Taso klasikti zaten. Saklambaç da öyle, ama arada onu topla beraber oynardık. Sobelenmeden topa vurur kaçardık, ebe topu yerine koyana kadar sobelenen olmuşsa yeniden saklanırdı.
Dokuz taş, onu oynardık en çok. Taşları üst üste dizer, topla devirmeye çalışırdık. Taşlar devrilirse vurulmadan tekrar üst üste dizerek kazanırdık.
Top-duvar arasında geçen oyunlar vardı. Atıp üstünden zıplardık, neydi adı unuttum. fdsg
İstop vardı, söylenen rengi bulmaya çalışırdık.
Sek sek!! Ortada sıçan/yakantop....
Kurtlu bir oyun vardı bir de!! Kurt gelir kapıyı çalardı, şu renk yumurta istiyorum diye. O rengi seçen varsa koşmaya başlar, kurda yakalanmadan güvenli yere tekrar gelmeye çalışırdı.
Yazdıkça yazasım geldi, kaçayım ben en iyisi.:(