İnsanlığın bildiği bu boyutun ötesinde beşinci bir boyut daha vardır. Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyuttur bu. Işıkla gölgenin; bilimle batıl inançların kesişme noktasıdır. İnsanın korkularının dipsiz kuyusuyla, bilgisinin zirvesinin arasında bulunur.
Hayal gücünün hüküm sürdüğü bir boyut ve şu şekilde anılan bir bölgedir: Alacakaranlık Kuşağı…
Zamanının büyük ilgi gören gerilim ve fantastik yapımı Alacakaranlık Kuşağı’nın bu ilk versiyonu beş sezon boyunca devam etmiş olup toplamda 156 bölümdür. Rod Serling, dizinin birçok bölümünün yazarı ve her bölümün başında ve sonunda (kimi zaman ortalarında da) duyduğumuz dışsesin de sahibidir. Dizinin fikir babası ve ismini koyan kişi de yine kendisidir. Yaratmış olduğu bu yapım sayesinde, “twilight zone / alacakaranlık kuşağı” tabiri, olayların sarpa sarıp bilimsel verilerle tanımlamadığı zamanlarda kullanılan, herkesçe bilinen ünlü bir tabir haline gelmiştir.
Alacakaranlık Kuşağı’nın her bölümünde ayrı bir konu işlenir, her bölümde farklı karakterler, dolayısıyla da farklı oyuncular yer alır. Bölümlerdeki baş karakterler, genellikle yaptığı ya da yapmadığı bir şeylerin pişmanlığını yaşayan; veya eski günlerine özlem duyan; ya da bir yerlerde bir hata yapmış ve sonunda da yalnız kalmış olan; yahut bir şey konusunda takıntılı olan karakterlerdir. Bazen bunların yalnızca biri, bazen birkaçı, bazen de hepsi birden…
Sonuç olarak Alacakaranlık Kuşağı, bilimkurgu, korku, gerilim ve fantastik öğelerin hepsini bir arada içinde barındıran ve bu alanda kilometre taşı sayılabilecek bir yapımdır.