İstatistikler
En çok dinlediği şarkılar
Manuş Baba- Geceler Kara Tren
emir taha - Huyu Suyu
t.A.T.u. - Ne Ver Ne Boysia Ne Prosi
Disney - Phineas & Ferb - Come Home Perry
Shawn James - The Curse of the Fold
Antony Genn - Looking Into Tommys Past
The Lumineers - Stubborn Love
Ludovico Einaudi - Einaudi: Experience
Mimoza - Young Queen
AYNA - ANLATMALIYMIS MEGER
Various Artists - Take A Look At Us Now
ISLAND - Horizon
Ayna - Gelincik
Music Video
Disney - Phineas & Ferb - Gitchee Gitchee Goo
Ajda Pekkan - Olanlar Oldu Bana
Son dinlediği şarkılar
ISLAND - Horizon
Mimoza - Young Queen
The Lumineers - Stubborn Love
Shawn James - The Curse of the Fold
t.A.T.u. - Ne Ver Ne Boysia Ne Prosi
Mickey Then - Antojito
AHMET KAYA - NERDEN BİLECEKSİNİZ
Hadise - Feryat
Ayten Rasul- Bilsen Ne Qeder
Mabel Matiz - Fan
The Chainsmokers, bludnymph - Self Destruction Mode
NOTIMES - On U
The Greatest Showman From Now On Lyric Video Fox Family Entertainment
ARCANE: Dear Friend Across The River CINEMATIC COVER (feat. @RachelHardy)
Disney - Phineas & Ferb - Gitchee Gitchee Goo
Music Video
Beğendiği gönderiler
mates Lieutenant paylaştı!
Merhabalar, mAtesileDiziTanıtımı serimizin onuncu dizisi, deli dehşet bir dizi olmakla kalmayıp gerçek hayatın çizgilere dökülmüş hali olan, depresiflerin depresifi atımızın başrolde olduğu BoJackHorseman.
Aslında bu diziyi anlatacak kelimelere sahip olduğumu düşünmüyorum ama "Bu kadar iyi bir diziyi nasıl ortaya çıkardılar?" diye düşünürken kelimeler ile cebelleşmekten de kendimi alıkoyamıyorum.
IMDb'de "komedi" olarak geçse de BoJack Horseman'in uzaktan yakından komedi ile alakası yok.
Eğer BoJack Horseman bir komedi dizisi ise, iyisiyle kötüsüyle hatırı sayılır sayıda komedi izlemiş biri olarak kendi adıma izlediğim en kötü komedi dizilerinden biri olarak nitelendiriyorum.
Bununla beraber eğer bu bir komedi dizisi ise, böylesi ters köşeler, şahane monologlar, aşırı orijinal bölümler içeren bir komedi dizisi de hatırlamıyorum.
Muhteşem flashbackler, tek odada geçen bölümler, 3-5 replikle geçen bölümler, ağız dolusu küfürlerle geçen bölümler derken dizi zaten hem seviyesini, hem de hitap ettiği kitleyi açıkça ortaya koyuyor.
Bu sebeple komedi arayan kimselere asla ve asla bu diziyi önermiyorum.
Komedi işlevini gerek yan karakterlerin katılımıyla, gerek belki gereksiz gelecek ayrıntılar ile sağlıyor dizi ancak yavaştan da olsa, sezonlar ilerledikçe "Ben bir dramayım, hem de en sağlamından." mottosunu işliyor bizlere.
Belki de alışageldiğimiz bir "komedi" olmaması, belki de aktarmak istediği drama hissini bu kadar gerçek hayattan koparılmış şekilde aktarması onu piyasadaki en özel dizilerden biri kılıyor.
Konusuna geçelim. Öncelikle dizi, yalnızca hayvanlar aleminde değil, insan ve hayvanların karışık yaşadığı ve pek de güzel şekilde konuşa konuşa anlaştığı bir dünyada geçiyor.
Hal böyle olunca aktör atlar, menajer kediler, spiker yunuslar, garson inekler görmek çok doğal. Ayrıca dizi esnasında bu hayvanların verdiği anlık tepkiler de hiç beklenmedik kahkahalar attırabiliyor, ben attım yani.
BoJack Horseman da bir aktör. 90'lı yıllarda, Horsin' Around dizisiyle rating rekorları kıran bir aktör.
Bu başarılı dizisi final yapınca ise ortada kalıyor ve "bizim" diziye konu olacak kalan hayatının serüveni böylece başlıyor.
Aslında hayat serüveni hiç de rating rekorları kıran bir at olarak başlamıyor, oldukça üzücü bir çocukluğu ve ailesiyle de sorunları varken öyle ya da böyle Horsin' Around ile kariyerinin işini yapıyor, şan ve şöhreti sonuna kadar kazanıyor BoJack, ancak sonrası tam bir çöküş oluyor.
Hiçbir şeyden zevk alamaz oluyor, hayatı adeta saray gibi olan evinden ibaret oluyor ve kendini içkiye vuruyor.
Kendi deyimiyle kendi kahvaltısından bile sorumlu olmayan, huysuz, anlaşması ve geçinmesi imkansız bir şekilde hayatına devam ediyor.
BoJack'i o eşsiz sesiyle Will Arnett seslendiriyor. Arrested Development'ten de çok sevdiğim aktörün sesini unutacağımı hiç sanmıyorum. Kendisini bir gün BoJack'i seslendirirken kanlı canlı izlemek en büyük hayallerimden biri.
Todd Chavez, nasıl olmuşsa BoJack'in evinde kira dahi ödemeden kalmayı başaran, sakar, garip planları olan ve her seferinde bu planları sürekli suya düşen bir karakter. Breaking Bad'in yıldızı Aaron Paul seslendiriyor Todd'u.
Prenses Carolyne, BoJack'in eski kırıklarından biri ve aynı zamanda menajerlik işlerini de yürüten pembiş bir kedi. Dizi boyunca mutlu olmasını hep istedim, istiyorum. Hak ediyor bunu Prenses. Amy Sedaris seslendiriyor, Ryansaid özel dizisi Unbreakable Kimmy Schmidt kadrosunda da varmış.
Mr. Peanutbutter, BoJack gibi bir aktör ve BoJack kabul etmek istemese de onun yakın arkadaşlarından. Eski bir geçmişleri ve rekabetleri var diyebilirim. Seslendirme işinde epey nam salmış Paul F. Tompkins tarafından seslendiriliyor ve diyebilirim ki bu adamın suratı da Mr. Peanutbutter'a benziyor.
Son olarak Diane Nguyen, dizinin gidişatında çok önemli bir karakter olarak arzı endam ediyor. BoJack'e kitap yazmasını tavsiye eden, ancak BoJack'in şaşırtmayan reddi sonrası kitabı yazması için Prenses Carolyne tarafından ayarlanan Diane, tüm karakterlerin sorunlarını anlatıp içini döktüğü bir karakter oluyor. Kariyerinde Mad Men, Community, GLOW gibi diziler olan Alison Brie, yine iyi bir iş seçmiş kendine.
Şunu belirtmek gerekir ki, bu dizinin çizgi dizi olması onun kalitesinden asla ödün vermemekle kalmıyor, tam aksine farklı ve orijinal bir tonda geçmesiyle birçok popüler diziden de önde yer almasını sağlıyor.
Gerçekten ağzı açık bıraktıran, "Lan tam da beni anlatıyor!" gibisinden sözleri ağızdan döktüren bir dizi. Netflix'te de zirveye koyuyorum, izleyenlerin yüksek çoğunluğuyla birlikte.
Önceki tanıtımlara yeşilli sarılı, renkli menkli "heşteg"ten ulaşabilirsiniz.
Başlamayı düşünenlere iyi seyirler şimdiden.
Aslında bu diziyi anlatacak kelimelere sahip olduğumu düşünmüyorum ama "Bu kadar iyi bir diziyi nasıl ortaya çıkardılar?" diye düşünürken kelimeler ile cebelleşmekten de kendimi alıkoyamıyorum.
IMDb'de "komedi" olarak geçse de BoJack Horseman'in uzaktan yakından komedi ile alakası yok.
Eğer BoJack Horseman bir komedi dizisi ise, iyisiyle kötüsüyle hatırı sayılır sayıda komedi izlemiş biri olarak kendi adıma izlediğim en kötü komedi dizilerinden biri olarak nitelendiriyorum.
Bununla beraber eğer bu bir komedi dizisi ise, böylesi ters köşeler, şahane monologlar, aşırı orijinal bölümler içeren bir komedi dizisi de hatırlamıyorum.
Muhteşem flashbackler, tek odada geçen bölümler, 3-5 replikle geçen bölümler, ağız dolusu küfürlerle geçen bölümler derken dizi zaten hem seviyesini, hem de hitap ettiği kitleyi açıkça ortaya koyuyor.
Bu sebeple komedi arayan kimselere asla ve asla bu diziyi önermiyorum.
Komedi işlevini gerek yan karakterlerin katılımıyla, gerek belki gereksiz gelecek ayrıntılar ile sağlıyor dizi ancak yavaştan da olsa, sezonlar ilerledikçe "Ben bir dramayım, hem de en sağlamından." mottosunu işliyor bizlere.
Belki de alışageldiğimiz bir "komedi" olmaması, belki de aktarmak istediği drama hissini bu kadar gerçek hayattan koparılmış şekilde aktarması onu piyasadaki en özel dizilerden biri kılıyor.
Konusuna geçelim. Öncelikle dizi, yalnızca hayvanlar aleminde değil, insan ve hayvanların karışık yaşadığı ve pek de güzel şekilde konuşa konuşa anlaştığı bir dünyada geçiyor.
Hal böyle olunca aktör atlar, menajer kediler, spiker yunuslar, garson inekler görmek çok doğal. Ayrıca dizi esnasında bu hayvanların verdiği anlık tepkiler de hiç beklenmedik kahkahalar attırabiliyor, ben attım yani.
BoJack Horseman da bir aktör. 90'lı yıllarda, Horsin' Around dizisiyle rating rekorları kıran bir aktör.
Bu başarılı dizisi final yapınca ise ortada kalıyor ve "bizim" diziye konu olacak kalan hayatının serüveni böylece başlıyor.
Aslında hayat serüveni hiç de rating rekorları kıran bir at olarak başlamıyor, oldukça üzücü bir çocukluğu ve ailesiyle de sorunları varken öyle ya da böyle Horsin' Around ile kariyerinin işini yapıyor, şan ve şöhreti sonuna kadar kazanıyor BoJack, ancak sonrası tam bir çöküş oluyor.
Hiçbir şeyden zevk alamaz oluyor, hayatı adeta saray gibi olan evinden ibaret oluyor ve kendini içkiye vuruyor.
Kendi deyimiyle kendi kahvaltısından bile sorumlu olmayan, huysuz, anlaşması ve geçinmesi imkansız bir şekilde hayatına devam ediyor.
BoJack'i o eşsiz sesiyle Will Arnett seslendiriyor. Arrested Development'ten de çok sevdiğim aktörün sesini unutacağımı hiç sanmıyorum. Kendisini bir gün BoJack'i seslendirirken kanlı canlı izlemek en büyük hayallerimden biri.
Todd Chavez, nasıl olmuşsa BoJack'in evinde kira dahi ödemeden kalmayı başaran, sakar, garip planları olan ve her seferinde bu planları sürekli suya düşen bir karakter. Breaking Bad'in yıldızı Aaron Paul seslendiriyor Todd'u.
Prenses Carolyne, BoJack'in eski kırıklarından biri ve aynı zamanda menajerlik işlerini de yürüten pembiş bir kedi. Dizi boyunca mutlu olmasını hep istedim, istiyorum. Hak ediyor bunu Prenses. Amy Sedaris seslendiriyor, Ryansaid özel dizisi Unbreakable Kimmy Schmidt kadrosunda da varmış.
Mr. Peanutbutter, BoJack gibi bir aktör ve BoJack kabul etmek istemese de onun yakın arkadaşlarından. Eski bir geçmişleri ve rekabetleri var diyebilirim. Seslendirme işinde epey nam salmış Paul F. Tompkins tarafından seslendiriliyor ve diyebilirim ki bu adamın suratı da Mr. Peanutbutter'a benziyor.
Son olarak Diane Nguyen, dizinin gidişatında çok önemli bir karakter olarak arzı endam ediyor. BoJack'e kitap yazmasını tavsiye eden, ancak BoJack'in şaşırtmayan reddi sonrası kitabı yazması için Prenses Carolyne tarafından ayarlanan Diane, tüm karakterlerin sorunlarını anlatıp içini döktüğü bir karakter oluyor. Kariyerinde Mad Men, Community, GLOW gibi diziler olan Alison Brie, yine iyi bir iş seçmiş kendine.
Şunu belirtmek gerekir ki, bu dizinin çizgi dizi olması onun kalitesinden asla ödün vermemekle kalmıyor, tam aksine farklı ve orijinal bir tonda geçmesiyle birçok popüler diziden de önde yer almasını sağlıyor.
Gerçekten ağzı açık bıraktıran, "Lan tam da beni anlatıyor!" gibisinden sözleri ağızdan döktüren bir dizi. Netflix'te de zirveye koyuyorum, izleyenlerin yüksek çoğunluğuyla birlikte.
Önceki tanıtımlara yeşilli sarılı, renkli menkli "heşteg"ten ulaşabilirsiniz.
Başlamayı düşünenlere iyi seyirler şimdiden.