Yaşamakta olduğu hayatın sınırlarına daha fazla tahammül edemeyen, monoton geçen günler içinde nefes almakta zorlanan Connie’nin ayrılmak istediğini öğrendiğinde; ailesini bir arada tutma fikrine takıntılı derecede bağlı, kendini beğenmiş Douglas’ın dünyası başına yıkılır. Umutsuzca bir arayış içindedir ve aklına parlak bir fikir gelir: Evlilikleri bitmeden ve oğlu Douglas üniversiteye başlamadan önce, son bir kez ailecek Avrupa turu yapmak. Bu geziyi Connie’nin sevgisini geri kazanma ve oğluyla ilişkisini geliştirme fırsatı olarak görse de işler pek de planladığı gibi gitmeyecektir.