freyja
E***** Ş***** M*****
Stormtrooper
İstanbul
Ağustos 2017
Plans of what our futures hold
Foolish lies of growin' old
It seems we're so invincible, the truth is so cold.
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
Cevapladığı yorumlar
Bay_Dizikolik Sith Sorcerer paylaştı!
Evet arkadaşlar oturduğunuz şehrin insanlarını,güzelliklerini ve gezilecek yerlerini kısa bi biçimde anlatır mısınız.. Herkes bilgi sahibi olsun ilerde gezerken lazım olur..
Ben İzmir'de oturuyorum. İnsanları; laik,saygılı,düşünceli,iyi kalpli
Gezilecek yerler;Çeşme,Efes Antik Kenti , Şirince,Saat kulesi
İzmir de oturup bilgi vermek isteyen arkadaşlar buyursunlar..benim aklıma şuan bunlar geldi..
Ben İzmir'de oturuyorum. İnsanları; laik,saygılı,düşünceli,iyi kalpli
Gezilecek yerler;Çeşme,Efes Antik Kenti , Şirince,Saat kulesi
İzmir de oturup bilgi vermek isteyen arkadaşlar buyursunlar..benim aklıma şuan bunlar geldi..
Gizlenen 36 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
Atatürk'e saygı kentidir Ankara.Her ne kadar şuan çizgisinden kaymış olsada.
Hollanda, Maastricht. Hollanda'nın Hatay'ı denebilecek kadar güneyde fakat doğusunda Suriye yerine Almanya, batısında Adana ( Janselalptekin) yerine Belçika olan; öğrencilerin ve nereye gideceğini bilemeyip burayı seçen turistlerin tercihi şehri olan; Belçika'nın Atlantik kıyısında sahibi olduğu büyük limanlarla Avrupa ülkeleri arasındaki en yakın mesafe olduğundan yolları TIRlarla dolu güzide şehir.
Yakın çevrede Valkenburg tarihi dokusu açısından görülmesi ve yaşanması gereken önemli noktalardan biri. Her yıl RedBull Soap Box etkinliğinin yanı sıra sayısız şenlik ve panayırlara ev sahipliği yapmakta. Öyle ki bir gün uyandığınızda şehir merkezinin ortasında bir lunapark öteki gün uyandığınızda ise bir dans etkinliğini görmemek neredeyse imkansız.
Her tarafın ağaçlarla kaplı ve uçsuz soluksuz ormanlarda dolu olduğu, yatay yapılaşmanın tercih edildiği, sosyal ama sosyal bir devlet. Doğal görsel şölenleriyle dolu bisiklet rotalarında gezerken önünüzden geyikler dahil bir çok şehir hayatıyla özdeşleşmiş yabani hayvanlar ve irili ufaklı sayısız göl ve göletlerdeki ördekler, biz Türklere "ulan bizde olsa keser, şurada da mangalı yakar, götürürlerdi" dedirtmekte.
İnsanı yüksek derecede ileri seviyede medeniyete kavuşmuş bir Avrupa'lı. Bölge genelinde Polonyalılar ve Rusların kötü bir şöhretlerinin olmasının yanı sıra sevilen çok sayıda Türk yada Türkçe bilen birçok Hollanda'lı tanıma şansınız yüksek. Hatta bizim döner burada da çok meşhur ki fazlasıyla Türkiye'deki şehirlerin isimleriyle açılmış dönerciler mevcut.
Fakat deyinmeden geçemeyeceğim, en iyi DJ'lerin çoğunluğunun Hollanda'dan çıktığı söylemi yalan olmasın diye burayı Hollanda'dan saymak istememektedirler. Gerçekten hayatımda gördüğüm en berbatları ki CUE tuşunun ne işe yaradığını henüz çözebildiklerini zannetmiyorum...
Yakın çevrede Valkenburg tarihi dokusu açısından görülmesi ve yaşanması gereken önemli noktalardan biri. Her yıl RedBull Soap Box etkinliğinin yanı sıra sayısız şenlik ve panayırlara ev sahipliği yapmakta. Öyle ki bir gün uyandığınızda şehir merkezinin ortasında bir lunapark öteki gün uyandığınızda ise bir dans etkinliğini görmemek neredeyse imkansız.
Her tarafın ağaçlarla kaplı ve uçsuz soluksuz ormanlarda dolu olduğu, yatay yapılaşmanın tercih edildiği, sosyal ama sosyal bir devlet. Doğal görsel şölenleriyle dolu bisiklet rotalarında gezerken önünüzden geyikler dahil bir çok şehir hayatıyla özdeşleşmiş yabani hayvanlar ve irili ufaklı sayısız göl ve göletlerdeki ördekler, biz Türklere "ulan bizde olsa keser, şurada da mangalı yakar, götürürlerdi" dedirtmekte.
İnsanı yüksek derecede ileri seviyede medeniyete kavuşmuş bir Avrupa'lı. Bölge genelinde Polonyalılar ve Rusların kötü bir şöhretlerinin olmasının yanı sıra sevilen çok sayıda Türk yada Türkçe bilen birçok Hollanda'lı tanıma şansınız yüksek. Hatta bizim döner burada da çok meşhur ki fazlasıyla Türkiye'deki şehirlerin isimleriyle açılmış dönerciler mevcut.
Fakat deyinmeden geçemeyeceğim, en iyi DJ'lerin çoğunluğunun Hollanda'dan çıktığı söylemi yalan olmasın diye burayı Hollanda'dan saymak istememektedirler. Gerçekten hayatımda gördüğüm en berbatları ki CUE tuşunun ne işe yaradığını henüz çözebildiklerini zannetmiyorum...
Yaşadığım yer İstanbul. Ama 3 senedir gitmediğim Memleketim Çorum'dan söz edicem.
İnsanları genel olarak yaş ortalaması 40 üzerinde olan, hâla çocuklar okuldan geldikten sonra kışın soba yakmak ve varsa kardeşine bakmak zorunda olan,[eğer Çorumdaysa doğalgaz var ama Çorum dışında doğalgaz yok(çorum 3 büyük ilden oluşur Osmancık,Çorum,İskilip en büyüğü Çorum olduğu için şehrin adı Çorum kalmış Çorumdayken bazen Çoruma gitmeniz gerekebilir)] Hava,Deniz ve Tren yoluyla değil sadece arabayla girebilme imkanı olan yarısı Karadeniz, yarısı İç Anadolu'ya bağlı olan bir şehrimizdir.
Yaşlılıktan mıdır yoksa sakalsızlıktan mı bilinmez yaşlılar (dedem,büyükannem dahil) yeni fikirlere açık değildir. Televizyonda gördükleri her şey onlar için doğrudur. İnsanları iticidir ama konuşma tarzları şiveleri tatlıdır. Cümle içinde söyledikleri şeyler ve şivesinin de desteğiyle söylediklerinin kafiyesi ortaya muazzam bir 2pac'cı halk çıkartır.
Gezilecek yerler; sanırım Hitit'ler zamanından kalma Hattuşaş ve Çorum saat kulesinden başka yok.
edit, şemsiye sokağı
İnsanları genel olarak yaş ortalaması 40 üzerinde olan, hâla çocuklar okuldan geldikten sonra kışın soba yakmak ve varsa kardeşine bakmak zorunda olan,[eğer Çorumdaysa doğalgaz var ama Çorum dışında doğalgaz yok(çorum 3 büyük ilden oluşur Osmancık,Çorum,İskilip en büyüğü Çorum olduğu için şehrin adı Çorum kalmış Çorumdayken bazen Çoruma gitmeniz gerekebilir)] Hava,Deniz ve Tren yoluyla değil sadece arabayla girebilme imkanı olan yarısı Karadeniz, yarısı İç Anadolu'ya bağlı olan bir şehrimizdir.
Yaşlılıktan mıdır yoksa sakalsızlıktan mı bilinmez yaşlılar (dedem,büyükannem dahil) yeni fikirlere açık değildir. Televizyonda gördükleri her şey onlar için doğrudur. İnsanları iticidir ama konuşma tarzları şiveleri tatlıdır. Cümle içinde söyledikleri şeyler ve şivesinin de desteğiyle söylediklerinin kafiyesi ortaya muazzam bir 2pac'cı halk çıkartır.
Gezilecek yerler; sanırım Hitit'ler zamanından kalma Hattuşaş ve Çorum saat kulesinden başka yok.
edit, şemsiye sokağı
Sakarya ; bir çok şehire göre ucuz olmasına rağmen insanların terk etmek isteyip de edemediği şehir. Üniversitenin açılmasıyla süregelen öğrenci akımlarıyla birlikte gelişmiş. İnsanlar çoğunlukla konumu yüzünden tercih ediyor. En basiti İstanbula 1 saat uzaklıkta. Yerlisi genellikle bağnaz. İstediğiniz kıyafetleri giyip rahat rahat dolanamazsınız ne yazık ki (erkekler için de geçerli). Apaçisi çok.Değişik saç stilleri ve fosforlu kıyafetleriyle kendilerini direkt belli ederler. Suriyeli aşırı fazla hatta bir kaç sokağına girdiğinizde kendinizi ışınlanmıs sanarak Suriyede hissedebilirsiniz o yüzden biraz fantastik. Küçük bir şehir olmasına rağmen tam tamına 3 adet avmsi var. Eğer bir Sakaryalıysanız bu size mükemmel bir şey gibi gelebilir. Çark Caddesi zaten en meşhur yer. Onun yanında Kent Park var. Suriyeliler,apaçiler ve sevgilisiyle aşna fişna yapanlar olarak üç bölüme ayrılmıs.Onubn dışında biraz uzak ama Sapanca gölü var ve tabiki Suriyeliler orda daha fazla. Bunun yanında piknik alanları var Poyrazlar vs. Lakin Üniversitesi uzak olmasına rağmen çok güzel. Kampüsün kapısından girince kendinizi farklı bir yerde hissediyorsunuz. Meşhur Sapanca gölüne manzarası var. Eğitim konusunda da iyi olduğunu söylüyorlar ama vizeler-finaller çok zor oluyormus. Bahar şenlikleri yapılmıyor ne yazık ki
bakikblk Sitedeki tek Çorumlu ben değilmişim.Çorum'un Dünyanın merkezi olduğunu yazmayı unutmuşsun bu arada:D
rile55tnrc ya asıofkjal yalan haber olum aklını kullan Dünyanın merkezi Ekvator üzerinde olmak zorunda bu kadar basit Çorum iç anadoluda :d
bakikblk ya biliyorum zaten yalan olduğunu:D bize leblebimiz yeter wsdfdf
rile55tnrc 13475834752384752834752834752347523894 çeşit leblebi olduğu doğrudur asdofjsldf
bakikblk acılı olanı seviyorum ben swedrfdedrft renkli olanlar da hüzel
Janselalptekin tamamen jeolojik şekil ve siyasi sınır benzerliklerinden ötürü.
görsel
görsel
Lordum anlatsam mı bilemedim ama adana; 'Genel' olarak ülkücü kesim çoğunluklu. İnsanlarına karşı pek bir sıkıntınız olmaz fakat çok değişik insanlar var şaşırırsınız, giyime vs. karışan olmaz. Olursa da 'hayırdır lan' diyerek yardıma koşan insanlarımız var. Ucuz bir şehirdir, öğrenci için en uygun şehirlerden biri diyebilirim(ev kiraları pahalı o biraz sıkıntı.) Tabii ki internette mizahı dönen o aminium gardaş tarzında konuşan tipler var (aslında biraz abartılıyor) ama yer olarak nerede bulunduğunuz önemli. Denizli, hürriyet gibi mahallelere umarım işiniz düşmez ya bir şey çaldırırsınız ya da köşede sıkıştırırlar, çok fazla olay oluyor her türlü pislik tiplerden var oralarda (sarı fosforlu nike giyenler..) Gezilecek tarihi yeri yok denecek kadar az ama Taş köprü, küçük saat, merkez camiye gidebilirsiniz.
Çarşı'da has şalgamcılardan bi acılı içip, simitinizi yiyin harbiden mutlu oluyorsunuz. (Telefona cüzdana dikkat) moda sahilde, kordonda arkadaşlarla bira içmek de neymiş? Adnan menderes dururken!!! Sevgi adası denilen hiç bir özelliği olmayan ama içi yiyişen sevgililerle dolu olan değişik bi adamız bile var! Gece vakti gidilmez ama gündüz yunusa atlayıp gölün ortasında boğulma korkusunu en az 1 kez yaşayın. ve tabiki K E B A B pahalı mekanlarda güzel olmaz, ara sokaklardaki o pis gibi görünen yerlerde yiyin valla daha lezzetli
Çarşı'da has şalgamcılardan bi acılı içip, simitinizi yiyin harbiden mutlu oluyorsunuz. (Telefona cüzdana dikkat) moda sahilde, kordonda arkadaşlarla bira içmek de neymiş? Adnan menderes dururken!!! Sevgi adası denilen hiç bir özelliği olmayan ama içi yiyişen sevgililerle dolu olan değişik bi adamız bile var! Gece vakti gidilmez ama gündüz yunusa atlayıp gölün ortasında boğulma korkusunu en az 1 kez yaşayın. ve tabiki K E B A B pahalı mekanlarda güzel olmaz, ara sokaklardaki o pis gibi görünen yerlerde yiyin valla daha lezzetli
Bolu yavaş yavaş emekli şehrinden öğrenci şehrine geçiş yapan küçük ilimiz :) ilk olarak turistlik açıdan önemlidir. Abant, Yedigöller, Kartalkaya, Aladağ ve Gölcük başlıca yerlerdir. Büyük şehirde yaşıyorsanız gitmenizi ve fazla oksijenden bayılmanızı tavsiye ederim ^-^ İnsanlar olarak ise ilçeden ilçeye farklılık gösterir ama genel olarak cimri ve kurnaz olarak da tanınıyorlar. Tabi herkes öyle değil iyi insanlara denk gelirseniz çok seversiniz.Bu arada Bolunun yazın serin kışında çok soğuk olduğunu unutmayınız. Çok yazdım geri kalanını arkadaşlarıma bırakıyorum ^- ThtrkmN irem_glrr
Size güzelliklerinden çok bana çektirdiğiyle hatırladığım şehir Konyadan bahsedeyim. Tabi ki şehrin bir suçu yok ama bir yeri sevmenizi sağlayan insanlarıdır ve konya'nın insanları hiç iç açıcı değil ve bunun doğru olduğunu kabul eden bir sürü konyalı vardır. Öğrenciye aşırı yüksek verilen ev kiraları, esnafı yaka silktirir. Ve Konyaya gidenler için en önemli uyarım !SAKIN BİRİNE YOL SORMAYIN! emin olun kaybolarak daha güzel bulursunuz yolunuzu(kilometrelerce yol yürüyüp ağladığımı bilirim o kadar diyorum.) Türkiye'nin en belalı mahallelerinden birine(muhacir) ev sahipliği yapar ve hemen merkezin bir arka sokağı. Akşam vakitlerinde 2 saat fazla yürüyün ordan geçmeyin derim.
Benim için önemli kısım olan yemeklerine gelirsek BERBAT! Zaten bildiğiniz üzere etli ekmek var kıymalı pidenin hallicesi, hayatınızda bir kez yemeniz kafi olan bir lezzet. Onun haricinde öyle ahım şahım güzel yemek yapan yerleri bir elin parmağını geçmez. Ama adana lezzetlerine aşık biri olarak kendimi ödüllendirmek istediğim zaman(ki genelde) harika bir kebapçı(lider adana ocakbaşı) var oraya giderim :D Kahvaltı için doğru adres Sille. Ankara hamamönünü bilenler vardır oranın daha otantik otel-restorantlarında çok güzel kahvaltı yapabilirsiniz.
Aslında şehir çok güzel hiç öyle istanbul ankara gibi kalabalık değil. Ankara da yaşadığım için yokuş özlemi çekiyorum arada o kadar düz ki şehir şaşırırsınız bu nedenle aynı zamanda bisiklet şehridir, bir çok yerde belediyeye ait bisikletleri çok ucuz bir miktara kiralayıp istediğiniz her hangi bir istasyonda geri bırakabilirsiniz. Yürümeyi sevdim bu şehirde, yollar boş rahat düz hiç bir sıkıntı yok. Meram yaka-yeni yol en elit kesimleridir öğrenci için ideal.
Gezilecek listem benim için çok kısa MEVLANA. Daha bir çok tarihi-ünlü yer var ama konya bence bu konuda sıradan bir şehir.
Şehre ilk geldiğimde Mevlana'nın "Gez dünyayı gör Konyayı" sözünün "Dünyanın kaç bucak olduğunu görün" anlamında söylediğini düşünmüştüm. Hala aynı fikirdeyim :) Ama size güzellikler getiriyorsa bir şehir sevmemek işten değil. BİR ŞEHİR TANIDIĞINIZ İNSANLAR KADAR GÜZELDİR.
Benim için önemli kısım olan yemeklerine gelirsek BERBAT! Zaten bildiğiniz üzere etli ekmek var kıymalı pidenin hallicesi, hayatınızda bir kez yemeniz kafi olan bir lezzet. Onun haricinde öyle ahım şahım güzel yemek yapan yerleri bir elin parmağını geçmez. Ama adana lezzetlerine aşık biri olarak kendimi ödüllendirmek istediğim zaman(ki genelde) harika bir kebapçı(lider adana ocakbaşı) var oraya giderim :D Kahvaltı için doğru adres Sille. Ankara hamamönünü bilenler vardır oranın daha otantik otel-restorantlarında çok güzel kahvaltı yapabilirsiniz.
Aslında şehir çok güzel hiç öyle istanbul ankara gibi kalabalık değil. Ankara da yaşadığım için yokuş özlemi çekiyorum arada o kadar düz ki şehir şaşırırsınız bu nedenle aynı zamanda bisiklet şehridir, bir çok yerde belediyeye ait bisikletleri çok ucuz bir miktara kiralayıp istediğiniz her hangi bir istasyonda geri bırakabilirsiniz. Yürümeyi sevdim bu şehirde, yollar boş rahat düz hiç bir sıkıntı yok. Meram yaka-yeni yol en elit kesimleridir öğrenci için ideal.
Gezilecek listem benim için çok kısa MEVLANA. Daha bir çok tarihi-ünlü yer var ama konya bence bu konuda sıradan bir şehir.
Şehre ilk geldiğimde Mevlana'nın "Gez dünyayı gör Konyayı" sözünün "Dünyanın kaç bucak olduğunu görün" anlamında söylediğini düşünmüştüm. Hala aynı fikirdeyim :) Ama size güzellikler getiriyorsa bir şehir sevmemek işten değil. BİR ŞEHİR TANIDIĞINIZ İNSANLAR KADAR GÜZELDİR.
Adana
-İnsanları; Karışık, olaylı, küfürlü, sıcakkanlı.
-Gezilecek Yerler; Taşköprü, Merkez Cami ve Merk Park, Büyüksaat, Küçüksaat, Bebekli Kilise, Eski Konaklar, Varda (Alman) Köprüsü /bkz Skyfall filmi/, Seyhan Baraj Gölü Batı Köprüsü, Kanyon, Kazancılar Çarşısı, Çeşitli müzeler (Mozaik, Sinema, Etnografya...), İlçelerde bulunan kaleler (Anavarza, Kozan, Karasis...) (Dipçe: Varda Köprüsü, Kaleler ve Kanyon dışında hepsi merkezde)
-Uzak Durulacak Yerler (Mahalle); Şakirpaşa, Yeşilevler, Sinanpaşa, Kiremithane, Hürriyet, Denizli, Dağlıoğlu...
-Yada doğrudan (daha rahat) gezebileceğiniz yerleri vereyim; Atatürk Caddesi, Ziyapaşa Caddesi, Gazipaşa Caddesi, Barajyolu Caddesi, Turgut Özal Bulvarı, Süleyman Demirel Bulvarı (Göl Manzarası).
-Yemeden Gitmem; Adana Kebap, Ciğer, Şırdan, Analı Kızlı, Bici Bici, Kaynar, Misis Ayranı, Karakuş (tatlı), Ekşili Köfte, İçli Köfte, Şalgam, Kazım Büfe-Muzlu Süt, Cevizli Sucuk, Salata sevenler muhakkak bir kebapçıya gitsin bol bol yersiniz, Boğma, Aşlama (Şıra).
Önerileri ben yazdım ama küçük detay ve aklıma gelmeyenleri internetten baktım. Yalan yok. Olur da yolunuz düşerse seveceğinizi umuyorum. Çünkü biz seviyoruz. 'Anniyün mü?, Ayikün mü?, Bahale, Gardaş, Ne bakiyün? Hayırdır lan? Emmi vs' gibi şeyler de duyabilirsiniz.
Düzeltme: 6-7-8 Ekim'de Adana'da olursanız Lezzet Festivali var. Katılabilirsiniz.
Bağlantı; www.instagram.com/p/BXyVqbsAH6W/
-İnsanları; Karışık, olaylı, küfürlü, sıcakkanlı.
-Gezilecek Yerler; Taşköprü, Merkez Cami ve Merk Park, Büyüksaat, Küçüksaat, Bebekli Kilise, Eski Konaklar, Varda (Alman) Köprüsü /bkz Skyfall filmi/, Seyhan Baraj Gölü Batı Köprüsü, Kanyon, Kazancılar Çarşısı, Çeşitli müzeler (Mozaik, Sinema, Etnografya...), İlçelerde bulunan kaleler (Anavarza, Kozan, Karasis...) (Dipçe: Varda Köprüsü, Kaleler ve Kanyon dışında hepsi merkezde)
-Uzak Durulacak Yerler (Mahalle); Şakirpaşa, Yeşilevler, Sinanpaşa, Kiremithane, Hürriyet, Denizli, Dağlıoğlu...
-Yada doğrudan (daha rahat) gezebileceğiniz yerleri vereyim; Atatürk Caddesi, Ziyapaşa Caddesi, Gazipaşa Caddesi, Barajyolu Caddesi, Turgut Özal Bulvarı, Süleyman Demirel Bulvarı (Göl Manzarası).
-Yemeden Gitmem; Adana Kebap, Ciğer, Şırdan, Analı Kızlı, Bici Bici, Kaynar, Misis Ayranı, Karakuş (tatlı), Ekşili Köfte, İçli Köfte, Şalgam, Kazım Büfe-Muzlu Süt, Cevizli Sucuk, Salata sevenler muhakkak bir kebapçıya gitsin bol bol yersiniz, Boğma, Aşlama (Şıra).
Önerileri ben yazdım ama küçük detay ve aklıma gelmeyenleri internetten baktım. Yalan yok. Olur da yolunuz düşerse seveceğinizi umuyorum. Çünkü biz seviyoruz. 'Anniyün mü?, Ayikün mü?, Bahale, Gardaş, Ne bakiyün? Hayırdır lan? Emmi vs' gibi şeyler de duyabilirsiniz.
Düzeltme: 6-7-8 Ekim'de Adana'da olursanız Lezzet Festivali var. Katılabilirsiniz.
Bağlantı; www.instagram.com/p/BXyVqbsAH6W/
İstanbul'da oturuyorum ancak orayı değil memleketim Ordu'yu anlatmak istedim.
Karadenizin o tertemiz havası, yemyeşil doğası ile kuşatılmıştır Ordu. Konuşma tarzları enfestir, çok hızlı konuşurlar, bazen ben bile anlayamıyorum :D Bazı kelimeler yerine başka terimler kullanılır. Örnek: koşmak = siitmek. "Siit de şu kovayı getir :D" Örnek2: Haçan kelimesi favorimdir. "Hangi ara" anlamı taşır. "Haçan geldin de gittin :D"
Efsanelerden biri de "alamuk"tur. Ordulu birine telefonda "Hava nasıl?" diye sorarsanız bu cevabı alma ihtimaliniz epey yüksek. Bunaltıcı sıcak hava anlamına gelir.
Bir diğer en sevdiğim kelime andır galsın :olmaz olasıca. Bunu acayip kullanıyorum İstanbulda falan :D
Şurda http://www.ordumm.com/ordu-sivesi-hakkinda/ bir sürü kelime var, merak eden bakabilir :D
Dil konusunu geçtikten sonra biraz da fındıktan bahsedelim. Ağustosun 2. haftasından sonra köy nüfusu hızla artar. Acayip yorucu iştir bu. Gözüne toz kaçması mı dersin, her türlü böcek mi dersin, diken mi dersin, sıcak ve yağışlı hava mı dersin. Sabah 6dan akşam6ya kadar kalınır bahçede. Uzak bahçeyse yemekli gene gidilir. Fındığı topladıktan sonra güneşte kurutuyorsun, ağaçta iken yeşil olan fındık kuruduktan sonra kırmızı, kahverengi arası bi renge döner. O zaman da patoza vurulr. Büyük hortumlarla dolu makine. Hortumun ağzını fındık yığınına dayayına kabukları soyuyor, arka taraftan çıkarıyor.
Giderseniz Boztepe, Yason Burnu, Hoynat Adası, Yoroz, Ulugöl'e uğrayın mutlaka.
Ayrıca, mısır ekmeği <3
Karadenizin o tertemiz havası, yemyeşil doğası ile kuşatılmıştır Ordu. Konuşma tarzları enfestir, çok hızlı konuşurlar, bazen ben bile anlayamıyorum :D Bazı kelimeler yerine başka terimler kullanılır. Örnek: koşmak = siitmek. "Siit de şu kovayı getir :D" Örnek2: Haçan kelimesi favorimdir. "Hangi ara" anlamı taşır. "Haçan geldin de gittin :D"
Efsanelerden biri de "alamuk"tur. Ordulu birine telefonda "Hava nasıl?" diye sorarsanız bu cevabı alma ihtimaliniz epey yüksek. Bunaltıcı sıcak hava anlamına gelir.
Bir diğer en sevdiğim kelime andır galsın :olmaz olasıca. Bunu acayip kullanıyorum İstanbulda falan :D
Şurda http://www.ordumm.com/ordu-sivesi-hakkinda/ bir sürü kelime var, merak eden bakabilir :D
Dil konusunu geçtikten sonra biraz da fındıktan bahsedelim. Ağustosun 2. haftasından sonra köy nüfusu hızla artar. Acayip yorucu iştir bu. Gözüne toz kaçması mı dersin, her türlü böcek mi dersin, diken mi dersin, sıcak ve yağışlı hava mı dersin. Sabah 6dan akşam6ya kadar kalınır bahçede. Uzak bahçeyse yemekli gene gidilir. Fındığı topladıktan sonra güneşte kurutuyorsun, ağaçta iken yeşil olan fındık kuruduktan sonra kırmızı, kahverengi arası bi renge döner. O zaman da patoza vurulr. Büyük hortumlarla dolu makine. Hortumun ağzını fındık yığınına dayayına kabukları soyuyor, arka taraftan çıkarıyor.
Giderseniz Boztepe, Yason Burnu, Hoynat Adası, Yoroz, Ulugöl'e uğrayın mutlaka.
Ayrıca, mısır ekmeği <3
Tekirdağ, yerlisinden çok ülkenin her bölgesinden sanayisi ve iş imkanı olduğu için gelen insanlarla dolu bu insanların %90ınını samsunlular oluşturuyor burada yoldan geçen 20kişiye nereli olduğunu sorsanız 16sı samsun diyecektir. Genellikle ülkede ne olursa olsun sanki burası farklı bir ülkeymişçesine rahat olur insanlar.(genelde).
Gezilecek yerler hakkında ise tarihi yer var mı bilmiyorum lakin deniz tatilini seviyorsanız Şarköy uygundur.
İnsanları hakkındada yorum yapamayacağım her yerden her türlü insan var
Gezilecek yerler hakkında ise tarihi yer var mı bilmiyorum lakin deniz tatilini seviyorsanız Şarköy uygundur.
İnsanları hakkındada yorum yapamayacağım her yerden her türlü insan var
İstanbulda oturuyorum ama herkes yazar burayı.Ben Tokat hakkında konuşayım.
Yerleşik olarak yaşayan insanları gördüğüm kadarıyla hala ayrım içinde.Ticari Merkezi saymazsak köyler ikiye ayrılıyor Alevî köyleri-Sünni köyleri.Ben kendi kısmım için konuşacak olursam misafirperverdir. Anadolu'nun tanrı misafiri anlayışını hala korumaktadırlar.
Valla Tokat kababımız , sarmamız ve üzüm bağlarımız ünlüdür sevmeyen de pek insan yoktur.
Tarihi yerlerin çoğunu ben de bilmiyorum açıkçası onlar sorulup öğrenilir.Ama yanınıza bir kaç arkadaş,biraz erzak alarak doğaya dalabilirsiniz. Yanınıza çok fazla su almanıza gerek yok her yerden su fışkırıyor :D (Turhalda en azından).Tokat ağzında nasıl yazılacağını bilmediğim küçük gölümsü şeylerimiz var.Derin ve alttan yer altı su kaynağına bağlı.Yazın buz gibi kışın sıcacık tadından yenilmiyor açıkçası :D
mates yazını okuyunca benim de garip kelimelerden bahsedesim geldi :D
Dedemin zamanlarında köyümüzü çok fazla basarlarmış."Molla" normal lügatta cemaat lideri , Dini lider anlamına geliyormuş.Ben daha geçen sene öğrendim çok şaşırmıştım.Bizde "Molla" Eşkıya demek.
Sonra "sorutmak" fiili :D :D "Ne soruduyon öyle" çevirisi Ne boş boş dikiliyorsun öyle demek :D
İsim köklü kelimelere i- takısı ekleniyor.Mesela Lif=İlif Rıza=İrıza
Aklıma gelen son şeyse harflerin yerinin değişmesi Toprak=Torpak Yaprak=Yarpak
Yerleşik olarak yaşayan insanları gördüğüm kadarıyla hala ayrım içinde.Ticari Merkezi saymazsak köyler ikiye ayrılıyor Alevî köyleri-Sünni köyleri.Ben kendi kısmım için konuşacak olursam misafirperverdir. Anadolu'nun tanrı misafiri anlayışını hala korumaktadırlar.
Valla Tokat kababımız , sarmamız ve üzüm bağlarımız ünlüdür sevmeyen de pek insan yoktur.
Tarihi yerlerin çoğunu ben de bilmiyorum açıkçası onlar sorulup öğrenilir.Ama yanınıza bir kaç arkadaş,biraz erzak alarak doğaya dalabilirsiniz. Yanınıza çok fazla su almanıza gerek yok her yerden su fışkırıyor :D (Turhalda en azından).Tokat ağzında nasıl yazılacağını bilmediğim küçük gölümsü şeylerimiz var.Derin ve alttan yer altı su kaynağına bağlı.Yazın buz gibi kışın sıcacık tadından yenilmiyor açıkçası :D
mates yazını okuyunca benim de garip kelimelerden bahsedesim geldi :D
Dedemin zamanlarında köyümüzü çok fazla basarlarmış."Molla" normal lügatta cemaat lideri , Dini lider anlamına geliyormuş.Ben daha geçen sene öğrendim çok şaşırmıştım.Bizde "Molla" Eşkıya demek.
Sonra "sorutmak" fiili :D :D "Ne soruduyon öyle" çevirisi Ne boş boş dikiliyorsun öyle demek :D
İsim köklü kelimelere i- takısı ekleniyor.Mesela Lif=İlif Rıza=İrıza
Aklıma gelen son şeyse harflerin yerinin değişmesi Toprak=Torpak Yaprak=Yarpak
Janselalptekin bayan cancel arkadas anadayi anlatmis niye begenmiyorsunuzzzzz amaaaaa
Kocaeli'den bahsedeyim ben de. Kocaeli'de pek bir şey yok, birkaç avm, boktan cafeler, bolca dönerci. Barlardan clublardan tiksindiğim için oralara gitmiyorum ancak duyduğum kadarıyla sap sap takılan kekolarla doluymuş. En azından insanları fena değil ama İzmit çocuklarına dikkat etmek lazım, ışık hızında mevzu çıkarabilirler. Gençlerimiz pek atarlı giderlidir. Uzak durulması gereken yerler: Mehmet Ali Paşa, Yenidoğan, Topçular ve komple Gölcük (Değirmendere hariç). Yobaz atmosferden kurtulup nefes almak isterseniz de Yahya Kaptan ve Değirmendere'yi öneririm. Askeriye giriş kartı olanlar için Gölcük ve Değirmendere'de askeri tesisler var. Orduevleri, sinema, bowling salonu, kantin, açık ve kapalı havuzlar vs. Ulaşlı'da da askeri kamp bulunuyor, açık havuzu, çay bahçesi, kantini ve restoranı bulunmakta.
rile55tnrc TIMELİNE kısmında haritaya hiç bakmıyor musun ben hep bakıyorum memleketten kim var diye bi ara bi kız vardı küçük bi kız sonra oda öldü :D
bende KIRŞEHİR DEN bahsedeyim Türkiye nin neredeyse tam ortasında olan bir il ufak bir memleket 130000 nüfüslu %90 olarak memur emekli memleketi deniz olmamasına rağmen nasıl böyle olmuş aceba :D merkez olarak bir ucundan bir ucuna maximum olarak yürüyerek 30 dakika da gidersiniz ben evden işe yürüyerek 15 araçla 6/7 dakika gidiyorum trafik son zamanlarda daha da arttı ama tabi ki büyük yerlerde ki gibi değil bize göre arttı ama şehir dışına çok çıktığım için oralarda trafik daha rahat ankara kayseri konya antalya karaman maraş vs şehir içinde 120/130 gittiğimi bilyorum burada yayalar bile yobaz kaldırım kullanmazlar kaldırımı dikilmek için kullanılırlar yolu yürümek için hatta biraz su versen diplerine yeşerecek kadar dikilmiş arkadaşlar görebilirsiniz ayrıca bir çok kaldırımda araç vardır zaten :))) maddi acıdan merkeze uzaklığına göre 300TL den merkezde en işlek yerlerine göre 800 TL ye kadar ev kirası var emlak değerinin ne olduğu pek önemli değil evler çok pahalı dönüp bakmayacağin evler olmuş 250 milyar 400 milyarın altında sıfır ev zor biraz neyse maddi açıdan hayat ucuz diyebiliriz aslında pahalı ama büyük şehirlere göre ucuz mesela su 50 krş fakat antalya da su aldım geçen 2 TL :)) diğer taraftan her yerde ADANA SİMİT DÜNYASI ama burası adana değil neyse iki adım yürüyorsun eczane iki adım yürüyorsun tekel iki adım daha kuruyemişçi ik adım daha yürüyorsun incik boncukcu sonra aynen sıralama devam ediyor bu binaların üstleri hep cafe :))) dönerciler sokağımız bile var yan yana boşluksuz :D birde bayan kuaförler abartısız nereye kafayı çevirsen gelin başı ve abartılı gelinin kız kardeşi fırlıyor :))) velhasıl sadede gelirsek akşamları yapacak birşey yok ben iş için şehir dışında değilsem yada merkezde işim yoksa boşsam dükkandan çıkınca doğru eve gidip dizi izliyorum :) insanlar artık sarmıyor yaaa neyse şehirden kendime doğru fazla geldim 4 ana caddeye sahip dördünün ortak noktası meydan ve tek meydanımız var yolda yürürken birini en az dört kez görürsün bi mağazaya girmediyse kaybetme şansın yok ki olsa bile çabuk bulursun bu kadar gezip görebileceğiniz pek bir yer yok CAFE VAR OTURURSAN DÖNER VAR YERSEN ÇAY VAR İÇERSEN :))
saygılarımla ..
bende KIRŞEHİR DEN bahsedeyim Türkiye nin neredeyse tam ortasında olan bir il ufak bir memleket 130000 nüfüslu %90 olarak memur emekli memleketi deniz olmamasına rağmen nasıl böyle olmuş aceba :D merkez olarak bir ucundan bir ucuna maximum olarak yürüyerek 30 dakika da gidersiniz ben evden işe yürüyerek 15 araçla 6/7 dakika gidiyorum trafik son zamanlarda daha da arttı ama tabi ki büyük yerlerde ki gibi değil bize göre arttı ama şehir dışına çok çıktığım için oralarda trafik daha rahat ankara kayseri konya antalya karaman maraş vs şehir içinde 120/130 gittiğimi bilyorum burada yayalar bile yobaz kaldırım kullanmazlar kaldırımı dikilmek için kullanılırlar yolu yürümek için hatta biraz su versen diplerine yeşerecek kadar dikilmiş arkadaşlar görebilirsiniz ayrıca bir çok kaldırımda araç vardır zaten :))) maddi acıdan merkeze uzaklığına göre 300TL den merkezde en işlek yerlerine göre 800 TL ye kadar ev kirası var emlak değerinin ne olduğu pek önemli değil evler çok pahalı dönüp bakmayacağin evler olmuş 250 milyar 400 milyarın altında sıfır ev zor biraz neyse maddi açıdan hayat ucuz diyebiliriz aslında pahalı ama büyük şehirlere göre ucuz mesela su 50 krş fakat antalya da su aldım geçen 2 TL :)) diğer taraftan her yerde ADANA SİMİT DÜNYASI ama burası adana değil neyse iki adım yürüyorsun eczane iki adım yürüyorsun tekel iki adım daha kuruyemişçi ik adım daha yürüyorsun incik boncukcu sonra aynen sıralama devam ediyor bu binaların üstleri hep cafe :))) dönerciler sokağımız bile var yan yana boşluksuz :D birde bayan kuaförler abartısız nereye kafayı çevirsen gelin başı ve abartılı gelinin kız kardeşi fırlıyor :))) velhasıl sadede gelirsek akşamları yapacak birşey yok ben iş için şehir dışında değilsem yada merkezde işim yoksa boşsam dükkandan çıkınca doğru eve gidip dizi izliyorum :) insanlar artık sarmıyor yaaa neyse şehirden kendime doğru fazla geldim 4 ana caddeye sahip dördünün ortak noktası meydan ve tek meydanımız var yolda yürürken birini en az dört kez görürsün bi mağazaya girmediyse kaybetme şansın yok ki olsa bile çabuk bulursun bu kadar gezip görebileceğiniz pek bir yer yok CAFE VAR OTURURSAN DÖNER VAR YERSEN ÇAY VAR İÇERSEN :))
saygılarımla ..
plutonlukiz Yahu Abant cok guzel bir yer degil mi? Daha once iki uc kez Buyuk Abant Oteli'nde olan yaz kampina katilmistim - insanin kendisini o tertemiz kokan topraga gomup yatip uyuyasi geliyor. Bir nebze soguk tabi, ancak takdirimi esirgeyemem.
aygunozdemir Bebekli Kilise'nin altindaki Ermeni azinligin kacmak icin kullandigi muhurlenmis tuneli de unutmayalim hocam...
whiteway Adnan Menderes'in hava karardiktan sonraki halinden de biraz bahsetsen mi sanki..
aygunozdemir Bebekli Kilise'nin altindaki Ermeni azinligin kacmak icin kullandigi muhurlenmis tuneli de unutmayalim hocam...
whiteway Adnan Menderes'in hava karardiktan sonraki halinden de biraz bahsetsen mi sanki..
dominus Bici+adnan menderesten bahsetmeyi unutmuşum
Ve şırdan( hiç sevmem ben ama)
Ve şırdan( hiç sevmem ben ama)
dominus ilk defa gelenler için güzel tabi ama her pazar abantta olan biri zamanla sıkılıyor ^-^
Ben de konyadan bahsedicem. Konyanın insanı biraz yobazdır bağnazdır. İstediğiniz gibi giyinemezsiniz erkekler de dahi. Şort giysen tip tip bakan yaşlı amcalar var. Üç üniversite olduğu için o üniversitedeki öğrenciler sayesinde birazcık mutlu olabileceğiniz şehir. Tarhi yerler olarak Mevlana türbesi, Şems türbesi filan var bunlar dışında da pek bir yer yoktur.
Türkiye'nin en turistik bölgelerinden biri olan Denizli.Neden Denizli'yi gezmelisiniz? işte size 8 sebep
1-Pamukkale! kaplıcalar ve mineralli kaynak sularınca zengin olan bölgenin en ikonik doğal oluşumu, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Pamukkale Travertenleri geliyor.
2- Hierapolis Antik Kenti Pamukkale
Burası, Denizli merkezin 18 km. kuzeyinde, Pamukkale Travertenleri’nin hemen arka tarafında bulunan antik bir Frigya kenti.Hierapolis, MS 60 yılında yaşanan büyük depremde ve sonrasındaki depremlerden çok zarar görüp neredeyse tamamen Helenistik özelliklerini kaybeden yerlerden. Bu nedenle de günümüze kadar ayakta kalan yapılar tamamen Roma Dönemi’nden kalma olanlar.
3-Antik Havuz (Kleopatra Havuzu)
Bu şehrin Pamukkale Travertenleri’ne çok yakın olması da burayı antik çağlardan beri “turistik” bir yer yapıyor. Özellikle buradaki “Kleopatra Havuzu” lakaplı antik havuz en olmazsa olmaz gezilecek yerlerden. Burası 23 yüzyıllık bir havuz. Zamanında meydana gelen bir deprem şehrin ortasında bir çukur açınca, şehrin güzelim sütunlarını da tutmuş içine savurmuş, özgür kalan termal sular da içini doldurunca bu Antik Havuz oluşmuş.
4-Laodikeia Antik Kenti
Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında, Seleukos Kralı II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye ithafen kurduğu kent, MS 60 yılındaki büyük depremde yerle bir olmuş. Fakat her ne kadar ayakta kalamamış olsa da Anadolu’nun en büyük stadyumu dahil birçok yapının kalıntılarını görmek mümkün: 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 çeşme, 2 anıtsal giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar, evler, kiliseler ve caddeler… Antik kaynaklara göre ta o zamanda Laodikeia’nın yünlü dokumacılık ürünleri çok ünlüymüş. Burada Hıristiyanlık dünyasının en eski ve en önemli kutsal yapılarından biri olan bir kilise de bulunuyor.
5-Tripolis Antik Kenti
Burası Denizli’nin merkeze 40 km. uzaklıktaki ilçesi Buldan’a bağlı Yenicekent Kasabası ve Menderes Nehri arasındaki yamaç üzerinde kurulmuş önemli bir antik kent. Burasının kuruluş tarihi net değil fakat yapılan kazılarda bulunan kalıntılara göre Tripolis’te kent hayatı Geç Neolitik- Erken Kalkolitik Dönem’e (MÖ 5500) kadar uzanıyor. Konum olarak Frigya Lidya ve Karya Uygarlıkları kesişiminde bulunduğundan ticaret sayesinde zenginleşme avantajı yakalamış bir kent. Fakat en nihayetinde burası da depremlerden nasibini almış antik kentlerden. Günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış çoğu yapı da MS 1-3 yy Roma Dönemi’nden kalma. Zaten kent en ihtişamlı devrini de bu dönemde yaşamış.
6-Işıklı Gölü ve Tokalı (Akdağ) Kanyonu
Çivril’e bağlı Işıklı Gölü, hem su kuşlarının üreme alanı, hem bir balık çiftliği, hem sulama alanında kullanılan bir tatlı su kaynağı hem de Denizlililer için alternatif bir pazar kaçamağı yeri. Ne yazık ki bu göldeki ekosistem şu an bilinçsiz avlanma nedeniyle yok olma tehlikesi ile burun buruna. Henüz hala üzerinde su kuşları uçuşuyorken manzarayı kaçırmayın deriz. Ayrıca eğer Mayıs başında buradaysanız, göl yüzeyi silme nilüferlerle kaplı oluyor. Tam fotoğraflamalık.
Türkiye’nin en derin ve en zor seviye kanyonlarından biri olan Akdağ diğer ismi ile Tokalı Kanyonu‘ndan bahsetmek gerek. Burası maceraperestler için biçilmiş kaftan. Elbette burası geçerken uğranabilecek bir yer değil. Buraya tam teçhizatlı gelmek gerekiyor. Çünkü hem kanyonu boydan boya geçmek 8 saate varabiliyor hem de kanyon boyunca öyle yerler var ki tırmanma, kayaların altından yüzerek geçme gibi etaplar da içeriyor.
7-Yamaç Paraşütü & Balon & Microlight
Denizli’de gelişmekte olan bir havacılık sektörü var. Şu an microlight ve yamaç paraşütü uçuşları devam ediyor ama balon faliyetleri kurumlar arası kapışma sebebiyle durmuş. Bakarsınız yeniden başlar… Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce belirlenen resmi yamaç paraşütü rotaları şu şekilde: Honaz Dağı, Çökelez Dağı ve eteklerinden Pamukkale Travertenleri sınırına kadar, Dodurgalar Keloğlan Mağarası, Göktepe Dağı Göveçlik Kasabası, Tavas Bozdağ, Çameli Yaylacık Dağı. Hatta Çameli Yaylacık Dağı, bu sene (2016) Temmuz ayında 4. kez Uluslararası Yamaç Paraşütü Türkiye Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak kadar öne çıkmaya başladı.
8-Denizli Merkez teleferik-denizliRotası
Bağbaşı Kent Ormanı’ndaki teleferikle Bağbaşı Yaylası’na çıkmak, Cankurtaran veya Şahin Tepesi’nden Denizli manzarasını seyretmek var.
DENİZLİ'NİN TARİHİ
Denizli öyle köklü bir tarihe sahip ki bunu buradaki antik kentlerin bereketinden de anlayabiliriz. Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulan kent, bugün Denizli’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. (Denizli’de bir değil iki değil tam 19 antik kent var. Elbette hepsi bir Laodikeia ve Hierapolis gibi görkemli değiller. Denizli’deki tüm antik kentleri gösteren bir haritayı da aşağıda bulabilirsiniz.)
İlk zamanlarda buraya yerleşen Türkler, Laodikeia’ya ithafen bölgeye Ladik demişler fakat denize kıyısı bile olmadığı halde isminin Denizli olması gerçek bir evrimin sonucu. Denizli ismi, Orta Asya’dan buraya göçen Tengiz (Öz Türkçe’de deniz demek) Boyu‘ndan hatta birebir olarak Tenguzlu kelimesinin zamanla değişmesinden oluşuyor.
Türkler ilk defa 1070 yılında Afşin Bey‘in Anadolu’ya girmesiyle Denizli’de görülmeye başlıyor. Bir yıl sonra da bölgeye Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve ona bağlı beyler hakim oluyor. Her ne kadar 1097 yılında Bizans hakimiyetine girse de 1102 yılında 1. Kılıçarslan ile tekrar Türk hakimiyetine giren Denizli ve çevresi, tarih derslerinde “Anadolu’da Türk hakimiyetinin kabul edildiği savaş” olarak geçen 1176 Miryokefalon Savaşı‘na kadar bir Bizans bir Selçuklu hakimiyetine girip çıkıyor.
13. yy Anadolu Selçukluları döneminde ise Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilen Denizli, sırasıyla önce Germiyanoğulları, sonra İlhanlılar en sonunda yine Germiyanlılar’ın hakimiyetine girdikten sonra 1391‘de Yıldırım Bayezit ile Osmanlı topraklarına dahil oluyor. Ankara Savaşı sonrası bölgeyi Timur ele geçirmiş olsa da Denizli 1429‘da tekrar ve kalıcı olarak Osmanlı hakimiyetine giriyor.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
1-Pamukkale! kaplıcalar ve mineralli kaynak sularınca zengin olan bölgenin en ikonik doğal oluşumu, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Pamukkale Travertenleri geliyor.
2- Hierapolis Antik Kenti Pamukkale
Burası, Denizli merkezin 18 km. kuzeyinde, Pamukkale Travertenleri’nin hemen arka tarafında bulunan antik bir Frigya kenti.Hierapolis, MS 60 yılında yaşanan büyük depremde ve sonrasındaki depremlerden çok zarar görüp neredeyse tamamen Helenistik özelliklerini kaybeden yerlerden. Bu nedenle de günümüze kadar ayakta kalan yapılar tamamen Roma Dönemi’nden kalma olanlar.
3-Antik Havuz (Kleopatra Havuzu)
Bu şehrin Pamukkale Travertenleri’ne çok yakın olması da burayı antik çağlardan beri “turistik” bir yer yapıyor. Özellikle buradaki “Kleopatra Havuzu” lakaplı antik havuz en olmazsa olmaz gezilecek yerlerden. Burası 23 yüzyıllık bir havuz. Zamanında meydana gelen bir deprem şehrin ortasında bir çukur açınca, şehrin güzelim sütunlarını da tutmuş içine savurmuş, özgür kalan termal sular da içini doldurunca bu Antik Havuz oluşmuş.
4-Laodikeia Antik Kenti
Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında, Seleukos Kralı II. Antiokhos’un karısı Laodike’ye ithafen kurduğu kent, MS 60 yılındaki büyük depremde yerle bir olmuş. Fakat her ne kadar ayakta kalamamış olsa da Anadolu’nun en büyük stadyumu dahil birçok yapının kalıntılarını görmek mümkün: 2 tiyatro, 4 hamam, 5 agora, 5 çeşme, 2 anıtsal giriş kapısı, meclis binası, tapınaklar, evler, kiliseler ve caddeler… Antik kaynaklara göre ta o zamanda Laodikeia’nın yünlü dokumacılık ürünleri çok ünlüymüş. Burada Hıristiyanlık dünyasının en eski ve en önemli kutsal yapılarından biri olan bir kilise de bulunuyor.
5-Tripolis Antik Kenti
Burası Denizli’nin merkeze 40 km. uzaklıktaki ilçesi Buldan’a bağlı Yenicekent Kasabası ve Menderes Nehri arasındaki yamaç üzerinde kurulmuş önemli bir antik kent. Burasının kuruluş tarihi net değil fakat yapılan kazılarda bulunan kalıntılara göre Tripolis’te kent hayatı Geç Neolitik- Erken Kalkolitik Dönem’e (MÖ 5500) kadar uzanıyor. Konum olarak Frigya Lidya ve Karya Uygarlıkları kesişiminde bulunduğundan ticaret sayesinde zenginleşme avantajı yakalamış bir kent. Fakat en nihayetinde burası da depremlerden nasibini almış antik kentlerden. Günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış çoğu yapı da MS 1-3 yy Roma Dönemi’nden kalma. Zaten kent en ihtişamlı devrini de bu dönemde yaşamış.
6-Işıklı Gölü ve Tokalı (Akdağ) Kanyonu
Çivril’e bağlı Işıklı Gölü, hem su kuşlarının üreme alanı, hem bir balık çiftliği, hem sulama alanında kullanılan bir tatlı su kaynağı hem de Denizlililer için alternatif bir pazar kaçamağı yeri. Ne yazık ki bu göldeki ekosistem şu an bilinçsiz avlanma nedeniyle yok olma tehlikesi ile burun buruna. Henüz hala üzerinde su kuşları uçuşuyorken manzarayı kaçırmayın deriz. Ayrıca eğer Mayıs başında buradaysanız, göl yüzeyi silme nilüferlerle kaplı oluyor. Tam fotoğraflamalık.
Türkiye’nin en derin ve en zor seviye kanyonlarından biri olan Akdağ diğer ismi ile Tokalı Kanyonu‘ndan bahsetmek gerek. Burası maceraperestler için biçilmiş kaftan. Elbette burası geçerken uğranabilecek bir yer değil. Buraya tam teçhizatlı gelmek gerekiyor. Çünkü hem kanyonu boydan boya geçmek 8 saate varabiliyor hem de kanyon boyunca öyle yerler var ki tırmanma, kayaların altından yüzerek geçme gibi etaplar da içeriyor.
7-Yamaç Paraşütü & Balon & Microlight
Denizli’de gelişmekte olan bir havacılık sektörü var. Şu an microlight ve yamaç paraşütü uçuşları devam ediyor ama balon faliyetleri kurumlar arası kapışma sebebiyle durmuş. Bakarsınız yeniden başlar… Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce belirlenen resmi yamaç paraşütü rotaları şu şekilde: Honaz Dağı, Çökelez Dağı ve eteklerinden Pamukkale Travertenleri sınırına kadar, Dodurgalar Keloğlan Mağarası, Göktepe Dağı Göveçlik Kasabası, Tavas Bozdağ, Çameli Yaylacık Dağı. Hatta Çameli Yaylacık Dağı, bu sene (2016) Temmuz ayında 4. kez Uluslararası Yamaç Paraşütü Türkiye Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak kadar öne çıkmaya başladı.
8-Denizli Merkez teleferik-denizliRotası
Bağbaşı Kent Ormanı’ndaki teleferikle Bağbaşı Yaylası’na çıkmak, Cankurtaran veya Şahin Tepesi’nden Denizli manzarasını seyretmek var.
DENİZLİ'NİN TARİHİ
Denizli öyle köklü bir tarihe sahip ki bunu buradaki antik kentlerin bereketinden de anlayabiliriz. Bugünkü şehir merkezine 5-6 km uzaklıktaki Laodikeia Antik Kenti Denizli’de kurulan ilk kent olarak sayılıyor. MÖ 261-263 yılları arasında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulan kent, bugün Denizli’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. (Denizli’de bir değil iki değil tam 19 antik kent var. Elbette hepsi bir Laodikeia ve Hierapolis gibi görkemli değiller. Denizli’deki tüm antik kentleri gösteren bir haritayı da aşağıda bulabilirsiniz.)
İlk zamanlarda buraya yerleşen Türkler, Laodikeia’ya ithafen bölgeye Ladik demişler fakat denize kıyısı bile olmadığı halde isminin Denizli olması gerçek bir evrimin sonucu. Denizli ismi, Orta Asya’dan buraya göçen Tengiz (Öz Türkçe’de deniz demek) Boyu‘ndan hatta birebir olarak Tenguzlu kelimesinin zamanla değişmesinden oluşuyor.
Türkler ilk defa 1070 yılında Afşin Bey‘in Anadolu’ya girmesiyle Denizli’de görülmeye başlıyor. Bir yıl sonra da bölgeye Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve ona bağlı beyler hakim oluyor. Her ne kadar 1097 yılında Bizans hakimiyetine girse de 1102 yılında 1. Kılıçarslan ile tekrar Türk hakimiyetine giren Denizli ve çevresi, tarih derslerinde “Anadolu’da Türk hakimiyetinin kabul edildiği savaş” olarak geçen 1176 Miryokefalon Savaşı‘na kadar bir Bizans bir Selçuklu hakimiyetine girip çıkıyor.
13. yy Anadolu Selçukluları döneminde ise Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilen Denizli, sırasıyla önce Germiyanoğulları, sonra İlhanlılar en sonunda yine Germiyanlılar’ın hakimiyetine girdikten sonra 1391‘de Yıldırım Bayezit ile Osmanlı topraklarına dahil oluyor. Ankara Savaşı sonrası bölgeyi Timur ele geçirmiş olsa da Denizli 1429‘da tekrar ve kalıcı olarak Osmanlı hakimiyetine giriyor.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
hacı vallahi hiç alakam yok ama Afyon'a gidin ya :D yeşillik dolu çok güzel bir yer. Gittiğimde çok sevmiştim orayı :D
Ozi bro turizm şirketleri bile senin gibi tanıtım yapmamıştır be helal olsun vallah :)) Denizliye gidesim geldi
Bay_Dizikolik aslında şu güzellik tek başına yeter gelmeniz için :D
görsel
görsel
Ozi çok haklısın gezmek istediğim yerler sıralmasında ilk 3 sıraya girdi bile Denizli :)
Bende Karabük'ten bahsediyim. Nüfusunun çoğunluğu öğrencidir . Bir cumhuriyet kentidir.Farklı etnik kökenden gelen insan çok bulunmaz . Denize kıyısı yoktur. Herkesin bildiği Safranbolu da buradadır. Türkiye de göremeyeceğiniz Japon ve Çinli turistler buraya akın eder. Her sezon üç büyüklere korku dolu dakikalar yaşatan futbol takımı Karabüksporu zaten bilirsiniz xd
Ozi O kadar güzel duruyor ki en başta cinema 4d ile yapılmış bir çalışma sandım asahahsjadhas
hatay
ciddi anlamda çok farklı bi yapısı var. merkez ve iskenderun özellikle iskenderun ve ona bağlı arsuz daha bi modern, daha bi izmir gibi. ama kırıkhan reyhanlı gibi kazaları ise konya gibi.
burada yapacak pek bir şey yok. arsuzun denizi çok güzel ve 4 mevsim girilir. hatay yemekleri iyi güzel ama hepsini bir günde yiyebilirsiniz saint pierre kilisesi var hristiyanlığın en eski kiliselerinden, haziranda uluslarası bi ayın yapılır. samandağda türkiyenin tek hristiyan ermeni köyü olan vakıflı var. bayağı bi yıllık çınar bulundurur içinde, ek olarak samandağ parklarında emekli amcalar kendi yaptıkları rakı ve sarapları tüketirler. ev yapımı alkolleri pek lezzetti olur. antakya(merkez)de bi çarsı var yöresel muhabbeti iste. çoş sağlam kağıt kebap yapan yerler var. mezeler ayrı tabii. arsuz ise genelde gece hayatına yönelik. bar ve deniz hep.
gerisini bilmenize gerek yok konyadan hallice iste.
ciddi anlamda çok farklı bi yapısı var. merkez ve iskenderun özellikle iskenderun ve ona bağlı arsuz daha bi modern, daha bi izmir gibi. ama kırıkhan reyhanlı gibi kazaları ise konya gibi.
burada yapacak pek bir şey yok. arsuzun denizi çok güzel ve 4 mevsim girilir. hatay yemekleri iyi güzel ama hepsini bir günde yiyebilirsiniz saint pierre kilisesi var hristiyanlığın en eski kiliselerinden, haziranda uluslarası bi ayın yapılır. samandağda türkiyenin tek hristiyan ermeni köyü olan vakıflı var. bayağı bi yıllık çınar bulundurur içinde, ek olarak samandağ parklarında emekli amcalar kendi yaptıkları rakı ve sarapları tüketirler. ev yapımı alkolleri pek lezzetti olur. antakya(merkez)de bi çarsı var yöresel muhabbeti iste. çoş sağlam kağıt kebap yapan yerler var. mezeler ayrı tabii. arsuz ise genelde gece hayatına yönelik. bar ve deniz hep.
gerisini bilmenize gerek yok konyadan hallice iste.
Kocaeli-Gebze'de yaşıyorum aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi'nde(İzmit'te) okuyorum. Gerek insanları gerek içinde eğlenceli ve görülecek hiçbir şey bulundurmaması yüzünden umarım yolunuz Gebze'ye düşmez.Türkiye'de içinde bulunabileceğiniz en kötü yerlerde ilk 3e girebilir. Buna rağmen İzmit bolca öğrenci barındırdığından hem insanları hem de yapılabilecek şeyler açısından daha gelişmiş bir yerdir. İzmit'in atmosferini severim. Yürüyüş yolunda tren garına kadar yürüyüp ordan bisikletle Seka Park'ın altını üstüne getirmeye, barlar sokağındaki Zombar'da bira içmeye bayılırım. İzmit güzel de Gebze'ye gelmeyin, lütfen...
shingkor Lieutenant paylaştı!
Breaking bad, The big bang theory
Gizlenen 40 yanıtı da gör! Çatlarsın yoksa...
mates Anaaaa ciddimisin sen? abi benim niye haberim yok ya ajskfsdjfkasjd biraz sonra bakacam ona
Cassie Ben hala baya bi önyargılıyım ona ne bileyim sonuçta herkesin izlediği bir şey kıymetli olamaz diyorum ama belki de yanılıyorumdur :/
komunation ben geçen sene izlediğimde sevmemiştim zaten arkadaşlarımın zoruyla izlemeye başlamıştım şimdi devam edince baya sevdim izle sende
Cassie bir nefeste başladım o nefesle hala devam ediyorum komunation aynen başlamalısın bencede
bakikblk Aga zaten başladım 1. sezonu bitirdim Cassie'ye olduğu gibi sarmadı, ama tekrar başlıycam tavsiyeniz üzere.
freyja ilk bölümü izledim pek benlik değil gibi geldi devam etmeli miyim?
Ryansaid Açıkçası oz dizisiyle beraber izliyorum o tbbt yi. 1 bölüm oz izledikten sonra insanların hareketleri cıvık cıvık gelmeye başlıyor ajhsdjfds
House of Cards'a öyle başlamıştım. komunation bence başlama son 3 sezon hiç iyi değildi ben başladığım için devam ediyorum şu an
komunation başla başla ikinci sezondan sonra seversin. Evreninin sınırsız denklemi var.
shingkor :D
Oz yaşadığım yer Oz öleceğim yer, çoğumuzun öleceği yer. Bunu umursamıyorduk. Bunu umursamıyoruz. Bunu umursamaz hale geldik. Değil mi?
Oz yaşadığım yer Oz öleceğim yer, çoğumuzun öleceği yer. Bunu umursamıyorduk. Bunu umursamıyoruz. Bunu umursamaz hale geldik. Değil mi?
Ryansaid Kim diyordu bunu? ben şu an O'reilyn in meme kanseri olduğu yerdeyim.
shingkor Augustus tabiki de :D.
1.sezon3.bölümde falan olması lazım.Yazabileceğim daha Güzel sözler vardı ama 2.sezondasın diye yazmadım(2.sezonda olduğunu nereden biliyorum acaba?!?)
1.sezon3.bölümde falan olması lazım.Yazabileceğim daha Güzel sözler vardı ama 2.sezondasın diye yazmadım(2.sezonda olduğunu nereden biliyorum acaba?!?)
shingkor bob reis...Bak şimdi Oz izleyesimi getirdin.Tekrar mı başlasam acep?
Ryansaid Vallahi benim de devam edesim geldi diziye ahdaskjddsajfa
Better Call Saul. İllaki tutan bir şeyin suyunu çıkarıcaklar, breaking bad'in de spin-off'umu olurmuş ya diye düşünmüştüm.Şu anda BrBa'dan daha çok seviyorum diziyi.
shingkor Senin olduğun kısımlar biraz sıkmıştı beni genelde çoğu kişiyi sıkıyor zaten de 1-2 bölüme tekrar harikalaşacak.Bırakmayı falan düşünme:)
Ryansaid Yok yahu efsane dizi bu bırakılmaz. Açıkçası biraz sıktı evet ama tam gaz devam :D :D daha köstebeğin kaçışını izleyecem :D
Behzat Ç. ya önyargım vardı hoşlandığım kız seviyor diye başladım akıyo maşallah
Savarona behzat ç. şu beyin yıkama dizisi, izleyen beni engellesin :(
bakikblk Dizi duvarında Lord Vader'ın da bi yorumu vardı :) belki bunu görür de gelirsiniz silmişsiniz lordum bakiye kapakçık yapamadım
barannisikk bitmesin diye izlemiyorum,1. sezon daha sıkıcıydı bence izlemelisin
shingkor Doctor Who nun ilk bölümü aşırı saçma ve sıkıcı gelmişti sonra bırakmıştım bir kaç gün sonra tekrar devam ettiğim için o kadar mutluyum ki anlatamam.
The Walking Dead bu kadar realistik beklemiyordum daha çok Dying Light oynayanların bileceği gibi çok çeşitli şeylere dönüşmüş zombiler ve daha toplu şekilde hayatta kalmaya çalışan insanlar bekliyordum ama yer yer dizi beklemediğim yönlerden realistiklikten uzaklaşmış bir yapıda