Bana kalırsa her şey bakış açısı ve yorumlama ile alakalı. Daha detaylı açıklayacak olursam, şöyle: Bildiğimiz her şeyin bir insan yorumlaması olduğunu düşünürüm. Baktığımız ve bildiğimiz her şey, bizim yorumlamalarımızla oluşur. Burada şunu diyebilirsin: Örneğin, ağlamak aslında gülmek de olabilir, neden olmasın? Sadece çoğunluk öyle dedi diye mi? Bir bardak, bir tabak, bir sigara, bunlar bir kedi ya da köpek için ne anlama geliyor mesela? Evren hakkında bildiklerimiz, yine bizim gözlemlerimiz ve yorumlarımızla sınırlı. Bildiğimiz her şey, bizim söylediklerimizle sınırlı. Renkler, sadece bizim görebildiklerimizle sabit.
Ana konuya dönecek olursak, kötülük neye göre kötülük? Seri katiller eylemlerini yaparken başka bir pencereden bakarlar ve çoğunluk yorumuna göre sapkın düşüncelere sahiptir ama seri katil bunu idrak bile edemiyor olabilir bu onun normali çünkü. Bir deli sadece toplum kurallarına uymadığı için delidir mesela deliliğin belli bir tanımı yoktur ve bu birçok duruma uyarlanabilir. Çok yalan söyleyen bir insan yalan söylemeyi kendince doğru olarak belirlemiştir. Başkalarını yanında küçümseyen biri, geçmişte çok küçümsendiği için bunun yapılması gerektiğini kendisine kodlamıştır.
Son olarak bu durum beni fazlasıyla rahatsız ediyor çünkü bildiğim/bildiğimiz her şey yine bizim yorumlarımızdan ve deneyimlerimizden ibaret bu yüzden hiçbir şeye tam anlamıyla kesin bakamıyorum ve açıkçası bu durumdan çıkamıyorum.