Evet, bir ahtapota aşık olan insan için ağladım. İnanılmaz duygulandığım belgeseller listesine bir yenisi daha eklendi.
Önemsemediğimiz, "bu ucube de bir garip amk" deyip geçtiğimiz bir varlığın, esasında yaklaşık 140 milyon yıl önce kabuklarını kaybettiğinden milyonlarca yıldır yaşamak için verdiği mücadelenin günümüze kadar gelen etkisine tanık olmak.
Geliştirdiği stratejileri görmek, anlamaya çalışmak, zekasına hayret etmek akıl almaz bir deneyim olsa gerek.
Fiziksel dezavantajların ve bunun getirdiği acizliğin ona kazandırdığı kuvvet sayesinde deha oluyor gibi.
İnsanın hakimiyetinin sanıldığı kadar başarılı olmadığı okyanusta bir ahtapot ile bağ kurması, duygularını hissetmesi ya da hissetmeye çalışması eşsiz bir deneyim oldu benim için. Üzerinde yüzbinlerce yılın hassasiyeti olan bu canlıyı yemek için kullandığımız teknik aklıma gelince tüylerim ürperiyor. Tüm canlıların anlaşılmaya ne kadar değer olduğunu her belgeselde olduğu gibi değil çok daha farklı bir teknik ile anlatmayı başarmış.
Görüntü yönetmenin de Craig Foster abimizin de ellerinde öperim. İyi seyirler.