Sign in
Login

Allguccimann

Mehmet Alp Aktun
Admiral
Ankara
Haziran 2022
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Beğendiği gönderiler
PickleTaha Sith Warrior » Doğu S2B4
esprili bir dille anlatıyor ama şu adamın yaşadıklarını hayal edince tekrar ayağa kalkıp başarılı olması takdir edilesi.
aynısını ss aldım jkdsghsdjkghjkhasdjkladgkfldas
LittleBoss Sith Warrior » I Am Groot
Belkide simdiye kadar izledigim en iyi marvel iceriklerinden birisiydi. Groot Takes a Bath bolumunde iyi eglendim.
pirilpirilogranci Jedi Spy paylaştı!
1 aylık Ankara maceram sonucu şehrin artıları ve eksilerini siralicam.

+Şehirde çoğu kişi içmeyi biliyor. 18 20 yaş arası yeni gençler biraz garip davranıyor. Ama onların takıldığı mekanlara gitmezseniz aşırı zevk alırsınız ortamdan.
+Metro sistemi çok iyi. Merkezi yerde yaşayıp merkezi yerde çalışıyorsaniz sıkıntı yaşamazsınız.
+Şehirdeki insanlar genel olarak istanbula hatta İzmir'e göre daha kaliteli. Genel beyaz yakalı nüfus zaten. Can güvenliğiniz olduğunu hissediyorsunuz büyük oranda. Ama Sincan'da falan sıkıntı olabilir. Bahçeli'de yaşayıp Eskişehir yolunda çalıştım. Kızılay falan takıldim genel olarak.
- deniz yok.
- insanlar aşırı soğuk. Markette bir şey alıyorum 0 samimiyet muhabbet bile kurmuyorlar. Taksiye bindim taksici bile konuşmadı. Aşırı şaşırdım cidden.
- sehirde garip bir hava var. Mutlu olsanız bile engel oluyor size . Resmen mutsuz olmanız için şehir sizi itiyor.
-metro sistemi ne kadar güzelse otobüs sistemi o kadar kötü. Kızılay'a gitmiyorsaniz yada aktarma yapmıyorsaniz otobüs saatleri aşırı yetersiz. Bir yere gitmek istiyorsanız kizilaydan aktarma yaparak daha hızlı gidiyorsunuz.
- çok fazla bina var. Ara ara yeşillik olsa da şehirdeki binalar yeşillikleri görmenize engel oluyor.
- çöp yok. Koca şehirde bir şey alsam 2 saat elimde taşıdım. Sigara bitiyor 2 saat çöp arıyorum.
- park harici bank yok. Yolda yürürken oturup dinleneyim diyorum. 2 saat park arıyorum oturmak için. Yada kafeye oturup herkes beraber otururken sik gibi tek oturuyorum.
- çok fazla alışveriş merkezi var. Ulan ne gerek var bu kadar alış veriş merkezine. Ülkenin büyük şehirlerinin en büyük sorunu bu bence. Bu kadar avmye gerek yok cidden.
- şoförleri çok çok garip. Trafiği aşırı saçma. Istanbul gibi asiiri kitlenmiyor. Ama Ankara'da araba sürenler bilerek trafik oluşturuyor. Herkesin acelesi var. Diğer insanları asla umursamıyorlar.
- üst geçit alt geçit sayısı çok az. Özellikle kizilayda neden koymamışlar anlamıyorum. Metroya inip iki saat çıkmam gereken caddeyi aradım. Kayboldum o çarşıda 50 kere. 50 kere de istediğim yere çıkamadım. Şehirde yeniyseniz kavramak biraz zaman alıyor.
Gizlenen 10 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
teşekkürler bu ay içerisinde ankaraya gitmeyi planlıyordum
insanların soğuk olması sıcak olmasından iyidir gereksiz samimiyetle kendilerinde saçma sapan haklar görüyorlar. Ben taksicinin saçma sapan söylemlerini duymak zorunda mıyım abi çok iyi özellik beğendim. İzmir ile karşılaştırmanı anlayabilirim ama istanbulla karşılaştırman çok mantıksız çünkü resmiyette 16m gerçekte 26m nüfuslu bir yerde insanlar iyi değildir zaten.
Diğer yerleri bilmem ama Kızılay ana cadde üzeri neredeyse baştan sona üst geçit ve yaya geçidi kaynıyor özellikle oyuncakçılar falan orada dükkan yapmışlar. Havasının bunaltıcı olduğu kanısındayım insnaların samimi olmama düşüncesine katılmıyorum belki kimseyi tanımıyorsun ve meydanda biri rasgele gelip sana selam vermez sonuçta kafe veya barda değilsin. Yani benim uzun yıllardır tanıdığım Ankaralı arkadaşlarım var samimiyetin kralını görüyorum en iyi arkadaşlarımdandır kendileri. Çöp konusuna bende katılıyorum sana ayrıca cadde üzerinde aynı banka veya aynı mağazalardan en az 2-3 tane açılıyor genelde ayrıca en son gidişimde çok ucuzdu diye hatırlıyorum
Ben de haftaya staj için Ankara'da olacağım. daha önce 2-3 kere gitmiştim ama müzelere gitmek dışında pek bir şey yapmadım. Neler yapılabilir Ankara'da önerin var mı?
Vallelonga bende 1 ay durdum. staj yüzünden çokta vaktim olmadı açıkçası. Hafta sonları akşam dışarı çıkıp 2 bira içip kafa dagittim genel olarak. Defter doldurmakta geçti genelde vaktim. Müzelere de gidemedim. Bide arkadaş yoktu bende ya. Arkadaş olsa çok şey yapardım. Direkt birileriyle takılıp gez bence. Ankara tek başınayken çok çok sıkıcı oluyor.
pirilpirilogranci anladım benim de öyle geçer muhtemelen ama haftasonu bir yerlere gitmeye çalışırım. 1-2 tanıdık var benim de onlarla takılırım muhtemelen ya da stajdan gençlerle
Selam,

Doğma büyüme ankaralı olduğum için bu posta cevap veresim tuttu.
Artı ve eksilerini gözlemlemen oldukça mantıklı ve olması gereken bir şey, seni tebrik ediyorum.
Denizin olmaması evet biraz sorun olabilir, istanbul veya izmirden gelmişsindir yokluğunu arıyor olabilirsin.
İnsanları ilk başlarda soğuktur, olması gereken de bence budur. Herkes bir muğla insanı kadar içten olamayabiliyor. O da yaşanılan coğrafya ile alakalı diye düşünüyorum. Ankara'da belli ortam ve arkadaşların olursa can ciğer olursun orası çok ayrı bir konu. Ben 20 küsür senedir marketten çıkarken, taksiden inerken kolay gelsin, iyi akşamlar diyorum ama genelde hep karşılık buluyorum. Bazı ankara insanı çok agresif ve acelesi olduğu için diğer insanları çok etkiliyor ve sen onlara denk gelmiş olabilirsin.
Şehirdeki hava konusuna katılıyorum fakat görmen gereken yerler var. İnan bana aynı hava farklı hissiyata giriyorsun.
Otobüs sistemi yaklaşık 25 yıldır çöp olduğundan daha yeni yeni toparlanmaya başladı.
Yeşillik mevzusunda adım atılacağına inanıyorum fakat kızılay, bahçelievler, tunalı maalesef bu isteğini karşılayan yerler değil.
Bank olmayışı ve çöp kutularının azlığı konusuna katılıyorum fakat herkes senin gibi bir geri dönüş yapmadığı için eksikliği hissedilmiyor sanırım.
Metropol olan veya metropol adayı şehirlerimizde maalesef avm çokluğu devam ediyor. Önüne geçemiyorsun o yüzden ben de şikayetçiyim, tıpkı üniversiteler gibi.
''Herkesin acelesi var. Diğer insanları asla umursamıyorlar.'' bu cümleni o kadar çok kullanıyorum ki, görür görmez güldüm gkdfjgkld
- üst geçit alt geçit sayısı çok az. yazmışsın. Meşrutiyet caddesinde sırf üst geçit kullanılmıyor diye maalesef hepsi kaldırıldı. Ankara insanı gerçekten üst geçit sevmiyor. Çünkü herkesin ''acelesi'' olduğundan vakit kaybetmek istemiyor. ''Özellikle kizilayda neden koymamışlar anlamıyorum.'' yani kızılay tıpkı üstte yazdığım sebeple kimsenin kullanmak istemeyeceği bir şey dolayısıyla yapılamaz.
''Metroya inip iki saat çıkmam gereken caddeyi aradım. '' Yönlendirme tabelaları yetersiz olabilir ama şehre alıştıktan sonra o kadar umursamaz oluyorsun ki, yeni gelenler için düşünülmüyor bile.

Ankara'ya gelmek ve gezmek isteyenler için yegâne tavsiyem;

Özellikle kaliteye çokça önem verdiğim için tavsiye ettiğim yerler sadece size özeldir, başka hiç bir yerde paylaşmam gkldfjk

-Eryaman 1-2. Etapları mutlaka gezmelisiniz. Kızılay'dan metroyla Batıkent sonra da, OSB-Törekent istikametine binip Eryaman 1-2'de inip gezebilirsiniz. Her tarafta siteler var, havası çok güzel, göksu'yu mutlaka gezmelisiniz.
-Eryaman 1-2.etapta Kırk Fırın'da Menengiç, Hmbrgr'de hamburger yiyebilirsiniz. (Güncel Fiyatları Kahve 27,5- Hamburger 70-80) Gondola binebilir, dağ kızağını deneyebilirsiniz, go kart ve su bisikleti var deneyebilirsiniz. Genel olarak gece vakitleri dondurma, mısır alıp ailecek gezmelik muhiti güzel ve sakin bir yerdir.
-Kızılay'da kesinlikle şiddetle tavsiyemdir ki bu zamana kadar yediğiniz en güzel waffle'ı burada yiyebilirsiniz. Kızılay/Meşrutiyet Caddesinde (Güncel Fiyatı 40-50TL olması lazım) muhteşem bir waffle yapıyorlar.
-Kızılay'da az paranız varsa, Meşrutiyet caddesinde ''Köşedeki Sosisciye'' giderek karnınızı (10-60 TL) arası doyabilirsiniz. (Sosis, Islak Hamburger, Patso vb. şeyler var)
- Her türlü ihtiyaçlarınız için (Limon Pazarına uğrayabilirsiniz, Dost Kitapevine gidebilirsiniz.)
-Sakarya Caddesinde Hosta döner var ama belediyenin karşısında ki değil, bir ara sokakta küçük dükkanı olan yere gidin. Eti bolca koyuyorlardı.
- Çiğköfte konusunda, ''Apikoğlu'' kesinlikle önerimdir. (Kumrular Caddesinde, SR Dürüm yanı)
- Sıtkı Usta'dan soğuk baklava yiyebilirsiniz. (Biraz pahalıdır Konumu, Çukurambar)
- Balgat'ta Mersinli Ciğerci diye bir yer var oraya giderek tantuni gömebilirsiniz.
- Tunalı'da Mac'n Cheese yemek isterseniz, La Bebe Ankara var. Daha sağlıklı bir şeyler tüketmek isterseniz tam karşısında Just Food var. Tunalı'da Apikoğlu var oraya da uğrayabilirsiniz, kızılay şart değil.
- Ve iddia ediyorum, Atatürk Orman Çiftliğine gidin. Laguna Kokoreç diye bir yer var orda mutlaka bir kokoreç gömün. Efsaaane
- Eğlence olarak, IF olabilir, 6:45 olabilir, QR event, MilyonFest olabilir. Bu gibi oluşumlar genelde eğlence tertipleyen yerler olduğu için keyiflidir.
- TRT'nin arkasında Eymir gölü var mutlaka oraya gidip bisiklet kiralayıp orayı gezin.
- Ahlatlıbel'e gidebilirsiniz.
- Mogan Gölüne gidebilirsiniz.
- Genel gezmek isterseniz, kızılcahamam'a gidip hamam'da keselenin. Beypazarına mutlaka gidin.
- Genel olarak yine müzeleri, eski meclisi, ankara kalesini mutlaka gidip görün. Gençlik parkına uğrayın ama oranın ortamı artık hayvanat bahçesi gibi çokta tavsiye etmem. Ankara Kalesi'de ahım şahım değil ama en azından ankarayı bir geniş açıdan görün.
- Atakule, kuğulu parka, seğmenlere, tunalıya bağlı. Doğal olarak Atakuleye gidip, ordan aşağı doğru yürüdükçe ilk seğmenler parkına gidersiniz, insanlar çimende oturur içer sohbet eder. Biraz daha inerseniz Karum ve Sheraton Otel çıkar. Orası kuğulu parka yakın bölgedir. Kuğulunun başlangıcı aslında Tunalı'nın başlangıcıdır. Antikacı gezebilirsiniz, atıştırmalık olarak subwayden kurabiye alabilirsiniz.
- Dövme yaptırmak isterseniz Cleopatra var, kaliteli yapıyor bayağı.
- Tunalı'nın sonuna vardığınızda sağa doğru dönerseniz, ASPAVA'ya gidersiniz. Mutlaka gidip yemek yiyin mezesi bile doyurur sizi. Daha sonrasında ilerisinde yolun karşı tarafında DEVREZ diye bir çorbacı var. Mutlaka gidip çorbasını için, normal bir çorbadan çok farklı içince anlayacaksınız.
- Bahçelievler'e ilk girdikten sonra sağa dönerseniz, okey, tavla, briç, ve masa oyunları oynanan kafeleri bulursunuz. Eskiden 20 liraya istediğiniz kadar çay, kahve, oralet içebiliyordunuz. Maalesef artık yok.
- Kutu oyunları için yine bahçelievler 7.caddenin üstünde da vinci var oraya gidebilirsiniz. Kaliteli yerdir.
- Bahçelievlerde kahve içicekseniz kesinlikle MackBear'a gidin, tavsiye ederim. Kahve bağımlısıysanız karşısında biraz ilerde ARTUK Bey var oraya gidip kahve alabilirsiniz.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar, keyifli tatiller. (:
redcrescen keşke tavsiyelerini erken görseydim. Neyse bir daha gidersem buraya gelip okuyacağım.
pirilpirilogranci Sağlık olsun, böyle olması gerekiyormuş. Yazdığım yerler genelde yemek üzerine fakat şöyle bir durum var. Çoğu yerler birbirlerine yürüme mesafesindeler, kızılay-tunalı gibi mesela.. zaten bu iki konum arasında yürüyüş yaparken etrafı da ister istemez görüyorsun. Diğer yazmış olduğum yerler, eryaman gibi mekanlar genelde arabayla veya metroyla gidilebilecek yerler olduğu için yine yolculuk esnasında bir şeyler görüyorsun. Artık gerisi gözlemlerin kadarıyla devam ediyor.
İnsanı soğuk gibi görünür ama Anadolu insanıdır, yardıma ihtiyacın olduğunda, başın sıkıştığında gözünü kırpmadan elini uzatırlar sana.
Memur şehri olmasının etkisi çok fazla bu soğuklukta. Seni mutsuz olmaya iten şey de bu resmiyet olabilir. (Eskiden daha belliydi tabi, saltanata dönüşmeden önce ama bu konuda çok yorum yapmak istemiyorum malum silivri kışları soğuk oluyor.)
Şehrin merkezi tam anlamıyla Kızılay. Bir yerden bir yere gitmek istiyorsan yolun bir şekilde Kızılay'dan geçer. O yüzden trafiği bitmez Kızılay'ın.

Ben eskiden sevmezdim Ankara'yı, hatta bu nedenle İstanbul'a gittim üniversite okumaya ve 8 yıl gelmedim ama büyüdükçe bu sakinliği arıyormuş insan. Hala çok sevmiyorum Ankara'yı ama eskisi gibi yaşamak istemeyecek kadar çok değil.
dikimevi veya dikmen civarina gelecekler dağcılık kiyafetlerini ve ekipmanlarini hazirlasinlar guzel yokuslar var burada :D
Doğma büyüme bir Ankaralı olarak iki başlıkta bir kaç şey eklemek isterim.

Güvenliğiniz için;
1.Kızılay metroda kaybolacaksınız, 23 yaşındayım, 23 senedir Ankara'dayım. 23 senedir kayboluyorum.
2.Gerçekten girmemeniz gereken yerler vardır. Bu öyle İstanbul Bağcılar gibi karmaşık sosyokültürel yapıdan ziyade gerçekten girmemelisiniz diyebileceğim özellikle 3 kısım var. Çinçin, Hıdırlıktepe, Yenidoğan ara sokakları. Buralara arabayla girerseniz sakın ayağınızı gazdan çekmeyin, bir an önce medeniyetin olduğu bir bölüme çıkmaya çalışın. Ara sokaklarda Kalaşnikof şarjörlerine mermi dolduran çocuklara bile denk gelebilirsiniz.
3.Asla Kızılay meydanda size kartpostal hediye edip bağış yapmanızı bekleyen özellikle kadın kimselere para vermeyin, o bağışlar düşündüğünüz yerlere gitmiyorlar.
4.Ciddi anlamda ekonomik olarak ortalama üstü bir yerde oturmayacaksanız komşularınız çingeneler olacaktır. Kavgalarını ayırmaya çalışmayın, eğer çok izlemek isterseniz balkondan, pencereden veya ulaşamayacakları konumlardan izleyin.
5.Pavyonlar eğlencelidir. Gerçekten. Ama gelecek hesaba göre hazırlıklı gidin. Tekelden alacağınız 100'lük rakı size pavyonda ekstralarla beraber en aşağı 1200+ liraya gelecektir.
6.Her ne kadar büyük ve aile parkları dahi olsa özellikle şehirden uzak yerlerdeki parklarda (örn: Harikalar Diyarı) gece geç saatlerde tenha yerlerde bulunmayın.
7.Sokakta gördüğünüz her 10 kişiden 4ünün devletten bir tanıdığı var, öyle çaycı çöpçü değil. Bürokrat tanıdıkları var. Memur şehri olması bu sebepten ötürü.
8.Metrolarda oluşan kalabalıklarda mümkün mertebe kendinizi güvene alın, yankesicilik ve gasp özellikle metrolarda çok sık yaşanıyor.

Sosyal hayatınız için;
1.Şehir merkezinde çok fazla gezeceğiniz kültürel yer yok maalesef, bu bölgeler şehir dışında Kızılcahamam, Beypazarı, Ayaş, Güdül taraflarında. Biraz araştırma yaparak doğal şelaleleri, ormanlık alanları gezebilirsiniz. Gerçekten çok güzel doğal harikalar var ancak dediğim gibi şehir merkezine biraz uzak.
2.Şehrin içlerinde oturacaksanız komşularınız emin olun çok samimi ve cana yakın insanlardır. Dışarıdan soğuk göründüklerine bakmayın. Hasta olduğunuzu öğrendiklerinde kapınızdan yemeğinizi, evinizden eşyanızı eksik etmezler.
3.Şehrin neredeyse her tarafında Cumhuriyet'in ilk dönemlerinden kalan tarih var. Özellikle Ulus tarafı.
4.Eğer şehir merkezinde yaşayacaksanız AVM'lere alışmalısınız, önerim Kentpark-Cepa AVM'ler. Hem şehre yakın hem gelen insanların kültür seviyesi halen yüksek sayılır. Optimum Outlet AVM'dir, diğer AVM'lerde çok pahalı bulacağınız pek çok giyim markası Optimum'da yarı fiyatına satış yapar.
5.Kennedy yokuşu, Tunalı içleri, Kızılay'ın Kuğulu Park'a doğru olan kısımları öğrenci kesim için idealdir. Çukurambar, Beysukent, Çayyolu, Yaşamkent, İncek, Gaziosman Paşa gibi yerler biraz daha tuzludur, ama hem nezih hem keyiflidir.
6.Her yol Kızılay'a çıkar, bindiğiniz bir otobüs gitmiyorsa aktarma ile kesinlikle Kızılay'a gidersiniz.
7.Normalde burada Çansera parkını önerecektim ama artık orayı öğrendiler, çok fazla ilginç insan geliyor. Ama gene de güzel parktır. Bunun yanı sıra Botanik parkı, Seğmenler parkı gibi yerler oldukça güzel.
8.Konser günleri özellikle Armada AVM, Tunalı, Kennedy yokuşu, ODTÜ Vişnelik çevresi inanılmaz kalabalık olacaktır.
9.Tepe Prime ve çevresinde güzel mekanlar var.


Geri kalan ıvır zıvır;
1.AOÇ'de her türlü şeyi yemelisiniz, her birinin tadı ayrı güzel. Doğata eski tadına sahip mi bilmiyorum ama Özdemir gerçekten çok iyi yapıyor bu işi hala.
2.Kızılcahamam'a yolunuz düşerse merkezden et ve süt ürünlerinden almanızı şiddetle tavsiye ederim. Özellikle yoğurt ve sucuklarından başka hiç bir yerde yemedim şimdiye kadar.
3.Yukarıda redcrescen söylemiş, ASPAVA'ya gidin. Eskiden kırmızı uzun Marlboro bile ikram ediyorlardı, şimdilerde yapmıyorlar öyle şeyler ama ikramları hem sınırsız hem lezzetli.
4.Papaz'ın Bağı güzel bir kahvaltı yeridir. Sevgilinizi, eşinizi, dostunuzu alıp gidebilirsiniz.
5.İnsanlar aslında kaba değiller. K yerine G diyorlar, "la" kelimesini özellikle çok duyacaksınız ama bu kabalıktan değil, öyle alışılmışlıktan. Ve gerçekten samimi olmadığımız insanlara çok fazla "la" demeyiz zaten.
6.İnsanlardan "la, gardaşım, kaldaşım, la bebe, ayıktın mı, başını yesin, x'i koşturmak (örn "Yenimahalleyi koşturuyon la"), varol çekmek, ey çekmek, x'i verde kızın yanına gideyim (bunu övgü olarak kullanıyorlar genelde. "Gözlük güzelmiş" demek yerine "La gözlüğü verde kızın yanına gideyim" gibi) gibi cümleler, kelimeler sık sık duyabilirsiniz. Ve bunu en kibarımız bile zaman zaman yapıyoruz. Jargona alışmışlık diyelim.



Son olarak Ankara'dan edineceğiniz her arkadaş bir dost olma potansiyeline sahiptir. Şehir soğuktur, kasvetlidir falan ama gece kafanız bulanık çıktığınızda yanınızda elbet birisi olur.
alduin ellerine kollarına sağlık, çok güzel eklemeler yapmışsın. Çok güzel bir ekleme yaparak bu postta ki son yorumumu atıyorum. ASPAVA denilen mekanın ismini öğrendiğimden beri hayata bakış açım değişti.
(A) llah (S) ağlık (P) ara (A) fiyet (V) ersin (A) min.
Vader Darth Lord » Ms. Marvel S1B1
Tamamen politik bulduğum bir yapım. Moon Knight da çok politikti. Moon Knight da kahramanımız Yahudiydi ve mısır efsanelerine değiniliyordu. Şuandaki ise pakistanlu bir müslüman. Marvel'in amacı müslümanları yada mısırı dunyay iyi göstemek değil tam tersi bunları kullanarak o ülkere girmek ürünlerini satmak, ve gençliğin bir bölümünü belirli yaşa kadar sadece hayal kurarak büyütmek. Bunu bize çok önceden yaptılar. 20 seneden fazla önce ve başardılar. Şimdi ise Çin'e girmeyi başarabildi. Farkındaysanız Japon karakterler yok. Tam tersi çinli var Japon olmaasının sebebi ise Çinki sinirlendirmemek.

Hindistan ve Pakistana da bu arada baya uğraşıyorlar muhakkak artık bir hindistanlı ve çinli kahraman görüyoruz bkz: Eternals. Marvel kendisinikabul ettirdikten sonra o ülkeyi sömürmeye başlıyor ben aslında cicddi anlamda bunu amerikanın gerçek anlamda kulandığı ve desteklediği bir ele geçirme polisitkası olarak görmeye ve inanmaya aşladım. Yaşım ilereldikçe i acaba ortaya değişik hikayeler attıyorum diyede düşündümama her geçen yılda bunu farklı farklı ülkelere yaptığını gördüğümde öncedende bana saçma geliyorken artık göre göre inanmaya başlıyorsunuz.

Bizim zamanımıdaki Ninja Kaplumbağalar örneğine kadar. Türkiyeye Pizza'dan önce Ninja Kaplumbağalar geldi gerçekten. Pizza yoktu ülkede. Nedir bilmiyorduk. Öyle ele geçirdiki Ninja Turtles bizi tüm çocuklar pizza diye çıldırmaya başladı. Akabinde action figureleri geldi, ondan sonra oyun konsolları geldi, maskeleri geldi kıyafetleri geldi. Tamamen hayal dunyasında yaşayan elimie nançaku yada kılıç alıp ben leonardo ne michelangelo diye bağıran cocuklar olmaya başladık. Vaktimizin çoğunu sokakta geçirirken evlere girmeye başladık. Çizgi film saati geldimi? Lan boşver saklanbaçı atari salonuna gidip ninja kaplumbağa oynarız. Eve k onsollar geldi tamaen eve kitlendik.

Sorgulamadan tüketen, ne verirlerse satın alan, hayal perest gerçeklikten uzakta 18 yaşına gelmiş ama hala dünyasında kavgaya nançaku getirip üstüne karşı tarafa kaptıran güzelde bir dayak yiyen adamlar olduk.

Ele geçirildik. Sömürüldük, tüketildik. Biz bittik şimdi marvel yeni kaynaklar arıyor. Çin, pakistan orta doğu. Şimdi oraları sömürecek. Amerikanın ne kadar güçlü ve süoerkahramanlar tarafından korunduğunu oradaki cocuklara işleyecek.

Son cümle okadar manidar ki. Bu dünyada gerçekten kim olmak istiyorsun diyor anne kızına. İyi bir insan mı olmak istiyorsun tıpkı seni yetiştirdiğimiz gibi? Yoksa tam olarak naıl söylenir biliyorsun işte aklı bir karış havada hayal dünyasında sıkışmış kozmik biri mi?

Ve kız cevaplıyor yanlız kaldığında. Kozmik.

Üretmeyen, bilimlden uzakta, ele geçirilmiş sadece hayaller kuran marvel ne verirse satın alan kozmik bir kız.

Afiyet olsun.
HİÇ BU ŞEKİLDE BAKMAMIŞTIM OLAYA AMA KESİNLİKLE KATILIYORUM PAZARLAMADA İLK KURAL BUDUR. ilk önce parçan haline getirilir sonrada malum ihtiyaç yaratılır ve satış için müşteri hazırdır ürün kendi kendini çoktan pazarlamıştır herhangibi bir satış sorumlusuna ihtiyacın yoktur kullanılan renklerin bile beynimizde güven yada satın almayı uyandırdığı bir dünyadayız
Yukarı