mükemmeldi ya.. nerden başlasam bilemedim gerçekten. öncelikle cast muazzam ama ondan öte filmde dönen metafor için cast seçimi daha da muazzam olmuş!
susan & edward'ın geçmişi ile yazılan hikayenin birbirlerini tamamlaması, sembolize etmesi çok çok iyi işlenmiş.
yakaladığım metafor ve sembolik şeyleri sıralayacağım, izleyecekler olanlar film bitince okusunlar:
susan'ın hikayeyi okuduğu zaman hayalinde edward'ı ve karısı olarak kendisine benzeyen bir kadını canlandırıyor.
hikayede kız çocuğu geçiyor fakat susan onu edwardı terk ederken aslında aldırmıştı dolayısıyla telefonla aradığı kızı gerçek değil.. Tony karakterinin de tipki edward gibi sürekli zayıf olmakla itham ediliyor... tony onları yeterince güçlü olamadığı, koruyamadığı için kaybetmesi aslında susan'ın edward'ı güçsüzlükten ötürü terk etmesini sembolize ediyor. kurul toplantısına girmeden önce koskocaman 'revenge' yazısı aslında bütün filmi özetliyor. son sahnede silahla yanlışlıkla kendini vurması ve ölmesi aslında susan'ın lokantada ekilmesiyle alakalı. artık o eski edward yok karşında dermişcesine.. çünkü ilk defa susan'ı şaşırttabildiği bir roman yazdı ve susan'ın sandığı gibi, onun ilgisini çekmek değil de kendini ispat etmek, ona inanmadığı için intikam almak diye yorumladım. o yüzden tony'nın ölmesi aslında artık o güçsüz edward öldü, veya bu hikaye burda bitti, defter kapandı diye sembolize ediyor bence dolayısıyla susan defteride kapanmış oluyor, susanda lokantada ekiliyor.
tek sevemediğim, anlamladıramadığım açılış sahnesindeki çıplak dans eden büyük bedenli kadınlardı, hatta bir an kapatasım geldi. ama onun dışında çok beğendim kesin tavsiye ederim.