Registrieren
Anmelden

Emrecifci

Emre Çifçi
Sithari
İstanbul
Şubat 2021
Henüz bize kendisinden bahsetmemiş...
En son medyalar tümü
Takip ettikleri tümü
Takipçileri tümü
İstatistikler
Diziler detay
T. Süre
T. Bölüm
856 / 1.024
Filmler
T. Süre
11g 13sa
T. Film
106 / 244
 
Beğendiği gönderiler
Güzelim Türk-İran ortak mirası cemşab ve şahmeran efsanesini harcamışlar. Tam anlamıyla harcamışlar.

İlk 2 bölümden sonra kapatmamamın tek sebebi Türk yapımı olmasıydı ve elimden geldiğince bu tür Türk yapımlarına sıcak yaklaşmaya çalışıyorum. Çünkü gelişmesini istiyorum. Bilim-kurgu, mistik dizileri bir türlü yapamıyoruz. Yapmıyoruz. Kasten kötü yapılıyor gibi geliyor artık. Atiye de böyleydi. Oyuncuların ünlü olmasından yararlanıp fanlarını çekiyorlar. İzlenme açısından bir sorun yok evet, izleniyor. Ama kalitesi için aynı şeyi söyleyemeyiz.

Sıcak Kafa tam tersiydi. Oyuncular tiyatrodan gelme, bilinmeyen ama işin altından kalkabilen türdendi. O yüzden parayı teknik kısımlara harcayabildiler.

Bazı komik ayrıntılara gelelim.

Dünya'nın hiçbir yerinde bir profesör, öğretim görevlisine lütfen gel diye yalvarmaz. Bu kadar uzak bu kadar alakasız sırf senaryo ilerlesin diye yapılmış bir saçmalık olamaz. O açılan pozisyonlar için insanlar gecesini gündüzüne katıyor. Çabalıyor çalışıyor. Tamam fantastik bir dizi izliyoruz da yarı-insan yarı-yılan Mar'lar daha inandırıcı olmuş.

5. bölümde Şahsu ders anlatırken her sahne planı değiştiğinde tahtadaki yazı da değişiyor. Hadi hiçbir boku düzgün yapamadınız bari set sürekliliğini sağlasaydınız.

Mert Ramazan Demir, Yalı Çapkını dizisiyle çıkış yaptı ve muhtemelen bu diziye de öyle giriş yaptı. Çok aceleye gelen bir iş olduğu besbelli ortada. Gündüzleri Adana'nın sıcağından bahsediyorlar. Fakat son bölümdeki şenlikte Cihan konuşurken ağzından buhar çıkıyor. Sonbahar kış civarı çekilmiş.

Cihan ile Maran'ın hiçbir kavgasını izleyemedik. Tam başlayacak uçurumdan düşüyorlar, tam başlayacak sahne değişiyor. Sonra da ikisinin de üstü başı dağılmış kan içinde buluyoruz. Ya benim dediğim sebepten -aceleye geldi- ya da bütçe yetmedi. Bari son bölümde izleseydik diyor insan.

Casting berbat tek kelime etmek istemiyorum. Bütün para Serenay'a gitmiş. Burak Deniz de sanırım Netflix ile 3-5 yapımlık sözleşme imzaladı. Kal'dan hemen sonra Şahmaran. Bu sene birkaç işte daha izleriz kendisini.

Sanırım Şahmaran ile ilgili tek güzel şey Sahsu'nun meth bağımlısı gibi dans ettiği sahnede çalan şarkıydı. Boşuna o sahneyi aramayın şarkının adı Rebel Moves - Every When. Tam dizinin konusuna uyumlu etnik kalıntıyla yeniyi birleştiren sentez bir şarkı. İyi dinlemeler.

Daha söylenecek çok şey var. Ama yazmak istemiyorum vaktimi de buna harcamak istemiyorum. Bence siz de değerli vaktinizi bunu izlemek yerine mitolojik hikayeyi araştırmaya harcayın. İnanın daha fazla keyif alırsınız.
Bu dizi bana kalırsa ‘sonunda bir şeyler yapabiliyoruz’ dediğimiz birkaç diziden biri olmuş. İlk 3-4 bölümüyle güzel bir dünya yaratıyor insana izletiyor ama son 3 bölümde bana kalırsa düşüşte. İlgi çekici yan karakterlerini ana hikayeye doğru dürüst dahil edememişler. Bazı mizah ve dram yaratmaya çalıştıkları sahneler de dizinin tonuyla asla uyuşmuyor. Şevket Çoruh’un karakteri dizideki en iyi karakter. Backstorysi neredeyse her post apokaliptik dizide gördüğümüz o güzel dramı sonuna kadar yansıtabilmesi. Atmosferi güzel kullandıkları efektler güzel. Ama öveceğim kısımlar sadece bunlar. Çok güzel bir bilimkurgu gibi başlayan dizi bambaşka bir şeye dönüşüyor. Umarım devamı olur da toparlarlar.
Son 3-4 bölümdeki direniş ve özellikle yürüyüşteki sembolik anlatımlar son derece başarılı. Ancak yürüyüş sahnesindeki figüranların yönetimi düzgün değil. Türkiye'de zaten neredeyse hiçbir işte figüran yönetimi düzgün değil. Yine de bu bir bahane olamaz. Minimum 20-30 milyon liralık işler yapıyorsunuz. Halledilmeliydi.

Dizinin isteyerek yaptığını düşünmesem de siyasi referanslar son bölümlerde oldukça artıyor. Ancak kötü karakterimiz Fazıl'ın motivasyonunu bir türlü anlayamadım. Ya kendisi saf bir kötü ya da gelişigüzel yazılmış.

Görsel efektlerden ziyade set dekorasyonuyla bir atmosfer oluşturmaları hoş olmuş. Geri kalan yazdıklarına olduğu gibi katılıyorum.

Burdan sonrası öznel fikirlere giriyor. Bence dizideki en iyi yazılmış karakter Özgür'dü. Hatta bu evrene yatırım alıp diziyi büyütebilirlerse kesinlikle Özgür'e spin-off gelmeli. Sıfırdan o imparatorluğu nasıl oluşturduğunu Distopik Türkiye'de izlemek çok eğlenceli olur. Diğer iyi yazılmış karakterler ise Yasemin ve garip şarkılar yazan post apokaliptik mafya babası diyebilirim. Bunların geçmişini bilmesek bile dizinin o boğucu havasını hafifletiyorlar.
olumlukaramsar valla tam olarak o asi grup vsvs beni bayaaa baydı. Bir olmazlık vardı bilmiyorum bana asla geçmedi. Özgür ve Yasemin konusuna sonuna kadar katılıyorum onların karakterine de bayıldım!
tugce_nur High Admiral » The Peripheral
Geleceğe dair inanılmaz ilgi çekici ve içerisinde barındırdığı olaylar ile sürükleyici bir dizi.
İzlenmeye değer
Westeros'a gelmeden önce koyun güden targaryen hanedanlığının başlangıcını daha doğrusu bildiğimiz game of thrones evreninin 200 sene öncesini (gerileme dönemi) konu alacak dizidir. Kitabı okuyan tayfadan olarak şunu söylebilirim ki, bunlar 40 fırın ekmekte yese adam olmazlar. Tabii ki başarılı kralları vardı fakat ejderhaların kibrit gibi yandığı dönemleri de hatırlıyoruz. Tywin Lannister gibisi çok zor gelir.. Umarım kitapta nasıl işlendiyse diziye'de öyle lanse edilir. Merakla bekliyorum.
Hocam kitabı okuyalı çok oldu lakin başlangıcı demek biraz abartı olmadı mı :D daha ziyade hükümlerinin ortası-gerileme dönemi gibi hatırlıyorum ben ancak yanlış hatırlıyor olabilirim
ouzksezer hocam ''daha doğrusu'' diyerek düzelttiğim kısımdan sonrasını okursanız, gerileme dönemini belirttiğimi görürsünüz :D
Öylesine içine çekip sürükleyen bir hikayesi var ki sonunun aslında bu kadar basit bir olay olacağı hiç aklınıza bile gelmiyor. Çok güzel işlenmiş bir hikaye. Öneren arkadaşıma da buradan selamlar 👍
Yukarı