşmayacağını söylediler. bende iddiamı yeniledim elektrik kesintisinden sonra oluştuğunu gözümün önünde gerçekleştiğini belirtitim herhangi bir şekilde monitörün ne içini açtılar ne de iddiamın doğru olup olmayacağını sorgulamak adına monitörü incelemediler. dışından çatlak ekranın fotosunu cekip monitörü de eve görürmemi söylediler. samsung beni arayacakmış ve değişim olup olmayacağını söyleyecekmiş. bu arada nasıl getirdiniz monitörü dedi araçla dedim kullandığım araç 2017 model mercedes c200 amg edition arka koltuğunda kemerle etrafı sarılı bir şekilde getirdiğimi gösterdim belki araçta taşırken çatladığını söyledi hayır dedim öyle olsaydı böyle derdim size olanı söyledim dedim ve oradan ayrıldım.
aradan geçen 15 gün sonra bugün samsung beni aradı ve tamamen kullanıcı hatası olduğunu söyledi o yuzden değişim yapmayacakmış sebebi de çekmeköydeki servis ekranın kırılmasını kullagörsel cııya bağlamış. tekrar durumu anlattım herhangi bir şekilde iddiamı dahi incelemediklerini monitörü açmadıklarını oluşan çatladığın benim yuzumden mi yoksa elektriğe bağlı oluşan bir durumdan mı olduğunu sadece dışarıdan bakarak nasıl anlayabildiklerini söylediğimde yapacak birşeyi olmadığını çekmeköydeki ilgili teknikerin bize ilettiği duruma baktıklarını söylediler.
ve ödemesini yaparsanız tamir edilecektir dediler. ne kadar olduğunu sordum 4.200 tl panel fiyatı dediler. (monitörü ben 3.600 tl ye aldım gerçekten komik duruyor ama tamamen gerçek)
hayatımda ilk defa böyle bir rezillik yaşıyorum.
görsellerdeki monitörde oluşan onlara göre kırık dedikleri hasara bakarsanız kesinlikle dışarıdan bir darbe oluşabilecek bir hasar olmadığını içeriden bir yanma ile oluşacak hasar olduğunu görebilirsiniz.
bundan sonra hiç kimseye de samsung tavsiye etmiyorum.
Benzer bir durumu geçen hafta karcher marka basınçlı yıkama makinesiyle yaşadım. Sadece 3 kere kullandığım cihaz suyu inanılmaz düşük bir basınçla sıkmaya başladı (musluktan gelen sudan daha yavaş). Aldım yetkili servise götürdüm fişinin faturasının kayıp olduğunu ve astarı yüzünü geçmezse cebimden yaptıracağımı söyledim.
2 gün sonra gittim ve incelemeyi tamamladıklarını pompasının yandığını söylediler ve güncel sıfır fiyatının 2 katı bir tamir ücreti çıkardılar. Nasıl yanmış olabileceğini sordum dalga geçer gibi çok kullanmışsındır bu cihazların 10-15 dakikadan fazla kullanılmaması gerektiğini söylediler. Kullanıcı hatası olduğunu ve fişi faturayı getirip garantiden yaptırmak istesem de yapmayacaklarını söylediler.
Çalışanın üslübuna sinirlenip fişi faturasını bulup geri gittim. (60 tl arıza tespit ücreti de ödedim) Aynı çalışan bana sert bir şekilde "Biz sana kullanıcı hatası demedik mi hala neden garantiden yaptırmaya çalışıyorsun ya" dedi. Çalışana ürünün ne kutusunda ne kullanma kılavuzunda 10 dakikadan fazla kullanıma uygun değildir yazmadığını ve bunun kullanıcı hatası olmadığını söyledim ardından eğer kullanıcı hatası ise bunu kanıtlamanın onların yükümlülüğü olduğunu ve bana bir belge vermelerini o belgeyle firmayı hakem heyetine şikayet edeceğimi belirttim.
Aynı teknisyen "Ya sabır sağdan soldan koçtaştan ordan burdan alıp bize getiriyorlar kullanmayı bilmiyorlar, burdan alsan öğretiriz sana kullanmayı" diye söylenmeye başladı. Ulan gerizekalı aynı ürünü internetten de satıyorsun internetten sattığın her ürünü kullanmayı anlatsın siye teknisyen mi gönderiyorsun kuryenin yanında bunun için kullanma kılavuzu diye bişe icat edilmiş dallama.
Alman markası iyidir güzeldir diye kesinlikle Karcher cihazlarını almayın doğrudan markanın kendi servisleri anlattığım şekilde gidin Bosch falan alın kesinlikle tavsiye etmiyorum.
Sözde isim yapmış markalar insanlar yarın diğer gün bir şey olur diye pahalı markayı seçiyor ancak arıza durumu oldu mu dandik bir markadan daha kötüler.
geçmiş olsun benimde en çekindiğim nokta firmaların böyle rezillik yapmaları adlarını duyurana kadar müşteri ilişkilerini iyi tutup adları duyurup insanların kafada markayı ezberletince bozuyorlar samsungun genelde telefonlarıda dandik ghost screen ve pillerde çok sorun çıkıyor
aynı şekilde samsung servislerinde yaşadığım onca sıkıntıdan sonra ben de asla hiçbir ürünlerini almama kararı almıştım. 6-7 senedir bulaşmıyorum tavsiye isteyene de asla bulaşmamasını söylüyorum. telefonun anakartı yanar, götürürsünüz "bunun ekranında çizik var kullanıcı hatası" derler.
Samsung’un hiç bir ürününü Türkiye’de kullanmamak lazım. Servis konusunda çok kötü seçimler yapıyorlar. Ürünün arkasında durmuyorlar. Zor arıza yapsana arıza yapınca direk yenisini al şeklinde çalışıyor. Biz ofise toplu bir şekilde monitör almıştık 4 yıl önce 6 ay sonra bir köy okuluna çalışan 2 taneyi bağışladık. Kalanlarında belki paneli çalışır diye depoda duruyor. Hepsinin sürücüsü sizlere ömür. Ofis elektrik girişinde regulatör var, her makinanın bağlı olduğüüu merkezi bir pus hattı var (önleme) ve servis elektrik arızası dedi her arıza yapan ürüne. Uğraşamadık iade tamir garanti ile. Aslında uğraşmak lazım.
Samsung'un kendi panelini üretmesi dışında bir cazibesi yok gerçekten. Bir de taa Ümraniye'den Çekmeköy'e Çekmeköy'ün de en saçma yerine gitmiş olabileceğini tahmin ediyorum. Ben Sancaktepe tarafından bile Çekmeköy'e giderken beni afakanlar basıyor. Neyse ki Şile yoluna bağlanıp Ümraniye tarafına doğru yöneldiğim zaman içim bir rahatlıyor. Yalnız Vader bey MSI bilgisayarınız(Server da diyebiliriz) efsaneymiş. Umarım güç gerektiren oyunlarda hakkını veriyordur.
kadir_150 oha sen haklıymışsın öylesine amazonayazdım hiç bir beklentim yoktu. 2 sene samsung garantisi olmasına rağmen 2 senede amazon garantisi vardır dedi. ürünün aynısı olmadığından değişim değil ama ücret iade üstünden dvam edelim isterseniz dedim tamam dedim. ve şimdi baktığımda ücret iadesi onaylanıp hesabıma yatmış.
Şaka gibi lan bu amazon. Kadir öpüyorum seni. Cidden çok şaşkınım hiç birşeyi sorgulamadı adamlar. kargo kodu gönderdiler monitörüde biradan göndercem sanırsam son 6 aylıkişlem hacmime baktılar 100k nın üstünde olduğu için bunuda hediye gibi bir olayy aptılar galiba çözemedim.
evet mailde geldi. hani ilk 30 gün koşulsuz cayma hakkını biliyordum ama bu derece müşteri memnuniyeti olabileceğini bilmiyordum.
İki farklı firma ikiside dünya üzerinde global. Birisi Samsung diğeri ise Amazon.
Birisi ilk yüzde yok diğeri dünyanın en zengin 1. (şuan 2.) insanı.
Yani çok para kazanmak için insanların cebindeki 3.600 tl yi çalmanıza gerek yok tam tersi o 3.600 tl nin o cebde sizinle calıştığı sürece güvende olduğunu bilirse alıcı sizi dünyanın en zengin insanı yapar. nokta.
Hani şu olaydan sonra hepsi burada falanda kullanıyorduma ma artık amazndan başka asla kullanmam.
dikkat etseydim yazardım ssler görünce merak ettim. Amazonda 2 yıl amazon garantisi var ben klavye vermiştim öyle. 1 sene kullanılmış klavye. Garanti alamamıştım kullanıcı hatası demişti. Amazona yazmıştım aynı vader olayındaki gibi sorgusuz iade vermişlerdi.
bariz olsa da gözden kaçmasın, amazon satıcılı ürünlerde geçerli 2yıl garantisi, her ne kadar amazonda dış firma satıcılı ürün alınma ihtimali az olsa da. fiyat %10 fazlasına kadar amazondan almayı tercih ediyorum genelde ki fiyatları ya aynı ya da düşük oluyor. hele ki airfryerlar gibi ne zaman neresinde sorun çıkacağı belli olmayan ürünlerde.
Harika, 3 gün önce sipariş ettiğim samsung monitör elime ulaştı, bariz şekilde ghosting var, anında paketledim olduğu gibi iade talebi başlattım ve trendyol paketi açılmış elektronik ürün olduğu için 14 günlük cayma hakkı kapsamına dahil olmadığını, teknik servisle muhattap olup, iadeye uygundur raporu almam gerektiğini söylüyor. Hani benim 14 gün koşulsuz şartsız iade hakkım vardı? Sitelerindeki iade politikasında da kabul etmeyecekleri ürün sınıflarını açıkça beyan etmişler elektronik ürünlere ilişkin bir ibare yok?
Vader Trendyol tahmin ettiğim üzere iade talebimi reddedip bana aynı paketi geri kargoladı. Ve aynı cümleleri sıralayıp iade almayacaklarını söylediler. (burada nah işareti var) Samsung'la iletişime geçtim mecburen. Dosya oluşturuldu, 3 gün boyu aradılar, en son baktım çözüme kavuşmuyor, paşa paşa yanıma laptop'ımı da alarak ve elimde monitör ile gittim bölge yetkili bayiye. Kurulum yaptık, dayanılmaz şekilde ghosting olduğu gözler önündeydi. Tutanak tutuldu, değişim istiyorsanız yeni çıkaracağımız daha üst modelden gönderebiliriz ücretsiz şekilde vesaire vesaire dediler. Ücret iadesi istediğimi belirttim, 5 dakikada raporumu aldım. Raporu hem trendyola mail yoluyla atıp hem fotokopisini iade gönderimin içine koydum, ekstradan isim soyisim ve iade nedeninin yazdığı bir kağıtla monitörü postaladım. Bu gün ücret iadem gerçekleştirildi. Tüketici hakem heyetine yolum düşmedi iyi ki, gerekseydi oraya da başvuruda bulunacaktım. Dell G2722HS monitörün stoklara girmesini bekliyorum. Girer girmez alacağım, en azından kronik sorunu neredeyse olmayan bir marka Dell, servis hizmeti en kaliteli markalardan birisi benim gözümde. Sizin adınıza da ekstra sevindim sevgili karanlık lord.
Panel type: LG Display LM270WQ6-SSA1 AH-IPS (Advanced High Performance In-Plane Switching)
Yani bence sağdaan oldan dyduğunu değilde bunları araştırırsan yine aynı hatayı yapmamış olursun. İyi birşey istiyorsan kendi panelini üreten bir markaya yönelmelisin.
Toshiba , Samsung , Philips , LG , Sony , Panasonic , Sharp , Lenovo , HP , Broteko, Dell LDC Eklan olarak INNOLUX kullanıyor.
INNOLUX çinde Samsung ve Toshibalı mühendisler tarafından ortak kurulan yarı çin yarı japon bir firma.
Samsung da U serisi ile babşlar bu modeller. Samsung da S serisi ile aşlayan modeller direk Samsung SVA (Vertical Alignment) LCD
Samsung, Toshiba, Acer, Asus, Pixio, gigabyte, AOC, viotek , viewsonic, lg gibi markalar bu paneli kullanıyor.
Geri kalanıda AUO kullanıyor oda samsungun.
Yani piyasada panel üreten markalar Samsung, LG o kadar. Bu yuzden samsung şuan dünyanın en uyuk 5. firması. Hangi marka monitör yada tv satarsa otomatik samsung kazanıyor panel yuzunden.
Ve sadece tek bir panel fiyatı tv nin kendi fiyaındna pahalı orneğin.
Vader Lordum haklısınız ama yıllarca dell ve alienware (yanlış olmasın 2004 ya da 2006da dell tarafından satın alındığından beri Dell'in bünyesinde çalışan, laptoplarındaki anakartları üreten alt firması) markalarının bir çok ürününü kullandık ailecek. Servis hizmetlerinden fazlasıyla memnunum, şu anda da çok ısınır o laptop denilen Dell G5 SE R7 kullanmaktayım. Babamda alienware 25 inç monitör vardı, başta 2 tane olan ölü pikseller zaman içerisinde arttı diye servis talebi oluşturduk, yeni üreteceğimiz modelden yollayacağız dediler, yaklaşık 2 ay sonra dell us'den gönderildi, gelen monitör 27inç geldi. Ürününün arkasında adamlar, çünkü sattıkları ürünün iyiyse ne kadar iyi kötüyse ne kadar kötü olduğunun farkındalar. Artı kullandığımız gpuların modüllerin bile bellekleri genellikle samsung ya da micron üretimi oluyor. Benim derdim sadece ortadaki ürün değil, satış sonrası hizmet de önemli. Yine de 1080p oyuncj ve aksiyon monitörler arasında dell g2422hs veya 27 inç severseniz g2722hs tavsiye edebilirim. Reviewlar çok iyi, GtG 1ms olması beni cezbetti kendi bütçe ve sınıfında. Ancak ips işte, illa ki sızma olacaktır.
Vader Elektronik alışveriş tecrübe etmedim Amazondan ama herkes bunu söylüyor bundan sonra dikkat etmek niyetindeyim, trendyol hepsiburada falan cozutmuş bayağı. Ben de internette amazondan başka yerden elektronik alışverişi yapmam herhalde
guitarinheart ben çorap alırken bile amazondan alıyorum. Mesela indirimde aldım bir ürünü ama ürünün bedeni büyük geldi veya rengini sevmedin, başka renk almak istiyorum bunu iade edebilir miyim dersen indirimi bitse bile amazon sana ödediğin fiyat + indirim miktarı kadar kupon tanımlıyor ki yeniden aynısını alabilesin. Gerçekten bana bu kadar kendimi değerli hissettiren başka bir firma görmedim. Ne zaman bir sorun yaşasam anında çözdüler. Bu arada çok geçmiş olsun Vader Bey. Biz ailecek bi 2014'e kadar hep samsung kullandık. Garantisi olsun, ürünleri olsun hep bizi yarı yolda bıraktı. O zamanlardan beridir Samsungdan nefret ederim. Türkiye servisi evlere şenlik zaten, her şeye kullanıcı hatası diyorlar. Neyse ki amazon sağ olsun kurtulmuşsunuz bunlardan
Bugün 14.01.2023 sabah saatlerinde 0532 li bi numaradan tüketici mahkeme heyetinden olduğunu söyleyen bir kişi tarafından arandım. Şikayetimin durumunu sordular ve gerçekten sinir bozucu bir durum yaşamışsınız dediler.
Samsung markası ne yazıkki son dönemlerde amazonun politikasına güvenip ben ödemeyim de amazon ödesin gibi bir tavır sergilemekte biz amazonun değiştirdiğini gördük samsuıngdan istediğimiz bilgi ile bize bunu söylediler bunun üstüne amazon ile görüştük ve müşerinin yani sizin iddanızda haklı olup olmadığını sorduğumuzda müşteri %100 haklıdır cevabı ile karşılaştık bunun üstüne bunu samsunga göndererek müşterinin yaşamaması gereken mağduriyeti haklı olmasına rağmen haksız olarak nitelendirip yaşattığınız için ya biz size ceza keselim yada siz müşteriyi razı edin olarak belirttik dediler.
Bugün oglen saatlerinde samsung tarafından arandım özür dilediler yaşadığım durumu tekrar anlattım ve evimde ne kadar çok samsung urun olduğunu en cok bana dokunanoın 50 km yol gittikten sonra sanki yaancıymışım gibi muamele ile karşılaştığımı belirttim.
Buna karşılık aynı monitörden hediye etmek sitediklerini hiç bir ücret almadan kurulumuda kendilerinin yapacağını belirttiler ve kabul etmedim ısrar ettiler o zaman ben şikayetimi tek bir şartlar geri alacağımı bu monitörü benim adıma üsküdar tüketici heyeti bürosuna hediye olarak teslim etmelerini dile getirdim. Kabul ettiler.
Sonra tüketici heyetini aradım ve durumu söyledim keşke gerek yoktu dediler ama teşekkür ettiler.
Burdan neye çıkıyoruz sakın ola kimse ilgilenmeyecek diye düşünmeyin 2 ay oluır 3 ay olur ama muhakkak şikayetinizle ilgilenilecektir arkadaşlar. çok fazla başvuru olduğu için tek tek sırayla hallediyorlar.
Samsung bu işten bi ceza almasaydı içimde aht olacaktı şuan için çok rahat. Yemin ettim bir daha da herhangi bir samsung ürününü evime sokmayacağım. bedava olsa dahi.
Vader bi ara ben de saat için uğraşmak zorunda kalacaktım. Saat akıllı bir saat, tam ortasında bir çizgi var. Vodafone yanımda da almıştım. Neyse iade talebi oluşturup firmaya yolladım tekrar. Vodafoneyi aradım bunun iade sonucu ne olur diye. Çünkü fabrika hatası belli. Bana servise götüreceksiniz, onlar bir rapor tutacak. Tamir edilir size teslim ederler dedi. Benim orda bi tepemin tası attı. Kullanmadığım saati servise kendim götürcem sonra 20 gün bekliycem tamir edip bana vericeklermiş. O yüzden diyor firma iade ettiğiniz ürünü size tekrar yollar iadenizi kabul etmez. Dedim öyle bir şey olursa hem sizi dava ederim, hem de firmayı dava ederim dedim. 3-4 gün sonra iadeniz tamamlanmıştır diye bildirim geldi. Ben de böyle bir durumda tüketici hakem heyetine başvuru yapacaktım internetten.
Düşün güç bela çalışıyorsun diyorsun bi monitör alayım diyorsun bozuluyor 50 km toplu taşımayla gidip bu sonuca ulaşıyorsun adam dövme sebebi. Neyse ki hallolmuş geçmiş olsun tekrardan
Ellezx bende de bir sıkıntı yok. Ailem Ankaradan ziyarete gelmişti onlar biraz endişelendiler. Benim de uykum gelmemişti bir türlü tam uyuduktan bir süre sonra fena sallandık.
Earendel o videoda oturan şahıs %99 doldurma bir zemin üstüne yapılan binada oturuyor 4.5 o kadar sallayamaz ya. 4.5 e avize 2 oynuyor bizedde duruyor brbirimize bakıp deprem oldu galiba falan diyoruz.
Earendel teşekkür ederim brom hepimize geçmiş olsun Vader o şiddeti depremin gerçekleştiği yere uzaklığına göre değişiyor lordum. Mesela Seferihisar tarafında olunca ben de pek büyük bir şey hissetmiyorum. Ve güncel kesin sonuca göre 4.9 büyüklüğündeymiş deprem.
Adamın zemini kötü olduğu için de olabilir. Ya da adamın kamerasının kuruluş şeklinden dolayı fazla salınım yaptıysa da bu sekilde gözükmüş olabilir.
piyakemata lan oılm depremn uzaklığına göre hissettiğin şiddeti vfardır zanen örneğin biz hiç sallanmadım nedenduymadık çünkü ççooooook uzağız söylenecek afmı şimdi bu
piyakemata 3.6 da ciddi saglaniyorsan evinizi biz inceleyin yada değiştirin çok ciddiyim gerçek bir depremde şakası olmaz. O siddetde hissetmek demen binanın esneme.oayi yok demek Japonya'da falan örneğin 5 şiddetine kadar gram sallantı hissetmiyorsun tamamen emiyor esneyerek
hani heran büyük bir deprem olmaması için hiç bir sebep yok bölgemizde. bunlar hep uyarı mercalli şiddet ölçeğine göre 3.3 2. seviye deprem demek 10 katta falan oturmuyorsan hissedilmemesi gereken bir deprem.
Ölçeği koyayım evinizdeki durumu buna göre tahmin yaratacak kendinizde güvenli olup olmadığını ölçebilirsiniz.
Bunların hissedilme sebebi biraz depremin karasal fay hattında yer yüzüne çok yakın olması, depremin merkez üssüne çok yakın olmamız ve Buca'nın zemin yapısının kayalık sert zemin olması. Bu 3 unsurun birleşmesi ile anlık hissedilen ve deprem dalgalarının daha fark edilir olması demektir. Daha açıklayıcı olursak deprem binamıza git gel şeklinde sallanma yaptırmak yerine anlık vuruyormuş hissi yaratır. Bunun sebebi ise deprem dalgası yol alırken farklı zemin tiplerinden geçerken hızında değişimler yaşayarak daha yayılmış bir hal alır bu da binamızı sallar ve daha tehlikeli olabilir çünkü dalga yayıldıkça deprem periyodunu arttırıp rezonans gibi durumlara sebep olarak binamızı yıkabilir. İzmir depreminde depremin merkez üssünün yıkılması yerine manavkuyu gibi merkez üssüne biraz daha uzak ama gevşek alüvyon zeminli 10 katlı binaların rezonansa uygun olduğu bölgenin yıkılması gibi.
direwolf hayır fark etmiyor. duzcede yaşanan deprem .7.5 şiddetindeydi tam olarak X şiddetine denk eliyor. Buradaki tahminler çok bilimsel yani glaskow koma skalası gibi mercalli şiddet ölçeği zaten en maksimum hisiediliş göe alınıp ona göre yapılıyor.
örneğin: elverişli şart denilen olgu tam merkez fay hattındaysa kişi ve yüksek bir binanın en üst katında yaşıyorsa. demektir. Tüm binalar usule uygun düzgün yapılmış kabul edilir yine elverişli şartlarda.
Vader Lordum oturduğum Buca bölgesi şehrin sonlarına doğru bir tarafta ve zemini kayalık olarak bilinir. Oturduğum bina dört katlı ve 4.5 sene önce yapılmış. Yani caddedeki diğer binalara kıyasla çok genç bir yapıda. Ben de 2. katındayım. Ev yüzünden olduğunu düşünmüyorum. Çünkü evimin karşısında kyk kız yurdu var ve sallantıdan bir süre sonra oranın da ışıkları yandı.
Nasıl tarif etsem yüksek salınımlı değilde sanki binanın altına vibratör makinesi konulmuş gibi sallandık hatta titredik diyebilirim 3-4 sn
Bende Ankara da birkaç kez deprem yaşamıştım ama o kadar belli belirsizdi ki avize sallanmasından anlıyorduk. Ama bu bölgede ya yerin yapısından ya da depremin tipi, gerçekleştiği derinliği veya yakınlığından dolayı böyle hissediliyor.
piyakemata doldurmaysa altınız o zamanda olabilr ama işte doldurmalariçinde hiç iyi şey söylenmiyor meselaistanbul maltepe tamamen doldurma bi depremde yok olacak deniyor.
piyakemata 3 4 saniye vibratör koyulmuş gibi titremenin sebebi benim dediğim olay. Toprak tarafından filtrelenmeden ve genişlemeden direk ani sapmalı deprem dalgalarını hissediyorsun o da binaya alttan sağlı sollu vurmuşsun gibi hissettiriyor. Doldurma zemin Buca'da yapılan veya gerek olan bir şey değil senin oturduğun bölgede benim gördüğüm hiç yok, zaten doldurma zeminde bu şekilde hissetmezsin depremi doldurma zemin binanın git gel ile fazla deplasman yapmasına sebep olur.
Vader Floodu zikuvikuzide görmek 10/10 floodlardan daha çok şaşırttı beni prisoner zamanında çok anlatıyordum, anlattığım vakitler hep gece yarısı olunca korkuyoruz görmek istemiyoruz diye çok tepki alıp kaldırmıştım, geriye bir bu kalmıştı bu da patlamış sdfghjklk
Benzer olay benim dedemin başına da gelmiş dedemler 30’lu yaşlarında arkadaşlarıyla komşu köyde ki düğünden dönüyorlar. yanındaki 2 arkadaşı içmiş sarhoşlar sonra yolda giderken karşılarına iki tane tef çalan adam çıkıyor. bizim köyede gelin düğüne diye yalvarıyorlar dedem kabul etmemiş ama bir arkadaşı kabul ediyor. Dedem olayın farkında fazla bişey diyemiyor derse anladığını düşünürler hepimizi götürürler diye korkuyor. Sonra diğer adamı aralarına alıp gidiyorlar dedemler köye dönüyor sabah olduğunda diğer adamı arıyorlar adam yok olmuş bulunamıyor bir daha. Vader
Özet anlattım .d dedem daha değişik anlatırdı ama anlatırken o korku hala gözlerinden okunuyordu. Bu tarz olayların köylerde çok olması da ilginç Vader
My_Immortal genelde köy, düğün ve rakı olmaza olmaz 3lemesidir. geçende adamın teki anlatmış bir hikaye çok yakın bir arkadaşının içine cin girmiş adama işkence yapıyormuş. adam hiç ingilizce bilmemesine rağmen cin korkusuna "serdar i am not stranger" diye bağırıyormuş cinin girdiği arkadaşıın adı serdarmış o yüzden.
Genelde serdarlı hikayeler böyle tam doğruyu anlatamadıkları için şekild değiştirip SCI-Fi veya horror hikayelerine döndürülüp anlatılıyor benzer olabilir :)
jazetel bu arada tek ev köyü tam olarak nerededir google yapınca tekevler diye bir köy çıkıyor sadece elazığda orada da tek bir ev yok tek katlı birden cok ev olduğu için tekevler denmiş oraya.
Mssjskdhsjdj bizim köyde bir kadın 100 küsür yaşında ölmüş. Tabutla giderken kapağı açmış ölmedim diye çıkışmış. Herkes korkudan kaçışmış. Kadın benim daha 10 senem var demiş ama bakımsızlıktan 6 sene yaşayabilmiş. O süreçte de tekrardan dişleri çıkmaya başlamış. Garip, değişik, ürkütücü bir olay. My_Immortal
Vader köyün adı tekev anlamına gelen farklı bi kelime. Anonluğuma zarar gelmemesi adına köyün adını değil de anlamını yazmıştım o dönem. Şuan aile içinde köy için 'tekev' anlamına gelen o isim kullanılsada, köyün ismi değiştirildi. Bahsettiğim hikaye de muhtemelen bi 40-50 sene önce gerçekleşiyor.
Gerçekten korkunçmuş başı :)))) Bigfrizzyhead dua okuma dedin aklıma geldi Almanya doğumlu bir arkadaşım Tr’ye taşındıklarında çok yabancı kalmıştı her konuda din,kültür vs hiç bişey bilmiyordu.neyse bu dualara kafayı takmıştı ayetel kürsü ezberleyeceğim diye inat etmişti her gece okuyormuş yatarken sonra bir gece yine okumuş uyumuş bir anda uyanmış ve yatağının ucunda sakallı yaşlı bir dede oturuyormuş. Bunu bize normal bişeymiş gibi anlatmıştı hiç korkmadan.
Klasik bir cin düğünü hikayesi ama pek germedi. Serdar Gökalp'ın Best FM'de geceleri korku yayınları olurdu ve bu tür paranormal vakalar falan anlatılırdı. O hikayelerden birine çok benzettim.
jazetel sen uydurduğunu itiraf etmeyecek misin hala? Dünden beri bekliyorum da hikayedeki tutarsızlıklar bağırıyor çünkü fakeim ben diye.
1. Köy için olan açıklamanı geçiyorum o zaten direk belliediyorda. 2. Deden sözde kedi dışarı çıktıktan sonra kapının ucundan bakıyor ve onları daire çevirmişsohet ederken görüyor sadece kedisinin yakışıklı bir erkeğe dönüştüğünü onun için ise uyur o uyanmaz dediğini anlayıp kaçıyor. sonrası yatağına gizlenip uyuyor numarası yapiyor.
bu arada orda düğğün olduğunu sabaha kadar neler yaptıklarını anlatmış bişey görmediki yatağa dönmedi mi bu adam nasıl gördü :) duysa anlarım neyse.
3. Sizin oralarda gündüz düğüne gidip taaa 1 gece düğüdne göbek atılıp sabahışıklarla mı insanlar eve dönüyor o kadar kişi sabaha kadar göbek mi attılar oglen gittilerde?
İlk defa böyle bir düğün duyuyorum. Hani onlarda kaldınız desem çiftlikte yaşayan kişi sayısı anlatığına göre 15 den fazla onu geçtğim uzaktan akraba demişsin bunların birde yakından akrabası vardır 15 kşi siz ise yakından akrabasıda en az 100 kişi çağırsa hanginizi evinde ağırlayabilir? ağırlayamaz.
Yukarıdan aşlağı dikkatsizce yazılmış bir uydurma hikaye.
Ayrıca tekev köyü olayına geri dönmek istiyorum bir yerin adı köy olabilmesi için 2000 den az kişinin yaşıyor olması ve ortak alanları içerisinde cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık olması gerekmektedir.
Yani tek bir ev asla köy olamaz. Kanuna aykırı.
Aynı benzeri Kastamonu Taşköprüde mevcut olup tek bir evin yer aldığı büyük abir alan vardır ve oraya Tekev mahallesi denir. en fazla mahalle olabilir yani.
Vader arkadaşın hikayesini desteklemek için değil de köy düğünü ve "tek ev" için bişeyler söylemek istiyorum
Bazı köylerde düğünler 3 gün aralıksız sürüyor adetleri böyle , bizim buralarda da var 3 gün sürdüğü oluyor sabah başlar akşama kadar devam eder akşam yemek verilir eğer alkollüyse alkol verilir ve devam eder. eğer çok uzaktan gelen misafir varsa düğün sahibinde kalırlar ya da düğün sahibinin kardeşinde eşinde dostunda kalırlar köy yerlerinde herkes birbirini tanıdığı için sorun olmaz. ben arkadaşımın abisinin düğününden biliyorum kız tarafı başka bir şehirden gelmişti otele yerleştirir gibi her misafiri bir eve yerleştirdiler ve sabah tekrar düğün evinin önündeki bahçede boylu boyunca bir masa kurularak kahvaltı yapıldı düğün dernek devam etti.
--- Alıntı ---
Ayrıca tekev köyü olayına geri dönmek istiyorum bir yerin adı köy olabilmesi için 2000 den az kişinin yaşıyor olması ve ortak alanları içerisinde cami, mektep, otlak, yaylak, baltalık olması gerekmektedir.
Yani tek bir ev asla köy olamaz. Kanuna aykırı.
Aynı benzeri Kastamonu Taşköprüde mevcut olup tek bir evin yer aldığı büyük abir alan vardır ve oraya Tekev mahallesi denir. en fazla mahalle olabilir yani.
"tek ev" konusuna gelecek olursak köylerin mahalle olarak anılması bir şehir büyükşehir sıfatını kazanmışsa sonradan değişen bir durum. Kahramanmaraş büyükşehir olduktan sonra yıllardır köy olarak anılan annemin köyü bile resmiyette mahalle oldu bu durumun haricinde bazen köylerin ücra köşelerinde sadece 1 ev olduğu oluyor bunun sebebi de o kişinin oradaki toprağın tamamına sahip olması olabiliyor ya da hayvanları için yeşillik olabiliyor bu yüzdende köy halkı kendi arasında oraya bir isim veriyor lakap takmak gibi.
1- Dediğim gibi olay 40-50 sene önce yaşanan bir olay. Benim tanık olduğum bir olay değil, ki bahsedilen köyü dahi görmedim. Annemler 27 yıl önce batıya göç ettiler ve göç ettikten sonra yalnızca bir kez köye döndüler ki o zamanlar bebektim çocuktum köyü hatırlamıyorum. Büyüklerin neredeyse hepsi vefat etti, gençler ise batıya göç etti. Şuan geride kalan yalnızca bir aile var. Ben köy diyorum, ailem köy diyor; mahalledir ya da başka bir şeydir bilemiyorum. Ancak tek bir çiftliğin olduğu doğru. Koca aile o çiftlikte yaşıyor. Dedem, dedelerimin kardeşleri, onların çocukları vs. Köy evini nasıl tarif ederim bilemiyorum ancak birbirlerini tamamlayan odalar şeklinde geniş bir alanı kaplayan bir evden bahsediyorum.
2- Floodu çok özet bir şekilde anlattım. Zira benim şahit olduğum gördüğüm bir olay durum değil. Ne kadar bilgi verebilirim, bilemiyorum. Annemin teyzemlerimin anlattıklarını toparladım. Flooda başlarken de aslında eğlenceli bir sohbet içerisinde bu hikayeyi dinlediğimden ve korkmadığımdan da bahsetmiştim. İnanmak inanmamak tamamen okuyana bağlı. Görmediğim bir şeyi başkasına anlatırken salt gerçektir diyerek ısrar da bulunmam. Ben güvendiğim insnalardan dinlediğim için inandım, karşımdakinin inanmaması gayet normal.
3- Dırırırırıım hayır. Köy evleri birbirlerine çok uzak, düğüne gittiler mi hava kararınca kolay kolay evlerine dönemezler. Ki bahsettiğim köy - mahalle artık her neyse, dağ başında. Yollarsa hiç tekin değil. Şuan değil ancak o zamanlarda düğünlerde gelen misafirler için odalar hazırlanır, misafirler geceyi düğüne ev sahipliği yapan evde yahut bunların akrabalarının evinde geçirir sabah dönerlerdi.
2019 yılında yazılmış bir flood. Neden insanları kandırayım, neden böyle bir hikaye uydurayım? Flood, 10/10 floodlar sayfasına düşünce bu kadar ilgi gördü. Oysa 2019 yılında bir avuç insana yazdığım bir hikaye idi. Kimi güldü ciddiye almadı, kimiyse korktu ve flood 2019 yılında kaldı. Şimdi gündeme gelince, prim kasmak için bir şeyleri uydurmuşum da anlatmışım gibi tepkiler geliyor. Oysa 2016'dan neredeyse 2020 yılına dek hesabımı günlük gibi kullanıyor anılarımı paylaşıyordum. Bu da o zamanlarda duyduğum, güldüğüm bir hikayeydi ve paylaştım?
Son olarak bir hikaye kurgulayacak ve yazacak olsam, tüm detayları ile tek bir açık dahi bırakmadan yazabilecek bir beceriye sahibim. Paylaşılan flood gelişi güzel yazılmış, annemden teyzemlerden duyduğum bir anı idi. Uzunca yazdığın için detaylıca açıklamak istedim Vader.
Dedemde benzer hikayeler anlatırdı, eskiden sürekli kumar oynarmış bir gün yılbaşında yan köylerden birine gidiyor kumar için, tabii yürüyerek dönüşte bir delikli kayanın deliğinden yeşil bir kedi çıkıyor ve peşine takılıyor asla kaçmıyor ayağına dolanıyor falan, sonra biraz ürküp ayetel kürsi okumaya başlıyor kedi yeşil bir oğlağa dönüşüyor ardından ayetel kürsiler devam ediyor tabii üçüncüyü okurken yeşil bir boğaya dönüşüp koşarak uzaklaşıyor. Birde bizim köyün deresi var bir tane köy dediysem eski roma yerleşimleri falan buralar köyün etrafı surlarla çevrilidir ve derenin kenarında dağlara oyulu heykeller vs vardır, bir gün iki adam dereye iniyor bir düğün var ama ne düğün yemekler falan muazzam hemen buyur ediyorlar gelin yiyin için diyorlar ama asla besmele çekmeyin adamlar yiyor içiyor lan bunlar niye böyle dedi diyorlar doyunca ve besmele çekiyorlar o an herkes ortadan kayboluyor bir tek ikisi kalıyor yediklerine bakıyorlar hep eşek dışkısı falan çıkıyor. Bizim köyde çok anlatılır bu tarz hikayeler hatta köyde bizzat bende gördüm yeşil sarıklı küçük bir çocuk görmüştüm ayaklarımın dibinde oturmuş anlattığım şeyi dinleyen, bu tarz şeylere inanmam aslında ama kendimde görmüştüm hayal midir halüsinasyon mudur gerçek midir bilemem Bir keresinde küçüğüz köyün yatılı kuran kursu bu tarz hikayeler anlattık tüm gün, öğrencilerin çoğu evlerine gitmişti tatil için, biz kalanlar korkudan tüm ranzaları yan yana bitiştirip uyumuştuk
jazetel insanları kandırıyorsun demedkim bunu iş olarak yapanlar var korku filmleri korku hikayerleri vs. Ben bilimsel açıdan imkansız olan birşeyi doğruymuş gibi anlatılmasına tamamen karşıyım yani etkileinip cidden inananlar kabuslar göreler hayatı mahfolanlar var.
evet bu tür hikayeler eğlencelidir falan fistan ama gerçek değildir olamazda. bunuda insanlara birşekilde aşılamak gerekiyor.
50 60 yaşına gelmiş insanların çoğunda uyku apnesi oluşuyor geceleri farkınd aolmadan uyanıp wc ye gidip hayal görüyorlar çünkü rüyadan uyanmakla uyanmamak arasındalar bendede uyku apnesi sorunu vardı benim de cok başıma geldi wc de işerken bir yandan gördüğüm rüyaya devam ediyordum taki kapıya kafamı çarpıp uyanana denk bu tür olayları cine şeytana bağlamak saçma. beyin bir boktada nefes alma zorlaşında bedeni uyandırmaya calışıyor bir yandanda ağır bir uykuda olduğu için uyanıp uyanmamak arasında kalıyor o ince çizgi hem gerçek hayatın olduğu hemde rüya aleminin birbirine karıştığı bir çizgi. tam olarak dmt salgıladığı bir zaman insanın.
bojack bu arada anlattığın eşek dışkısı olayını duymayan yoktur bizede anlatılırdı abi yani bunlar şehir efsaneleri senin köyüne özgü birşey değil. cin düğünü bok üstüne kurulurmuş derler.
Vader Bir dönem birileri sokak sokak gezip evlere bazı kağıtlar dağıtırdı. Kağıtta da dini bir hikaye bulunuyordu. Sonu da hep şöyle bitiyordu. "Okuduğunuz bu kağıdın fotokopisini çekip 7 kişiye dağıtmazsanız lanetleneceksiniz, eviniz cayır cayır yanacak" diyordu. Ona bile inanıp dağıtanlar vardı. Bu hikayeler de ondan farklı değil. :)
Madem başlığı açılmış, benim de başıma gelen bir olayı anlatayım lise son senemdeyken, ama gerçek mi rüya mı olduğuna hâlâ daha emin değilim zira her ikisini de destekleyen kanıtlar var. Varsa yorumunuz alırım.
Liseden eve geçtim ama bizim ev bahçeli müstakil, eski evlerdendi. Mutfağı bile dışarıdaydı ve eve girince direkt olarak salona, salondan yatak odasına, yatak odasından da banyo ve tuvalete geçiliyordu yani banyoya gitmek için yatak odasından geçmek zorunluydu, odalar matruşka gibiydi yani. Neyse, eve geçtim ama nasıl yorgunum, en son hatırladığım şey, salondaki koltuğa külçe gibi kendimi attığım. Buradan sonrası rüya mı gerçek mi bilemem. Uyanmışım ama kulağımda hafif bir uğultu var ama rüzgar uğultusu gibi bir şey. Aniden, evin içindeki bütün odaların kapıları açılıp kapandı ve ben kalkıp ne oluyor diye bakmak için kapının önüne gelirken bir daha açılıp kapandı. Tam ''ne oluyor'' falan derken tam karşımda havada süzülen bir yüz göründü ve bana yavaşça yaklaşmaya başladı. İnsan yüzü ve erkek birey ama komple kafa olarak değil, sanki yüzün kalıbı ve çıkıntıları (burun, dudak, kulak v.s) birebir kumaşa şekil olarak geçirilmiş ve havada süzülüyor ama normal insan derisi, bana doğru geliyor. Yaklaşık 1 metre ötemde durup önce yüzüme sanki bir şeyi anlamlandırmaya çalışır gibi baktı ve birden hiçbir dile benzemeyen ve aşırı hızlı bir şekilde konuşmaya başlıyor, ne kadar böyle konuştu bilmiyorum ama birden konuşmayı kesiyor ve kalın bir ses tonunda bütün dişleri görünecek şekilde, sanki bütün enerjisini buna harcarmış gibi kahkaha atmaya başlıyor ve o kahkaha atmaya başladıktan sonra kafamın içinde birden gong sesine benzer bir ses yankılanıyor ve benim yavaş yavaş göz kapaklarım kapanmaya başlıyor ve odanın ortasında olduğum yere yığılıyorum. Daha sonra (rüya olduğunu düşündüren kısım burası) sanki odanın üst köşesinde bir kamera varmış gibi tam o açıdan kendimi görüyorum, ayaklarım normal seviyede açık ama kollarım yanlara doğru açık şekilde. İşin ilginç yanı ise burası, en son koltukta yattığımı kesin net şekilde hatırlarken, uyandığımda odanın ortasında ve az önce betimlediğim şekilde yerde uyanıyorum.
Olay böyle, detaylar ilk günmüş gibi aklımda ve hâlâ daha tam olarak anlamlandırmış değilim, az yukarıda yazdığım tarzda yüz hatları belirgin olan bir deri parçasından ibaret olan bir varlığa hiçbir kaynakta rastlayamadım, cin tarzı şekilde adlandırıl mı bilmiyorum, belki de rüyadır ama hâlâ ara sıra aklımı kurcalar bu yaşadığım olay.
TechnicaLL neden yorgunsun mesela? bence cevap orada gizli. liseden çıkıp eve geçiyorsun ama yorgunluk neden? son ders beden miydi mesela neydi sebebi.
Vader bedenden ziyade zihinsel bir yorgunluktu, beden dersinden çıkmış değildim yani. ne yönden ilgisi var merak ettim şimdi, zihinsel yorgunluktan olsa bu tarz olayı defalarca yaşamış olmam lazımdı diye düşünüyorum.
TechnicaLL bişey demedim eve gidip kanepeye yıkılacak kadar yorgun olması için insanın ya 2-3 gundur sınava calışıp uyumuyor olması lazım yada fiziksel aktiviyteli birşey yapıp yorulması lazım.
Vader normal bir tempo ile geçiyordu o zaman günlerim, üniversite sınavına hazırlık modu yani ama o gün niyeyse aşırı yorgun hissetmiştim ve fiziksel yorgunluk yaratacak bir aktivite v.s yapmamıştım.
Vader Ben 14-15 yaşlarımdayken bir pazar gecesi abimle beraber film izliyorduk. Gece saat geç olmuştu, ben de sabahçı olduğumdan saat 7de kalkacağım için sabahlamaya karar vermiştik, abim de öğleden sonra işe gidip gece yarısı geliyordu, benim de ertesi gün derslerim katılım gerektirmeyen derslerdi, beden eğitimi, çok iyi bildiğim İngilizce, rehberlik vs. Arka arkaya Türk komedi filmleri izlemeye koyulduk, Yahşi Batı'yı 17. kez izledikten sonra saat 4 civarı Çakallarla Dans 1 dvdsini koymuş izliyorduk fakat benim uyku sersemliğinden tam olarak hatırlayamadığım bir saatte (güneş doğalı biraz olmuştu, o zamanlar güneş erken doğuyordu) abimin beni tokatladığını hatırlıyorum. Film bitmiş, credits akıyordu. Abimin bana, adın ne? ben kimim gibi sorular sorduğunu ve "kendine gel" diye kızdığını hatırlıyorum. İşin tuhafı, adımı bilmiyordum, hafızamı kaybetmiştim. Abimin abim olduğunu hatırlıyorum ama başka hiçbir şey hatırlamıyordum.
+Ben kimim? -Abimsin +Sen kimsin o zaman? -Hikmet... Futbolcuyum abi ben....
Size komik gelebilir ama vücudumun korkudan titrediğini hatırlıyorum. Çok kısa bir süre sonra kendime geldim, abim o kadar korkmuştu ki o sabah beni okula göndermemişti. Başta o dönemlerde sık sık bozduğum uyku düzenimden kaynaklanabileceğini, veya benim okula gitmemek için uydurduğum yüzlerce numaradan sadece biri olabileceğini düşünmüşlerdi ama bilimsel perspektiften baktığımız zaman olayı tüm çıplaklığıyla kavradık. O gece evimizde dolaşan cin bizim uyanık olduğumuzu görünce paniklemiş ve saklanmak için o esnada uyuyan benim vücudumu seçmişti. Cin, beni tanımadığından abimin abim olduğunu (muhtemelen birbirimize çok benzediğimiz için) tahmin etmiş fakat benim adımı bilmediği için cevap verememişti. Benim vücudumdan Çakallarla Dans'ı izleyen cin paniklemiş, film karakterinin ismini vermiş, durumu kotarmaya çalışmıştı. Başarılı da olmuştu, abim beni yatağıma götürdüğünde cin vücudumdan çıkmıştı, ben ise bütün olan biteni cinin işgal ettiği vücudumda hapis olarak geçirdiğim birkaç dakika ile hatırlıyorum.
İşte, tüm detaylarıyla ve kafada hiç soru işareti bırakmayacak şekilde anlatılmış bir korku hikayesi. Hikayemde herhangi bir açık veya tutarsızlık buldu iseniz önceden söyleyeyim, çok uykum vardı, hatırlamıyorum. Gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmıştır, hikayemin filmini çekmek isterseniz telif talebinde bulunmam fakat tek isteğim beni Murat Akkoyunlu canlandıracak.
Vader O geceden beri kimsenin fark etmediği ince bir prezervatifin içinde yaşıyorum. Solunum biraz problem oluyor ama cin girmesinden iyidir. Bu tarz paranormal olaylar yaşayan tüm arkadaşlara tavsiye ederim.
Vader Böyle olaylara gülünce sanki empatiden yoksun bir ayıymışım gibi karşılanıyorum ama çoğu dram gibi cehalet de bir komedi ve henüz başıma gelmediği için üzüldüğümden çok gülüyorum ama çok yazık.
Dedesi gizli gaymiş ve rüyasında yakışıklı genç erkek fantazisi kurup millete anlatıyormuş diye yorumladım ghskdfjsk. Şaka bir yana azıcık daha iyi cinli hikaye sallamak için banyo, hamam gibi sulu birkaç ortam eklemek gerekiyor, böyle biraz yavan kalmış 3/10.
Tutecs bakma hatunlarda da suç var manitasıyla falan sevişip işi cine vuranda bolca olunca. lanet olsun cahilik işte check ediyorlar hakkten bi ilişki yaşamış cin dedi diye cin kabul ediyorlar ornegin.
Vader Ne yapsın abi kızcağız, ailesi gerçeği bilse onu da sevgilisini de zaten öldürecek, "çocuğumu bana tanrı bahşetti" dese hem orjinal değil hem de o mevzu ileride fazla büyüyor. Mecburen ya cin girdi diyeceksin ya da melek.
adamı sustrumaya çalışmış gerizekalı spikerde adam son derece haklı. Gluteni siktir ettim, ben ekmek ile karnımı doyurmak istemiyorum mesela. Ekmek kullanmadığımı görünce hemen bön bön bakıyor çevremdekiler.
tahıl grubunun sindiriminin zor olduğunu; glütenden dolayı yararından çok zararı olduğunu savunan teoriler de mevcut ama primitif bakalım; 8 milyar insanın ulaşması gereken en temel basic (fırında pişmiş hamur) gıdayı şu gıda krizinde kötülerseniz bastırılırsınız bence
Et, süt, yumurta, pirinç vs. temel gıda maddeleridir. Senin ucuz ve doyurucu diye un ve maya ile yaptığın ekmek temel gıda maddesi değildir ki. Ama Cihan abimiz baya sert girmiş, haklıyken haksız duruma düşmüş. Sunucu hanımında paçaları tutuşmuş, nasıl susturacağını şaşırmış, hatta işi garanti olsun diye fırça bile kaymış. Hem komik, hem komik değil.
PortRoyale bunu deme sebebi ekmek fiyatının baskılanması. Adamlar deli gibi üretip kazanç elde edemiyor. Ekmek temel gıda maddesi olarak görüldüğü için oluyor bu. Adam tek taşla çok kuş vurdu saygı duydum akıllıymış
aptallıktan ziyade ekmek tüketmek kültür haline gelmiş türkiyede, belli bi damak tadı oluşmuşta diyebiliriz. küçüklüğünden beri ekmeği çok kullanan seven biri değilim haliyle de aramıyorum yemeklerin yanında ille ekmekte olsun demiyorum ama çocukluğunda yoksulluk görüp (ki eskiden yoksulluk bayağı varmış duyduğumuz kadarıyla) yemekler bol sulu ve ekmekle tüketilirmiş, insanlar karnını ekmekle doyururmuş ve haliyle o dönemde çocukluk geçiren kişilerin damak tadı o yönde ilerlemiş, günümüzde yoksulluk yaşamasa bile yediği yemeğin tadını ekmek olmadan alamaz olmuş.
ekmek yiyen aptaldır söylemi biraz saçma kaçmış bence tam demek istediğini anlatamayıp kötü duruma düşmüş :D temel besin kaynağı ekmek olan yoksuldur diyebilirsin mesela ama bi besin kaynağı tüketiliyor diye birinin aptal ilan edilmesi de anca tr'de olur. her gün ekmek tüketen bi ailenin önüne koy kişi başı yarım kilo texas t-bone bak bakayım ekmek giriyor mu o eve.
Lonarad ekmek yiyen aptaldır demiyor götünüzlemi diniyorsunuz. Ekmeği temel gıda maddesi saymak aptal toplumların işidir diyor. EKMEK temel gıda maddesi değildir çünkü besleyici yada yararlı bir yanı yoktur. Bunu diyor.
Temek gıda maddeleri
Et ürünleri Süt Yumurta Çay Kahve Balık ürünleri Peynir çeşitleri Sebze ve meyveler Zeytin Pirinç Bakliyat ürünleri (bulgur, nohut, kuru fasulye, mercimek, irmik, makarna vs) Protein ve yağ çeşitleri
Bir ülkede fiyatlar normal mi değil mi diye bakılırken bu temel maddelere bakılır. Ekmeğe bakılmaz.
Ekmek üstünden bi maaşla 800 ekmek alabiliyor o zaman sorun yokda denilemez o yüzden. Çok ekmek yemeyin cidden okuduğunuzu yada dinlediğinizi anlamıyorsunuz.
ben bir yerde çok ekmek tüketen toplumların iq seviyesi ortalamalarının ekmek kullanmayan toplumlardan daha düşük olduğunu okumuştum doğruluğundan emin olmayarak
Vader doğru lordum ben kendimi iyi ifade edemedim o yorumumla, benim demek istediğim şey toplumun yaşadığı fakirlikten ekmek ucuz ve doyurucu olduğu için yoksul insanlara temel gıda maddesi haline gelmiş diyorum ben. yoksulluktan hep sulu yemekler yemeği tercih etmiş insanımız ve sulu yemeklerin yanında da doyurucu olan hamur olmazsa olmaz hale gelmiş zamanla. en son cümlemde her eve kişi başı yarım kilo t-bone düşse ekmek giriyor mu o eve derken de bunun örneğini vermeye çalıştım, insanlar yoksul olduğu için ekmek yemeğe zorunlu hale gelmiş.
bunları göz önünde bulundurunca Cihan Kolivar'ın agresif tutum sergileyip temel gıdayı ekmek olarak gören insanlara aptal demesini doğru bulmadım o yüzden, fakirlikten insanlarda zorunlu olarak temel gıda haline geliyor çünkü. benim kendi fikrimi soracak olursanız da ben ekmek yemem, temel gıda olarakta görmem Cihan Kolivar'ın konuştuğu konuda da haklı ama sergilediği tutum yüzünden spiker tarafından susturulmuş doğal olarak kendini çok iyi açıklayamamış.
aynı şekilde italyada da 100-200 sene önce fakirlikten bakmışlar ne var peynir domates hamur var birleştirip işçi sınıfı için hızlı, ucuz bi öğün yapmışlar ismi de pizza olmuş. türkiyede peynir domateste bulamamışlar hamur pişirmekle yetinmişler işte, aynı şekilde temel gıda olarak görüp maaşla kaç ekmek alınır diye hesap eden kesimde yine işçi sınıfı, fakir sınıf yoksul sınıf.
Lonarad ekmeği alışlkanlık yapan topluk salak bir toplumdur bujun aksini kanıtlasana türkiye salak bir toplum değil mi kanıtla aksini 86 IQ ya sahip dünya sıralamasında 77. sırada (bkz: https://worldpopulationreview.com/country...-country )
Koko adındaki primatın IQ seviyesi ortalama 85 deniyor. Çoğu testten 90 aldığıda görüşmüş. Ortalama 86 olan türkiyenin salak olduğuı söylenince gücüne mi gidiyor? KOKO da salaksın denince kızıyormuş. https://tr.wikipedia.org/wiki/Koko_(goril)
Vader ben aksini söylemedim ki zaten türk insanı gayet salak bi toplum :D benim söylediğim şey adam canlı yayında siz aptalsınız demek yerine yukarda sizin de anlattığınız gibi temel gıdalar şunlardır ekmek temel gıda değildir şeklinde bir açıklama yapsa uygun bi dille hem anlatmak istediğini anlatacaktı hem de cahil olan bi toplumu bilgilendirebilecekti.
onun yerine aptallık yapıp millete aptal demiş ucundan da hafif hükümete sallamış susturtmuş kendini ne anlatmak istediğini anlatabilmiş üstüne kalmamış bide linçlenmiş doğal olarak.
benim yaptığım yorum adamın haklı veya haksız olduğu değil daha çok adamın sergilediği tutum üstüne.
Lonarad abi bence artık dayanadı senelredir dayanamamış baksana kardeşim ekmek neden 7.5 tl diye adama soruyorlar adam da diyorki sende bu mallıkv arken 30 senedir bu adamları seçerken bana niye soruyorusn ekmek neden 7.5 tl olmuş diye adam artık çıldırmış
Bu halka artık düzgün konuşmak yaramıyor fırsatın varsa tv,radyo, gazete elinden dilinden ne geliyorsa söyleyeceksin artık o günler geride kaldı az bile söylemiş. Mottomuz :))) Koy g.. rahvan gitsin.d Lonarad
o kadar karmam oldu o kadar yükseldi etti gün sonu sayın lordumuz iki tuş darbesi ile sonsuz karmaya ulaştı :D dark lorları da sonsuz karma olmuş bırakıyorum karma işini artık :D
Hacı baba warlordlarda karma düşme diye birşey yok zaten tüm marketi satın alsa 1 karması azalmaz. Sadece kazanır o yuzden karma puanı yuazması saçmaydı.
