Sign in
Login

ersoz26

Özgür Ersöz
Sith Spy
İstanbul
Kasım 2021
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
637 / 731
Filmler
T. Süre
6g 11sa
T. Film
88 / 190
 
Beğendiği gönderiler
suquel Dark Jedi » American Beauty
Olağan üstü bir iş. son zaamanlarda içinde bulunduğum psikoloji bu şekildeydi, her şey zor ve kötülükler üst üste gelmiş gibi hissediyordum. Almanyada öğrenciyim, annem babamdan 3000km uzakta, hesabımda ki para 20 gün yetecek kadar var sadece, üniversite zor ve eğitimim iyi gitmediği için bir sürü plan düşündüm kafamı patlattım, sigortaya 1000€ ödemem var bu ay içerisinde, işim yok. Dedem ölüm döşeğinde ve uçak bileti alıp gidecek param yok.

Agnostik biriyim, inancım çok yok. son zamanlarda her şey kötü gidiyor diye düşünürken akışa kapılmayı ve hayata temaşa ile bakmayı öğrenmeyi deniyorum. Yorgunluğumdan keyif almaya, zorlukların eğitici olduğunu düşünmeye, ölümün yaşam denilen şeye anlam kattığını düşünmeye zorluyorum kendimi. (Birde gerçekten şükür etmeyi öğreniyorum.) Ölüm çok yakın ve şuanda keyif almıyor olmak çok acınası bir durum ve bu beni üzmeye başladı. Hayattan keyif almadan sadece sinir stres yaparak yaşamaktan sıkıldım, olmasını istemediğim şeylerin olmamasından sıkıldım. Elimde hiç bir şey yok ama tek şeyim var o da ben. "Kendinden başka kimseye güvenmemelisin," elimde kendimi değiştirecek gücüm var ve uğraşıyorum. Yol yokuş aşşağı giderken ve sen tek tekerleği kalmış bir bisiklet ile sürüklenirken kafanı o yokuştan aşşağı inerken bir kaldır ve karşında ki manzaraya bak. Arada bir de olsa sadece o ölümden 5sn önce ki manzarayı izle...

Benim içi Kevin Spacey'nin en güzel filmi.
Hermess Hayır hiçbir şey geçmedi 3 gün sonra dedem öldü dedim öldüğü gün iş sözleşmesi imzalamaya gitmek zorundaydım işe girdim 2 ay boyunca her gün 18 saat çalıştım ardından tatile gidemedim Okulu geçemedim ve makine mühendisliği hayalim olan bir imkan Ben işletme mühendisliğine geçmek zorunda kaldım Almanya'dan atılmamak için ardından geçiş yaptım. Iki sömestradır endüstri mühendisliği yani işletme mühendisliği öğrencisi olarak okuyorum Fakat bu sömestrın boşuna aldığım karara göre okulu bıraktım ve artık okumuyorum Almanca öğrenmem lazım fakat öğrenecek zamanım yok çünkü çok çalışmam lazım Bir fabrikada çalışıyorum ekstra olarak bir arkadaşımla ortak oldum ve ufak bir atölye açtık 600 euroluk bir CNC makinesi ve aylık kişibaşı 65 70 euroya bir depo kiralayıp üretim yapmaya başladık. Dün ilk günüydü üretim işinin. şu an CNC makinesini kullanmayı deniyorum, Onun haricinde başka bir arkadaşımla ev arkadaşımla bir iş kurmaya çalışıyorum ve bu işten ümitliyim ama çalışacak enerjim yok ve hatta bunu yazdığım günde Ailemizin içinde olan çok sevdiğim birine daha kaybettim ve yine aynı şekilde onun cenazesine katılamıyorum Cenazesi yarın fakat uçak bileti yok uygun Yarın sabah orada cenazeye katılmam gerekiyordu Fakat tekrar katılamayacağım. Şubat ayında başka bir iş kurmuştum ve Sevdiğim bir abim bana onun parasını işletmem için yardım teklifinde bulundu ve ben de yardım etmek istediğini kabul edip ondan bana teklif ettiği parayı aldım ardından güzel işler yaptım fakat üstünden 2 hafta geçtikten sonra bir kız arkadaşım oldu ve aldığım Bütün parayı onunla harcadım. Mayıs ayında ayrıldık ve halen borcunu ödüyorum O günkü aldığım yardım parasını Ekim ve kasım ayı ile ayında toplam 3000 euro civarı bir ödeme yapmam lazım hesabımda toplam 5.000 euro var Ve bu paranın 3.000 euro Benim ev Arkadaşımın babası tarafından bana hibe edildi Ortalama olarak her ay 1000 Euro harcamam var ve bir şekilde idare etmem lazım yapmaya çalıştığım farklı şeyleri elde etmek için çabalıyor Haldeyim. Öyle yazınca ve geçen senenin nisan ayında yazdığım o yorumu tekrar okuyunca Şu an olduğum halin geçen senekinden hiçbir farkı olmadığının farkına vardım üzülmeli miyim yoksa üzülmemeli miyim emin değilim Ama şu an için Buruklaştı
suquel üzgünüm dostum belki 1.5 sene öncesini okursun ve boşuna üzülmüşüm diyip biraz olsun moral kazanırsın diye düşünmüştüm, amacım içini burkmak değildi, umarım birkaç ay sonra veya yıl sonra biri daha bunu sorduğunda ikimiz de burayı okuruz ve bir şeyler zorluğunu yitirmiş, daha huzurla dolu olursun, yazdıkların samimi geldiği için sormak istemiştim yeniden kusura bakma, mentali koru
O sahneyi oynamak için yazmış Volkan Bey 😂
uygarkara Sith Warrior » Şahsiyet S2B10
Bölümün aceleye getirildiğini düşünmüyorum bence bilerek böyle yapmışlar. Bu sezon işleyiş olarak biraz Dextarı anımsattı bana.
Orada dizi, sezon boyunca yavaş ilerliyor çözülmemiş olaylar, terslikler üst üste eklenip son bölüme kadar yığılıyor. İzlerken bu kadar olayı 1 bölümde nasıl çözecekler diyorsun ama 1 bölümde değil son 10 dakikasında çözüyorlar.

Burada da benzerini yapmışlar. Ateş Arbay olayı, Nevra'nın dönüşü, kayıp cesetlerin yerleri, Kader'in sonunun nasıl olacağı.. bu bölüme kadar tuttular, son sahnede çözdüler.. ama biriken olaylar içinden çıkılması zor olaylar olmayınca izleyende heyecan yaratmadı, heyecan olmayınca merakta olmadı ve final sönük kaldı.

En beğenmediğim kısım,, mesela geçen bölüm Agah Kader'i istese öldürebilirdi ama kendi isteğiyle öldürmedi. Ölümünün zor olması gereken karakter tercih olarak öldürülmüyorsa "o kadar da zorlu düşman değilmiş" düşüncesi oturuyor akılda. Yani bir kötü karakter "yenilmesi kolay" konumuna düşüyorsa gözden düşüyor ve sonra ki her aksiyonda izleyenin merakı uçup gidiyor.
Bir de üstüne Agah'ın (heralde) öldüğü seneryo eklenince "ölmeden de halledebilirdi" diye düşünüyor insan.

Ben Kaderin Agah'ı iyice köşeye sıkıştırmasını ve Agah'ın ilaçların etkisiyle kontrolünü kaybetmesini beklerdim. İçinden çıkılması zor olaylar birikip son ana kadar gelince, bir şekilde halledip mezarların yeri karşılığında kendini feda ettiği bir plan... daha iyi final olur.

--
Bu arada eleştirinin aksine ben dizinin Türkiyede yapılmış en iyi yapımlardan biri olduğunu da düşünüyorum:)
2 nedeni var bunun.
İlki yönetmeni.. İki sezondada çekimleri o kadar iyiydi ki hayatında yönetmen bilmeyen biri bile yönetmeni kim diye merak etmiştir.
İkincisi de önemli Toplumsal sorunlara değiniyor olması ve önermeleri.. 1. sezonda çocuk istirmarını konu alıyordu ve doğru mesajlar verdiler. Bu sezonda değinilmesi zor Kürt sorununu ele almışlar ve gene doğru mesajlar verdiler. Sorunun çok derinine inmeselerde sadece konuyu ele alma cesaretleri bile hoşuma gitti.

Bir de 32:49 şu son konuşma ve Nazım Hikmet'in şiiri hoşuma gitti.. Ölümden korkup ölüme inanmadan yaşamak.. Konuşma baştan sona güzeldi. "bir musibet bin nasihatten iyidir" derler ama bence bu nasihat bin musibetten iyidir.
Güzel eleştiriler yazmışsın fakat "değinilmesi zor Kürt sorunu'nu" iyi ele aldıklarını falan düşünmüyorum. Ucuz bir senaryoydu, hem sığ kaldı mevzubahis sorunu yansıtma açısından hem de objektif bir sorun yansıtmasından ziyade basit yollu bir propaganda gibi geldi bana. Saygılar..
Senaryonun şu ana kadar ki dallanması çok iyi umarım dallar birbirine rastgele değil güzelce bağlanır. Çok iyi bölümdü. Sondaki sahnenin müzikle uyumu mükemmeldi.
Yukarı