sene 2003-2004 falan, o zamanlar okula yeni başlamışım. biraz utangaç bir çocuktum ilk zamanlar çok iletişim yanlısı değilim tabii birçok çocuk gibi. sınıf ortamı hem çok yabancı hem de çok korkutucu geliyor. bir gün öğretmenim "diyar, öğretmenler odasına gidip bana yerküreyi getirir misin" dedi. tabii hayatımda hiç yerküre görmemişim, ne olduğunu bile bilmiyorum yine de tamam deyip çıktım sınıftan. bastım gittim öğretmenler odasına, ders vakti olduğu için kimse yok. ben de öyle etrafa bakınıyorum ama ne aradığım hakkında da hiçbir fikrim yok. vakit geçtikçe korktum ve bir şey bulamadığım için gözlerim dolmaya başladı. tam o anda Hızır gibi imdadıma temizlikçi abla yetişti. ne oldu yavrum neden ağlıyorsun deyip gözlerimi silip öptü yanaklarımdan. ben de "abla öğretmen yerküreyi istedi ama bulamadım" deyip gözlerimi ovuşturdum. abla "ahh kıyamam kuzuumm gel ben sana yerküreyi vereyim" dedi. ablayla beraber kazan dairesinin önüne geldik ve abla kenarda duran plastik kürek ile fırçayı elime tutuşturdu. bir tuhaflık olduğunu seze seze sınıfa vardım, kapıyı tıklattım. sınıfa elimde faraş ile girince öğretmen şaşırmış olacak ki "evladım o elindeki ne" diye sordu ne alaka dercesine. ben de masum masum "hocam yer küreği işteee" dedim. öğretmen önce birkaç saniye baktı sonra kahkahayı patlattı, ondan cesaret alan bütün öğrenciler de ağızları yırtılırcasına bana bakıp kahkaha attılar. dayanamadım ve gözlerim yeniden doldu ? o gün bugündür nerde bir yerküre görsem viskimi yudumlar ve uzaklara dalarım... djfmjfcmcjvmvk