Atiye, genç ve güzel bir ressamdır. Ailesi ve sevgilisi Ozan’la mutlu bir hayatı olan Atiye, dünyanın en eski tapınaklarından olan Göbeklitepe’ye bir ziyaret gerçekleştirir. Atiye’nin bölgede yaptığı gezi sırdasında, Erhan adındaki bir arkeolog, Atiye ile Göbeklitepe arasında mistik bir bağlantı olduğuna dair bir sembol keşfeder. Bu olayın peşini bırakmayan ve irdelemeye başlayan Atiye, geçmişin izlerini de bulmaya çalışır ve kendisine bambaşka bir yol çizer. Atiye, geçmişi kovaladıkça ve yeni detaylara ulaştıkça, geçmişle geleceği, gerçek ile ruhani olayları birbirinden ayırt edememeye başlar.
Atiye, with her family and lover Ozan, leads a simple and happy life in Istanbul until her life changes with a discovery made in Göbeklitepe, the world's oldest temple. The archaeologist Erhan, who carries out excavations in the region, discovers a symbol that reveals the mystical relationship between Atiye and Göbeklitepe. Atiye chases after this mysterious event that opens her a different door. She decides to look for her own past in the ancient temple. As this mystery is revealed, Atiye will question everything between the past and the future, between the true and the spiritual.