Kaydol
Giriş

Anne

2017
IMDb: 8.7
4.30

1890 yılında geçen "Anne" öğretmen olan ebeveynlerini küçük yaşta kaybettikten sonra yetim kalan kızıl saçlı bir kızın hikayesidir. Bir süre amcası ve yengesi ile birlikte yaşadıktan sonra amcasının ölümü ve yengesinin şehre taşınmasının ardından ortada kalmıştır. Sığınmacı olarak bazı ailelerin yanına verilmiş ve sonunda yetimhaneye yerleşmiştir. Yetimhanede yaşadığı talihsiz bir olay sonucu Marilla Cuthbert ve erkek kardeşi Matthew'e evlatlık olarak verilmiştir. Yerleştiği bu küçük kasabada parlak zekası ve sonsuz hayal gücü ile herkesin hayatında olumlu değişiklikler yapacaktır. Tüm bu acılarla dolu yaşamına rağmen o cıvıl cıvıl, yaratıcı ve sevgi dolu yüreği ile dünyada bir yer edinmek için savaşır.

ÜLKE Canada
SEZON 3
BÖLÜM 27
TAKİP 157
ORT. 45dk
TOPLAM 20sa 38dk
PUAN 4.30
OY 378
Tartışma Alanı & Künye
Yaratıcı
Moira Walley-Beckett 2017 - 2019
Oyuncular
Amybeth McNulty Anne Shirley
Geraldine James Marilla Cuthbert
R. H. Thomson Matthew Cuthbert
Corrine Koslo Rachel Lynde
Dalila Bela Diana Barry
Lucas Jade Zumann Gilbert Blythe
Aymeric Jett Montaz Jerry Baynard
Dalmar Abuzeid Sebastian Lacroix
Anne hakkında izleyici düşünceleri...
valarmorghulis Sith Sorcerer
dizinin sitede olduğunu yeni fark ettim..
netflixin sayılı sevdiğim yapımlarından, 10/10 uyarlama
plutonlukiz Sith Sorcerer
mükemmel bir dizi MÜKEMMEL
verancy High Admiral
İçinden sanat akan , sürekli tebessümle izleyeceğiniz sürükleyici ve kaliteli bir yapım 10/10
(Depresif günlerde iyi gidiyor)
mhmmdaler Jedi Margrave
Uyarı: Ufak çaplı spoiler içerebilir. İçermeyebilir de.

Feminizmin 18. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmasından sonra dallanıp budaklanması, halkın bunu içselleştirmesi ve tam olarak patlaması 19. yüzyılın sonlarına doğru vuku buldu denilebilir.
İşte tam da bu zamanlarda kadınların devrimini ufaktan da olsa gözlemleyebileceğimiz, Anne ile birlikte bizim de orada bin kere bulunmak isteyeceğimiz, onunla gülüp onunla ağladığımız, enfes, tadı damakta kalan bir dizi.

Toplumun kafa yapısının bazı şeylere tam hazır olmadığını görüyoruz. Engellemeler, aşağılamalar... Yine de ufak bir kıvılcımla büyük farkındalıklar olabileceğine de tanık oluyoruz.
Ve o emekler de meyvesini vermeye başlıyor: Seçme-seçilme hakları, iş hayatında ve hukukta eşitlik ve daha niceleri...
Bugün bütün emekçi kadınlara ve ülkemizde bu hakları onlara armağan eden Atatürk'e teşekkürü borç bilirim. Çünkü insanım her şeyden önce ve insan hakları; kadın-erkek demeden herkese tam anlamıyla ait olabilmeli.
Orta Çağ kafasından çıkıp şöyle kafamızı uzattığımızda kadınların da istediği her şeyi başarabileceğini ve toplumsal cinsiyet etiketlerinden ve diktelerinden uzak, normal bir yaşam sürebileceğini görebiliriz. Ama ne yazık ki bence ülkemizde ne tam olarak bunu oturtabildik ne de ilerici görüşler altında gerçek "feminizm"in anlamını tam olarak kavrayabildik.
Klasik bir deyiş vardır: Kadın ve erkek birlikte oldu. Erkeğe milli dedik, kadına fahişe. Bu bile az buçuk yansıtabilir aslında.
Sonra feminizmin de içini boşalttık. Herkesin eşit haklara sahip olması gerekirken bunu pozitif ayrımcılığa yoranlar da oldu.
Ne diyeyim. Umarım bizler de kendi birey oluşumuzu tamamlayıp toplumsal devrimimizi tamamlayabiliriz günün birinde.
Okuduğunuz için teşekkürler, kendimce karaladım bir şeyler. Sürçü lisan ettiysem affola.
aytekinet R.I.P
gülümseyerek izlediğim bir diziydi
Yukarı