Ömer Uçar (İsmail Filiz), bir tamirhanede çırak olarak çalışmakta ve ailesiyle birlikte mütevazi bir hayat sürdürmektedir. Babası Mümtaz Bey (Beyazıt Gülercan) marangoz ve aile şerefine çok dikkat eden, dürüstçe yaşamayı kendine ilke edinmiş bir insandır. Annesi Meliha Hanım (İpek Bilgin) görme özürlü ama sezgileri çok kuvvetli bir kadındır. Ömer etrafındakilere çok çabuk inanan ve güvenen birisidir. Tamirhanedeki abisi saydığı Kerpeten Ali (Barış Falay) ve çocukluktan arkadaşı olan Cengiz (Yiğit Özşener) en yakın arkadaşlarıdır. Ve bir de uğruna canını verebileceği, aşık olduğu Eyşan'ı (Cansu Dere) vardır.
1997 yılında Ömer askerden döner. Artık bütün sevdikleriyle birliktedir. Eyşan ile evlenecek, yeni bir hayat kuracaktır. Ama hesap etmediği bir şey vardır. O askerdeyken arkadaşları ve sevdiği kadın için şartlar değişmiştir. Cengiz, bir kumarhanede çalışmakta ve hep zengin olmanın hayallerini kurmaktadır. Eyşan ise bir zamanlar terk ettiği babası ve kardeşiyle karşılaşacak, hayatını etkileyecek zor bir karar vermek zorunda kalacaktır. Kardeşi Bahar hastadır ve yüksek maliyetli bir tedaviye gereksinimi vardır. Eyşan'ın babası (Salih Kalyon) ise gereken parayı bulacakları bir plan yapmıştır. Bu plana göre bir kumarhane soygunu yapılacaktır ve bu iş için dört kişi gerekmektedir. Birinci kişi (Cengiz) bilgi sızdıracak , ikinci kişi (Kerpeten Ali) cinayet işleyecek kadar gözü kara olacaktır. Üçüncü kişi, tüm suçun atılacağı saf biri olacaktır (Ömer) ve dördüncü kişi bütün bu organizasyonu sağlayacak, gerekirse yalan söyleyebilecektir (Eyşan).
Soygun başarıyla gerçekleşir ve plan sorunsuz bir şekilde işler. Ömer soygun ve cinayetten hapse girmiş; Ali, Cengiz ve Eyşan ise zengin olmuştur. Ömer, hapishanede sonuna kadar güvendiği insanlardan yediği bu darbenin acısıyla, kafasını kemiren sorularla uğraşırken birisi ona yardım elini uzatmıştır. Bu kişi Ramiz Karaeski'dir (Tuncel Kurtiz). Ramiz hayatın şifresini çözmüş biridir. Zenginliği de fakirliği de yaşamıştır. Uzattığı ele cevap alan Ramiz, hapishanede Ömer'e hocalık yapmaya başlamış, gözünün açılmasını sağlamıştır. Aradan sekiz yıl geçer. Hapishanede çıkan isyan sonucu devlet müdahalesi olmuş; çıkan çatışmalarda Ömer, yüzünden bir daha yüzü anlaşılamayacak şekilde yaralanmış ve çatışma sonunda kayıtlara ölü olarak geçmiştir. Fakat kayıtlara ölü olarak geçse de gerçekte sağ olan Ömer yüzü ağır yara aldığı ve intikamını almak istediği için, Ramiz'in de yardımıyla hastahaneye gönderilip yüzünü, sesini ve fiziğini, özetle kendini değiştirtmiştir. Artık o Ömer değildir. Ömer ise hapishane isyanı sonucu hayata veda edip, mezara gömülmüş bir bedenden ibaret kalmıştır.
Ömer kendini değiştirdikten sonra Ezel Bayraktar adını almıştır ve zaman geçtikçe gerektiğinde acımasız olabilen, dünyaya şüphe ile bakan, soğukkanlı, mesafeli ve kıvrak – ince zekalı bir kişiliğe bürünmüştür. Ezel (Kenan İmirzalıoğlu) bu şekilde başlayan yeni hayatına bir süre devam ettikten sonra artık tamamen intikam alabilecek niteliklere de sahip olmuştur.
Ezeli hem ayakta tutan hem görevi olan tek şey artık Ömer'in intikamını soğuk ve acı bir şekilde onlardan almaktır.